Ali Eyüboğlu

Geçen yıl 'Giresun Aksu Festivali'ne giden ancak yağmur yağınca sahneye çıkamayan Yalın, tekrar çağırılınca fiziki koşullar sağlanamadığı için konsere gitmedi. Belediyeyse 'Parasını aldı, konsere gelmedi" diye hukuki işlem başlattı

Giresun’dan okurumuz Salih Şahan şöyle bir e-posta yolladı bana: “Giresun Belediyesi, geçen yıl Yalın konseri düzenleyecekti. Konser yağmur nedeniyle iptal olunca Yalın, yine geleceğine dair söz verdi, ama bu yılki konsere gelmedi. Gerekçe sahne arkasında 50 metrekare LED ekran olmayışı.
Seçim nedeniyle boşta LED ekran yok. Konserden önce gelen tur menajeri Can da led bulamadı. Yalın, ‘LED olmazsa çıkmam’ dedi ve şehire gelmedi.
Parasını peşin alan Yalın’ın konsere çıkmama keyfiliğinin adı şımarıklıktan başka bir şey değil.
Menajeri Seda'ya da, ‘Bir LED bulamadılar, bu ne terbiyesizlik?’ demiş ki asıl ip orada koptu.

'Lale Devri'nin yapımcısı Şükrü Avşar’ın, dün HT Magazin’den Mehmet Çalışkan’a dizisinin eski başrol oyuncusu Emina Sandal’la ilgili yaptığı açıklamayı okuyunca şaşırıp kaldım.
Niye bu denli şaşırdığımı açıklayacağım, ama önce Avşar’ın söylediklerine bir göz atalım:
“Herkes Emina’nın oyunculuğunu kötüledi. Hatta oyunculuğunu beğenmediğim için diziden gönderdiğim bile iddia edildi.
Daha ilk deneyiminde Emina’dan süper bir performans beklemek hayalcilik olurdu. Yılların yapımcısı olarak, kimin ne ölçüde oyunculuk sergileyeceğini bilirim. Emina’da ışık olduğunu fark ettim ve oyunculuk yeteneğinin gelişeceğini öngördüm.
Ne var ki Emina, oyunculuğun bu kadar zaman alacağını sete girmeden önce bilmiyordu. Oğlu Yaman’a yeterince vakit ayıramadığı için diziden ayrıldı. Kalsaydı, oyunculuğunu oldukça geliştirmiş olacaktı.
Bence Emina’nın hakkı yendi. Oyunculuğunu eleştirenlerin Emina’ya özür borcu var.”
Şimdi, “Eee, ne var bunda bu kadar şaşıracak? Şükrü Avşar, mantıklı şeyler söylemiş” diyebilirsiniz haklı olarak.

Koton’un Türkan Şoray’ın unutulmaz filmlerdeki portrelerini tişörtlere basıp, satışa çıkacağını ilk ben yazmıştım, hem de iş daha proje aşamasındayken.
O işbirliğinin ürünlerinden birini klaketi andıran bir kutu içinde gönderdiler bana.
Türkan Şoray tişörtünün yanında bir de ‘Sultan’dan bir de mektup çıktı paketin içinden...
Her satırı ‘Sultan’ zarafetini yansıtan mektubu Türkan Şoray tek başına mı yazdı, yoksa basın danışmanı ve menajeri Bircan Usallı Silan’dan mı destek alarak yaptı bunu bilmiyorum, ama çok beğendiğim için sizlerle paylaşmak istedim: “Bildiğiniz gibi yıllarca rol aldığım filmlerde değişik karakterlere hayat verdim. Her yeni filmde karşınıza başka bir kadın olarak çıktım. Bu filmlerde kimliklerini yansıttığım kadınların hepsinin kendilerine ait farklı dünya görüşleri, duyguları, stilleri vardı.

