Gerçeklerinle ne yaparsın?
Geçenlerde yaptığım bir çalışmada danışanımın sıklıkla “gerçeklerin ardına saklanmak” eğiliminde olduğunu gördüm. Bu çok fazla açılım veriyor bize ve bunu sizlere anlatmak istedim.
Kimileri kendine bahaneler uydurur ve bahanelerin ardına saklanır. Bu bahanelerin gerçekçiliğini tartışmaya çoğu zaman gerek yoktur. Çünkü o sebeplerin gerçek olması geldiğimiz şimdinin sadece geçmiş hikayesini anlatır, şimdiyi ve yarını vermez bize. Gerçek değilse düşündüklerimiz çok daha vahimdir tablo ama gerçekleri görmek de tek başına bir işe yaramaz aslında.
Farkındalıktan analitik bakmaya kadar hayatımızın içinde tespitler yaptığımız her anda sadece gerçekleri görmenin yetmediğini bilmek gerek mesela.
Düşününce bugün bunların olması, bunları yapman ya da yapamadıkların konusunda geçmişten bugüne çokça sebep bulabilirsin. Aile ilişkinden geçmiş aşklarına, kadınlara ya da erkeklere dair tecrübelerine, ekonomik gerçeklere kadar çokça şey senin için etken ve nedendir. Bu nedenleri, bu engelleri ya da sorunları ve hatta sonuna kadar haklı olduğun konuları alıp masaya koyman sana sadece hak vermemizi sağlar. Peki bütün hak veriş ve haklılıkların sonrasında senin bu gerçeklere dair planın nedir, değiştirme konusunda alternatifin, ona karşı çıkma ya da ona göre başka yollar deneme konusunda iraden nedir mesela, bu önemlidir.
Aksi halde kendine bahane üretmek ya da geçmişi suçlamak, gerçeklerini bilerek çözümler bulmak yerine gerçekleri sorumlu tutmaktan başka bir şey değildir bu!
Gerçekler ve var olanlar bize elimizdekilerle ne yapacağımızı verir ve bunu görebilmek en büyük kazançtır en başta. Örneğin dolapta ne olduğuna bakarak akşam ne yemek yapabileceğini kafanda tasarlayabilirsin. Ama “dolapta pek bir şey yok, alışveriş yapmadım” demek bir gerçeği bahane etmekten başka bir şey olmaz aslında.
Örneğin bir danışanım inanılmaz iyi insan analizleri yapıyordu. Ona iş hayatında bu özelliğini ikna ve manipülasyon yeteneğine dönüştürüp bundan inanılmaz karlı çıkabileceğini anlattım. Gerçeğini zenginliğe dönüştürmek hiç aklına gelmemişti.
Çünkü asıl gerçek bu, “gerçeklerinle ne yaparsın?” sorusunun cevabını aramalısın yani.
Olumsuz gerçekleri bahane etmek yerine onlarla birlikte ya da onlara rağmen olumlu gerçeklerini görmeli ve tartabilmelisin ayrıca. Örneğin maddi zorunluluklar nedeniyle yoğun çalışmak zorunda olabilir ve başka hiçbir şeye vakit ayıramadığına dair olumsuz bir gerçeği kendine ezber etmiş olabilirsin. Ancak aslında fotoğrafçılık hobinle de ilgilenmek istiyorsundur. Bu gerçeği diğer olumsuz gerçeğin arkasında öldürmek yerine bunun seni ne kadar mutlu edebileceğini görüp her iki gerçeği önüne koyarak çözüm arayabilmelisin. Kursa gitmek ya da dünyayı gezmek şartlar bazında mümkün değilse işe giderken sürekli otobüsleri çeken bir fotoğrafçı gibi kendine bir tarz yaratabilir ve bunu eğlenceli hale getirerek koşturmacana dahil edebilirsin.
İstersen önündeki engelleri geçmeye çalışabileceğini bilmelisin. Hele bir dene, geçemezsen o zaman vazgeçersin yani. Ha belki de engeli geçmeden hemen önce tüm gerçekleri düşünüp o engelin ardındaki isteği içinde bulamadığını da fark edebilirsin. Hayat hepsine açık ve sen de hepsine açık olabilmelisin yani. Sadece isteklerini görebilmeli ve bugününün gerçeklerinden olumsuz olanları kendine bahane etmeyi bırakmalı, gerçeklerin ardına saklanan değil gerçekleriyle kendine yeni yollar yaratan insan olmayı seçmelisin yani.
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok