İkinci Trump dönemi denildiğinde en çok konuşulan, tartışılanların başında dünyanın geleceği kadar ABD’nin kendi iç meseleleri, özellikle “müesses nizam” ya da “derin devlet” muhabbeti de var.. Malum “kim başkan olursa olsun, o müesses nizam Amerika’yı idare eder” deniliyor. Pentagon, istihbarat, Siyonist ve Evangelist sermayeden oluşan üç ayaklı bir sistem, güç yani. Ve ABD’de kim ne derse desin sonuçta Pentagon, CIA’in dediğinin olduğu söyleniyor... ABD başkanlarının aslında kukla olduğu iddiaları dahi söz konusu. Dolayısıyla “dünyada savaşları bitireceğim” diyen Trump’ın ABD’deki “derin devleti tamamen yok edeceğim” kararlılığı da bundan sonra Amerika’nın dış politikaları kadar kendi iç meselelerinin de çok daha fazla konuşulacağı ve ses getireceği anlamına geliyor. Zira ne diyor Trump? Bizi bitmek bilmeyen savaşlara sürükleyen sistemin tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor. Dışişleri Bakanlığı, savunma bürokrasisi, istihbarat servisleri ve diğer tüm kurumlar tamamen elden geçirilmeli ve derin devlet unsurları tasfiye edilerek ABD’yi önceliğimiz yapmalıyız. Ne yapılması gerektiğini de biliyorum...
★ ★ ★
Bunlar Trump’ın daha adaylık sürecinde de sarf ettiği sözler… Malum ilk döneminde Trump’ın bazı politikaları mahkemeler veya bürokrasi tarafından engellendi, hakkında soruşturmalar açıldı… Hatta ABD Başkanı olarak dediklerinin tam tersi yapılan işler de oldu… Mesela ilk döneminde esip gürleyen Trump, Suriye’den asker çektik deyip sayı bile verirken ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, “Suriye’den asla asker çekme olmadı” sözleriyle ABD Başkanı’nı nasıl uyuttuklarını kandırdıklarını (16 Kasım 2020 tarihli yazımız) çok net itiraf etmişti. Koskoca ABD Başkanı’nı nasıl kandırıyorlar diye sorduğum Washington’da uzun yıllar ateşelik yapan Emekli Dz. Kur. Kd. Albay Mehmet Asal şöyle demişti:
“Hangi birine yetişecek dünyanın her ülkesinde bin tane olay dönüyor. Üstelik hangi askeri siyasi bilgisiyle takip edecek mümkün değil ki. Başkan bir şey söylüyor, ha, tamam diyorlar bildiklerini okuyorlar. Askerleri buradan buraya aldık demiyor da mesela Suriye’den çektik diyor. Ama Suriye’den alıp ABD’ye çekmiyor ki, bölgede bir başka yere naklediyor, sonra uygun bir zamanda aynı yere tekrar geri koyuyor. Resmen oynuyorlar.”
Yine Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı bir telefon görüşmesinde artık YPG’ye silah vermeyeceklerini söylemesinin ardından ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’dan “YPG’ye desteğimiz sürecek” diye tam zıddı bir açıklama da gelmişti. Görünürde Başkan yeni politikalar açıklıyor havasındaydı ama ABD’de kim ne derse desin sonuçta Pentagon ve CIA’in dediği oluyordu...
★ ★ ★
Yani Amerikan siyaseti, yüzeyde görünen iki partili sistemin ötesinde, derin ve karmaşık bir yapı demek aslında... Aralarında da öyle çelişkiler var ki, Başkan dahil her kafadan farklı sesler çıkıyor, doğal olarak sürekli “Hangi ABD” tartışması yaşanıyor. Ya da Başkan, generaller, CIA, daha doğrusu “derin devlet” ne derse onu yapıyor...Dolayısıyla ilk dönemde yaşadıklarıyla hayli deneyimlenen ve bilenen Trump bu kez yekten “derin devlet”e karşı savaş açmış havasında. Bunu da ABD halkı ve bütün dünya adına yapacağını söylüyor. Aksi halde “derin devlet”in ABD’nin başını belaya sokacağı gibi dünyaya nükleer savaş gibi felaketler getireceğini belirtiyor. Müesses nizam, küreselciler, derin devlet adına ne derseniz deyin onlar da bir dünya savaşını körüklemeye ve Trump daha koltuğa oturmadan, uygulaması gereken kararları oluşturmaya ya da mecbur bırakmaya çalışıyorlar… Amerika, Amerika’ya karşı kısacası...