Piyasalarda yüksek bir oynaklık dönemi yaşanıyor. Yatırımcı bu dönemde oynaklığı bir kenara bırakarak değere odaklı yatırıma yönelmeli. Şirketler ve bireysel yatırımcılar ise riskleri yönetilebilecek pozisyon alarak dalgalanmadan korunabilirler.
Para piyasalarında fiyatlar sürekli olarak yukarı ya da aşağı doğru gitmez. Dengelenme noktaları sancılı süreçler içerebilir. Kur hareketlerinin getirdiği bu yüksek dalgalanma döneminde bir de faiz baskısı maliyetleri artırabilir. Böylesi bir dönemde yatırımcı, borsada iskontolu işlem gören güçlü hisselere yatırımlarda bulunabilir ve oynaklığı fırsata çevirebilir.
Para savaşları sürüyor
Dünyada para savaşları yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecek. Küresel ticaret savaşları, dünyada değişen yeni dengeler, devletlerin, şirketlerin, bireylerin sıcak para hareketlerine ve kur şoklarına karşı önlem almasını zorunlu kılıyor. Peki, döviz kurlarının yükselişte olduğu ve volatilitenin arttığı dönemlerde yatırımcı nasıl korunabilir? İşte kur hareketlerinden korunmak için 3 öneri...
1 - Döviz kurlarındaki sert yükseliş sonrası yatırımcı nasıl hareket etmeli?
Yatırımcı bu dönemde kurun günlük hareketlerinden para kazanmaya odaklanmamalı. Yüksek volatil
Dolar, test ettiği 7.24 TL’den 5.75 TL civarına geriledi. Bu düşüşte BDDK’nın swap hamlesi etkili oldu. Yabancı büyük fonlar TL alamadı, TL için borsada hisse sattı. Şimdi bayramda sığ piyasada spekülatif ataklara dikkat.
Dolar kurundaki hareketli seyir sürüyor. Dolar/TL’de pazar akşamı piyasalar kapalı iken test edilen 7.24 seviyesinin ardından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Merkez Bankası’nın aldığı tedbirler ve aktif hamlelere, Katar’la yapılan 15 milyar dolarlık anlaşma eklenince kurda 5.75’e kadar gerileme yaşandı.
Gelişmelere ve arkasında yatan spekülasyona baktığımızda ise hareketlerin nedeni anlaşılıyor. Kurdaki hareketlenme ile birlikte pozisyon alan yabancı birkaç büyük fon, BDDK’nın swap operasyonları nedeniyle milyonlarca dolar zarar yazdı. Fonlar BDDK’nın bu hareketi nedeniyle sıkıştı ve Türk Lirası’na muhtaç kaldı.
Trader’lar Londra’da TL’ye aşırı talep olduğunu dile getiriyor. Sıkışan fonlar, para bulamadıkları için borsadadaki TL varlıklarını satmaya başladılar. Önceki gün en güçlü hisselerde bile çok sert satışların yaşandığı görüldü.
Fonlar direniyor
Bu fonlar, TL’leri olmadığı halde ‘sonradan swap yaparak tamamlarız’ diyerek Asya piyasalarından
Ekonomi yönetimi kur artışının ekonomik etkilerini sınırlandıracak önlemler aldı. Bakanın yaptığı açıklama sonrası BDDK ve TCMB’den gelen adımlar piyasaya likidite sağladı. TCMB’nin piyasalarda varlığını hissettirmeye devam etmesi tansiyonu düşürebilir.
Kurda son yaşanan atak sonrası ekonomi yönetimi harekete geçti. Gece saat 22.00’de 7.16 seviyelerinden açılış yapan dolar/TL kuru 7.25’e kadar yükseldi. Kurdaki bu sert atak sonrası Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Tüm önlem ve aksiyon planlarımız hazır. Yarın sabahtan (dün) itibaren piyasaları rahatlatmak amaçlı olarak kurumlarımız gerekli aksiyonları alacak ve bu konuda gerekli duyuruları piyasa ile paylaşacaklar” açıklamasının ardından yurtdışı kaynaklı spekülatif hareketlerin önüne geçilmesi için ilk hareket Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) geldi. BDDK, swap işlemlerine sınırlama getirdi. Böylelikle piyasaları spekülatif atağa karşı kapattı. Kurda gerileme başladı ve 6.66 seviyeleri görüldü. Kısa bir süre sonra sabah saatlerinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) önlemler geldi.
