Kanseri Pembe İzlere Dönüştüren Kadın: Arzu Karataş

15 Kasım 2016

Kanser...

Duyulduğu andan itibaren hissedilen duygular çok başka. Bu kelimeyi ilk duyduğumda 9 yaşındaydım. En yakın arkadaşım Ayfer ( allah rahmet eylesin) okula gelmemeye başlamıştı. Anneme, babama sorduğumda anlatmaktan kaçınıyor, "o hasta olmuş iyileşince gelecek " diye beni oyalıyorlardı. Her gün beraber oynadığımız arkadaşımın evine giremiyor, onu göremiyordum. Bir gün annesi ile sokakta karşılaştım. Ayfer'i çok özlediğimi ve onu görmek istediğimi söyledim. "Bana gelebilirsin" dediği anda havalara uçmuştum.

Arkadaşım hasta diye düşünerek hep birlikte topladığımız papatyalardan toplamış ve ona götürmeye karar vermiştim. Her zaman ki gibi evlerine gidip kapıyı çaldığım da annesi çiçekleri olduğum yere bırakmamı, biraz beklememi, ellerimi oradaki sıvı ile yıkadıktan , bana uzattığı maskeyi taktıktan sonra onu görebileceğimi söylemişti. O anı ve sonrasını hiç unutmuyorum. Ayfer yatağında yatıyor, yüzü şişmiş, saçları , kirpikleri dökülmüş. Yanına gidip sarılmıştım maskemle, onunda maskesi vardı "hep gel demişti hep gel. " Sonra hep gittim izin verildikçe. O yaz Ayfer'i kaybettim. Kanser demek ondan sonra Ayfer demekti.

Yıllar sonra yakın çevremden çok kişiyi kanserden

Yazının Devamı

OBEZİTE KADERİNİZ DEĞİL!

12 Ekim 2016

Yaklaşık üç yıl önce Ezine'li çiftçilerin emekleriyle üretilmiş ürünlerden oluşan bir kahvaltıya katılmıştım. Bu kahvaltı doğal olarak bir çok yemek blog yazarı ile tanışmama vesile olmuştu. Zaten sosyal medya öyle bir yer ki bir dönem sonra takip ettiğiniz insanlar ile mutlaka bir yerlerde karşılaşıyorsunuz. O gün orada daha önce takip etmediğim bir blog yazarı dikkatimi çekti. Kendisinin yemek bloguyla birlikte bir tüp mide ameliyatını anlattığı blogunun daha olduğunu ve altı ay önce bu ameliyatı geçirdiğini anlatmaya başladı. O gün orada data-mce-style="text-align:style="color: rgb(51, 51, 51); font-family: Georgia, " font-size:="">Aradan geçen data-mce-style="text-align:style="color: rgb(51, 51, 51); font-family: Georgia, " font-size:="">Bu röportaj için Halil Bey'e çok teşekkür ederim.

OBEZİTE KADERİNİZ DEĞİL!

Son iki yıldır “Obezite cerrahisi” ile ilgili çok fazla haber okumaya başladık. Siz çok uzun zamandır konuyla ilgili çalışmalar yürütüyorsunuz. Hikayeniz nasıl başladı? Neden tüp mide ameliyatına kafayı taktınız?

Obezite ameliyatları ile ilgilenmem İstanbul Tıp Fakültesindeki Genel Cerrahi asistanlık günlerime dayanıyor. 1997 yılında ülkemizde son derece

Yazının Devamı

Bir Ada bir Adamı nasıl Ressam yapar? ” Ada Ressamı Cemil Onay ile röportajdaydık!

22 Eylül 2016

Gözlerimi kapatıp gitmek istediğim tek yerin bir ada olması benim ironim. Yıllardır en sevdiğim ve hep olmak istediğim tek yer var benim için. Hiç vazgeçmediğim ne kadar bozulsa da, eski hali olmasa da her haliyle beni büyüleyen ve orada olmaktan mutlu olduğum yer BOZCAADA…

Belki çocukluk hallerim, belki hayatımda en önemli kararları aldığım yer belki de çok şey. Dünya da onca yer varken neden küçücük bir adaya sıkışıp kalmayı ister insan .

Hayat başka akıyor Bozcaada’da. Sadelik, sükunet ve sessizlik.. Kısa özet net..

