‘Beş Kardeş’ indiği yerden ses getirecek mi?

25 Ocak 2015

Kanallar arasındaki dizi yarışı hız kesmek bilmiyor. Sezonun ikinci yarısında da yeni yapımlar birer birer ekrana çıkmaya başladı. İğneleyici sözleriyle her konuya dokunduran ‘Ulan İstanbul’un çakma beş kardeşinin, Kandemir ve cümle mahalleliyle birlikte yaşadıkları maceralardan farklı bir ekran renkliliği yaratan Kanal D de, izleyicisini başka bir ‘Beş Kardeş’le tanıştırmaya hazırlanıyor.

Ay Yapım ve Onur Ünlü imzalı ‘Beş Kardeş’e geçmeden önce bir noktaya değinmek isterim.

‘Poyraz Karayel’in hızlı toparlanışıyla Çarşamba’nın belini doğrultan Kanal D’nin, şu an için istediği verimliliği elde edemediği gün, Pazartesi… ‘Kara Kutu’ dizisi için de kolları sıvayan kanal, Pazartesi gecelerinde iddiasını sürdürmek adına, onu veya ‘Beş Kardeş’i oraya koyacaktır büyük ihtimal. Ancak yeni ‘Beş Kardeş’e yer açmak için ‘Ulan İstanbul’un beş kardeşine yol vermek pek doğru olmaz!

Eskisi kadar reyting toplayamadığı için finale yollanacağı gündemde olup takipçilerini üzen ‘Ulan İstanbul’un içeriğini geliştirip hiç olmazsa sezon sonuna kadar ekranda tutulması avantaj sağlar. Çünkü Kanal D’nin Prime Time 2’de boşlukları var. Buraları tekrar tekrar oynatılan filmlerle doldurmak yerine,

Yazının Devamı

‘BEDEL’ GÜCÜNÜ NEREDEN ALACAK?

21 Ocak 2015

Nefret, intikam ve aşk… Romanların ve senaryoların vazgeçilmez duygusal detayları… Bu hikâye geliştirici motivasyonlar dizilerimizde yaratılan üçgenlerin de köşe taşları. ATV’nin yeni yapımlarından olup yayın tarihi, 29 Ocak 2015 Perşembe saat 20.00 olarak açıklanan ‘Bedel’ dizisi, bunlara bir de ‘adalet’ olgusunu ekliyormuş… ‘Hayırlı olsun’ diyelim öncelikle.

Sonrasında ‘Diğer Yarım’, ‘Kardeş Payı’, ‘Kaçak Gelinler’ gibi popüler işlere imza atan NTC Medya tarafından yapımcılığı üstlenilen ‘Bedel’, nasıl bir dizi diye bakalım. Kardeşlik yerine düşmanlığı seçen iki adamla, kocası ve unutamadığı aşkı arasında kalan Begüm’ün geçmişin sırlarıyla dolu öyküsünü izleyiciye sunacakmış, özetle.

Yönetmen koltuğunda, aynı zamanda ‘Kaderimin Yazıldığı Gün’ dizisinde de görev alan Ulaş İnaç’ın oturduğu, senaryosunu Özgür Evren Heptürk, Leyla Karaloğlu ve Seval Bozkurt’un kaleme aldığı dizinin başrollerinde Sedef Avcı, Necip Memili, Berk Erçer, Gonca Sarıyıldız, Devrim Saltoğlu, Dilara Öztunç ve Osman Alkaş bulunuyor. Yani konu izleyiciye hitap edecek kapasitede. Ekip de tastamam.

***

ATV’nin iddialı yapımı olarak görülen ‘Bedel’in ilişki üçgenindeyse, çatışmacılığı ve duyguları

Yazının Devamı

Dada Dandinista… Yenilik lazım Okan’a!

17 Ocak 2015

Sohbeti, şova dönüştürürken yepyeni bir üslup geliştirerek büyük izleyici kitlesi yaratmayı başaran Okan Bayülgen televizyon dünyasının önde gelen isimlerinden kuşkusuz.

Telefonla arayanları iyice madara ettikten sonra tek kelimeyle devre dışı bırakıp şırrak diye hatlarını kesmesi dahi ona yönelik tutkuyu geriletemiyordu geçmişte. Hatta mazoşist izleyici çokluğundan mıdır nedir bilinmez, onun bu ukalalığı narsistlikle buluşturan şov adamlığı, programlarına gösterilen ilgiyi daha bir artırıyordu diyebiliriz.

Kısacası, insanlara ve yaşama dair pek çok tespitine katıldığım ve ‘Kimi zaman yersizlik etmiş olsa bile, genelinde hak edene hak ettiği cevabı veriyor’ diye düşündüğüm Okan Bayülgen bir başka hoşluk yaratıyordu ekranlarımızda.