Merkez Bankası piyasalara likidite sağladı. Türk lirası zorunlu karşılık oranlarını tüm vade dilimlerinde 250
ABD yaptırımları ve belirsizliğin yarattığı boşluktaki spekülatif hareketler kriz dönemlerinde görülen bir kur şokunun yaşanmasına yol açıyor. Böyle bir durumda beklenen ise ekonomi cephesinde gerekli müdahale ve tedbirlerin alınmasıdır.
Türkiye’de kur hareketliliğinden kaynaklanan yüksek tansiyonlu bir süreç yaşanıyor. Dolar kuru bir günde yüzde 17 artarak 6.51 seviyesine kadar yükseldi. ABD ile gerilen ilişkiler, Merkez Bankası’nın sessizliği ve küresel para hareketliliği, Türkiye’nin hareket alanını giderek daraltıyor. Söz konusu gelişmelere bağlı olarak dolar, faiz ve borsada dengeler olumsuz yönde hareket ediyor. Krize işaret eden gösterge niteliğindeki beş yıllık CDS oranı 429 seviyesine yükseldi. Dolar/TL kurunun hareketlenmesiyle birlikte kura yönelik global talepte artış görüldü. Bu da Euro/dolar paritesinin 1.14 seviyesine gerilemesine neden oldu.
Peki, kur şoku yönetilemez miydi? Gelişmeler birarada değerlendirildiğinde kısa vadede bir eylem planının bulunmamasının, bir dalgalanma dönemi yaşamamızda belirleyici faktör olduğunu söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Piyasa hareketleri diyerek geçilemeyecek ciddi bir süreçten geçiyoruz. Hatta doğrudan Cumhurbaşkanının
Dolar kuru yılbaşından bu yana yüzde 33, son bir yılda ise yüzde 43 değerlendi. Kurdaki artış önemli risk göstergesi ancak enflasyon ve faiz artış beklentileri yönetilirse kurdaki çıkış durdurulabilir.
Türkiye’de seçim süreciyle birlikte piyasalarda yaşanan aşırı fiyatlamalar zirve yaptı. Fiyatların geldiği seviye kadar hangi hızla buralara tırmandığımız da önemli. Hisse senetlerinin toplam piyasa değeri şubattan bu yana 246 milyar dolardan 151 milyar dolara geriledi. Yedi aylık erime 95 milyar dolar. Dolar kuru ilk kez 5 liranın üzerine çıktı. Gösterge faiz 21,79 seviyesinde ve 25 seviyesindeki direncine doğru ilerliyor. Türkiye’nin kredi risk primi 338 ile tarihi zirve seviyelerinde bulunuyor. Risk primimiz Yunanistan’ın dahi üzerine çıkmış durumda.
Risk göstergeleri bu sinyalleri verirken piyasaların sakinleşebilmesi mümkün mü? Sakinleşirse bu nasıl gerçekleşecek? Son yaşanan kur, faiz ve borsa hareketlerinde ABD yaptırımlarının etkisinin öne çıktığını görüyoruz. Fakat gerek yerli gerekse yabancı yatırımcılar iki ülke arasındaki sorunların kalıcı olmadığını düşünüyor. Asıl önemli olan Türkiye’nin ekonomi yönetiminin izleyeceği rota ve bu rotanın ivedilikle ipuçlarının
ABD yaptırım kararı sonrası dolar/TL 5.06, BIST 100 Endeksi 94.274, gösterge faiz 22.09, risk primi 342 ile tarihi zirvede. Yaptırımların süresi ve etkisi ne kadar olacak?
