24.04.2023 - 06:37 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - İkinci Dünya Savaşı, dünyanın hemen hemen her yerinde ölüm ve yıkıma sebep oldu. Tarihin gördüğü en büyük yıkımlardan birisi olan bu felaket, günümüz dünyasındaki şu anki düzenin şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. İkinci Dünya Savaşı, aynı zamanda daha önce savaş alanlarında görülmemiş bazı silahların kullanıldığı, geleceği şekillendirecek silahların rol aldığı bir savaş da oldu. Bu silahlar içinde İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra başlayacak olan Soğuk Savaş döneminde de sık sık yok oluş senaryolarının gündeme gelmesine sebep olacak atom bombası, insanlığın daha önce şahit olmadığı bir güce sahipti.
1900’lü yıllarda birçok kişi için radyasyon henüz pek de bilinmeyen bir kavramdı ve Japonya’ya atılan atom bombalarının ardından kendine yavaş yavaş gündemde yer bulmaya başladı. Atom bombaları, en basit tanımıyla çok kısa süre içinde çok büyük miktarda enerjinin salınması sonucunda ortaya çıkan güç olarak anlatıldı.
İNSANLIĞI ATOM GÜCÜYLE TANIŞTIRAN SAVAŞ
Takvimler 6 Ağustos 1945'i gösteriyordu. Saat sabah 08.16’da 'Enola Gay' isimli Amerikan B-29 bombardıman uçağı, tarihin ilk atom bombasını Japonya’nın Hiroşima şehri üzerinde bıraktı. Kısa süre sonra şehrin üzerine patlayan bomba, yaklaşık 12 bin 500 tonluk TNT’ye eşdeğer bir güç ortaya çıkardı ve tüm şehri adeta yuttu.
İlk patlama sonucunda en az 80 bin kişi hayatını kaybederken 35 bin kişi de yaralandı. Hiroşima’da yaşananların ardından Japonya teslim olmayınca 3 gün sonra aynı yıkımı bu kez Nagazaki şehri yaşadı. Bu korkunç olayda da en az 40 bin kişi daha hayatını kaybetti. Peş peşe tarihinin en büyük felaketlerini yaşayan Japonya daha fazla direnişine devam edemedi ve teslim oldu. Böylelikle İkinci Dünya Savaşı, insanlığı atomun gücüyle tanıştırdıktan sonra sona ermişti.
SON ANLARI 'GÖLGE' OLARAK KALDI
Atom bombasıyla vurulan şehirler neredeyse tamamen yıkıldı. Devasa enkazın yarattığı ölüm sessizliğini, yıkıntıların arasında hayatta kalmayı başarmış olanların yardım çığlıkları böldü. İlk şok atlatıldıktan sonra şehirlerde yapılan incelemelerde birçok yerde görülen ve adeta insan gölgesini andıran karartılar şaşkınlık yaratmıştı.
Devasa yıkım esnasında yaşananları gözler önüne serecek nitelikteki bu gölgeler patlama sonucunda hayatını kaybeden birçok kişinin son anlarıydı. Birçok kişi için tüyler ürpertici olan bu durum, aynı zamanda gölgelerin nasıl oluştuğu konusunda büyük bir merak konusu oldu.
GÖLGELER NASIL OLUŞTU?
Birçok kişinin son anlarını gösteren gölgelerin aslında o şekilde tanımlanmasının pek doğru olmayacağı kısa sürede ortaya çıktı. 'Termal gölge' olarak adlandırılan izlerin arkasında yatan nedenin atom bombalarının patlaması sonucunda ortaya çıkan ısı ve ışık transferi olduğu anlaşıldı. Daha önce görülmemiş bir yıkım yaratan patlamanın yoğun ısısı, etkilediği bölgedeki her şeyin ağarmasına sebep oldu. Ancak patlamanın etkilediği alanda bulunan insanlar ışığı ve enerjiyi emerek arkalarındaki nesneleri korumuştu.
BİR DAHA KULLANILMADI
Patlamanın oluşturduğu ağarma durumundan etkilenmeyen her şey bazı nesnelerin arkasında kalmış ve korunmuştu. Gölge olduğu düşünülen karartılar, aslında nükleer patlamadan önce kaldırımın veya binanın aşağı yukarı nasıl göründüğünü gösteriyordu. Yüzeydeki alanın geri kalanının patlama sebebiyle ağardığı için normal kalan yerler gölge gibi görünmeye başlamıştı.
Daha sonra yapılan deneylerde termal gölgelerin nasıl oluştuğu kanıtlandı. Doğal ısı kaynaklarının kullanıldığı deneylerde, denekler ısı kaynaklarının önünde kısa bir süre durdu ve bu sürede termal kameralarla kaydedildi. Aynı pozisyonda birkaç dakika ayakta duran deneklerin arkasında termal bir gölge oluştuğu tespit edildi.
9 Ağustos 1945'ten bu yana savaşlarda bir daha atom bombası kullanılmadı. Tarihte ilk kez kullanılan atom bombasının 'termal gölge' gibi izleri ve yarattığı dehşet günümüzde dahi çözülmeye devam ediyor.