12.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Çiğdem Yılmaz - İsmailağa Vakfı’na bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi henüz 6 yaşındayken cemaat mensubu Kadir İstekli’yle evlendirdiğinin ortaya çıkmasının ardından kabul edilen iddianamede baba Gümüşel ve anne Fatma Gümüşel hakkında 22 yıl 6’şar ay, Kadir İstekli hakkında ise 67 yıl 10 ay hapis istenmesine karşın herhangi bir tutuklama tedbirinin uygulanmaması tartışma konusu oldu. Ses kayıtları, fotoğraflar ve ifadelerle delillendirilen cinsel istismarın sanıklarının dışarıda olması, delilleri karartma ve tanıkları etkileme endişesini doğurdu. Hukukçular dosyada tutuklama olmamasını ve duruşmanın 6 ay sonrasına verilmesini eleştirdi.
Milliyet’e konuşan ceza hukuku uzmanlarının görüşleri şöyle:
‘KATALOG SUÇ KAPSAMINDA’
Eski Cumhuriyet Savcısı Avukat Bülent Yücetürk:
‘‘Suçun cezasının alt sınırı 27 yıldan başlıyor. Ceza usul yasamıza göre tutuklama için katalog suç dediğimiz suçlar var. Bu suçlar da katalog suç kapsamında. Kaçma şüphesi kural olarak var kabul ediliyor. Burada hem katalog suç olması hem cezanın en alt sınırdan yüksek olması hem de delillerin hepsinin toplanmamış olması söz konusu. Bu olaydaki en önemli delil mağdur ve tanık anlatımları. Ancak sanıklar dışarıda. Sanıkların, tarikat ve diğer güçlerini kullanarak, mağdurun ve tanıkların ifadesini değiştirme ve üzerlerinde baskı kurma ihtimali var. Vakıf yöneticilerinin ve babanın açıklamalarına baktığımızda da delillerin karartılma ihtimali görülüyor. Eğer sanıklar tutuklu olmuş olsaydı mağdurun kardeşleri bu şekilde rahat bir beyanda bulunmazlardı. Bu çocukların baskı altında bu beyanlarda bulunmuş olma ihtimali var. Bu nedenle bu tip suçlarda tutuklanma kararının verilmesi orantılı bir tedbirdir. Çünkü, bu olay Türkiye’de bir bir toplumsal infiale yol açtı. Siyasi görüşü ne olursa olsun, toplumun her kesiminden büyük bir tepki ile karşılaştı ve böyle bir olayda hiçbir şey yokmuş gibi davranmak toplumun değer yargılarına daha çok zarar veriyor. Yargının bu konuda tedbir alması sanıkları tutuklaması gerekiyor.”
‘AĞIR SUÇ SÖZ KONUSU’
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş:
‘‘Bu olay yargının içine düştüğü durumu gözler önüne seriyor. Bu şahısların kesinlikle tutuklanması gerekiyordu. Cinsel istismar gibi çok ağır bir suç söz konusu. Kaldı ki bu suç katalog suçlardan biri. Katalog suçlarda, kaçma ve delilleri karatma şüphesi var. Ceza Mahkemesi’nin 100. maddesi de diyor ki, ‘Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir’. Bu olayda da deliler mevcut. Bunların tutuksuz yargılanması demek delilerin etkilenmesi demek. Bakın kardeşleri çıkıp, mağdur ifadelerinin tam aksini söyleyebiliyor.”
‘VİCDANI DERİNDEN YARALADI’
Avukat Dr. Rezan Epözdemir:
‘‘Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla deliler de ortada. Duruşma gününün bu kadar ileri bir tarihe verilmesi bir kere, adil yargılanmayı da ihlal eder. Bu süreci sürüncemede bırakmak, kamuoyunda böyle bir algı oluşturmak doğru değil. Herkes bir an önce, maddi gerçeğin ortaya çıkmasını istiyor. Deliller ortaydayken bunca delillere rağmen tutuklanma tedbirine hükmedilmemesi de oldukça manidar ve düşündürücü.”
