Seçimlerimize nasıl bakmalıyız

24 Ağustos 2022

Çok sıcak bir konu oldu benim için, adeta az önce konuştuğum bir konuyu sizler için kaleme aldım. Net yaptığım çıkarımım şudur: Seçimlerimizden hemen sonra seçmediklerimizin detaylarına takılıveriyoruz.

Bir seçim yapıyorsun ve hayatında olan şeyleri istemediğine ya da bir şeyin olmasını istediğine karar veriyorsun, ardından seçtiklerin ya da seçmediklerin üzerine hayatın tüm figürlerinin rolleri önem arz etmeye başlıyor.

İsteklerinle ilgili hayatın buna hizmet edip etmediğine bakanlar ve olmayınca hayatı kendinden yana olmadığıyla suçlayanlar var.

O anın içinde kalmama, o işten ayrılma ve o ilişkiyi sonlandırma kararı verenler ve buna karşılık muhatapların davranışlarının ne olduğuna takılanlar var.

Bir flörte duygusuz başlayan ama karşı tarafın duygusuzluğuna dair öfke duyan, harekete geçmediği halde hayallerin gerçekleşmediğine hayıflanan, bile bile bir durumun içinde sürüklenmeyi seçtiği dönemlerin sorumluluğunu ve suçunu birine yıkan, seçimlerini ve seçmeyişlerini görmeyenler var.

Neden?

“Neyi seçtin ve neyi seçmedin?” : hayatın iki zaman arasındaki tek sorusu bu!

Onun öncesinde ve sonrasında o seçmediklerinin akışı, kimin ne yaptığı ve yapmadığı, kimin neyi seçtiği veya seçmediği, ge

Yazının Devamı

Gerçeklerinle Ne Yaparsın?

10 Ağustos 2022

Gerçeklerinle ne yaparsın?

Geçenlerde yaptığım bir çalışmada danışanımın sıklıkla “gerçeklerin ardına saklanmak” eğiliminde olduğunu gördüm. Bu çok fazla açılım veriyor bize ve bunu sizlere anlatmak istedim.

Kimileri kendine bahaneler uydurur ve bahanelerin ardına saklanır. Bu bahanelerin gerçekçiliğini tartışmaya çoğu zaman gerek yoktur. Çünkü o sebeplerin gerçek olması geldiğimiz şimdinin sadece geçmiş hikayesini anlatır, şimdiyi ve yarını vermez bize. Gerçek değilse düşündüklerimiz çok daha vahimdir tablo ama gerçekleri görmek de tek başına bir işe yaramaz aslında.

Farkındalıktan analitik bakmaya kadar hayatımızın içinde tespitler yaptığımız her anda sadece gerçekleri görmenin yetmediğini bilmek gerek mesela.

Düşününce bugün bunların olması, bunları yapman ya da yapamadıkların konusunda geçmişten bugüne çokça sebep bulabilirsin. Aile ilişkinden geçmiş aşklarına, kadınlara ya da erkeklere dair tecrübelerine, ekonomik gerçeklere kadar çokça şey senin için etken ve nedendir. Bu nedenleri, bu engelleri ya da sorunları ve hatta sonuna kadar haklı olduğun konuları alıp masaya koyman sana sadece hak vermemizi sağlar. Peki bütün hak veriş ve haklılıkların sonrasında senin bu gerçeklere

Yazının Devamı

Aileden Genetik Aktarımlar

3 Ağustos 2022

Bir anda herkesi etkisiyle aldı ve sardı “Zeytin Ağacı” dizisi ve onun içinde yer alan “aile dizilimi”. Gelin size kısaca sizin ya da soyunuzun hikayesinin bedeninizden yaşamınıza nerelere yayıldığını ve etki ettiğini anlatayım.

