13.01.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Koronavirüsle uygulanmaya başlanan uzaktan eğitim, ödev araştırmaları yapmak için girilen siteler, arkadaşlarla iletişim kurmak için dahil olunan sohbet odaları, biraz kafa dağıtmak için oynanan dijital oyunlar derken çocuklar, zamanlarının büyük bir bölümünü bilgisayar ve telefon karşısında geçiriyor. Aslında her şeyin masum göründüğü sanal dünyada çocukları birçok tehlike bekliyor. Bunların başında siber zorbalık geliyor. Bireylerin sosyal medyada ya da oyunlarda dahil olduğu grubun dışında bırakılması, sohbet odalarında hakarete uğraması, profilindeki fotoğrafların izinsiz kullanımı, siber zorbalığın kapsamına giriyor. Bu durumu yaşayan çocuklarda ise okul başarısının düşmesinin yanı sıra uyku düzeninde bozulmalar ve psikolojik sorunlar görülebiliyor.
Her yıl gittikçe büyüyen bu sorunun çözümü ve ailelere yol göstermek amacıyla MEB, EBA üzerinden Siber Güvenlik Portalı oluşturdu. Öğretmenler de internetin zararları yönünde bilgilendirme yapıyor. Ancak bu sorunu yaşayan çocukların büyük bir kısmı, konuyu ailelerine bile anlatmıyor. O nedenle aileler de çocuklarının içinde bulundukları zor durumdan çoğu zaman habersiz. Çağın en büyük sorunu olan siber zorbalığı Bahçeşehir Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sinan Aşçı’ya sorduk:
Pandemide arttı
- Siber zorbalık nedir?
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımıyla elde edilen bazı özellikleri bilinçsiz ya da kötü niyetli bir şekilde kullanmamız sonucu ortaya çıkan bir durum olarak ele aldığımız siber zorbalık, sadece çocuk ya da ergenlerin birbirine yönelik negatif sonuç doğuran davranışları için kullanılıyor. Kişileri tanıyalım ya da tanımayalım, siber zorbalık internet ortamında tek seferde hızla yayılması ve kalıcılığı mağduriyetin sürekliliğini de beraberinde getiriyor. Siber zorbalık bireylerin sosyal medyada ya da oyunlarda dahil olunan grubun dışında bırakılması, sohbet odalarında hakaret edilmesi, profildeki bilgilerin ya da fotoğrafların izni olmadan kullanılması, utandırmak, küçük düşürmek, incitmek amaçlı mesaj ya da fotoğraf paylaşımı gibi pek çok şekilde örneklendirilebilir.
Kısa süreli yaşanan saldırgan ve hakaret içeren tartışmalar, sürekli gönderilen incitici mesajlar, itibar zedelemek için karalama, kişileri kötü duruma düşürecek davranışlarda bulunmak amacıyla başkasının kimliğine bürünme, çevrimiçi grupların dışında bırakılması ya da ısrarlı siber takip gibi davranışlar da örnek olarak verilebilir.
- Uzaktan eğitimde çocukları bekleyen tehlikeler neler?
Çevrimiçi ortamlar şu an yoğun olarak uzaktan eğitim için kullanılıyor olsa da çocukların hayatında sadece bu amaç için yer almıyor. Arkadaşlarıyla haberleşmek, eğlenmek, müzik dinlemek, dizi/film izlemek, ilgi alanlarını geliştirmek için kullandıkları ortamlar... Bunların tamamını internet görgü kuralları açısından uygun bir şekilde kullanırken herhangi bir sorunla karşılaşmıyorlar ya da karşılaştıklarında kolayca üstesinden gelebiliyorlar.
Tersi durumda ise birtakım çevrimiçi tehlikelerden söz etmek mümkün. Microsoft, her yıl “Dijital Nezaket Araştırması” yapıyor. Türkiye dahil 25 ülkeyi kapsayan araştırmadan anlaşıldığı üzere, internetin sorunlu ve aşırı kullanımı, yaş ve gelişim düzeyine uygun olmayan içeriklere erişim, mahremiyet konusunda özel bilgilerin herkese açık bir şekilde paylaşılması gibi durumlar çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor. Siber zorbalık da çevrimiçi tehlikelerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
- Pandemide siber zorbalık arttı mı?
