Bir düşünelim... Bir radyocu için en zor anlardan biri hangisidir diye... Program sırasında yanlış bir kelimenin söylenmesi? Programda konuğuna karşı soru sorarken pot kırılması? Yanlış şarkı anonsları? Radyo yöneticisinin “Yayında sakın yapma” dediği şeylerin yapılması? Ya da anons sonrası kapattığını düşündüğü mikrofonun aslında açık unutulması... Kimisi ağır kimisi hafif ama radyocular için ‘risk’ içeren durumlar... Profesyonellik devreye girdiği dönemde bu yaşananlar rafa kaldırılır, peki acemilik, bir anlık sinir ya da şaşkınlık anlarında neler yaşanır? Ünlü radyocuların bir anlık dalgınlıkla belki de mesleklerinin ilk zamanlarındaki heyecanla mikrofonu açık bıraktıkları oldu mu? Neler yaşadılar? Ünlü radyocular anlattı, işte bazı radyocuların başına gelen ‘açık unutulan mikrofon’ kazaları...
MESLEKLERİ RADYOCULUK VE HAYATLARININ BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ MİKROFON BAŞINDA GEÇİYOR... İŞTE ÜNLÜ RADYOCULARIN BAŞINA GELEN MİKROFON KAZALARI...
‘YÜZÜM BİR ANDA KIPKIRMIZI OLDU’
FÜSUN ALKAN- HİLAL ÖZGANİ: 16 yıllık yayın hayatım boyunca hiç bu kadar zor durumda kaldığımı hatırlamıyorum. Çalıştığım eski radyoda yeni mikser gelmişti biz de heyecanla inceliyorduk, ekip
“Trafik” kelimesini duyan İstanbulluların önce yüzü düşer, sonra derin bir ‘offf’ çeker, ardından da öfkeye teslim olur... Bazen de kâbus olur trafikte geçen zamanlar ve genelde hayattan çok zaman çalar... Ve bu duygularla yıllardır herkes çözüm arayışı içindedir. Radyolar arasında da dinleyicinin imdadına yetişen, bu konuda çorbada epeyce tuzu olan bir frekans var, Radyo Trafik... Türkiye’de bir ilk olan Radyo Trafik, aynı zamanda dinleyicilerin evden ya da işyerinden çıkmadan yol durumunu öğrendiği, kente dair bilgiler aldığı, ayrıca gece saatlerinde iyi müzik dinlemek istediklerinde tercih ettiği radyolardan biri... Radyonun ilk röportajını bizimle yapan Radyonun Genel Yayın Yönetmeni Cezayir Doğan’la yeniden buluştuk. Kurulduğu günden beri hedeflerine ulaşıp ulaşmadıklarını ve radyonun projelerini konuştuk. İlk olmanın avantajlarını iyi değerlendirdiklerini düşünen Doğan, Radyo Trafik ekibi olarak, trafik sorununu çözmek için ise, “Yeter ki, düğmeye basılsın ve ülkenin en önemli sorununu çözme adına eller taşın altına uzatılsın. Yollar, köprüler, geçitler, metro, ne yaparsanız yapın bilinçli sürücülerin sayısı artmadıkça trafik sorunu bitmez” diyor. Ayrıca çözüm noktasında
Bu aralar programlarda yaptığı renkli değişikliklerle dikkat çeken Show Radyo, farklı bir programla daha dinleyicilerine ulaşıyor. Bu programı hazırlayanlar da birbirini uzun zamandır tanıyan iki isim, Burcu Mızrak ve Ömer Erişmen. Programın adı da tıpkı onlar gibi... ‘Sıkı Dostlar.’ Onlar her akşam dinleyicilerini eğlendirmek için mikrofon başına geçiyor ve programda sürekli birbirleriyle atışıyor, ama birbirlerinden ayrı da kalamıyor, çünkü onlar birlikte büyüdü, ikisi de radyo programcısı oldu, aynı radyoda farklı saatlerde program yapıyorlardı ki, parlak bir fikirle kendilerini bir anda aynı programda buldu... Ve sıkı dostların arasındaki mikrofon savaşı tatlı sert dinleyicilerin şahitliğinde başladı. Onlar zıtlar, farklı bakış açıları var, kavga etmiyor ama genelde tartışıyor. Sıcak ve soğuk, acı ve tatlı, siyah ve beyaz, kuzey ve güney gibiler, yani hayattaki tezatlıkları ve farklı fikirleri programda harmanlıyorlar. Ve tek hem fikir oldukları cümleyi şöyle kuruyorlar: “İyi ki radyo ortak dilimiz de, ikimizde orada aynı dili konuşuyoruz. Bizi anlamaları için en iyisi programımızı dinlesinler.” Sıkı Dostlar hafta içi her akşam saat 17.00’de Show Radyo’da...