Sizin yaşadıklarınız ve soyunuz boyu yaşananların hepsi bedeninizde saklanıyor ve oradan titreşimlerle sizi her yönden etkiliyor. öÖrneğin sizin ya da soy hikayenizin “sevgi ve sevmek” konusunda yaşadıkları sizin sevmekle ilgili algınızı oluşturuyor ve sizin sevgi konusunda ne düşündüğünüzü, geçmişte ne yaşadığınızı ya da ailenizden gelen hikayeyi üst sırt kemiklerinde ve kalp çakrada görebiliyoruz. Terk edilme, reddedilme konusunda bir yaşanmışlıksa konu, boynundan bunu sayfa sayfa okuyabiliriz ve duruma göre boynunda ufak ağrılar ya da fıtık bile yaşayabilirsin, sırf bu hikayenin baskısından dolayı.

“İnsanın Asıl Sınavı Kendisidir” isimli kitabımda çok detaylı haliyle yazdığım üzere para konusunda sen kimsin, tüm soyun ne yaşadı, ilk göç hikayesinde göç eden soyun nasıl göçtü ve bu göçte “para” ne anlamdaydı, anne ve baba soyunun göçteki para hikayesi sana nasıl aktarıldı ve son para cümlen ne oldu bu karışımdan sonra, bunu bel bölgesinden görüyoruz. Bu

Yazının Devamı

Flörtte ne istediğini bilmek

27 Temmuz 2022

Hepimiz, azı istisna olacak şekilde evet hepimiz çoğu zaman ya da zaman zaman ne istediğimizi unutuveriyoruz. “En son neyi istemiştim” diye sorsak bulmak zor bile olabilir.

Ne istediğini ve neleri istemediğini söylemek de yetmiyor, onu isteyeceksin kararlı olacaksın ve unutmayacaksın. Ayrıca ne istediğini bilmeyenle aynı suya girmeyeceksin.

Gerçekten bir ilişki insanısın, aynı da böyle birini istiyorsun hayatında ve karşına çıkan kişiden emin olmak istiyorsun. Bunu hemen anlayamıyorsan zaman verebilmelisin. Zaman verirken bu sorunun cevabını alana kadar gerçekten bir ilişki insanı gibi davranabilmelisin. Yani niyetler netleşmedikçe ilişki nüanslarını yaşamamaya kararlı olmalısın. En zoru ama doğrusu da bu! Peki ne yapmalı ve yapmamalısın:

1- Gerçekten ilişki insanıysan karşı tarafın niyetini anlamak uğruna dengesiz davranmamalı, aksi söylemlerde bulunmamalısın. En sık gördüğümüz hata da bu. İlişki insanı olduğunu söylerken davranışların ya da anlatımların “takılma” ve “umarsızlık” izleri taşımamalı. Bunu yapma, yapan biriyle karşı karşıyaysan da bu önemli

Yazının Devamı

Tetikleyicilerini yok etme

20 Temmuz 2022

Son aylarda yaptığım beden beyin taramalarının çoğunda “tetikleyici eksikliği” görüyorum. Bu sanırım değişken konularda hepimizde olmaya başladı. Gelin tetikleyicilerimiz nasıl ve neden eksik görelim ve değiştirmeye niyetlenelim.

Tetikleyicilerin ne olduğunu da kısaca açıklayayım. Beynimizin bizi bir istek, arzu, hayal, cesaret, korku ya da kaygıya tetikleme ve bu duygudurumları ateşleme biçimidir. Beynin konuya ilişkin mekanizmasının sonucu olarak dopamin reseptörleri, kayıp kazanç mekanizması, amigdala ya da hipotalamusun görevlerinin sonucu olarak ateşlenir ve tetikleniriz. Örneğin en çok kaygı, korku ve anksiyete tetiklenmelerini bariz gözlemleriz ama aslında hayatın her alanına dair tetikleyicilerimizin güçlü çalışmasına ihtiyacımız vardır. Bir ilişki istemek, kalbimizi aşka açmak, insanlara güvenmek, bir hobi ya da hayal üretmek, duyguları itiraf edebilmek, ilişki yaşamak, iş hayatında değişimlere açık olmak, yeni fikirlere açıklık, yeni girişimlerde cesaret, hayır diyebilmek, kendini sevebilmek, paraya ilişkin inançlar, şans ve

Yazının Devamı

Beynimiz hipertonik davranıyor

14 Temmuz 2022

Yaşamın içinde yer alan bazı terimlerle hayatın bazı reel hikayelerini benzeştirerek konuşmayı seviyorum. İşte bu yüzden sizlere duyguların yoğunluğunu da “hipertonik” terimiyle anlatmak ve bunu anlatırken de duygular yönetimimizi elimize nasıl alabileceğimizi aktarmak istiyorum.

