20.03.2023 - 10:52 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
Bir süredir yaşanan sokak eylemleri ile gündeme gelen İran, bu sefer ülkedeki skandal hapishaneyle dünyada ses getirdi. Başkent Tahran'dan bulunan Evin hapishanesini birçok ülkenin medyası manşetten verdi. İran'ın en ünlü cezaevi Evin, özellikle rejim değişikliğinin yaşandığı 1979'dan sonra muhaliflerin ve siyasi tutukluların hapsedilmesiyle tanındı. Aradan geçen 40 yılı aşkın sürede Evin'e konulup da işkence görmeyen az sayıda mahkum oldu. İşkence evi olarak bilinen Evin'de son olarak geçtiğimiz yıl silah sesleri duyulmuş ve Tahran yönetimi mahkumlar arasında kavga çıktığını savunmuştu.
'Utanç verici görüntüler' başlığı altında servis edilen korkunç anlar, hapishanedeki işkence, ve darp görüntülerine sahne oldu. İngiliz basını ise 2009 yılında Evin hapishanesine 'Hristiyan olduğu' için girdiğini öne süren ve burada 9 ay kalan Marziyeh Amirizadeh'ın ifadelerini haberleştirdi.
Hapishaneye giren kişilerin insanlık dışı şartlarda kaldığını belirten Marziyeh, Birlemiş Milletler'in özel bir ekibi hapishaneye gönderdiğini ancak bu ekibin hapishane görevlileri tarafından hazırlanan özel bir kısımda gezdirildiğini belirterek asıl şartların dünya kamuoyundan saklandığını belirtti. Marziyah söz konusu gelişme hakkında şunları söyledi:
'Biz içerideyken diğer koğuşların kapılarını kilitlediler. Müfettişlere ses verelim diye bağırdık ama kimse sesimizi duymadı'
Hapishanede korku filmlerini aratmayan bir hücrede kaldığını da belirten Marziyah, söz konusu hücreyle ilgili şu ifadeleri kullandı:
Bir yer altı zindanı gibiydi. Nefes alamıyorsun, hava girişi ve çıkışı yok. Yemekleri size yukarıdan gardiyanlar atardı. 'Soğuk bir beton zeminde uyuduk ve idrarla ıslanmış battaniyelerle ısındık'
Marziyeh, Evin Hapishanesi'nin 'sorgu odası- 209' bölümünün cehennemden beter olduğunu ve mahkumların metal bir sandalyede gözleri bağlı tutularak saatlerce işkence ve tecavüze uğradıklarını söyledi.
Açıklamalarının devamında Marziyeh, hapishanede çalışan bir kadın arkadaşlarına bir "klinikte" iş teklif edildiğini ancak genç kadının her akşam ağlayarak döndüğünü aktardı. Marziyeh olayın bir süre sonra açığa çıktığını belirterek şu sözleri kullandı:
'Neden ağladığını bilmiyorduk. Üst düzey yetkililerin gelip onu cinsellik için kullandıklarını öğrendik'
Öte yandan Marziyeh, insanların bu hapishanelerde tutuklu protestocularda neler olduğunu anlamaları gerektiğini aktardı. Birleşik Krallık Parlamentosu'nun araştırmasında ise Mahsa Amani hareketinin bu yılın Eylül ayında başlamasından şimdiye kadar İran'da 516 protestocu öldürüldü. Tutuklananların sayısı neredeyse 20.000'i aştı ve bu sayının önümüzdeki günlerde artması bekleniyor.