Yer elması ne yazık ki kıymeti anlaşılmış sebzelerden değil. Topraksı tadının çekiciliği bir yana, faydaları bir bilinse sofraların baş tacı edilir Yer elmasının sapsarı çiçekleri yüzlerini hep güneşe döner, kökleri toprakta bekledikçe lezzeti artar, tüm minerallerin tadını alır. Şimdilerde ise yer elmasının yepyeni özellikleri keşfediliyor. İçindeki inülin maddesi şeker hastalarının dostu, diyetlerin yeni yıldızı. Yer elması ayçiçeğine benzer sarı çiçekli bir bitkinin kök yumruları. Çiçekleri tıpkı ayçiçeği gibi gün boyu yüzünü güneşe dönüyor. Kökü şeklen zencefile benziyor; tadı hafif tatlımsı, uzaktan uzağa biraz da enginarı andırıyor. Yer elması ilk kez 1607 yılında Kanada’dan Fransa’ya getirilmiş. Kraliçelere sunulan turtalardan hayvan yemine uzanan bir yelpazede bir süre yerini bulamamış. Almanlar kütür kütür dokusu, tatlımsı tadı ile elmaya benzetip yer elması anlamına gelen “Erdäpfel” demişler. Fransızlar Paris’e gösteri amacıyla
Kısaca Oscar adıyla anılan Akademi Ödülleri günü geldi çattı. Ödüller üzerinde tahminler yürütülüyor. Ödül töreni sonrasındaki parti ise dedikodu sütunlarının konusu olacak. Gelin dünyanın en yıldızlı partisinin yaldızlı yemeklerine bir göz atalımOscar törenlerini evde televizyonda izlemek, Amerika’da ve dünyada pek çok kişinin her yıl keyifle tekrarladığı bir eğlence. Ama bunu çok istese bile tam çeyrek asırdır bir kez dahi yapamayan biri var: Wolfgang Puck. Amerika’nın en ünlü şeflerinden biri olan Avusturya asıllı Puck, tam yirmi altı yıldır yıldızlara sunulacak yemekleri hazırlamaktan sorumlu. Onun ellerinden çıkan Oscar yemeği, akla gelecek en nadide yiyeceklerin sunulduğu bir lezzetler geçidi ve kırmızı halıda poz vererek süzülen yıldızlar kadar göz alıcı.
1929 yılındaki ilk menü bugünkü ihtişamından çok uzak, çok sıradanmış. Sadece et suyu konsome, tereyağlı dilbalığı, çevirme tavuk, haşlanmış yeşil fasulye ve kızarmış patates garnitür, salata ve vanilyalı
Yemek kimi zaman keyif ve bir araya gelmenin, eğlenmenin aracı olsa da çoğu zaman hayatın en temel derdidir. Aynı lezzetten tat alınca, ortaklıklarımız ortaya çıkar, birbirimizi anlamamız kolaylaşır. Dünyanın gerçeği şudur ki tüm insanlar için yemek hayatın odağıdırYerinden yurdundan koparılan, yerleşik hayatlarını terk edip göçmek zorunda olanlar için yemek yapmak geçim derdine çare olan hayat kurtarıcı bir geçim kaynağı olabilir. Yemek, yabancı bir ülkede tutunmaya çalışanlar için aynı zamanda bir iletişim aracı, kendini anlatmanın bir yoludur. Yemeğini severek yediğimiz bir insana kendimizi yakın hissederiz. Paylaşılan mutfak, farklı milletten insanları birleştirir, paylaşılan lezzetler farklı kültürleri birbirine yakınlaştırır. Aynı lezzetten tat alınca, ortaklıklarımız ortaya çıkar, birbirimizi anlamamız kolaylaşır. Dünyanın gerçeği şudur ki tüm insanlar için yemek hayatın odağıdır.
LIFE Projesi
Hayat ve mutfak arasındaki güçlü bağ Uluslararası Özel Girişim Merkezi (CIPE) liderliğinde başlatılan çok ilginç
Dünya nüfusunun yaklaşık beşte birini oluşturan Çinliler için dün yeni bir yıl başladı. 24 Ocak gecesi Fare yılına girildi. Bizleri ele avuca sığmaz zorlu bir yıl bekliyor. İlk sinyaller geldi bile; Çin’de koronavirüsü salgını tam da bu dönemde evlerine aile ziyareti için yolculuk eden Çinlileri vurdu.Ay hareketlerini takip eden Çin takvimine göre yılbaşı tarihleri her yıl değişiyor. Çin yeni yıl kutlamaları bir günde bitmiyor, en az iki haftaya yayılıyor. Her günün başka bir anlamı var. O gün yapılması gerekenler, yenmesi gereken yiyecekler belli. Yılbaşı öncesinde evler temizlendi, eski yılın tozu pisliği kötülükleri süpürüldü. Maddi manevi tüm borçlar ödendi, küskünlüklere son verildi, vicdanlar ve ruhlar temizlendi. Kırmızı bereket ve mutluluk demek; o yüzden yılbaşına damgasını vuran renk kırmızı. Kapılara uğur getirmesi için güzel sözler yazılı kırmızı süslemeler asıldı, kırmızı kıyafetler giyildi. 24 Ocak gecesi aileler bir araya geldi, gece yarısına kadar yeni yılı
Ekşi maya âdeta ekmeğin genetik kodu. Belçika’da, aralarında Türkiye’den dört örneğin de yer aldığı canlı bir kütüphanesi var. İyi korunmuş bir ekşi mayada, yıllarca öncesinin özelliklerine rastlamak mümkün ve bu özellikler geleceğe ekşi mayayla aktarılıyor
Ekşi maya ile ekmek yapmak binlerce yıl öncesinden günümüze uzanan bir kültür birikimi. Buğdayın da beşiği olan Anadolu topraklarında ekmek hep bir önceki ekmeğin hamurundan mayalanır, özenle saklanan ve yaşatılan ekmek mayası damak tadının taşıyıcısı olarak nesiller boyu korunurdu. Piyasaya hazır mayaların çıkmasından sonra mertlik bozuldu; kimse bebeği gibi baktığı mayayı koruyamaz oldu. Son yıllarda dünyayı saran fermantasyon merakı sayesinde ekşi maya âdeta yeni keşfedilmiş gibi moda oldu. Hâlbuki bizim hamurumuzda aslında ekşi maya var, hem de binlerce yıldır...
Fakat Belçikalı bir firma, bu konuda önemli bir mesafe kaydetmiş. Birinci Dünya Savaşı’ndan en çok etkilenen ülkelerden biri Belçika’da; tam anlamıyla perişan bir dönemde 1919