Yeni Ekonomi Programı ile piyasaların önündeki bir belirsizlik daha ortadan kalktı. Piyasalar program doğrultusunda atılacak her adımda olumlu tepki verecektir.
Yeni Ekonomi Programı (YEP) açıklandı. Merakla ve ilgiyle beklenen program, bir belirsizliği daha ortadan kaldırdı. Bu yılki OVP (Orta Vadeli Program) toplantısı Türkiye’nin son dönem makroekonomik verilerindeki seyir ve buna yönelik atılacak adımlar açısından önceki yıllara göre daha önemliydi. Henüz program açıklanmaya başlamadan programın içeriğine dair çok fazla beklenti dile getirildi.
Güven ortamı
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dün açıkladığı 2019 - 2021 dönemini kapsayan 3 yıllık program, 3 ana temel üzerine dayanıyor: Ekonomide dengelenme, mali disiplin, üretim ve ihracatta katma değer odaklı değişim... Açıklamalara baktığımızda belirlenen hedefler yapılan tahminlerle uyumlu. Yabancı yatırımcılar açısından da gerçekçi hedeflerin konulması piyasaları rahatlatacak. Piyasalar cephesinde şimdi bakılacak olan YEP hedefleri doğrultusunda uygulamalar...
YEP ile birlikte 2019’da 60 milyar TL’lik tasarruf sağlanacak. Tasarruf adımı piyasaların beklediği bir gelişmeydi. Bu nedenle olumlu karşılandı. Fakat tasarruf
Merkez Bankası faiz artışı ile piyasaların önüne geçerken şimdi gözler 20 Eylül’de açıklanacak Orta Vadeli Program’da (OVP) olacak. Belirlenecek program yol haritası çizecek. Öngörülebilir hedefler piyasalarda çıtayı yukarı taşıyabilir.
Global piyasalarda riskler artarken kaygılar güçleniyor. Güvensizlik azalmıyor. Beklentilerin yönetilmekte zorlanıldığı bir süreç yaşanıyor. Korumacılık trendi küresel büyümeyi tehdit ediyor. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı büyürken piyasalar sert dalgalanıyor.
Bu ortamda artan enflasyon baskısını göz önünde bulunduran Merkez Bankası 14 yılın en yüksek faiz artışını gerçekleştirdi. 625 baz puanlık artış piyasalar için normalleşme ve dengelenme döneminin başlangıcı olabilir. Karar sonrası Türkiye’nin kredi risk primi 574 seviyesinden 449’lara geriledi. Uzun vadeli tahvil faizleri geri çekildi. 10 yıllık tahvil faizi 200 baz puan aşağı kayarken banka hisselerinde alımlar görüldü.
Açığa satanların pozisyonlarını kapatmaları ve kâr satışları nedeniyle yüksek getiriler ilk etapta korunamadı. Ancak bu ilk etki henüz piyasalara güçlü bir para girişi için yeterli değil. Piyasalara güçlü para girişi risk primi 200 seviyesinin altına indiğinde yaşanıyor.
Merkez Bankası politika faizini 6.25 puan artırarak yüzde 17.75’ten yüzde 24’e yükseltti. TCMB bu kararı ile piyasalardaki anketlerin de üzerinde bir artış yaparak piyasanın önüne geçti.
Açıklanan ağustos ayı enflasyon verisi sonrasında eylül ayı toplantısında parasal duruşun yeniden şekillendirileceğini açıklayan Merkez Bankası, dün gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini 625 baz puan artışla yüzde 24’e yükseltti. TCMB’den yapılan açıklamada fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirilmesine karar verildiği belirtildi. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.