Bu güzel Ada’yı her yıl güzelleştiren biri var : Cemil Onay

Kendisini ilk Rengigül Sanat Galerisi’nde bir sergide görmüştüm çok eski zamanlarda. “Ada’nın resim öğretmeni Cemil Onay çok güzel resimler yapıyor” dediklerinde merak etmiştim. Sergi ortamında tanışmanın ötesine gitmedi hiç tanışıklık. Son iki yıldır da iki kez röportaj için yazıştık. Eşi Hafize Hanım sağ olsun organize etmeye çalıştı. Olmadı, olamadı. Ada’dayken ben uğradım Cemil Onay Noktasına yine Hafize Hanım ile ayak üstü sohbet ettik ama Cemil Bey ile bir türlü biz denk gelemedik. Yüz yüze oturup sohbet edemedik. Sonra benim yolum Beliz ve Efe Acar’la (Bozcaada Underground) kesişti. Ada’da olduğum

Yazının Devamı

Bozcaada’nın Lezzet Durakları

19 Ağustos 2016

Her geçen gün yıldızı parlayan, her yıl kendine bir kez daha büyüleyen bir yer Bozcaada. Yıllardır yeni açılan yerleriyle ve yerel lezzetleriyle bir çok kişinin yaz tatili için tercih ettiği yerler arasında yer alıyor.

Bozcaada’da olmayı , yaşamayı ve her gittiğimde farklı yönlerini keşfetmeyi seviyorum. Bir yeri yaşamadan hissetmek çok mümkün gelmiyor bana. Bir yere sırf popüler diye gidenlerden değilim hiç. Keşfedilmemiş yerleri keşfetmek ruhumda var. Çocukluğumdan bu yana da bu değişmedi. Ama görüyorum ki bir çok kişi benim gibi değil. Daha farklı yerlerde olmayı ve en popüler yerlerde olmayı seviyor.

Dün kızlarla Ayazma Plajı’ndaydık. Onlar gözümün önünde oynarken bende elimdeki kitabı okumaya çalışıyordum. Çalışıyorum diyorum çünkü Ayazma artık çok kalabalık ve ciddi uğultu duyuyor insan. Zaten arabanızı park edip kumsala yerleşebiliyorsanız sizden mutlusu yok. Çok kalabalık çok. O koskoca plajda 5-10 kişi olduğu zamanları bilince insan bu haline biraz üzülüyor. Ama yapılacak bir şey yok. Yıllar önce Bozcaada’nın turizm için sayılı yerlerden olması için çok emek döktü insanlar. Bugün bu emeğin haklı gururunu yaşıyorlar. Bozcaada artık nefes alınmaz hale de gelse hala işletmeler

Yazının Devamı

Mesele “botoks”yaptırmak değil karar verebilmekmiş!

26 Temmuz 2016

Botoks, 2000’li yıllarda tanıştığım kelime. O zamanlar merakımı gidermek için “Nörolog “ olan arkadaşıma sorduğumda “bana yaptırma “ demiş ve unutmuş gitmiştim.

Yıllarca botoksa karşı sempatim olmadı. Her geçen yıl mimik çizgilerim artarken botoks yaptırmayı düşünmedim.

40 yaş sonrası hayat her anlamda başkalaşıyor. Eskiler “40 yaşına kadar vücut sana bakar, 40’dan sonra sen vücuda” derlermiş. Çok da doğru söylüyorlar. Kişisel olarak 40+ nurtopu gibi rahatsızlıklara sahip oldum. Çok önemsiyor muyum hayır. Sağlıklı beslenme, düzenli takip vb derken hepsiyle geçinip gidiyoruz. Zaten yapım gereği hep iyi yöne bakmaya çalışırım. Çünkü hayatı seviyorum.

Prof Dr Ferit Demirkan ile geçtiğimiz yıl tanıştık. Kendisi benim tanıdığım ve etrafımda olan bir çok hekime göre “sağlıklı güzellik, güvenli estetik “ adına muhteşem işlere imza atıyor. Akademik kariyeri başarılarla dolu bir hekimin estetik uygulamalarına bakışı da doğal olarak farklı oluyor.

Prof Dr Ferit Demirkan doğal ve yerinde estetik bakış açısıyla verdiği bilgiler benim için çok değerli. Kişisel olarak gereksiz olan her şeye karşıyım. Zaten “kendin ol, doğal ol” mottomu herkes bilir. Bu sebeple de bu yaşıma kadar

Yazının Devamı

Kanada eğitim sistemi, tüm avantajları ile Türkiye’de!

2 Haziran 2016

Üç çocuklu bir anne olarak en zorlandığım konulardan bir tanesi okul seçimi. Büyük kızım Melis; hamileyken evimizin iki alt sokağında bulunan , sürekli önünden geçtiğim “acaba burada okur mu” dediğim ilkokuldan mezun. O zaman ilkokul ve ortaokul 8 yıldı. Daha sonra da lisede hazırlık okuyarak farklı bir kültürün parçası oldu. Şu an üniversitede ve her iki okulun senteziyle eğitimine devam ediyor.