Ancak yeri geldiğinde kendisiyle de dalga geçmekten kaçınmayıp bu tarzıyla da ilave puan toplayan ve ‘Gece Kuşu’ olarak ilgi görüp ‘Televizyon Çocuğu’ olarak hafızalarda yer eden… Zaga, Makina, Disco-Medya-Muhabbet Kralları derken daha bir dolu farklı işle kendini gösteren Okan Bayülgen’in zaman içinde ekran yorgununa döndüğü de bir gerçek! Nasıl ki bu sezon Star’da başlattığı ve ismiyle hayli tartışma yaratan ‘Dada Dandinista’ onun bu yönünü

Yazının Devamı

İçimizden Gelen ile Kazalardan Ders Almak…

14 Ocak 2015

Programları, izlenmeye değer kılan içeriklerinin özelliği kadar onların hazırlanmasında ve sunumunda görev alan kişilerin yapımı ilginçleştirme becerileridir kuşkusuz… Kimi yapımlar vardır en ilginç konuyu aktarıyor olsa dahi sunuş biçiminden dolayı izleyiciyi çekemez. Kimisi de öyle etkileyici bir biçimde ortaya getirilir ki, içeriğin kofluğu göze hiç batmadan keyifle izlenir. Bu ayrıntıyı en çok da sohbet, yemek ve benzeri konulara yönelik programlarda, belgesellerde gözlemlemek mümkün!

Dolayısıyla bu noktada başarıyı yakalamış iki yapımı hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Bunlardan biri mutfakla sohbeti buluşturan ‘İçimizden Gelen’… Diğeri de önemli kazaları masaya yatıran ‘Kazalardan Ders Almak’

OSMANLI MUTFAĞINA BAKIŞ

Yemek kültürü bir toplumun geçmişinden geleceğe uzanan değerlerinden olduğundan, geçmişte mutfaklarımızda pişen pek çok tarifin günümüzün hızlı yaşa-hızlı beslen kaosuna ve modernleşmeye kurban gitmemesine özen göstermek gerek. Bu nedenle ‘mutfak’ kültürünü ekrana taşıyan programları es geçmek hata olur. Aynı zamanda pek çok etkenle bozulan ağız tadımızı hiç olmazsa görsel doyumla tatlandırmak, dahası kendi kültürümüzden lezzetli tarifler

Yazının Devamı

Hollywood’un içyüzü ‘Yıldız Haritası’nda…

10 Ocak 2015

Gelişen dünyanın yaşamımıza en önemli katkısı; ülkelerin de, insanların da birbirlerinden hiç farkı bulunmadığını… Yani, zenginlerin ve ünlülerin veya bir zamanlar gözde büyütülen yabancı yerlerin ulaşılamaz olmadığını gözlemleme fırsatları yaratması galiba. Böylece sadece yıldızların veya zenginlerin, kameraya oynamanın ötesindeki yüzleriyle de tanışıyoruz.

Bunu sağlayan ise şüphesiz globalleşen dünyanın yaygınlaşan ve özeleştiriye daha çok yoğunlaşan sinema filmleri, dışa açılan televizyon erişimi ve her şeyi anında gündeme getiren etkileşimli medya araçları!

Öte yandan günümüzde ünlüler âleminin mensuplarının gerek sosyal medyadan gerekse yaşamın içinden ortalığa dökülüp eskiye kıyasla daha yoğun biçimde insanlarla iletişime geçmeleri de ‘ünlüleri putlaştırma’ olgusunu yerle bir etti.

***

Yıldızların dünyası dendiğinde akan sular dururmuş eskiden. Mesela Türkan Şoray’ı veya dönemin ünlüsünü görmek büyük bir olay sayılırmış. Daha da ötesi, kısıtlı magazin haberlerinin dışında haklarında bilgi edinilemeyen yıldızların hayatı normal insanların rutininden apayrı düşünülüp erişilmez kılınırmış adeta. Şimdiki durum mu güzel yoksa geçmişin kapalı kutu halleri mi, derseniz…

Yazının Devamı

‘BU TARZ BENİM’ DÜELLOSU OLACAK MI?

