Çok sıcak bir konu oldu benim için, adeta az önce konuştuğum bir konuyu sizler için kaleme aldım. Net yaptığım çıkarımım şudur: Seçimlerimizden hemen sonra seçmediklerimizin detaylarına takılıveriyoruz.
Bir seçim yapıyorsun ve hayatında olan şeyleri istemediğine ya da bir şeyin olmasını istediğine karar veriyorsun, ardından seçtiklerin ya da seçmediklerin üzerine hayatın tüm figürlerinin rolleri önem arz etmeye başlıyor.
İsteklerinle ilgili hayatın buna hizmet edip etmediğine bakanlar ve olmayınca hayatı kendinden yana olmadığıyla suçlayanlar var.
O anın içinde kalmama, o işten ayrılma ve o ilişkiyi sonlandırma kararı verenler ve buna karşılık muhatapların davranışlarının ne olduğuna takılanlar var.
Bir flörte duygusuz başlayan ama karşı tarafın duygusuzluğuna dair öfke duyan, harekete geçmediği halde hayallerin gerçekleşmediğine hayıflanan, bile bile bir durumun içinde sürüklenmeyi seçtiği dönemlerin sorumluluğunu ve suçunu birine yıkan, seçimlerini ve seçmeyişlerini görmeyenler var.
Neden?
“Neyi seçtin ve neyi seçmedin?” : hayatın iki zaman arasındaki tek sorusu bu!
Onun öncesinde ve sonrasında o seçmediklerinin akışı, kimin ne yaptığı ve yapmadığı, kimin neyi seçtiği veya seçmediği, geçen zaman veya hatalar veya tüm bu olanlar, ne önemi olabilir bunların! Elbette ders çıkarmak üzere bakabilirsin ve hatta bakmalısın da ama bundan fazlası değil!
Boşanmak ya da ilişkiyi bitirmek istediğini söylediğinden sonra o peşinden koşmayınca bu seçimini neden unutup onun davranışıyla başka bir plana düşersin? İçinden çıkmak istediğin bir durumla ilgili neden seni bir yengecin sepete çeker gibi geri o alana çekmesini ararsın? Neden kaşınırsın tabiri caizse ve neden seçimini görmezsin işin tüm gerçekliğiyle? Neden?
Oysaki sen istemedin, kendine bunu yapmayı istemedin ve kendine başka bir hayat planı istedin. Sen bu seçimini unutmasan geri kalan hiçbir şeyin anlamı ve hırsına düşmezsin, güçlenir ve kendini önemsemeye devam edersin. Sen istedin, sen seçtin, sen istemedin ve sen seçmedin!
Sen böyle biriyle olmayı istemedin, sen hayatında böyle bir adam ya da kadın olmasını seçmedin, sen özgürleşmeyi seçtin, sen kendine kötülük edilmesini seçmedin, sen kendine değer verilmesini seçtin, sen ezilmeyi seçmedin, sen daha iyi şartlarda çalışmayı hak ettiğine inanarak ayrılmayı seçtin, sen seni seçtin ve sen bu eski seni seçmedin, hayatın sana verdiğini seçmedin ve daha başka bir şey vermesini seçtin.
Yani kaderin kesinliklerinin dışındaki tüm serbest alanında tüm hayat planına dair artı ve eksi yöndeki her detayı sen seçtin ve sen seçmedin. Bunu gör, bununla yürü diyorum yani. Gerisinin zerre önemi yok. Sadece neden seçip seçmediğin kılavuzun olsun, neyi seçip seçmediğin, sana dair detayları, kendini sevme detayları yani. Bunlar sana yol açar bunlar sana seni verir, bunlar sana seçimlerinden sonraki geleceği verir.
Seçtiğin halde seçmediklerinle savaş veren kişi olma. Yaptığın seçimlerden sonra seçmediğin detaylarında ve nasıl olduğunda kaybolma. Hala o olayın içinde kalıyorsan sen seçmiş gibi yapmışsındır, her şey sadece “mış gibidir” ve sen ne ders almış ne yola çıkmışsındır.
Seçmediklerinin detaylarında kaybolma, seçtiğin ve seçmediğin her şey bugünden yarına sadece güneşi görmek için seni yükselten birer tuğla.
Sevgiler.
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok