Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Programları, izlenmeye değer kılan içeriklerinin özelliği kadar onların hazırlanmasında ve sunumunda görev alan kişilerin yapımı ilginçleştirme becerileridir kuşkusuz… Kimi yapımlar vardır en ilginç konuyu aktarıyor olsa dahi sunuş biçiminden dolayı izleyiciyi çekemez. Kimisi de öyle etkileyici bir biçimde ortaya getirilir ki, içeriğin kofluğu göze hiç batmadan keyifle izlenir. Bu ayrıntıyı en çok da sohbet, yemek ve benzeri konulara yönelik programlarda, belgesellerde gözlemlemek mümkün!

Dolayısıyla bu noktada başarıyı yakalamış iki yapımı hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Bunlardan biri mutfakla sohbeti buluşturan ‘İçimizden Gelen’… Diğeri de önemli kazaları masaya yatıran ‘Kazalardan Ders Almak’

Haberin Devamı

OSMANLI MUTFAĞINA BAKIŞ

Yemek kültürü bir toplumun geçmişinden geleceğe uzanan değerlerinden olduğundan, geçmişte mutfaklarımızda pişen pek çok tarifin günümüzün hızlı yaşa-hızlı beslen kaosuna ve modernleşmeye kurban gitmemesine özen göstermek gerek. Bu nedenle ‘mutfak’ kültürünü ekrana taşıyan programları es geçmek hata olur. Aynı zamanda pek çok etkenle bozulan ağız tadımızı hiç olmazsa görsel doyumla tatlandırmak, dahası kendi kültürümüzden lezzetli tarifler öğrenmek için birebir… İlaveten bu tarz programlar, gece gündüz dizilere takılı kalıp içimizi bunaltmanın da alternatifi!

İşte bu mantıkla hafta içi her gün, saat 10.30’da, canlı yayınla Turkmax Gurme ekranlarından izleyiciyle buluşan ‘İçimizden Gelen’e baktığımızda programı izlenmeye değer kılan iki isim çıkıyor karşımıza…

Bir dönemin büyük ilgi gören yapımlarından olan ‘Biri Bizi Gözetliyor’u takip edenler ‘gitar çalan kız’ olarak hatırlayacaktır Hacer Özil’i… Bu yarışmanın ardından farklı alanlarda çalışmalarını sürdüren Özil’i yarışmadan anımsayamayanlar için hemen akabinde gelen ‘Erkekler’ albümü belki bir şey ifade eder. O da olmadıysa, TMC etiketiyle piyasaya çıkardığı ‘Ahde Vefa’ var. Yani anlayacağınız, Coşkun Aral’la birlikte Suriye Savaşı’na dair belgesel çalışması yürütüp Suriyeli kadınlarla röportaj yapan… Bu arada Gaziantep’teki iş kadınlığının yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine de el atan Hacer Özil çok yönlü kişiliğiyle potansiyeli bol bir isim.

Haberin Devamı

Osmanlı ve Ortadoğu mutfağıyla ilgili araştırmalar yapan Şef Yunus Emre Akkor ise ‘Osmanlı Deniz Mutfağı’ isimli kitabıyla ‘Gourmand World CookBook’ yarışmasında “En iyi balık ve deniz ürünleri kitabı” ödülünü kazanmış değerli bir mutfak insanı.

Bu iki ismi buluşturan ‘İçimizden Gelen’ programına göz attığımızda Hacer Özil sunuyor ve izleyici niyetine çeşniciliğe soyunuyor… Şef Yunus Emre Akkor da şimdilerin yükselen değeri olan Osmanlı’nın gerçekten de dolu dolu bir içeriğe sahip olduğunu uygulamalarıyla izleyiciye ispatlama görevini üstleniyor.