7 Ocak 2015

Televizyon dünyası bir gariptir… Ucuza maliyetle, çok tutan iş oldu mu benzerlerine girişme veya aynı yapıma kanalında yer verme hevesi de çığ gibi büyür. Kimi, ünlendikçe parasını az bulan programı transfer yolunu seçer… Buna karşılık kimi de çareyi, isim hakkını saklı tutup yeni bir kadroyla yola devam etmekte bulur. Yani anlayacağınız gözde programların kanal değişimi, tam bir düello yaratır. Show TV ile FOX arasında paylaşılamayan ‘Güldür Güldür’ olayı bir misal…

Ali Sunal’ın sunduğu BKM yapımı, 2013’te FOX’ta başladığı ekran macerasını aynı yılın Eylül ayında Show TV’ye geçerek sürdürmeyi seçmişti. FOX’taki süreçte ve yeni kanalındaki başlangıçta umduğunu bulamayan programın zamanla toparlanarak Show TV’de yıldızının parladığı kesin. Yıldızı parlayınca gelsin FOX’taki tekrarlar… Ve hangi kanalın ‘Güldür Güldür’ü karmaşası! İzleyiciye farkı hissettirmek için çare de, Şubat 2014’ten itibaren Show’dakinin adının ‘Güldür Güldür Show’ değişimi.

Eski kanalın havlu atıp meydanı yenisine bıraktığı ‘Güldür Güldür’ hallerini geçip ekranların yeni program çatışmasına gelecek olursak… Bilindiği üzere şimdinin kapışılamayanı, yayınlandığı günlerde kendi saatinde en büyük reytingi

Yazının Devamı

ÇOCUK PORNOGRAFİSİNE ‘ATOM’ ETKİSİ…

4 Ocak 2015

Ekranlarda ‘çocuk’ ağırlıklı diziler üstünden işi götürme meyli son dönemlerin tutkusu haline dönüşmüşken internetin yarattığı avantajlarla virüs gibi dünyayı saran ‘çocuk pornosu, tacizi’ de türlü yollarla üstüne gidilen konulardan olmakta.

Dizicilerimiz çocuk ve gençleri, daha çok komediye ve aile içi çatışmacılığa malzeme yaptıklarından ne yazık ki ekranlarımızda henüz bu konuya tam eğilen bir iş bulunmamakta.

'Suskunlar', hapisteki çocuk hallerini, 'Karadayı' da yetimhanede müdürün kız çocuğa taciziyle olaya bir parça değindi ama ana konu edinip derinliğe inen olmadı. Keza sinemamızın da durumu pek farklı değil. Oysa yabancılar bu tarz toplumsal önem taşıyan konuları senaryolaştırmaya bir hayli önem vermekte. Çocukların küçükken kaçırılıp birileri tarafından yıllarca alıkonulması ve onların cinsel amaçlı istismarı, farklı yapımlarla sinema seyircisine sunulmakta.

Gerilim filmlerini ustaca yorumlayan Atom Egoyan’ın vizyondaki yapımı ‘Kayıp Çocuk/The Captive’ de, pedofiliye farklı bir bakış açısından yaklaşarak toplumların ve yetkililerin gözünü açmaya niyetlenenlerden.

Atom Egoyan’ın David Fraser ile birlikte kaleme alıp psikolojik süzmeler ve akıl oyunlarıyla

Yazının Devamı

2014’TE EKRANIN DEĞİŞEN HABER YÜZÜ…

31 Aralık 2014

‘Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ demiş, M.Ö 535-475 yılları arasında Efes'te yaşamış olan filozof Herakleitos. Çağ ötesinden günümüze ulaşan bu söz mutlak doğru mudur, diye düşündüğümüzde herkes kendince bir yorum getirse dahi yaşamın içinde var olan her şeyin zamanla değişime uğradığı kesin.

‘Dün dündür, bugün bugündür’ felsefesiyle siyaset kulvarlarına bile taşınan değişimin kendini göstermediği durum yok gibi… Nasıl ki, günümüzde geçmişin en ciddi gazeteleri dahi okur çekmek mecburiyetiyle içeriklerinde magazine daha çok yer veriyorlarsa… İnternet uzantılarında da rekabet kaygısından dolayı kimi okurların tepkisini çekecek biçimde kadın bedeninin görselliğine dalıp ‘Cesaret isteyen kıyafet’, ‘Şu, şuna tecavüz etti’, ‘Bu, buna şunu yaptı’, ‘Falanca, filancayla basıldı’ türünden basit ve cinsellik kokan haberlere yoğunlaşıyorlarsa… Kıyasıya reyting çekişmesinin yaşandığı ekranların haber yüzü de değişim rüzgârından nasipleniyor kuşkusuz.

TELEVİZYON HABERCİLİĞİ ‘ŞOV’A DÖNÜŞTÜ

Ardımızda bıraktığımız 2014 yılındaki sabah haberlerine ve ana haberlere baktığımızda büyük değişimi hissetmemek mümkün değil. Bu doğrultuda, insanların izlence tercihinde de etkisi büyük

Yazının Devamı