Yemek kimi zaman keyif ve bir araya gelmenin, eğlenmenin aracı olsa da çoğu zaman hayatın en temel derdidir. Aynı lezzetten tat alınca, ortaklıklarımız ortaya çıkar, birbirimizi anlamamız kolaylaşır. Dünyanın gerçeği şudur ki tüm insanlar için yemek hayatın odağıdır
Yerinden yurdundan koparılan, yerleşik hayatlarını terk edip göçmek zorunda olanlar için yemek yapmak geçim derdine çare olan hayat kurtarıcı bir geçim kaynağı olabilir. Yemek, yabancı bir ülkede tutunmaya çalışanlar için aynı zamanda bir iletişim aracı, kendini anlatmanın bir yoludur. Yemeğini severek yediğimiz bir insana kendimizi yakın hissederiz. Paylaşılan mutfak, farklı milletten insanları birleştirir, paylaşılan lezzetler farklı kültürleri birbirine yakınlaştırır. Aynı lezzetten tat alınca, ortaklıklarımız ortaya çıkar, birbirimizi anlamamız kolaylaşır. Dünyanın gerçeği şudur ki tüm insanlar için yemek hayatın odağıdır.
LIFE Projesi
Hayat ve mutfak arasındaki güçlü bağ Uluslararası Özel Girişim Merkezi (CIPE) liderliğinde başlatılan çok ilginç bir projeye ilham kaynağı olmuş: LIFE Projesi. Açılımı “Livelihoods Innovation through Food Entreneurship”, yani “Gıda Girişimciliği ile Yenilikçi Geçim Kaynakları”. LIFE, gıda sektöründe yer alan farklı kültürler arasında girişimcilik, iş yaratma ve katılımcılığı desteklemek amacını taşıyor. Bunun için kısaca GGM kısaltmasıyla anılan bir Gıda Girişimcilik Merkezi kurulmuş. Merkezde eğitimler veriliyor, katılımcıların kendi iş girişimlerini başlatmaları ve yiyecek üretimiyle yeni bir hayata atılmaları sağlanıyor. Proje adı İngilizce “Hayat” anlamına gelen “Life” sözcüğü ile benzeşiyor ve gerçekten de tüm katılımcılarına yeni bir hayat imkanı sunuyor.
Projenin kitabı
Bu projenin bir de kitabı çıkıyor, ama maalesef şimdilik sadece İngilizce olarak. Kitap yakında internette ve New York’ta satışa sunulacak, gelirleri de GGM için kullanılacak. Gaziantep yemek kültürü konusunda engin bilgisi olan, LIFE Danışma Konseyi üyesi Filiz Hösükoğlu, yemek kitabının geliştirilmesine öncülük etmiş. LIFE Projesi üyelerinden yemek tarifleri ve öykülerin yer aldığı kitabın içinde gezinmek kültürler arası bir yolculuk gibi. Kitabın hayata geçmesini ise MSA-Mutfak Sanatları Akademisi üstlenmiş. Tüm tarifler MSA şefi Cem Erol ve ekibi tarafından test edilmiş, aynı standartta takip edilebilir ve uygulanabilir yazılması sağlanmış. Yemek fotoğraflarını Seren Dal çekmiş, kitap tasarımını Yeşim Demir yapmış. Ortaya hem iştah açıcı tariflerle dolu hem de içerdiği insan hikayeleri ile düşüncelere sevk eden bir çalışma çıkmış.
İstanbul mutfakların kesişme noktası
İstanbul’da Suriyeli mültecilerin açtığı lokantalar, tatlıcılar giderek artıyor. İstanbul sadece Suriye değil, Uygur’dan İran’a dünya mutfaklarının sergilendiği bir alan konumuna geldi. Elbette Anadolu’da her kentin mutfağının İstanbul’da temsil edildiğini de unutmamamız gerek. İstanbul’un tarih boyunca pek çok kültürün kesiştiği ve birbirinden beslendiği bir merkez olduğu, hatta İstanbul mutfağının zenginliğinin bu kültürel katmanlaşmadan beslendiği düşünülürse, tarih bir kez daha kendini tekrarlıyor. İstanbul çok kültürlü bir dünya başkenti niteliği kazanıyor.