Osmanlı yemeklerinin sanıldığı kadar yapımı zor, yenmesi ağır ve yağlı olmadığını söyleyerek Osmanlı’nın yemek kültürünü halk mutfağına indiren Şef Yunus Emre’den, Saray tariflerinin nasıl pratikleşip bütçeye uydurulabileceğinin formüllerini öğrenebilirsiniz. Ayrıca bu programı izlerken baharatların sağlığa yararlarını bir kez daha en basitinden hatırlamak mümkün. Dahası Saray’dan gelen yemeklerin özelliklerine dair bilgi de mevcut… Mesela yemek olayında hep aklıma takılan bir detaydı, Zerde’nin neden ille de sarı olması gerektiği!

Haberin Devamı

Merak edenler için Şef Yunus Emre’nin dediğine göre Saray mutfağının şölen rengi sarı olduğundan ve her şölen sofrasında mutlak surette Zerde bulunduğundan ona sarı rengi verip tat katması için Safran kullanılırmış. Şimdi, Safran çok pahallı diyeceksiniz haliyle… Şef’in bunun için de önerisi hazır… Safran yerine karaciğere, mideye, kansere deva Zerdeçal kullanmak! Yani içerik hayli zengin.

Benzeri bilgiler edinmek ve Osmanlı’dan günümüze uygulanabilen yemeklerin yapımını hoş bir sohbet ortamından öğrenmek isteyenler hafta içi her gün, saat 10.30’da canlı yayınla Turkmax Gurme ekranlarından izleyiciyle buluşan ‘İçimizden Gelen’ tavsiye edilir.

HAVACILIK KAZALARININ GİZEMİ

Uçaklar ve hava ulaşımı dünyanın en güvenilir ulaşım yolu olmasına karşın dünya havacılık tarihinde, ölü sayısı yüksek bir dolu kaza da bulunmakta. Nasıl ki, 2014 yılındaki uçak kazalarında hayatını kaybedenlerin sayısı son beş yıla oranla bir hayli çok oldu. Malezya’dan Cezayir’e, Fransa’dan Endonezya’ya pek çok uçak felaketi yaşandı son zamanlarda. Hepsinin ardından gelen ortak rutin ise bu trajik sonu hazırlayan nedenlerin araştırılması!

Havacılık kazalarında farklı örnekler yaşayan dünyamızda bu tür olayların sık görülmemesi için girişilen araştırmaların hemen hepsi birer dedektiflik öyküsü kapasitesinde. Discovery World’ün ‘Kazalardan Ders Almak’ isimli yapımı da bunları ekrana taşıyanlardan…

Havacılığa dair inanılmaz denebilecek dedektiflik hikâyeleriyle ekrana dönüş yapan ‘Kazalardan Ders Almak’ izleyiciyi ilginç bir yolculuğa çıkartarak uçak kazalarının gizemli yönlerine tanıklık ettirme kapasitesinde. Her bölümünde farklı bir olayı ele alan yapımda, yapay zekâya sahip uçaklardan akli dengesini kaybeden pilotlara kadar uzanan bir bilinmezlik süreci izleyiciye sunulacak.

Araştırmacılar; kazaların arka planını ve yaşanan felaketlerin tekrarını engellemek için neler yapılması gerektiğini sorgularken, çarpışmalar ve yakın tehlikeli geçişler arasında gelişen olumsuzlukları mercek altına yatıracak.

Gerçekçi dramatik canlandırmaların yanı sıra yolcu, pilot ve araştırmacılarla yapılan röportajların da yer alacağı yapım, olayları gün ışığına çıkartırken ekran başındakilere de kendilerini felaketin yaşandığı kokpitin ortasında hissettirmeye odaklı!

Kazalarda çözüme götüren mühendislik becerisini vurgulayarak, dünyanın en popüler jet yolcu uçağını altı yıl boyunca rahatsız eden ve iki ölümcül çarpışmaya yol açan Boeing 737 gizemini de irdeleyen ‘Kazalardan Ders Almak’ isimli dizi bu tarz konulara meraklı olanlar için 15 Ocak Perşembe günü saat 22.00’den itibaren Discovery World’de…

Ara ara yaptığımız önermelerden şimdilik bu kadar. İzleme tercihi her zamanki gibi size kalmış.

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal