Bu hafta yine siz değerli okurlarımız, birçok telefon ve mesajla bana ulaştınız. Bir süredir hazırladığım tam sayfa formatındaki sorunları ele aldığımız sayfayı soruyorsunuz. Merak etmeyin, sayfamız kapanmadı; yalnızca format değişikliğine gidildi. Sizlerden gelen konuları araştırıp yazmaya devam ediyorum. Bu hafta, sizler için farklı başlıklarda dikkatleri çeken konuları ele aldım.
İzinleri kaldırın
Okurların çoğundan, çakar ve tepe lambası kullanımıyla ilgili sorular ve şikâyetler alıyorum. Bir okurumuz, İstanbul’da sabah trafiğinde yanından çok sayıda çakarlı araç geçtiğini ve polislerin kontrol edip yolladığını dile getirdi. Evet, geçen hafta, yetkisiz çakar kullanan sürücülere 96 bin lira trafik idari para cezası uygulanacağını hatırlatan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sürücü belgelerinin 30 gün süreyle geri alınacağını ve aracın 30 gün trafikten men edileceğini anımsattı. Ancak okurumuzun şikâyetine benim de bir eklemem olacak: Elimden geldiğince İstanbul’daki trafik denetimlerine katılıyorum. Kendi gözlemim de okurların dediğiyle uyuşuyor. Polis memurlarının durdurdukları 10 araçtan 9’unun genelde çakar izni bulunuyor. Bu araçların çoğunluğu lüks şirket araçları! Sorunun temelinde cezalardan ziyade bu izinlerin kolayca verilmesi yatıyor. Ayrıca, Bakan Bey’in düzenli olarak kamuoyu ile paylaştığı ihlal rakamları var. Bir de Türkiye’de kaç kişide çakar izni olduğu paylaşılırsa kamuoyu bilgilenmiş olur… Bu konuyla ilgili önemli bir iddia da var, onu da dile getirmezsem denetime gittiğim memur arkadaşlara haksızlık etmiş olurum. Görevli memurların verdiği bilgiye göre, Adliye servisleri de çakarlı lamba takıp emniyet şeridini kullanıyor; ben de çok kez şahit oldum. Bu araçları durdurup ceza kesiyorlar, ancak memurların dediğine göre, bu araçla giden gelen hâkim ve savcılar, bu cezaları mahkeme yoluyla iptal ediyormuş. Bu konunun da incelenmesi gerektiğini düşüyorum…
Çözüm üretilebilir
Futbol kulüplerinin ekonomik sıkıntıları gündemdeki yerini koruyor. Büyük kulüpler finansal açıdan zorlansalar da Anadolu kulüpleri çok daha ciddi sorunlarla karşı karşıya. Bu kulüplerin yerel yönetimlerden aldıkları destek, ayakta kalabilmeleri için hayati önem taşıyor. Geçen hafta Beşiktaş’ın “SüperApp” projesinin lansmanına katıldım. Bu tür projeler, kulüplerin gelir kaynaklarını artırmak için önemli adımlar. Anadolu kulüplerinin de benzer projeler geliştirerek finansal darboğazdan çıkabileceklerini düşünüyorum. Yerel yönetimlerin desteğiyle daha yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler üretilebilir.
Örnek bir proje
Kahramanmaraş merkezli depremin ardından, Maltepe Binbaşı Necati Bey İlkokulu öğrencileri, sınıf öğretmenleri Alparslan Ceylan’ın rehberliğinde “Can düdüğü” geliştirdi. 3D yazıcılarla üretilen bu düdüklerde, çevre dostu malzeme kullanıldı ve üzerinde kimlik bilgisi barındırıyor. Az oksijenle yüksek ses çıkarma ve fosforlu ışık yayma gibi özelliklere sahip olan bu düdükler, deprem bilincini artırmak için örnek bir proje. Maltepe Kaymakamı Bahri Tiryaki, bu çalışmayı deprem farkındalığı açısından çok değerli bulduğunu belirtti. Bu tür projeler, hem çocukların yaratıcılığını destekliyor hem de toplumsal bilincin güçlenmesine katkıda bulunuyor.
Sevgili okurlar, bu hafta dikkatleri çeken konuları sizlerle paylaşmaya çalıştım. Görüş ve önerileriniz benim için çok değerli. Sağlıcakla kalın…