CAN DÜNDAR’A İTİRAZIM VAR!

22 Haziran 2011

Aslında her açıdan ilginç bir konu bu... Tenis Federasyonu, İstanbul’da yapılacak Tenis Turnuvası’nın tanıtımı için Güneri Cıvaoğlu, Can Dündar, Fatih Çekirge ve Fikret Ercan gibi gazetecilerin de içinde olduğu grubu Londra’daki Wimbledon partisine davet etti.
Tenis Federasyonu’nun medya danışmanı, onca usta gazeteci varken Sharapova’yla söyleşi yapma şansını asıl işi gece kulübü işletmeciliği, yeni hobisiyse gazetecilik olan İzzet Çapa’ya verdi.
Bu arada peşinen şunu belirteyim.
İzzet Çapa, gazeteci değil, ama birçok gazeteciden daha iyi yapıyor bu işi...
Mecmua adlı bir dergisi, haber ajansı gibi çalışan bir capamag.com’u var.
Mecmua söyleşileri medyada geniş yer bulan Çapa, “Turnuva öncesi seks diyeti uygular mısınız?” diye sorunca kalkıp gitmiş Sharapova.
Bu nedenle önce Fatih Çekirge, “Böyle de soru sorulur mu?” diyerek konuyu açtı tartışmaya. Dün de Can Dündar, Çapa’nın ‘seks sorusu’nu yazdı.

Yazının Devamı

BiRECiK KIZLARININ TiYATRODA ADI YOK

21 Haziran 2011



Doğa Derneği Birecik Şubesi’nin bahçesinde sohbet ediyoruz, bu örgüte gönüllü destek olan gençlerle...
Mesut Budak adlı genç, Doğa Derneği sayesinde Birecikli gençleri tiyatroyla tanıştırdığını, ancak kız oyuncu bulmakta büyük zorluklar yaşadıklarını söyledi.
Aslen Birecikli olan, ama İstanbul’da doğup büyüyen tiyatro, doğa ve memleket sevdalısı Budak, anlatmaya başladı:
“Tiyatrocuyum. Mesleğimi İstanbul’da yapıyordum. Üç yıl önce Birecik’e gelince burada tiyatronun esamesi okunmadığını gördüm ve memleketimin gençlerini tiyatroyla tanıştırmak istedim.
Önce kendi özel tiyatromu kurdum. Mesut Budak Tiyatrosu, Güneydoğu’daki üç özel tiyatrodan biridir. Diğer özel tiyatrolar Gaziantep ve Diyarbakır’da yani illerde. Bizse ilçede kurulan ve yaşamını sürdüren tek özel tiyatroyuz Güneydoğu’da.”

Yazının Devamı

BOZKIRIMA DOKUNMA!

20 Haziran 2011

Eski Halfeti’de, Birecik Barajı’na tepeden bakan bir evin damındayız...
Gece saat 23.30...
Gölde dubalar üzerine kurulu restoranlardan yükselen müzikler bitti, ama onun yerini başka bir armoni aldı...
Tıpkı göl üzerindeki dört restorandan yükselen müzik sesleri gibi, onların melodileri de farklı...
Birecik Barajı’ndaki kurbağalardan her biri kendi müziğini yapıyor...
Ekiptekilerin çoğu benim gibi ilk kez bir evin damında yatacak olmanın meraklı bekleyişi içinde...
Hava tam da damda yatmayı gerektirecek güzellikte.

Yazının Devamı

İki ‘aslan’ı kim yaraladı?

18 Haziran 2011

“Kendine göre iki tane yaşlı aslanı terbiye etmeye kalktı. Yaşlı aslanlar onun kolunu bacağını ısırdılar. Ancak sirk sahibi iki yaşlı aslanı tekrar kafeslerine koydu, sözde aslan terbiyecisi başka aslanlar veya kaplanlarla göreve devam etti. Bu da iki yaşlı aslanı çok kızdırdı. Yani yaşlı aslanlar yaralı. Biliyorsunuz aslanın da en çok yaralısından korkulur."
Sizce bu sözleri kim söylemiş olabilir?
a. Aslan terbiyecisi.
b. Sirk cambazı.
c. Laf ebesi.
d. Ahmet Çakar.
“Yaşlı aslanlar”la kast edilenler futbol yorumcuları Ahmet Çakar’la Erman Toroğlu, “iki yaşlı aslan”ı terbiye etmeye kalkan da Reha Muhtar olduğunu göre, “d” şıkkını işaretlemekten başka bir seçenek kalmıyor geriye…

