07.09.2024 - 05:03 | Son Güncellenme:
ÇAĞDAŞ ERTUNA
ÇAĞDAŞ ERTUNA- Open AI’ın kurucusu Sam Altman bir yandan makine öğrenimi üzerine uzmanlaşan girişimini büyütüyor, bir yandan da nükleer enerji şirketi Helion’a yatırım yapıyor.
Veri ve enerji maliyetlerinin aynı anda sürdürülebilir bir şekilde düşebileceğine inanıyor ve bu konuda çalışıyor.
Peki ama herkes bu konuda aynı derecede iyimser mi?
Yoksa tam tersine yapay zekanın enerji sorununu daha da artıracağı mı gündemde?
Biliyoruz, yapay zekanın temiz enerji sorunu var.
Yapay zeka için daha fazla elektrik ve su gerekiyor, ama teknoloji firmaları biz kullanıcıların bu yönüyle ilgilenmemizi elbette istemiyor.
Oysa ChatGPT’den her yazı yazmasını, resim yapmasını ya da gününüzü planlamasını istediğinizde çevre de bir bedel ödüyor.
Biliyoruz, interneti destekleyen dev bilgisayar sunucuları depoları olan veri merkezleri, uzun süredir büyük enerji kullanıcıları...
Ancak üretken yapay zeka için gereken özel bilgisayar çipleri çok daha fazla elektrik kullanıyor, çünkü bunlar çok büyük miktarda veriyi okumak üzere tasarlandı.
10 kat fazla elektrik
Yeni çipler aynı zamanda o kadar çok ısı üretiyor ki, onları serin tutmak için daha fazla enerji ve suya ihtiyaç duyuluyor.
Yapay zekanın yararları ve riskleri henüz tam olarak bilinmese de sağladığı kolaylıklar nedeniyle şirketler, teknolojiyi mevcut ürünlerine giderek daha fazla dahil ediyor.
Konu ister istemez çevreyi koruma ve sürdürülebilirliğe geliyor. Çünkü yapay zeka kullanan chatbot üzerinde yapılan bir sorgulamanın, Google’daki standart bir aramaya göre en az 10 kat daha fazla elektrik harcadığı tahmin ediliyor.
Hatta dijital trendlerin istenmeyen sonuçlarını ortaya çıkarmayı amaçlayan Digiconomist web sitesinin kurucusu Alex de Vries, tüm Google aramalarının benzer şekilde üretken yapay zekayı kullanması halinde İrlanda büyüklüğünde bir ülke kadar elektrik tüketebileceklerini hesaplıyor.
De Vries, yapay zeka teknolojilerinin hızla artan enerji talebinin şüphesiz dünyanın daha fazla petrol, gaz ve kömür yakmasını gerektireceğini ve küresel ısınmayı hızlandıracağını savunuyor.
“Yapay zekayı yenilenebilir kaynaklarla beslemeyi başarsak bile, bunların arzının sınırlı olduğunun farkına varmalıyız, dolayısıyla başka yerlerde daha fazla fosil yakıt kullanacağız. Bunun nihai sonucu daha fazla karbon emisyonu” diyor.
Yapay zekanın artan enerji ve su tüketimi, Kaliforniya’da ve dünya çapında endişelere de yol açıyor.
Uzmanlar, tüketicilerin elektrik faturalarını ve kesinti riskini artırırken yeşil enerjiye geçişi nasıl durdurabileceğini de ayrıntılı olarak açıklıyor.
Yapay zeka için inşa edilen düzinelerce veri merkezi, Kalifornia’nın elektriğini tüketiyor. Sadece Santa Clara şehrinde 50 veri merkezi bulunmakta. Devasa binalar artık Silikon Vadisi Enerjisi adı verilen belediye kuruluşunun elektriğinin yüzde 60’ını kullanıyor.
Bunun negatif sonuçlarını önlemek için uzmanlar, teknoloji şirketlerine, sorgulamalarının ne kadar enerji ve su tüketeceğini kullanıcılara açıklama çağrısında bulunuyor.
En azından böylece kullanıcılar bilinçli tercihler yapabilir diye düşünülüyor.
Ancak bu şeffaflaşma çağrısına teknoloji şirketlerinin olumlu bakması elbette söz konusu değil. Tabii bu durumda özel uçakla uçan, çevreye herhangi bir insandan daha fazla zarar veren ama buna rağmen iklim krizi aktivisti geçinenlerden bir farkları kalmayacak.