‘KABUL EDİLEMEZ’
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği koordinatörü avukat Nazan Moroğlu:
‘‘6 yaşındaki kız çocuğuna yıllarca süren zincirleme cinsel istismar suçuna ilişkin iddianame yazılmışken, şüpheliler hakkında yargının tutuklama kararı vermemiş olması kabul edilemez. Üstelik katalog bir suç olan TCK 103. maddesine dayanan bir iddianame var ortada ve sanıkların kaçması ya da delil kararması söz konusu.’’
‘NEFES ALAMIYORUM’
6 yaşında dini nikâhının kıyıldığı ve yıllarca zincirleme istismar ve tecavüze uğrayan H.K.G. dava dosyasında genç kızın tecavüzü kanıtlamak için aldığı ses kayıtlarının dökümü de yer aldı. Kayıtlarda, sanık Kadir İstekli’yle tecavüze uğradığı ilk yılları konuşan H.K.G.’nin, “Yani keşke beklenseydi. İlişki olmasaydı o zaman. O zaman bi sorun olmazdı ki. 6 yaşında ilişkiye girmeseydik. Ama bunu düşünememek de çok garip hocam. Yani sen o zaman 28 yaşındasın. 6 yaşında bi çocuğun ilişkiyi kaldırıp, kaldıramayacağını, nasıl düşünemiyorsun? Hadi sen düşünemedin, babam nasıl düşünemiyor?” ifadesine, Kadir İstekli şöye yanıt vermiş:
“Ne desen haklısın. Ama geri dönüp de kapatamıyorsun işte H.K. Yapabileceğim bir şey var mı? Yok işte. Hani ben ister miyim böyle olsun. Hani bu durumda olalım ister miydim sen söyle. Bile bile yapar mıydım yani, soruyorum yani. Yani seni sıkıntıya koymak ister miydim? Fıtratımı da biliyosun. Kasti bi şey yok H.K. Yani nasıl diyelim, düşünememişiz işte hani. Senin o zaman ki fıtratın, o zaman ki tavrın anladın mı? Yanlış.”
‘UNUTMAM MÜMKÜN DEĞİL’
H.K.G., konuşmanın bir bölümünde de Kadir İstekli’ye “Geçmişi unutmam mümkün değil ve gerçekten de dedikleri gibi olmuyor işte. Yıllardan beri yazık günah, hem sana hem bana. Görmüyor musun hocam halimi. Nereye kadar bunalıyorum, nefes alamıyorum. Darlanıyorum” diyor.
KARDEŞİNE DE YAŞLI MÜRİT
Ses kaydında ayrıca Kadir İstekli, H.K.G.’nin kız kardeşini de cemaatten yaşlı bir adama teklif ettiğini itiraf ediyor. O bölüm şöyle:
Kadir İstekli: Anladım. Ben seni kendi yanımda mutlu görünce, ne bileyim senin de benim yanımda mutlu olduğunu zannediyordum demek ki. Garip bir olay işte H.K. Hani izahı yok. Yani izahı olacak bi şey değil işte ya. Ben Adem C.’ye teklif ettim A.H.’yi. Bacanak olalım diye, ‘Yok’ dedi. ‘Ben yapamam’ dedi. Benim saçım beyazlamış cart curt. İyi ki ‘Yok’ demiş. Şu an Adem C., A.H.’yi bekliyor olsaydı, ne olacaktı H.K., dedesi yaşında adamla olcaktı ya. A.’yı nasıl verecektin ona? Hani ben bi nebze. Benim saç sakal sonradan ağardı. Ben hiç yaşımı göstermiyordum ki. Normal seninle karşı karşıya geldiğimiz zaman aramızda yaş farkı gözükmüyor.
‘YAŞINI BÜYÜTMESEK...’
H.K.G.: Karakol olayı. Orada yaşımı büyütmüştük değil mi?
Kadir İstekli: Yaşını büyüttük. Yoksa ben giriyordum içeri. 3 sene 4 sene yatacaktık. Onu affetmiyor ki devlet ona bakmıyor yani.
H.K.G.: Orada nasıl benim yerime başkası girmişti?
Kadir İstekli: Başkası girdi.