Yazının Devamı

TURKCELL, ATA DEMiRER VE AVEA’DAN DAVACI

17 Haziran 2011

Avea’nın Ata Demirer’li yeni reklamını izlediniz mi?
İşte bu reklam yüzünden Turkcell, Ata Demirer ve Avea hakkında dava açma kararı aldı.
Diyeceksiniz ki, “Peki sebep ne?”
Önce Avea’nın reklamını anlatayım, sonra davanın sebebini açıklayayım.
Avea için kılıktan kılığa giren Demirer, reklamın yeni serisinde bu kez teknik direktör olarak kamera karşısında.
Fatih Terim’e benzeyen hoca, soyunma odasında geçmiş futbolcularının karşısına, fırça atıyor onlara:
“Çocuklar n’oluyo ya? Ha?

Yazının Devamı

‘SiMGE’Yi KiM TACiZ ETTi?

16 Haziran 2011

‘Yahşi Cazibe’deki 'Simge' rolüyle yıldızı parlayan Hande Katipoğlu'yla ekranın ötesinde bir tanışıklığınız olmasa bile, diziyi izlemişliğiniz ve verdiği söyleşileri takip etmişseniz nasıl biri olduğuna dair kanaatiniz vardır mutlaka.
Hande Katipoğlu için, “Ekrandaki gibi eğlenceli biridir mutlaka özel yaşamında” diyecekler de çoğunlukta.
Katipoğlu, tanıştığım, ama çok iyi tanıdığım yıldızlardan biri değil.
Tanıdığım kadarıyla bende oluşturduğu izlenim de öyle.
Eğlenceli, samimi ve mütevazı biri.
‘Yahşi Cazibe’ dizisinin 'sezon finali'nin yemeğinde dikkat ettim.

Yazının Devamı

KOÇYiĞiT’iN 'ALTIN KELEBEK' REKORU!

15 Haziran 2011



Pazartesi akşamı aynı saatlerde Haliç Kongre Merkezi’nde '38’inci Altın Kelebek’ ödül töreni, Suada’da ise Quality dergisinin 2'nci yaş günü kutlaması ve ödül gecesi vardı.
Önce 'Altın Kelebek'e gittim, sonra Suada’ya geçtim.
Bu yıl ikincisi düzenlenen 'Quality Ödülleri'nden birini alan Hülya Koçyiğit’le ödüller üzerine sohbet ederken ilginç bir şey söyledi.
Türk sinemasının 'dört yapraklı yoncası'ndan biri olan Koçyiğit, 'Altın Kelebek Ödül Töreni'nin bu yıl kaçıncısının yapıldığını sordu.
Bu akşam 38’inci yapıldı deyince Koçyiğit, bir soru daha yöneltti bana:

Yazının Devamı

‘EFSANE’ DÖNÜYOR

14 Haziran 2011

‘Cannes Film Festivali’nden ilk ‘Altın Palmiye’ ödülünü Türkiye’ye getiren bir yönetmen o.
Filmografisi, ses getiren, ödüllü ve gişede başarılı olmuş filmlerle dolu.
Çünkü yönetmenlik serüveni ‘ödül’le başladı.
İlk filmi olan ‘Endişe’yle, 1975’te Antalya Altın Portakal’da ‘En İyi Yönetmen’ seçildi.
Şimdiye kadar; ‘Köprü’, ‘Deprem’, ‘Nehir’, ‘Derviş Bey’, ‘Her Hangi Bir Kadın’, ‘Tomruk’, ‘Derman’, ‘Kurbağalar’, ‘Güneş Doğarken’, ‘Güneşin Tutulduğu Gün’, ‘Firar’, ‘Kan’, ‘Sen Türkülerini Söyle’, ‘Katırcılar’, ‘Adem ile Havva’, ‘Yılanların Öcü’, ‘On Kadın’, ‘Polizei’ ve ‘Amerikalı’ gibi birçok başarılı filme imza attı.
Yönettiği filmler sadece Türkiye’de değil, yurt dışındaki festivallerden de birçok ödül kazandı.
Çektiği ‘Yol’ filmiyle ‘Cannes Film Festivali’nden ‘Altın Palmiye’ ödülünü Türkiye’ye getiren ilk yönetmen olan Şerif Gören, 1993’ten bu yana film çekmiyordu.

Yazının Devamı