Merkez’in kararı sonrasında dolar/TL kuru 6.52’li seviyelerden 6.07 seviyesine kadar gerilerken, Borsa İstanbul, 91.229’lu seviyelerden 93.650’lere yükseldi. İlk piyasa tepkisi olumlu. Bunun asıl etkilerini ABD ile ilişkilerde yeni bir gerilim yaşanmazsa TL varlıklara ilginin artması ile önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Dolar inişe geçti
Dolar kuru gün içerisinde test ettiği 6.52’li seviyelerden 6.07’ye kadar geriledi. Kurda daha sonra 6.21’lere doğru yeniden
Gelişmekte olan piyasalar faiz baskısında. Arjantin Merkez Bankası dün akşam toplandı, Türkiye perşembe, Rusya Merkez Bankası cuma günü toplanıyor. Merkez bankalarının kararları beklenirken piyasaların üzerindeki baskı giderek artıyor.
Gelişmekte olan piyasalar satış baskısı altında. Bir yanda merkez bankalarının faiz kararlarından yüksek beklentiler, bir yanda faiz artışının getireceği büyüme kaygıları gerilim yaratıyor. Bu hafta içerisinde Arjantin, Türkiye, Rusya Merkez bankalarının faiz toplantıları var. Bunlar içerisinde en fazla odaklanılan ise Türkiye. Kaygılar yüksek. Faiz artışının reel sektörde yaratabileceği olumsuz etki, stresi yüksek tutarken Borsa İstanbul’da banka hisselerinde satışlar yaşanıyor. BIST 100 Endeksi 92.500 seviyesindeki kritik desteğinin etrafında bir seyir izliyor. Endekste 92.500’ün altındaki kapanışlarda güçlü destek 88.000’de bulunuyor. Merkez Bankası’nın olası faiz artışının büyümede sert inişe neden olabileceği beklentisi banka hisselerinde satışa neden oluyor.
Bankacılık endeksi
Banka sektör endeksi yılbaşından bu yana TL bazında yüzde 44.36, dolar bazında yüzde 67.41 oranında değer kaybetti. Banka hisselerinde yaşanan sert değer kaybı ve
Gözler 13 Eylül Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında. Kur, borsa ve faizdeki yeni seyri PPK toplantısı sonucu belirleyecek. Panik ve stresin azalmasıyla birlikte kur ve enflasyonda yükseliş beklentilerinin kırılması, piyasaları sakinleştirecek.
Piyasalarda olağanüstü fiyat hareketlerinin yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz. Merkez Bankası’nın enflasyon verilerinin açıklanması sonrasında faiz artırım sinyali vermesi dolar kurunun art arda üç gün düşmesine yol açtı. Dolar kurunun 6,60 seviyesinin altına kaymasıyla 6,40 seviyeleri görüldü. Buranın da kırılmasıyla birlikte 5,70 ve 5,20 seviyeleri gündeme gelecek. Burada TCMB’nin faiz kararı etkili olacak. Enflasyon verisi sorası TÜFE Bazlı Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi’ne bakıldığında liranın 2003’ten bu yana elde ettiği bütün kazancını geri verdiğini görüyoruz. Teknik göstergelerden RSI çok aşırı satım seviyelerinde. Bu da TL’nin olabilecek en dip seviyelerde olduğu anlamına geliyor.
Kurda stres azaldı
Verilere göre ağustos ayı tüketici fiyatları yıllık bazda yüzde 17.9 artarken ağustos ayı enflasyon beklentisinin dört katına yükseldi. Enflasyon verisi sonrası Merkez Bankası, pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında, enflasyon
27 Temmuz ile 24 Ağustos tarihleri arasında, bankalardaki döviz mevduat hesapları 8 milyar dolar azaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Döviz satın’ çağrısı üzerine Türk halkı bankalara koşup doları TL’ye çevirdi.
Gelişmekte olan piyasalarda tansiyon düşmüyor. Ticaret savaşları gerilimi tırmandırırken para birimleri değer kaybediyor. ABD yaptırımları ve döviz spekülasyonu sonrası dolar/TL kurunda dalgalanma sürüyor. Cumhurbaşkanı ekonomik savaşın adını koyarken vatandaşa döviz satın çağrısı etkisini hissettirmiş görünüyor. Yurtiçi yerleşiklerin döviz hesabında satışlar dikkat çekiyor.