Tarihin en sıcak dönemlerinden biri yaşanırken piyasalarda gerilim zirvede. Geçtiğimiz 18 Nisan günü Türkiye’de seçim kararı açıklanmasının sonrasında dolar/TL kurunda 4,04 lira seviyesinden başlayan yükseliş trendi 4,94 zirvesinde durduysa da. 9 Temmuz’da yeni ekonomi yönetiminin açıklanması akabinde tekrar hareketlendi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın önümüzdeki dönemine ilişkin verdiği mesajlarla piyasalarda sakinleşme sağlandıysa da Merkez Bankası’nın faiz kararı sonrasında, Rahip Brunson ile ilgili yaşanan gelişmeler ve ardından gelen ABD yaptırım kararı kurda yeni zirvenin test edilmesine yol açtı. Söz konusu gelişme borsanın da 97.409’dan dönmesine neden oldu. Peki, bu yüksek volatil seyir devam edecek mi? ABD yaptırımları ne kadar etkili olacak?
Gelişmeler oldukça hızlı yaşanırken kararlar da seri şekilde peşi sıra geliyor. Geçtiğimiz gün ajanslara önce içişleri bakanı ve adalet bakanına ilişkin yaptırım kararları düştü. Sonrasında da F-35 uçaklarının tesliminin durdurulmasına ilişkin senato
Türkiye’de seçim sürecinin ve 24 Temmuz Merkez Bankası kararının geride kalması ile belirsizlikler ortadan kalktı. BRICS zirvesi beraberinde yeni açılımları getirirken borsada uzun vadede hisse toplama dönemi ağırlık kazanıyor.
Faiz ve döviz zirvede. Borsa ise dipte. Gelinen aşamada veriler kademeli olarak uzun vade için hisse toplama dönemine girildiğine dair sinyaller veriyor. Borsa İstanbul’da BIST 100 Endeksi alçalan bir kanal içerisinde hareket ediyor ve şimdilerde 95.584 ile kanalın direnç seviyelerine yakın bir seyir izliyor. Kanal direnci 97.500-98.000 seviyelerinde. Ya bu kanalı yukarı doğru kıracak ve yükseliş atağını başlatacak ya da kanal içerisinde hareket etmeye devam ederek son bir aşağı hareket gerçekleştirecek. Her iki durumda da hisse senedi toplamak için uygun koşulların oluştuğu görülüyor. Fark birinci olasılıkta alım için fazla zaman kalmazken ikinci ihtimalde maliyetleri daha da aşağı çekerek alım yapma imkânı doğabileceğiyle ilgili. Hisse senetlerinin dolar bazında geldikleri seviyeler şirketlerin değerleme oranlarının çok altında. Üstelik hisse senetlerindeki hareketlere bakıldığında Borsa İstanbul’daki düşüş dönemlerinde bile sektörel bazda büyümelerin
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel davetli olduğu BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) Zirvesi’nde Türkiye’nin bu ittifaka katılarak artık zirvenin isminin BRICS-T olarak değiştirilmesi yönünde beklentiler yüksek...
Küresel piyasalarda ticaret savaşları yaşanırken gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı yaşanıyor. Sıcak para hareketlerine karşı kırılganlığı yüksek olan Türkiye, yeni para girişi için atağa geçti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak G-20 zirvesindeki girişimleri ve Türkiye’de gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından şimdi de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile birlikte BRICS zirvesinde. Ekonomi yönetimi BRICS ülkelerinin sermayesinin yönünü Türkiye’ye çekmeye çalışıyor.
Küresel piyasalarda ticaret savaşları ve sermaye hareketleri etkisini hissettiriyor. Fed’in faiz artış süreci en fazla gelişmekte olan ülke piyasalarını etkiliyor.
100 kişilik ekip gitti
Gelişmekte olan ülkelerden yaşanan para çıkışının sürme ihtimali riskleri artırırken yeni ekonomi yönetimi de atakta. G-20 zirvesinde Güney Kore, Çin, Brezilya, Endonezya maliye bakanlarıyla görüşen Bakan Berat Albayrak, Türkiye’deki görüşmelerinin hemen ertesinde şimdi de Cumhurbaşkanı ile birlikte yaklaşık