Kimin eline geçtiyse sadece felaket getirdi! Yeryüzünün en lanetli taşının sırrı
24.04.2023 - 06:37 | Son Güncellenme:
Hindistan'da bir tanrıça heykelinin alnından çalındıktan sonra kötü şöhreti tüm dünyaya yayılan Hope Elması'nın hikâyesi duyanları hayrete düşürüyor. Hatta anlatılanlar öyle garip ki tarih boyunca sıradanmış gibi görünen birçok olayın ardında eşsiz mavi elmasın lanetinin olduğuna inanmaktan insan kendini alamıyor. İşte tek başına adeta katliama yol açan bu taşın sırrı.
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Bazı eşyaların uğursuzluk getirdiğine dair batıl inançlar yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktarıldı. Dünyanın en değerli ve en büyük mavi elması olarak bilinen 'Hope Diamond' da bunlar arasında. Elden ele dolaşan bu elmasın sahip olan herkese binbir türlü felaket yaşattığına iddia ediliyor. Anlatılanlar öyle etkileyici ki hikayesi dilden dile dolaşarak günümüze kadar uzandı.
ŞİVA'NIN ALNINDAN ÇALININCA İŞLER KARIŞTI
Mavi Elmas ya da orijinal adıyla 'Hope Diamond' değerli bir taş olarak bugüne kadar ona sahip olan herkesin hayatını önemli ölçüde etkilemiş durumda. İsmiyle tezat şekilde negatif etkiler yarattığı konuşulan 112 karat yani 22 gramdan fazla ağırlığa sahip bu taşın geçmişi aslında oldukça eskiye dayanıyor. 1600'lü yıllarda Hindistan için önemli kabul edilen savaş tanrıçası Şiva Heykeli'nin üçüncü gözü olan bu taş, tanrıçanın alnından çalındıktan sonra işler karışmaya başladı. İnanışa göre bu hırsızlık sonrası taşa kim sahip olursa bizzat Şiva tarafından lanetleniyor ve hatta sahip olan kişiye ölüm getiriyor.
Hope Elması'nın aslında günümüzden tam olarak 1.1 milyar yıl önce oluştuğu düşünülüyor. Yeryüzünde bulunan diğer elmaslara kıyasla bor atomundan oluştuğu belirtilen bu elmasın benzersiz renginin sebebi de buna bağlanıyor.
Taşın Şiva'nın alnından çıkarılmasıyla ilgili birçok rivayet olsa da bilinen en yaygın inanış, taşın bir hırsız tarafından çalındığı ve sonrasında elden ele dolaşarak dönemin değerli taş tüccarlarından Jean-Baptiste Tavernier'in eline geçmesiydi. İşini bilen bu tüccarın, Mavi Elmas'ı elindeki birçok değerli taşla birlikte Fransa'nın popüler kralı 14. Louis'ye sattığı biliniyor.
PEŞ PEŞE ÖLÜMLER YAŞANDI
Rivayete göre tüccar elindeki taşı krala sattıktan sonra ansızın hayatını kaybetti. Kral ise taşın büyüklüğünden şikâyet ederek daha taşınabilir bir hale getirmek istedi. Bunun üzerine Hope Elması'nı parçalara ayrılıp takı yapılmasını emretti ve daha sonra peş peşe ölümler yaşanmaya başlandı. Kral önce oğlunu sonra erkek kardeşini ve daha sonra ailesinden birçok kişiyi peş peşe kaybetti. Elmasın lanetini fark eden kral taşı boynundan söküp attı ancak kısa bir zaman sonra kangren olarak öldü. Olayın ardından taşın laneti giderek daha çok kişi tarafından bilinir hale geldi. Fakat batıl inanç dinlemeyen ve taşın gösterişine aldanan birçok kişi bu mücevhere sahip olmak istedi.
14. Louis'den sonra bu taş Kral 16. Louis ve eşi Marie Antoinette'in oldu. İkilinin giyotinle ölüme gitmiş olması da "Bu taş lanetli mi?" sorusuna bir cevap olarak verilen ilginç detaylar arasındaki yerini aldı.
Mavi Elmas elden ele dolaşırken 19. yüzyılın başında Fransa'da kraliyet mülkünden bu taş ve beraberinde birçok değerli taş çalındı. Olaydan kısa bir süre sonra taşlar İngiltere'de ortaya çıktı. Bir elmas tüccarının eline geçen bu taşın laneti bitmek bilmediğinden elmasın yeni sahibi Hendriks Falls da kısa bir süre içinde yaşamına son verdi. 1830'lu yıllara gelindiğinde ise Mavi Elmas, İngiliz banker Thomas Hope'un eline geçti.
Bankanın mücevher kataloğundaki elmasın adını aldığı ilk yer Thomas Hope'un kataloğu oldu. O günden bugüne dek bu değerli taş 'Hope Elması' olarak anılmaya devam ediyor.
II. ABDÜLHAMİD DE NASİBİNİ ALDI
Hope Elması'na sahip olan kişiler arasında kıymetli taşlara ilgi duyduğu bilinen Osmanlı sultanı II. Abdülhamid de var. Mücevher düşkünü II. Abdülhamit, 1908’de yarım milyon dolara, methini duyduğu Hope Elması’nı satın aldı. Ancak ertesi yıl tahttan indirildi. Mavi Elmas'ı Osmanlı sultanına veren Rum kuyumcu da bir kazada hayatını kaybetti.
BOYNUNDAN HİÇ ÇIKARMADI, HAYATI TEPETAKLAK OLDU
O dönemde 'İkinci Abdülhamit’in Elması' diyerek satışa çıkarılan Mavi Elmas'ın bir sonraki sahibi, ünlü mücevherci Pierre Cartier oldu. Ancak taşın laneti onu da etkiledi. 1900'lü yılların başında Cartier iflas edince taş bu kez de ABD'li zengin bir kadın olan Evalyn Walsh Mclean'in eline geçti. Sosyetik kadın taşı öylesine çok sevdi ki onu bir kez olsun boynundan çıkarmadı.
Ancak taşın önceki sahipleri gibi o da olumsuz şeylerle karşılaşmaya başladı. Kısa süre içinde 9 yaşındaki oğlunu kaybeden kadın daha sonra kızının yaşamına son vermesiyle adeta yıkıldı. Kendisini toplamaya çalışan kadın son olarak kocasının ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılmasıyla derin bir üzüntüye boğuldu. Taştan sonra hayatında peş peşe kötü şeyler yaşamaya başlayan Mclean hayatını kaybettikten sonra son olarak bu taş mücevherci Harry Winston'ın eline geçti.
Lanetine oldukça inanan taşın son sahibi Harry Winston daha fazla kişiye zarar vermemesi için Hope Elması'nı 1958 yılında ABD'deki Smithsonian Enstitüsü'ne bağışladı. Bugün hâlâ bu enstitüde sergilenen taşı görmek için ziyarete gelen yüz binlerce kişi var.
