Bu sıralar bütün saat meraklıları 1 Nisan’da Cenevre’de kapılarını açacak olan Watches and Wonders fuarıyla ilgileniyor. Neyse ki saat dünyası İsviçre’den ibaret değil, bugün biraz daha uzakta Los Angeles’ta yaşayan Wesley Kwok ve Cullen Chen isimli iki arkadaşın 2017’de kurdukları Nodus’tan söz etmek istiyorum.
Cullen Chen, üniversitede Seiko saatlerinin beğenmediği kozmetik unsuru parçalarını değiştirerek saat dünyasına adım attı. Wesley Kwok ise babasının hediye ettiği bir Tissot’nun ardından saatler üzerine düşünmeye başlamıştı. İkisi de müzik sektöründe çalışmaya başladıktan sonra buluştukları bir gün bileklerindeki saatlerden konuştular. Sonra “eğlenceli” diyerek hayallerindeki saati tasarlamaya başladılar. Başlangıçta sadece bir hobi olan bu merak, tasarladıkları saatin ne kadara mal olacağını merak ettiklerinde başka bir evreye geçti. Çin ve Hong Kong’daki saat fabrikalarını gezdiklerinde bir saat markası kurmaya karar vermişlerdi.
En büyük hedefleri kendileri gibi saat meraklısı olan kişilerdi. Yola çıkış noktaları da ikonik saatlerin hoşlarına gitmeyen yönlerini değiştirmekti. Örneğin Nodus’un çıkardığı ilk saat olan Trieste, yüksek saatçilik markalarından biri olan Blancpain’in Fifty Fathoms Bathyscaphe modelinden ilham alan bir saat. Trieste, 1960’ta gezegenimizin bilinen bu en derin noktasına (yaklaşık 11.000 metre derinliğe) inmeyi başaran Trieste adlı denizaltıya (batiskaf) bir gönderme.
Trieste modeli bir taklit değil bir tür saygı duruşu. Bu noktada ince bir ayrım söz konusu, bir tarafta on binlerce dolarlık bir saat diğer tarafta ise fiyat segmentine göre (Nodus saatleri 500 dolar civarında satılıyor) iyi kalitede malzemeler (316L çelik kasa, safir cam) ve kendini ispatlamış mütevazı mekanizmalar (STP1-11 veya Seiko NH35) kullanan 200 metre basınca dayanıklı sağlam bir saat var. Blancpain Fifty Fathoms Bathyscaphe malzeme kalitesi, mekanizma teknolojisi, işçilik ve marka mirası açısından Nodus’ten çok daha üstün ama Trieste çok başarılı oldu çünkü çekici bir tasarımı güvenilir bir mekanizmayla, sağlam bir yapıyla ve erişilebilir bir fiyata sunuyordu.
Aradan sekiz yıl geçti ve geçen ay analog fotoğraf meraklılarını heyecanlandıran “The Obscura” isimli yeni bir saat duyuran Nodus artık çok başka bir noktaya gelmiş durumda. Obscura, Latince karanlık oda anlamına gelen ve fotoğraf makinelerinin atası sayılan optik bir cihaz olan “camera obscura’dan geliyor. “The Obscura” bugüne kadar kimsenin aklına gelmeyen yeni paten alınmış bir özelliğe sahip: sadece saatin tırtıklı çerçevesini (bezel) çevirerek pozlamayı ölçmek mümkün! Geriye kalan şey bu ölçümü makinede uygulamak.
Tıpkı Breitling markasının ünlü Navitimer modelinde pilotların gerekli uçuş hesaplamalarını yapmasını sağlayan bezelin dairesel sürgülü hesap cetveli olması gibi Nodus The Obscura modeli de analog fotoğraf makinesiyle çekim yapmayı seven fotoğrafçıların, ışığın filme etkisini hesaplayıp doğru pozlama yapılmasını mümkün kılıyor. “The Obscura” bir iş birliği ürünü, fikir fotoğraf buluşmaları düzenleyen Beers And Cameras (B&C) kurucusu ve saat koleksiyoneri Juan Martinez’e ait.
Saatin aletsiz mikro ayar yapılabilen bileziği de (dev markaların bile aciz kaldığı mesele) bir tasarım ve araştırma laboratuvarına sahip olan Nodus icadı.