Temmuz ayının 27’si ile ağustos ayının 24’ü arasında, yani yaklaşık bir aylık sürede bankalardaki döviz mevduat hesaplarında 8 milyar dolarlık azalış meydana geldi. 10-17 Ağustos haftasında döviz mevduatında yaşanan azalmada bireyler 5,5 milyar dolar ile ağırlığı oluşturuyor. Yurt içi yerleşiklerin kıymetli maden dahil yabancı para mevduat ve fonları da 24 Ağustos itibariyle son bir ayda yaklaşık 8 milyar dolar azalışla 152,83 milyar dolar oldu.
Son bir aydaki TL mevduatlarına bakıldığında ise 1 milyar 25 milyon TL’den 1 milyar 51 milyon TL’ye çıktığı görülüyor. TL mevduatta bir aylık dönemde 25 milyar
Yabancı analistler dolar/TL kurunda yükseliş bekliyor. Dolarda boğa eğilimli yatırımcıların işi zorlaştı ama bunlar ABD - Türkiye gerilimi azalmadan teslim olmayacaktır. Eylülde açıklanacak OVP’nin beklentiyi karşılaması ve ABD’yle yumuşama ile seyir değişebilir.
Bayram tatili sonrasında piyasaların yeninden açılması ile birlikte yabancı analistlerde dolar/TL kurunda yükseliş beklentileri yüksek. Bu yükseliş beklentilerinde dolar/TL kurunun ağustos başında gerçekleştirdiği parabolik hareketin en yüksek seviyesi olan 7.2362 seviyesinden düzeltme ile 6.00 seviyesine kadar gerilemesinin ardından 8 hedefi ile yeniden güçlenebileceği öngörülmekte.
Dolar/TL kurunda boğa eğilimli yatırımcılar kur hareketlerine yön veriyor. Boğa eğilimi, piyasanın uzun bir süre yükseliş trendinde olacağını, o piyasadaki ürünlere olan talebin artmakta olduğunu ifade ediyor.
Rabobank analistleri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) adımları sonrasında ABD dolarındaki boğa eğilimli yatırımcıların tırmanma eğilimlerinin zorlaştığını belirtiyor.
Son hamlelerle TL’ye karşı gerçekleştirilen atakların maliyeti arttı. Ancak bu yatırımcılar, ABD ve Türkiye
Güngör Uras’ı kaybettik. Yılların birikimine rağmen hep öğrenci kalmayı başaran bilge adam hiçbir zaman bilgisini kendisine saklamadı. Paylaştıkça da büyüdü. “Bilmediğim borsa işlerini sizden öğreniyorum” derkenki mütevaziliği bilgeliğinin göstergesiydi benim için. Güngör Hoca, yazdıklarıyla beslenen ve paylaştıkça mutlu olan biriydi. Ona sorarsanız hep öğreniyordu. Her yazısı ayrı bir kapı aralarken sorularıyla dahi bilgi ve tecrübesini paylaşırdı. Verilerden oluşan tablolara “Ne güzel tablo” diyen tanıdığım tek insandı. Rakamların dilini iyi bilen ve yorumlayan hocamızı kaybetmekten dolayı derin üzüntü içindeyim.
Sizi de çalıştırırdı
Bir gün, “Tatil ama aklıma takıldı...” diyerek bir verinin peşine düşmüş halde görebilirdiniz Güngör Hoca’yı. Çalışırdı ve sizi de çalıştırırdı. Ama hiç yüksünmezdiniz onun bilgiyi arayan enerjisinden. Ona göre tamamlanacak bilgiler hep vardı.
Hayatın içerisinde olan hocamız, bazen Kapalıçarşı’da, bazen bir esnaf lokantasında karşınıza çıkardı.
“Bugün gene merakımı çekti...” sözleri Güngör Uras’ın ekonomiyi tüm kesimlere aktarmasının arkasındaki gerçeklikti.
Güngör Hoca; Ayşe Teyze, Ali Rıza Amcaya ekonomiyi en sade biçimiyle anlatırken bile