Hipertonik ağırlıklı olarak biyolojide hücrelerin madde alış-verişini açıklamakta kullanılır. Örneğin; hipertonik bir ortama konulan hücre su kaybeder. Çünkü ortam hücreden daha yoğundur ve hücre su kaybederken, dış ortam su alır. Bu işlem hücre ile dış ortamın yoğunluğu eşitleninceye kadar sürer. Bunun uyumlu haline ise izotonik ortam deniyor.

Yaşadığımız her yeni şey önce beynimizin mevcut ortamına giriş yapıyor. Bu ortamda tüm yaşam hikayemizden oluşan algılar bulunuyor. Bu algılar bu yeni misafiri nasıl karşılayacağını kendi sistematiğinde belirliyor. Peki beynimiz hipertonik mi izotonik mi davranıyor diye sorsak tıbbi benzetmelerle?

Yaşam hikayende hikayelerine eşit mesafede olmayı becerebiliyorsan ya da en azından dengede devam edebiliyorsan, başına gelenlere karşı derin dürtülere teslim

Yazının Devamı

Geçmişten en iyi'lerini topla

6 Temmuz 2022

Yakın zamanda bir yazımda Mevlana’nın pergel betimlemesi ve reenkarnasyonun modellerin bütünü olma yansımasına değinip hayatımızda çok şeyi yapabileceğimiz, yapmak istememiz gerektiği ve hayatın da buna imkan tanıdığı konularını anlatmıştım.

Birkaç gündür üzerine düşündüğüm ve tam da üzerine bir seansta karşılaştığım daha yakın ve cazibeli versiyonu ise şu oldu: “Bu yaşına kadarki en iyilerini topla, en iyi seni yapıyoruz”.

Senelerdir zaman zaman “en iyi hal” tarifini yapmışımdır ve özümsemesi zor olan bu şeyin ne kadar tahrik edici bir kişisel çaba olduğunu savunmuşumdur. Yaşam hikayemizde olanlar ve olmayanlar bizi aslında en iyi halimize eriştirmek üzere oluyor ve olmuyor ise buna daha fazla nasıl katkı sunabiliriz?

Aynı cümlenin insandaki farklı yansımasıyla en iyi halimizi toplamanın cazibesini hissettirmek isterim size. “Ben 20’li yaşlarımda daha kaygısız ve özgüvenliydim” tespitini yapmış olalım kendimizde. Buna benzer bir tespiti yaparken beyin aslında “artık o kadar iyi değilim, hayat beni buna sürükledi,

Yazının Devamı

Ne kadar ve nasıl değiştin?

29 Haziran 2022

“Ben çok değiştim” ya da “benim hayatım çok değişti” diyor musun hiç ya da şöyle bir perdeyi aralasak der misin bir daha?

Mesela eskiden önemsediğin şeyleri, bilmem kaç sene önce sevdiğin şeyleri şimdilerde artık önemsemediğini ve sevmediğini belki fark etmiyorsundur.

Örneğin eskiden görünüşüne verdiğin özen, insanların düşüncelerini önemsemen, karşı cinsten beklentin ya da sosyal yaşamında arzu ettiğin temalar eski ve yeni sen arasında nasıl değişkenlikler veriyor. İnsanları tanıdıkça ne oldun, kazıklar yedikçe ya da deneyimlerinde zorlandıkça veyahut ilginç şeylerle yeni şeylere merak duydukça nelerin değişiverdi?

En çok da “Of ya ben baya değişmişim” dedirten ne olabilir sende? Bu kesinlikle hayata, insanlara, ilişkilere, yaşam biçimlerine veya sosyalleşmekten söyleşmeye kadar ince detaylara yaklaşımın üzerine olmalı.

İnsanın hayatı zihninin evrimleşmesine paralel değişir. Zihnin dümeni nereye çevirirse, o hangi şarkıyı söylerse ve hangi arzunun esiri olursa o yöne

Yazının Devamı