Birbir
Birçok radyonun kuruluşuna öncülük eden, yıllardır radyo ve müzik dünyasındaki isimlerden biri olan Şafak Karaman, 4 yıl sonra tekrar Radyo Tatlıses’in başında ve slow şarkılarıyla iddialı olan SlowTime’ın da Genel Yayın Yönetmeni. Bıraktığı yerden işine devam ettiğini söyleyen Şafak Karaman, yeniden aynı radyoyla buluşmasını “Her zaman tekrar bir araya gelebileceğimizi konuşarak ayrılmıştım, yeniden aynı gruptayım ve Genel Yayın Yönetmeni olarak işimi en iyi şekilde yapmak için buradayım” cümlesiyle anlatıyor. Yabancılık çekmediği, tanıdığı ortamda bulunduğu için keyfinin yerinde olduğunu da sözlerine ekleyen Karaman, Radyo Tatlıses’te mevcut kadroyu değiştirmeyerek üzerine yeni birkaç ismi daha katarak dinleyiciyle buluşturdu. Karaman çok yakında henüz ismini açıklamadığı ‘Türkiye’nin saygın kişilerinden biri” diye anlattığı sürpriz bir ismi daha Radyo Tatlıses ailesine katmayı hedefliyor. Ayrıca Radyo Tatlıses’te habere önem vererek haber kadrosuna 2 yeni ismi de dahil ettiklerini söyleyen Karaman, Türkçe aşk şarkıları çalan Slow Time Radyo için ise “Slow müzik çalıyorsanız radyo olarak dinamikleriniz kısıtlıdır. Bu durumda yapılabilecek en iyi şey herkesten daha iyi çalmak.
Türkiye’nin ilk popüler Türkçe müzik radyosu olan Süper FM, 1992 yılından bu yana Türkçe müziğin en sevilen şarkılarını dinleyicileriyle buluşturmaya devam ediyor. Türkiye’nin özel radyoculukla ilk tanıştığı günlerden beri dinleyicilerin sahiplendiği ve bir neslin hayatına şarkılarla eşlik eden radyolardan biri Süper FM, bu yıl “Türkiye 20 yıldır Süper FM dinliyor” sloganıyla 20. yılını yeniliklerle, farklı projelerle kutluyor ve bu kutlamalar tüm yıl boyunca devam edecek. Biz de bu vesileyle “Süper FM radyoculuğa başlama sebeplerimden biridir” diyen Süper FM’in Radyo Müdürü Burak Can ve Müzik Direktörü Duygu Çakır’la ile bir araya geldik, Süper FM’in 20.yılını renkli bir söyleşiyle kutlayarak, radyonun vizyonunu konuştuk. Yeni katılan isimlerle programcı kadrosunu da yenileyen radyo, ekip olarak en sevilen şarkılarla hazırladıkları eğlenceli videoları sosyal ağlarda dinleyicileriyle paylaşarak dikkat çekiyor. Bunun gibi yaptığı değişik projelerle adından söz ettiren radyo son olarak radyo stüdyolarında kameralı sisteme geçti ve programcıların dinleyiciler tarafından izlenebilmesini sağlayarak iletişimi daha da samimi hale getirdi. Radyo ayrıca farklı içerikle hazırladığı
Ayça Şen... O radyoların asi sesi, dilinin kemiği olmayan, güldüren, hakaracı makaracı, radyolardaki ender kadın şov programcılarından biri...Yıllardır farklı tarzıyla, eğlenceli, bol mizahlı, ince mesajlı ve komik telefon şakalarıyla ilgi çeken Şen, ilk radyoculardan ve bu yıl radyodaki 20. yılını kutluyor. Daha önce yabancı müzik radyolarından ses veren Ayça Şen, ilk kez bir Türkçe müzik radyosundan dinleyicilerine sesleniyor. Çiçeği burnunda programını, radyoculuğu, radyolarda yaşanan problemleri konuşmak için Ayça Şen’le bir araya geldik. Ayrıca radyo camiasında kadın