Pandemiyle herkes için stresli ve kafa karıştırıcı bir dönem başladı. Hem eğitim öğretim hem de iş ortamlarını uzaktan yürütmeye çalışan insanlar, sosyal mesafe ve fiziksel izolasyon nedeniyle evde daha fazla vakit geçirmeye başladı. Bu durum herkes için çevrimiçi platformların kullanımını belli oranda artırdı. Evden çalışmayı dengelemeye çalışan, okul çalışmalarına yardımcı olan pek çok ebeveyn ya da öğretmen göz önünde bulundurulduğunda, çocuklarının çevrimiçi olarak yaptıklarına çok dikkat etmeleri mümkün değil. Pandemide, siber zorbalığın dünyada da arttığını ortaya koyan çalışmalar var.
Onu yargılamayın!
- Aileler çocuklarını korumak için ne yapmalılar?
Türkiye’deki birçok araştırma sonucunda siber zorbalık davranışına maruz kalan çocuk ya da ergenlerin aileleriyle bu deneyimi paylaşmak istemediğini, bunun bir nedeni olarak internet kullanımlarının engelleneceği endişesi taşıdıkları görülüyor. Çevrimiçi ortamlarda çocuklarının karşılaşabileceği herhangi bir risk durumunda kendileriyle bunu paylaşabileceği ve onları yargılamadan birlikte çözüm bulabileceklerini gösteren ve güven ortamı oluşturan bir davranış sergilemeleri çözüm için iyi bir başlangıç olabilir.
Sosyal medya şifrelerinin paylaşılmaması, zorbalık yapan kişinin engellenmesi, olaya ait kanıtların kaydedilmesi ve saklanması, rahatsız olunan şeyin paylaşılmaması ailelere ve onlar aracılığıyla çocuklarına hatırlatmamız gereken önemli noktalar. Aileler tek başına konuyu çözüme kavuşturamayabilir. Okullar tarafından yapılan önleyici çalışmaları dikkatle takip etmeliler. Siber zorbalık yaşanması halinde başvurulabilecek hukuki yollar da bulunmakta.
Ergenlikte çatışmaya açık
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, kızlarda 11-13, erkeklerde 12-14 yaşlarında başlayan ergenlik döneminde kişinin kendisinin bir birey olduğunu, her şeyi en iyi kendisinin bildiğini düşünerek ailesine mesafeli durduğunu belirtiyor. Çetin, sorun yaşayan ergenlere şu şekilde yaklaşılmasını öneriyor:
- Ergenlikteki bireyler ailelerden uzaklaşma, arkadaşlarıyla yakınlaşma ihtiyacı hissederler. Ebeveynlerin bu sürecin geçici olduğunu anlaması ve çocuklarına saygı göstermeleri gerekmekte.
- Bu dönemde birey, çatışmaya oldukça açık. O nedenle çocukların seçimine saygı duyulmalı.
- Yaşadıkları sorunları sizinle paylaşabilmesi için sizden korkmaması gerekmekte.
- İlişkisini paylaşmak istemiyorsa bu süreci anlayışla karşılayın ve anlatması için baskı kurmayın.
- Ona güvendiğinizi hissettirin, kuşkucu bir tutum izlemeyin.
- Cinsel eğitimi doğru kaynaklardan almasını sağlayın.
- Çocuğunuzun ilişkilere dair duygularını küçümsemeyin, yoğun olduğunu düşünüyorsanız psikolojik destek alın.
Ekranı saklıyorsa dikkat
Sosyal medya kullanan gençlerin yüzde 36,5’inin siber zorbalığa uğradığına, her 10 gençten sadece 1’inin ailesini, yaşadığı zorbalık konusunda bilgilendirdiğine dikkat çeken Bitdefender Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, çocuğun siber zorbalığa maruz kaldığını gösteren işaretleri şöyle sıralıyor:
- Çocuğunuzun, telefonunu veya diğer cihazlarını normalden daha az veya daha fazla kullanmaya başladığını fark ediyorsanız dikkatli olmanızda fayda var. Sosyal medya hesaplarını sürekli kapatması ve yeni hesap açması siber zorbalığa uğradığını gösterebilir.
- Bir mesaj veya e-posta geldiğinde aşırı üzülüyor veya sinirleniyor mu? Çevrimiçi iletişime yönelik olağandışı duygusal tepkilere dikkat etmek önemli. Bu, çocuğunuzun bir şeyden rahatsız olduğu anlamına gelebilir.
- Zorbalığa uğrayan çocuklar aktivitelere olan ilgilerini kaybeder, bunalır ve olaylardan kendilerini geri çeker, öfkeli veya endişeli olabilir. Ruh halindeki herhangi bir değişikliği ciddiye alın.
- Düşüşe geçen notlar, uyku düzeninde bozukluklar da gösterge olabilir.