Son Güncellenme:
2020 yılına kadar planlanmış olan "orta vadeli program"da, son dönemlerde arazi bankacılığı modeli olarak bilinen teknolojik bir yenilikten bahsediliyor. Gündemin merkezinde yer alan bu yeni değişiklikle asıl hedeflenen, atıl durumda olan tarım arazilerini yeniden ekonomiye kazandırmak. Peki projenin işleyişinde ve kapsamında neler var? Tarım ve gayrimenkul sektörüne yeni bir soluk kazandıracak olan arazi bankacılığı modeli hakkındaki tüm ayrıntılar yazımızda!
Kullanılmayan atıl durumdaki boş arazilere yeniden işlev kazandırma amacıyla başlatılan bankacılık modeli sayesinde gayrimenkul sektörüne adeta yeni bir disiplin ve yeni bir çehre getirilmeye çalışılıyor. Yapılacak olan yeni sistem; tarıma bağlı teminat sıkıntılarının giderilmesi, tarımsal hibe ve kredilere bağlı işlem yükünün azaltılması, limitlerin maksimize edilmesi ve tahsilat zamanının minimum düzeye indirgenmesi gibi çeşitli politikaları kapsıyor. Ayrıca tarım arazilerinin kullanımına ilişkin doğan birtakım problemlerin giderilmesinde de yine büyük bir rol oynuyor. Tarım topraklarının genişletilmesi, tarımla uğraşan çiftçilere toprak kazandırılması ve tarım yapılarının ıslah edilmesi gibi atılımlar sayesinde daha etkin bir gayrimenkul piyasasının ön plana çıkacağı düşünülüyor.
Tüzel kişilik yapısına sahip olan bankacılık sistemi, kamu yararı kapsamında çalışma gösteriyor. Yani herhangi bir kar gütme amacı bulunmuyor. Arazi bankacılığı adındaki bu yenilikçi uygulamanın asıl dayanak noktası ise kuşkusuz Fransa. Referans olarak gösterilen bu Avrupa ülkesindeki Arazi Geliştirme ve Kırsal Yerleşim Birliği'nin Türkiye'ye getirilerek faaliyet göstermeye başlaması amaçlanıyor. Bankacılık modeli, SAFER adındaki bu birliğin ilgili meslek odaları ve tüzel kişilikleri yardımıyla bölgesel çerçevede kuruluyor.