programcılarla ilgili oluşmuş birçok önyargıyı tarzıyla ve programlarıyla yıkan Şen’le kadın radyocuların yaşadığı sıkıntıları ve onlara tanınan imkânların neden ‘kısıtlı’ olduğu mevzusunu da kurcaladık. Dinleyicileriyle ilgili de konuştuğumuz Ayça Şen,yeni radyosunda dinleyicisine dinleyici katmaktan oldukça memnun. Programıyla yeni tanışan dinleyicilerini çok sevmiş, onlar da akrabaları gibi kendisini hemen sahiplenmiş. Programın ismi, “Ayça Şen’le Hakara Makara.” Programın ismini düşünürken Başbakan’ın dikkat çeken ‘Hakara Makara’ söylemiyle programın adı konulmuş ve bu isim programın tarzıyla da bire
Bir sektör düşünün... Sürekli konuşma halinde, işlerinde ses çok önemli, insanlarla iletişimi olan, çalışanlarının ses tonu ve diksiyonları düzgün... “Radyocu mu?” dediniz yoksa? Hayır, ama radyocularla benzer özelliklere sahip bir meslek kolu; çağrı merkezi çalışanları. 55 binin üstünde çalışanıyla büyümeye devam eden bir sektör... Derneği var, dergisi var ve artık bir radyosu da... Çağrı merkezi sektörü kendi radyosunu kurdu ve ocak ayı sonunda yayın hayatına başladı; radyocallcenter.com, web tabanlı bir radyo ve sektörün çalışanına yönelik hayata geçirilen bu farklı proje Türkiye’de bir ilk. Radyonun amacı çağrı merkezi sektöründe çalışanların motivasyonunu artırmak, aidiyet duygusunu pekiştirmek, sektör olma bilincini aşılamak. İçinde müzik, eğlence ve yarışma var. Radyonun programcıları sektörün çalışanları ayrıca yöneticiler, müdürler de özel programlarla dinleyicilerin karşısına çıkıyor. Rakip firma çalışanları da radyo aracılığıyla birbirleriyle iletişim sağlıyor, daha çok satışı yapan çalışanlar radyodan birbirlerine atıfta bulunuyor, şarkı gönderiyor. Böylece çalışanlar kendilerine ait bir mecrada seslerini duyurarak çalışma stresini göğüslüyor. “Sektörün,
Radyocular için yayın saatini değiştirmek dinleyicilerin alışkanlıklarını da etkilemek anlamında risk taşıyabilir ama bazı programcılar için aynı radyoda değişen yayın saatleri radyocunun gücüne güç, dinleyicisine de dinleyici katabilir... Best FM’de 15. yılını dolduran Rıza Esendemir de böyle bir radyocu ve 1 yıldır yeni yayın saati olan 22.00 - 01.00 arası dinleyicilerine sesleniyor. Eski saatindeki dinleyicileri de bu yenilikte onu yalnız bırakmadı, hatta Esendemir’in aynı saatte televizyonda en çok izlenen dizilerin karşısında olmasına rağmen... Yeni saatinden pek memnun olan Esendemir, A-Rıza Show’u birbirinden renkli ekibiyle birlikte hazırlıyor ve o ekibe yeni isimleri de katıyor. Genç bir dinleyici kitlesine sahip olduğunu söyleyen Esendemir, programlarda dinleyicilerle birlikte aktif bir iletişim halinde çok eğlendiğini de anlatıyor. Esendemir, ayrıca yayın yaptığı saatteki dinleyiciler için “Bizim programımız için birçok şeyi elinin tersiyle ittiğinden dolayı programımızı daha bir sahipleniyor. Bu benim için büyük bir nimet. Radyo dinleme konusunda gece dinleyicisi yıllardır söylediğim gibi çok emektar” diyerek onlara teşekkür ediyor...
TELEVİZYONDA EN ÇOK İZLENEN