Daha filmi izlemeden karar verilmişti,
“Ama, filmleri hiç komik olmuyor”
“Ama, bu seferki çok küfürlüymüş”
“Ama sponsorlar göze sokuluyormuş”
“Ama ucuza kaçmış, iki rolü de kendi oynamış”...
Böyle başlayıp uzayıp giden bir liste...
Oysa filmi izlediğinizde duyduklarınızın aslında ne kadar da gereksiz olduğunu anlıyorsunuz.
Başarıyı çekememezlikten mi, yoksa beğendiğimiz bir kişiye gereğinden fazla beklenti ve sorumluluk yüklemeye çalışmaktan mı, yoksa her ikisinden mi belli değil.
Kırpmayı sevmiyorlar
Cem Yılmaz’ın senaryosunu yazdığı, yönettiği, iyi ve kötü adam karakterlerini oynadığı, hatta şarkılar da söylediği ‘Ali Baba ve 7 Cüceler’den sonra hem bu kadar yetenekli hem de duruşu olan kaç kişi var ki, onu lime lime ediyoruz eleştirilerimizle diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Bu filmde Cem Yılmaz’ın yönetmen olarak ne kadar ilerlediğini de görüyorsunuz, filmin görüntü yönetiminden kostüm seçimine hayran da kalıyorsunuz.
Eleştirilebilecek tek şey, izleyicinin konsantrasyonu için birkaç sahne daha kısa tutulabilirmiş ama onun için de dışarıdan bir gözün müdahalesi gerekiyor. Yönetmenler de, yazarlar da kendi yaptıkları işi kırpmayı sevmiyor.
‘Serseri bir öykü’
“Yapım kalitesini yüksek tutarak serseri bir öykü anlatmak istiyorum” diye özetlemiş Cem Yılmaz.
Tam da istediği gibi bir film olmuş.
“İnsanlar beğensin diye yapıyoruz filmleri sonuçta.
Ben henüz, insanlar izlemese de, beğenmese de olur kafa yapısına gelemedim” diyor Cem Yılmaz.
Önyargılı olmayın, söylenenlere kulak asmayın ve ‘Ali Baba ve 7 Cüceler’i izleyin.
Beğenmeyenlere ‘Açlık Oyunları - Alaycı Kuş’u tavsiye ediyorum, çok iyi başlayan bir seri nasıl katledilebilir sorusunun cevabını görmek ve ‘Ali Baba ve 7 Cüceler’in değerini bilmek için.
Sinemada reklam sorunu
Kabul etmek lazım, filmlerde sponsorlar ne kadar önemliyse, basında, televizyonda ve tabii sinema salonlarında da reklam o kadar önemli.
Sinema salonlarının ayakta kalabilmesi için reklam gerekli ama filmin neredeyse yarısı kadar zamanımızı başlamasını bekleyerek geçirmek zorunda mıyız?
Artık her şeyin bu kadar hızlandığı, konsantrasyonun minimuma indiği bir dönemde hiç olmazsa seanslar vaktinde başlasa ve öncesindeki reklamları dileyen izlese, dileyen izlemese...
Olmaz mı?