17.11.2022 - 12:04 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Polonya'nın sınır köyü Przewodow'a düşen füzenin kaynağı uzun süre belirlenemedi, kuşku girdabı dünyanın üstünde saatlerce döndü. Rusya'nın Ukrayna kentlerini füze yağmuru tuttuğu dakikalarda gerçekleşen olayın gizemi Çarşamba günü çözüldü.
Füzenin nereden ateşlendiğini ilk bildiren, Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı oldu. AP, ABD'li yetkililere dayandırdığı haberinde füzenin Rus füzelerini durdurmak için Ukrayna tarafından ateşlendiğini duyurdu.
Saatler sonra Rusya füzenin Ukrayna'ya ait bir S-300 olduğunu açıkladı. Aynı dakikalarda ABD lideri Joe Biden, müttefiklerine füzenin Ukrayna tarafından fırlatılmış olabileceğini aktardı.
Polonya lideri Andrzej Duda, "Kesinlikle hiçbir şey bunun Polonya'ya yönelik kasıtlı bir saldırı olduğunu göstermez. Düşen, çok büyük olasılıkla hava savunma sisteminde kullanılan bir füzeydi. Bu da, füzenin Ukrayna savunma güçleri tarafından kullanıldığı anlamına geliyor" dedi.
Olağanüstü NATO zirvesinden sonra kameraların karşısına geçen Genel Sekreter Jens Stoltenberg de, iki kişinin ölümüne yol açan füzenin muhtemelen Ukrayna'nın hava savunma sisteminden kaynaklandığını söyledi:
"Bunun kasıtlı bir saldırı olduğuna dair bulgu yok. İlk bulgular, olayın Ukrayna topraklarını savunmak için fırlatılan Ukrayna hava savunma füzesinden kaynaklandığına işaret ediyor. Ama bu Ukrayna'nın suçu değil. Nihai sorumluluk Ukrayna'ya karşı illegal bir savaş yürüten Rusya'ya ait."
Rusya ve NATO'yu karşı karşıya getirebilecek, bir dünya savaşını tetikleyebilecek gerilimde fırtına dinerken, Washington ve Moskova arasında yaşananların detayları ortaya çıktı. ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, 15 Kasım Salı günü Polonya'yı vuran füze haberinin duyulmasıyla Rus mevkidaşı General Valery Gerasimov'u aradı. Ancak, Moskova'da uzun süre çalan telefona kimse cevap vermedi.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile basın toplantısı düzenleyen Genelkurmay Başkanı Milley, mevkidaşı Gerasimov'la konuşma girişimlerinin başarısız olduğunu belirtti ancak daha fazla detay vermedi.
AP'ye konuşan Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Merkezi'nden John Tierney, bir kriz anında Washington'ın Moskova'ya ulaşamadığını öğrenmenin rahatsızlık verici olduğunu söylüyor. Tierney, yanlış anlamadan kaynaklanan risklerin en aza indirilmesi için açık iletişim kanalalrının büyük önem taşıdığını belirtiyor.
ABD Genelkurmay Başkanı Milley, Moskova'ya ulaşmaya çalıştığı sıralarda Polonya ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla telefonda konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Herson'un Ukraynalılar tarafından geri alınmasının bir müzakere fırsatı doğurabileceğini dile getiren Mark Milley, "Rus ordusu korkunç bir acı çekiyor" cümlesiyle gündeme gelmişti. ABD'li yetkililere göre, dokuzuncu ayını doldurmak üzere olan savaşta tarafların hızlı bir zafere uzanması mümkün görünmüyor.
Genelkurmay başkanlarının arasında bağlantı kurulamadığının ortaya çıkmasını, Birleşmiş Milletler'deki çarpışma izledi. Geçen hafta toplanma kararı alan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) buluşmaya Polonya'yı vuran füze damgasını vurdu, ABD ve müttefikleriyle Rusya birbirine girdi.
BMGK, Polonya'da can alan S-300'de kimin sorumlu olduğu konusunda sert bir tartışmaya ev sahipliği yaptı. ABD Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, "Rusya Ukrayna'yı işgal etmeseydi ve sivil altyapı tesislerine füze saldırıları gerçekleştirmeseydi, bu trajedi asla yaşanmazdı" dedi.
Rusya'nın BM temsilcisi Vassily Nebenzia'nın ABD'li diplomata yanıtı ise, 'Ukrayna ve Polonya'nın Rusya ve NATO arasında doğrudan bir çatışmayı kışkırttığı' oldu. Rus temsilci, Ukrayna ve Polonya'dan yapılan ilk açıklamaların doğrudan Rusya'yı işaret ettiğini hatırlattı.
Bunun üzerine Linda Thomas-Greenfield, Rus işgalcilerin Salı günü Ukrayna şehirlerine 90 füze ateşlediğini dile getirip Putin'in 'kasıtlı bir taktik' uyguladığını belirtti: "Ukrayna'yı güç kullanarak ele geçiremediği takdirde, dondurup boyun eğdirmeye karar vermiş gibi görünüyor."
Rusya, Ekim ayı başından bu yana Ukrayna'nın kritik enerji, su ve diğer altyapı tesislerini uzun menzilli füzeler ve kamikaze insansız hava araçlarıyla hedef alıyor.
Oturumda söz alan BM Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary Dicarlo, "Görünürde savaşın sonu yok" dedi, çatışmanın yayılma riskinin fazlasıyla gerçek olduğunu kaydetti.
Polonya'nın BM Büyükelçisi Krzysztof Szczerski ise, "Rusya Ukrayna'ya savaş açmasaydı, bu masum insanlar ölmeyecekti" dedi.
Rusya temsilcisi Vassily Nebenzia'nın Ukrayna'yı destekleyen Batılı ülkeleri suçlaması ve ülkesinin Ukrayna kaynaklı 'terör saldırıları'na uğradığını ileri sürmesi, oturumda tansiyonu daha da yükseltti.
İngiliz temsilci Barbara Woodward, Rus diplomata şiddetle karşı çıktı, "Rus saldırganlığıyla yüzleşen Ukrayna'nın kazanacağından hiçbir şekilde şüphe duymuyoruz" dedi.
BMGK'daki çatışmanın bir benzeri, Varşova ve Moskova yönetimleri arasında yaşandı. Polonya, Çarşamba günü Rusya'nın Varşova Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı. Aynı gün Rusya da Polonya'nın Moskova Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırarak bu hamleye yanıt verdi. Moskova, güvenilir kanıtlara sahip olmadan Rusya'yı suçlayan Polonya'ya nota verdi.
Sivri çıkışlarıyla tanınan Rus Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, Polonya'ya düşen füzeye ilişkin kaba bir şaka yaptı. Zaharova, iki can alan füzeyi "Ukrayna NATO'ya katılmak istedi, S-300'le ittifaka katıldı" sözleriyle değerlendirdi.
Vladimir Putin'in 24 Şubat'ta saldırı emri vermesiyle başlayan Ukrayna işgali, bir hafta sonra dokuzuncu ayını dolduracak. Dünyayı kökünden değiştiren savaş, ilk kez bir NATO ülkesi topraklarını da doğrudan etkileyen sonuçlara neden oldu.
Ordu birlikleri, polis ve sınır muhafızlarına teyakkuz emri veren Polonya'ya, NATO tarafından yeni hava savunma sistemleri temin edilmesi bekleniyor.