Show TV’nin dizisi ‘Muhteşem Yüzyıl’ın oyuncularının Kanal D’ye çıkmasını, uzun soluklu bir planın ilk hamlesi olarak görüyorum

Bunun adına ister ‘şüphe’, ister ‘öngörü’...
Bildiğim kadarıyla aylardır Show TV’nin Ana Haber Bülteni’ni hazırlayanlar ‘Muhteşem Yüzyıl’ın oyuncularını konuk etmek istiyordu.
Ama yılın ‘olay dizisi’nin yıldızları ekip olarak ilk kez, Show TV Ana Haber’e değil, Kanal D’deki ‘Beyaz Show’a çıktı. Bunu, Kanal D’nin CEO’su İrfan Şahin’in, “Show TV’nin dizilerine yasak koydu” şeklindeki haberlere inat yaptığı bir hamle olarak görenler olabilir.
Aynı kanıda değilim.
Çünkü, Halit Ergenç, Meryem Uzerli, Selma Ergeç ve Selim Bayraktar’ın Kanal D’ye çıkmasını, uzun soluklu bir planın ilk hamlesi olarak görüyorum. Üstelim ‘tamamen duygusal’ bir hamle bu...

Ünlü senarist ve dizi yapımcısı Birol Güven’le diziler üzerine sohbet ediyorduk.
Güven, reytingleri belirleyen dizi izleyicilerindeki değişim üzerine ilginç saptamalar yaptı.
Güven’in anlattıkları aslında “dizi çılgınlığı”nın nasıl bir izleyici profili yarattığını da gözler önüne seriyor.
Şimdiye kadar reyting rekorları kıran ya da beklenen reytingi alamadığı için yayından kaldırılan birçok yapıma imza atan Güven’in bu konuda söyledikleri şunlar:
“Türkiye’de reytingleri belirleyen izleyici, skandal seyreder hale geldi. Sert gerçeklerden hoşlanan bir denek grubu oluştu. O nedenle bundan böyle ekranlarda naif işlerin şansı kalmadı. Zaten biz de komik, naif, hayat kadar küçük işler yapan son nesiliz. Neslimiz de tükeniyor yavaş yavaş…
Biz sekiz yıl önce aynı ‘Çocuklar Duymasın’ı yapıyorduk. 2003’te aldığımız share 60 civarındaydık. Bugün 15’i geçmiyor share’miz… (İzlenme payı, yani o an ekran karşısındaki izleyiciden yüzde kaçının o yapımı izlediğine dair veri)
Türkiye’de sekiz yılda böyle bir değişim olduğunu zannetmiyorum. Değişen tek şey, Nielsen’in deneklerinde…

Dün bir yazı yazdım, Rolling Stone’da çıkan Britney Spears söyleşisini kendileri yapmış gibi kullanan Süreyya Yalçın’ın Genel yayın Yönetmeni olduğu ‘Luxury Bazaar Best Of’ dergisiyle ilgili.
Dergide ‘Röportaj: Cenk Erdem’ olarak çıkan söyleşinin aslında Rolling Stone’da yayınlanan Britney Spears röportajının çevirisi olduğunu belgeleriyle ortaya koydum.
İnternet siteleri yazımı alıp, kullandı.
Medyatava’ya baktım, Cenk Erdem yazım üzerine siteye bir açıklama yollamış.
Rolling Stone muhabirinin söyleşisini, kendileri yapmış gibi gösteren Luxury Bazaar Best Of’un editörleri veya Cenk Erdem, özür dileyeceği yerde bir de dalga geçmiş benimle aklı sıra.

Süreyya Yalçın’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğu 'Luxury Bazaar Best Of' adlı dergide, Britney Spears'le yapılmış bir söyleşi dikkatimi çekti.
‘Röportaj: Cenk Erdem’ yazıyordu, ama ne Spears’le yan yana fotoğrafı vardı dergide, ne de bu söyleşinin nasıl yapıldığına dair tek satır yazı.
Britney, bir Türk gazeteciye söyleşi verecek ve onca gazete varken ‘İkoncan’ın yönettiği dergiyi seçecek?
Allah Allah! Duy da inanma.
Bu işte bir bit yeniği var dedim ve başladım internette araştırmaya.

Kanal 7’de yayınlanacak ‘Müziklerin Efendisi’, şayet bana anlatıldığı kadar renkli bir diziyse bu yazın fenomeni olur

Müslüm Gürses...
Yunus Bülbül...
Mustafa Topaloğlu...
Safiye Soyman...
Faik Öztürk...