Maya Su ve Mira’nın eğitimi için yaşadığım yeri değiştirdim. Ev ve okul yakın olmalı bakış açım hiç değişmediği için yaşamış olduğum muhitten bambaşka bir muhite geçtim. Toplamda 22 yıllık anne olarak okul seçimiyle ilgili epey anım var.

Şu an her iki kızımın ilk okul öğrenimi devam ediyor olsa da 4+4+4 sisteminden dolayı diğer okullarıda tanımaya özen gösteriyorum. Okul seçimiyle ilgili bakış açım net: okulun çok kültürlü, çok dilli ve yaratıcı öğrenme programları olması gerekiyor.

Her okul doğal olarak farklı bakış açısına sahip. Bir çok okulda kendilerini tanıtmak amacıyla kampüslerinde yönetim ekibi ve akademik kadrosu ile tanıtım günleri düzenliyor.

Geçtiğimiz hafta merak ettiğim; son günlerde bir çok kişinin farklı platformlarda konuştuğu ve hakkında bir çok yorum okuduğum “Kanada

Yazının Devamı

Generali Sigorta Vice Ceo’su Petar Dobric ile Röportajdaydık!

11 Mayıs 2016

İtalyanları ve İtalyan kültürünü seviyorum. En büyük kızımın bunda etkisi çok. İtalyan lisesi mezunu olmasının yanı sıra kış döneminde ERASMUS programıyla Roma’daydı. Evimizin içinde sürekli ah Roma, ah Venedik, ah Amalfi :)

Bazı insanlar vardır sizi başka dünyalara ve hayallere götürür. Mart ayında davetlileri olarak katıldığım etkinlikte tanıştığım ve hayallerinden etkilendiğim Petar Dobric’i anlatacağım size. Kendisi de İtalyan olunca :) etkinlik sonrası röportaj için buluştuğumuzda Roma ile başladık sohbetimize. Aşağıda okuyacağınız tüm satırlara kahkahalar ve kahve eşlik etti. Zamanın su gibi aktığı nasıl geçtiğini anlamadığımız saatlerde bol bol İtalya’dan ve köklerinden bahsettik. Anlatacaklarım unutulmaz bir günden kalan hoş anılar. Fotoğraf çekmek için dolaştığımız sokaklarda yol boyunca da hızlı adımlarla hareket ederken de konuştuk çokca :) Petar’ın yüklü programı olmasa iki saat değil saatlerce dolaşabilirdik.

Ülkemize hayran Generali Sigorta Vice Ceo Petar Dobric ile aramızda geçen konuşmalarımızı aktarıyorum. Bazı süprizler var ki onlarda bende gizli kalsın. Bu röportajın tek bir sözünü dahi yazmayarak kendisine haksızlık etmek istemiyorum. Bugüne kadar ki

Yazının Devamı

Müzisyen Anne Ahu Kahraman Yıldırım ile Röportajdaydık!

5 Mayıs 2016

Ahu Kahraman Yıldırım; nam-ı diğer Müzisyen Anne. Yaşam dolu, sözünün eri, düşüncelerini açıkça ifade eden ve yaşadığı bir çok olaya rağmen dimdik ayakta duran harika bir kadın. Kendisiyle nerede, ne zaman, nasıl tanıştık ben çoktan unuttum. Sosyal medyanın getirdiği güzel kadınlardan. Evet, sosyal medya her zaman kötü insanlara kapı açmıyor. Bazen kimin hangi amaçla sizinle arkadaş olduğunu ya da yaklaştığını bilmiyorsunuz. Ahu gerçekten böyle olmadı bu güne kadar. Hatta kendisiyle röportaj yapmam için defalarca takılmışlığı vardır. Zaman bu zamanmış, güzel bir bahar sabahında fotoğraflarını çektik. Tatlı tatlı sohbet ettik. Anneler günü öncesi yeniden annelik heyecanı yaşayan bu güzel kadını anlatmak istedim size.

Röportajı paylaşmadan önce tüm annelerin, anne adaylarının anneler gününü kutlarım. Tüm annelere sevgilerimle…

Müzisyen Anne kimdir? Kısaca kendini tanıtır mısın?

1981 İstanbul doğumluyum. İlkokuldan sonra orta, lise, üniversite eğitimlerimi Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano bölümünde tamamladım.Yaklaşık 15 seneye yakın konservatuvar eğitimi aldım. Esas branşım okul öncesi müzik öğretmenliği değil, konser piyanistliğidir.

8 senelik

Yazının Devamı