İKİ ÖZEL GECE…

27 Aralık 2012

2012’nin son günlerinde güzelliklerinin yanı sıra içerikleriyle de ‘özel’ olan etkinlikler birbiri ardına geldi.

Van Gölü Film Festivali’nin dönüşüne rastlayan bu organizasyonlardan biri ‘Şafak Tepe’ dizisiyle reyting yarışında zirveye oynayan; günlük dizisi ‘İki Dünya Arasında’ ile yaşatmak için yaşa felsefesini işleyen Samanyolu TV’nin ‘Kırık Mızrap’lı 20. yıl kutlaması…

Medyanın dışında iş, sanat ve siyaset dünyasının önemli isimlerini bir araya getiren gecede Fethullah Gülen’in uzun bir süreçte yazdığı ‘Kırık Mızrap’ isimli eserinden albümleştirilen parçalar, ünlü sanatçıların seslendirmesiyle konuklarla buluştu.

20 yıl boyunca yoluna yalnız olarak devam ettiği dile getirilen Samanyolu TV’nin, Bülent Özveren ve Burcu Şentürk’ün sunumundaki kutlama gecesinde, kendi insanının kendini bulduğu hikâyesi anlatılırken renklerde sınır yoktu.

Hüzünlü gurbeti dillendiren Ahmet Özhan, hem gurbettekilerin duygularına tercüman oldu hem de yıllara inat formunu koruduğunu gösterdi. ‘Sen, senden kurtulmadan imkânsız yollar aşılmaz’ diyen ‘Aşılmaz’ parçasının zorlukları aşma mesajları ise Murat Göğebakan’ın muhteşem performansıyla can buldu.

Burak Kut’un ‘Dünya’yla tüm insanlığı

Yazının Devamı

Ben Uçtum Sen Kaldın…

22 Aralık 2012

Vanlılar tarafından sahiplenilip sona doğru iyice açılan ‘1. Uluslararası Van Gölü Film Festivali’; kimilerine göre ‘öteki sinema’, kimilerine göreyse ‘Kürt Sineması’ olarak adlandırılan yapımları açığa çıkartarak seyirciyle birlikte tartışma ve gündeme sokma olanağı doğurdu.

Kamerasından yansıttıklarından dolayı, KCK Operasyonu’yla gözaltına alınanlar arasında bulunan, ancak filmini delil olarak gösterip serbest kalan Bahçeşehir Üniversitesi Sinema ve Medya Çalışmaları Doktora Programı'ndan yönetmen, yazar Mizgin Müjde Arslan’ın ‘Ben Uçtum Sen Kaldın’ isimli yapımı da bu doğrultuda seyirciyle buluştu.

Atlas Sineması’ndaki özel gösterimine katılamadığım ancak Van’da izlediğim film, belgesel ile kurmacayı bütünleştiren yapısının dışında, yönetmenin kendi yaşamından bir kesit olması yönüyle de ilgi çekici. Dahası, yansıttığı gerçeklerle farklı yorumlara hedef olmayı göze almış cesur bir çalışma.

Giden erkeklerin ardında kalan kadınların sıkıntılarını veren ve her sahnesi bir kez çekilen ‘Ben Uçtum Sen Kaldın’, özelde yönetmenin babasının kayıp mezarını bulma yolculuğu gibi dursa da genelinde, inanılan değerler uğruna terk edilenlerin yaygın dramı niteliğinde!

Oğul,

Yazının Devamı

Van’da başlayan bir öykü!

22 Aralık 2012

Pek çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir şehir, Van… Tarih boyunca acıyla içli dışlı olmuş insanları, gözyaşı ve kanla yoğrulmuş topraklarında barındırmış. Savaşlar yaşanmış… İnsanlar ağlamış… Kimlikler harmanlanmış… Akla kara birbirine karışmış. İçinde konaklayanlar değişse de Van hep ‘tek’ kalmış!

2012’nin son günlerine gelindiğinde dünya kıyameti beklerken, yakın zamanda deprem felaketiyle yıkılan bu küskün coğrafyanın, insan karışımıyla gübrelenen, topraklarında bir çiçek baş verdi.

Kardelen gibi soğuğa kara aldırmadan kendini gösteren, Barış ve Sinema Derneği ve Bajar Kültür Sanat Danışmanlığı işbirliğiyle 16-22 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleşen, ‘1. Uluslararası Van Gölü Film Festivali’, Van için olduğu kadar benim için de yeni filizlenmelerin zemini oldu.

Uzaklar yakın olunca gerçek çıkıyor ortaya…

Van’a gelmek üzere yola çıkarken karışık duygular içindeydim. Depremi en ağır biçimde yaşamış bir kente gitmenin ötesinde, hem yapılacağı son dakikada kesinleşen festivalin belirsizlikleri hem de haberlerden defalarca izlediğimiz olumsuz görüntülerin yarattığı soru işaretleri vardı aklımda. Nitekim festival için Van’a gideceğimi duyan arkadaşlarım bile

Yazının Devamı

Geçmişin ‘İz’inde yürürken ‘İz’ bırakanlar…

21 Aralık 2012

Daha önce izlememe rağmen ‘1. Uluslararası Van Gölü Film Festivali’nde bir kez daha seyretmekten keyif aldığım ‘İz/Reç’, geçmişten günümüze yaşanan değişimi farklı kanallardan aktaran bir yapım.

Yavuz Ekinci’nin ‘İncir’ adlı eserinden, ilk yönetmenlik deneyimini yaşayan M. Tayfur Aydın tarafından senaryolaştırılan film, baskılanmış kimliklerin dışavurumu! Batman’dan İstanbul’a göçmüş bir ailenin fertlerini metropol yaşamından manzaralarına obje yaparak açılışını gerçekleştiren ‘İz’, ‘Arto’yu öldürdüler’ diyerek kaybettiklerinin izini süren Şeristan Ana’nın doğup büyüdüğü, sonrada al kanlara bürünen topraklara gitme vasiyetine odaklanıyor.

Bu vasiyeti vatan yarasıyla veren yönetmenin samimiyeti konusunda tereddütlerimi gidermemi sağlayan ‘1. Uluslararası Van Gölü Film Festivali’ndeki gösterim, aynı zamanda Tayfur Aydın’la yapımını tartışma fırsatı da yarattı bana.

Sözleri ve yaklaşımı gerçekten, sinema adına bir kazanç! İlk iş olmanın arkasına sığınmayan ve yurt dışı ayaklı bir projenin ön müjdesini veren yönetmen, ‘İz’ filmiyle ilgili de dobra dobra konuşuyor. Ödül desteklerinin özellikle Bağımsız Sinemacılara ve iyi şeyler yapmaya hevesli olanlara büyük motivasyon

Yazının Devamı

Van’da ‘Öfkeli Çılgınlık, Karamsar Çile’…

20 Aralık 2012

Çetin şartlarda başlayan ve bölgeye bir nefes olmayı hedefleyen ‘1. Uluslararası Van Gölü Film Festivali’, dışarının soğuğuna rağmen sımsıcak bir atmosferde sürüyor.

Yeşim Ustaoğlu’nun başkanlığındaki jürisinde Suna Yıldızoğlu, Mehmet Güleryüz gibi isimleri barındıran bu ilk adım festivalin en büyük özelliği, Van insanına ülkemiz sorunlarına hakikat gözüyle bakan filmleri izleme fırsatı sağlaması. Zor şartlarda yaşamak mecburiyetinde olanların durumlarını yansıtan bu yapımlardan biri de, senaryosu ve yönetmenliği Hatice Yakar’a ait olan ‘Öfkeli Çılgınlık, Karamsar Çile’

30. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde, görüntü yönetmeni Ertunç Şenkay’a ‘Onur Ödülü’ getiren film, şimdi ‘1. Uluslararası Van Gölü Film Festivali’nde yarışıyor…

Ezilmişlerin öyküsü...

Yönetmenin katılımında, Tamara Otel’de izleyicisiyle buluşan ‘Öfkeli Çılgınlık, Karamsar Çile’ Horasan’dan dağlara gelen insanların öyküsü!

Pek çok dizide ve Recep İvedik1, Hababam Sınıfı Askerde, Hababam Sınıfı 3,5, Eve Dönüş gibi sinema filmlerinde yönetmen yardımcığı yapan Hatice Yakar’ın tamamen kendi inisiyatifiyle şekillendirdiği film, Şeyban kızın güneş doğmadan duasını etme gerekliliğiyle öyküsüne

Yazının Devamı

‘Bir Zamanlar Osmanlı’ya sahip çıkan yok mu?

17 Aralık 2012

Toplumun çeşitli kesimlerinden sivri çıkışlarla eleştirilen ‘Muhteşem Yüzyıl’, durup durup alevlenen tartışmalara konu olmayı sürdürürken yöneltilen baş suçlama, tarihimizi ve Sultan Süleyman’ın yaşamını yansıtma şeklineydi.

İktidar hırsının insanı bazen kör edebileceği gerçeğini dillendirerek çıktığı yolda ilerleyen ‘Muhteşem Yüzyıl’a karşı TRT ekranlarındaki ‘Bir Zamanlar Osmanlı’ dizisinin seçenek olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirmiştik. Ancak bunu yaparken bir türlü yükselemeyen reytinglerine bakıp izleyicinin tarihi, tarih gibi kurgulayan dizilere pek de rağbet etmediğini de görüyorduk. Nitekim yapımcıdan gelen açıklama, ciddi tarihi dizi meraklılarına seçenek olarak işaret ettiğimiz ‘Bir Zamanlar Osmanlı’yı toptan devre dışı bıraktırdı.

***

‘TRT bitirmek istedi. Biz de girerdik hareme, şuraya buraya ve alırdık reytingimizi. Ama biz taş gibi bir tarih dizisi yapma konusundaki ısrarımızı koruduk’ diyerek yayından kaldırılışı açıklayan yapımcı Burhan Özkan’ın da alttan alta vurguladığı gibi TRT kaynaklı bu finalde sormak lazım ‘Devlet televizyonunun reyting getirisine mi ihtiyacı var’ diye.

Şimdi bu şaşkınlık yaratan tezat karşısında, her iki yapımı da

Yazının Devamı

‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’ta maceraya dalmak…

14 Aralık 2012

‘Yüzüklerin Efendisi’serisinin çıkış noktası ‘The Hobbit’in ilk bölümü olan ‘Beklenmedik Yolculuk’ nihayet beyazperdede boy gösterdi.

İkinci filmi 13 Aralık 2013’te ve üçüncüsü de 2014 yazında vizyona girmesi planlanan üçleme, gerek çekim aşamasındaki ‘hayvan ölümü’ iddialarından dolayı PETA’nın protestolarına maruz kalması, gerekse ‘The Hobbit’ kitabının yazarı J.R.R. Tolkien’in mirasçılarının dava açması gibi nedenlerden dolayı uzun süredir gündemdeydi. İddiaları reddeden ve açılan davalara aldırmadan yolunda ilerleyerek, Yeni Zelanda’da Oscar Ödülleri’ni aratmayan bir gala gerçekleştirip gövde gösterisi yapan film, ABD ile aynı anda Avrupa'nın pek çok ülkesinde ve Türkiye'de eş zamanlı olarak vizyona girdi.

***

IMAX’te 3D olarak gerçekleşen ve tıka basa dolu olan basın gösteriminde izlediğim ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’, gerçekleri anlatırken atlanmış olanların öğrenme vakti geldiğini düşünüp genç Frodo’yu bilgilendirmek üzere anılarını yazmaya koyulan Bilbo Amca’nın, çubuğundan çıkardığı dumanın halkasından 60 yıl öncesine dalmasıyla açılışını yapıyor.

‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesinden 60 yıl önce Orta Dünya’da geçen hikâyenin, dağın derinliklerinde kurulu altın

Yazının Devamı

‘Muhteşem Yüzyıl’dan baskıcılıkla ‘Açlığa Doymak’…

12 Aralık 2012

1461 Trabzonspor’un Galatasaray’ı Arena’da müthiş bir performansla hezimete uğratıp eleyerek, Fatih’i zıvanadan çıkarttığı günümüzde, asırlar öncesini kurgulayan ‘Muhteşem Yüzyıl’ın Harem’inde yaşananların Sultan Süleyman’ı küçülttüğünü düşünenler de zıvanadan çıkmayı sürdürmekte…

Sezen Aksu’nun da işaret ettiği gibi, millet iradesiyle koltuklara geçip milletin iradesiyle reyting zirvesine oturtulan bir yapımı alaşağı etmek isteyenlerin zıvanadan çıkma durumunda vardıkları nokta kesinlikle hoş görülemeyecek boyutlara ulaşmış durumda.

Hani bu çıkışları, bütçe görüşmelerine dahi taşınan ‘sucuk’ muhabbeti kıvamında değerlendirmeye kalksak da nafile. Çünkü iler tutar tarafı yok. ‘Behzat Ç.’nin ilişkisinden girip orasını burasını kuşa çevirerek canından bezdiren ve her geçen gün yeni bir çıkışla karşımıza gelen bu yasakçı zıvana durumunda amaç, üzüm yemek değil bağcıyı dövüp üzümlerinden şarap olur bahanesiyle de çaktırmadan tüm bağı talan etmek.

***

Şimdi bu ‘yasakçı yasa’ kıvamına dayandırılan ‘Muhteşem Yüzyıl’ yaygarasında yaratılan manzaraya bakıp da susmak olur mu? Olmaz tabi. Biz de, bir kez daha ‘Memleketin cümle sorunu bitmiş bir dizinin tarihi saptırması mı kalmış

Yazının Devamı