28.08.2023 - 02:53 | Son Güncellenme:
Aura Design Studio nasıl ve ne zaman kuruldu?
Aura Design Studio, yaklaşık 14 yıllık proje, proje yönetimi ve şantiye deneyimlerimden sonra hem tasarım hem de uygulama projeleri konusunda uzman bir ofis olması hedefiyle 2016 yılında kuruldu. Karma kullanım projeleri, eğitim yapıları, ticaret, ofis, konut, konaklama ve iç mekan projeleri uzmanlık alanlarımız. Ofis olarak altı yıldır hem kamu hem özel projelerde kullanıcı senaryosu odaklı, yeni mekân deneyimleri sunan projeleri hayata geçirmek amacıyla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Son iki yıldır birçok davetli yarışmadan davet aldık. Çoğu yarışmayı kazanarak aldığımız projeler de işlerimizin önemli bir kısmını oluşturuyor.
Ekibiniz, işverenleriniz ve çalışma prensipleriniz hakkında neler söylersiniz?
Ekibimiz; tasarım, uygulama, modelleme ve BIM alanlarında uzman bir kadrodan oluşuyor. Proje hizmetlerinin yanı sıra proje danışmanlığı ve proje yönetimi hizmetleri de veriyoruz. İşverenlerimiz genel olarak, yaşanılan proje süreci memnuniyetinin katkısıyla tekrar ederek çalıştığımız kamu kurumları ve inşaat firmalarından oluşmakta. Projelere başlarken işverenlerimizle birlikte proje başlangıç toplantısı yapıyoruz. Sonrasında yapı senaryosu oluşturuyoruz. Hazırladığımız bu senaryo doğrultusunda yapı tasarımını ve sunumlarımızı hazırlıyoruz. Yaklaşık iki yıldır sürdürdüğümüz bu sistem; hem işveren hem de son kullanıcı açısından çok olumlu süreçler ve sonuçlar yaşamamıza yardımcı oluyor.
Ofis olarak iç mimari tasarımdan kentsel tasarım projelerine kadar uzanan geniş bir perspektifte projeler üretiyorsunuz. Çok yönlü bu tasarım süreçlerinin yönetimini nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Ofisin kurulumundan önceki mesleki deneyimlerimin bu konuda büyük katkısı oldu. Çok farklı fonksiyon- büyüklükte ve farklı görevlerde bulunarak proje üretim süreçleri geçirdim. Bütün bu süreç ve deneyimler ışığında proje yaklaşımlarınız hem ölçek hem tasarım bağlamında oturuyor tabi. Proje sürecinde ve sonucunda yaşanabilecek sorunların önceden tahmin edilmesi, proje sürecinin nasıl ele alınması gerektiği gibi konular net olduğunda tasarım ve bağlam konularına odaklanabiliyoruz. Küçük ölçekli mimari yapılar, iç mekânlar ve master plan çalışmaları ortak bir mimari perspektifte tasarlanabilir hale geliyor. Bir de tabi biz ekip olarak farklı ölçek ve fonksiyonlarda çalışmayı seviyoruz, tercih ediyoruz. Her projeyi yeni bir deneyim ve fırsat olarak görüyoruz. Tasarıma geniş bir bakış açısı ve vizyonla yaklaşıyoruz. Projelerin hem projelendirme hem de uygulama safhalarında sürekli takip ve koordinasyon yapıyoruz.
Proje üretimlerinizin odak noktasının “yeni mekansal deneyimler” olduğunu ifade ediyorsunuz. Bu yaklaşımınızı detaylandırır mısınız?
Biliyorsunuz mimari eserler çağlardan beri dönemleri ile birlikte değerlendirilirler. Geçtiğimiz yirmi yıl “neo-modernism” ve “parametrisizm” adı ile birlikte özellikle yıldız mimarların tasarımları ile kendi tasarım dillerinin ön plana çıktığı, kullanıcı deneyiminin farklı ve karmaşık mekan dilleri ile ele alındığı bir dönemdi. Bu dönemin sona erdiğini ve yeni bir mimari dönemde olduğumuzu düşünüyorum. MVRDV, BIG, UN Studio, Snohetta gibi ekipler 90’lı yıllardan beri yurtdışında bu tasarım dilinin öncüleri. Bu yeni mimari dönemin insan ölçeğinde sunulan yeni mekan deneyimleri ile mimarinin insan hayatına nüfuz ettiği, doğayla bütünleşen, sürdürülebilir bir mimari dönem olduğu fikrindeyim. Bizler de Aura Design Studio olarak insanların yaşam standartlarını yükselten, estetik ve fonksiyonel mekan tasarımlarını önemsiyoruz ve tüm yapılarımızda mutlaka yeni mekansal yaklaşımlar deniyoruz.
Kamusal alanlar günümüzde yeni yaşam deneyimlerinin odağında yer alıyor. Bireysel, kişiye özel tasarlanan yapılarımızın yanı sıra toplum tarafından kullanılan, deneyimlenen alanlar daha anlamlı ve değerli. Kamusal projelere çok önem veriyoruz ve tasarım süreçlerimiz; mekansal kalite, insan ölçeği, açık-yarı açık-kapalı mekan ilişkileri, engelsiz yaklaşımlar, peyzajla bütünleşen tasarımlar ekseninde gelişiyor. Bu eksen tüm yapılarımızın kendine özgü olmalarını ve özelleşmelerini sağlıyor.