Ayça Şen... O radyoların asi sesi, dilinin kemiği olmayan, güldüren, hakaracı makaracı, radyolardaki ender kadın şov programcılarından biri...Yıllardır farklı tarzıyla, eğlenceli, bol mizahlı, ince mesajlı ve komik telefon şakalarıyla ilgi çeken Şen, ilk radyoculardan ve bu yıl radyodaki 20. yılını kutluyor. Daha önce yabancı müzik radyolarından ses veren Ayça Şen, ilk kez bir Türkçe müzik radyosundan dinleyicilerine sesleniyor. Çiçeği burnunda programını, radyoculuğu, radyolarda yaşanan problemleri konuşmak için Ayça Şen’le bir araya geldik. Ayrıca radyo camiasında kadın programcılarla ilgili oluşmuş birçok önyargıyı tarzıyla ve programlarıyla yıkan Şen’le kadın radyocuların yaşadığı sıkıntıları ve onlara tanınan imkânların neden ‘kısıtlı’ olduğu mevzusunu da kurcaladık. Dinleyicileriyle ilgili de konuştuğumuz Ayça Şen,
yeni radyosunda dinleyicisine dinleyici katmaktan oldukça memnun. Programıyla yeni tanışan dinleyicilerini çok sevmiş, onlar da akrabaları gibi kendisini hemen sahiplenmiş. Programın ismi, “Ayça Şen’le Hakara Makara.” Programın ismini düşünürken Başbakan’ın dikkat çeken ‘Hakara Makara’ söylemiyle programın adı konulmuş ve bu isim programın tarzıyla da bire bir örtüşmüş... “Ayça Şen Başkanla Hakara Makara”yı hafta içi her gün 16.00 ve 19.00 saatleri arasında İstanbul 104 Radyo D’den dinleyebilirsiniz.
EĞLENCELİ PROGRAMIYLA DİKKAT ÇEKEN RADYOCU AYÇA ŞEN RADYOLARDAKİ KADIN PROGRAMCILARIN AZ OLUŞUNDAN YAKINDI
“Türkiye’de Türkçe pop müzik dinleniyor bu bir gerçek. Türkçe müzik radyosuna geçince birden bire dinlenme oranım katlanarak arttı. Bana alışmış dinleyicilerim hemen bu radyoya geldi. Buranın dinleyicisi de beni hemen sahiplendi. ”
Fotoğraflar: BÜNYAMİN AYGÜN
Radyo D’de program yapmaya nasıl karar verdiniz?
Doğan Radyo Grup Başkanı Sezgin Onat’la biz yaklaşık 10 yıl önce birlikte çalışmıştık. Radyo değiştirmeyi istiyordum o da bana güveniyordu, Radyo D’yle ilgili konuştuk ve akşam saatlerinde programa başladım.
İlk kez Türkçe bir radyoda program yapıyorsunuz...
Evet, eski dinleyicilerim ilk önce bunu biraz yadırgadı ama alışacaklar. Türkiye’de Türkçe pop müzik dinleniyor bu bir gerçek. Birden bire dinlenme oranı katlanarak artıyor. Benim dinleyicilerim bu radyoya hemen geldi. Buranın dinleyicisi de hemen sahiplendi. Çok fazla telefon geliyor. Türkçe müzik çalmak farklıymış, herkes dinliyor. Farklı bir konsept oldu. Hakan Gündüz burada bir samimiyet yaratmış, dinleyicilerle arkadaşlık kurmuş, benim tarzımda da bu var. Hakan dinleyicilere beni tanıştırdı, benden çok bahsetti. Bu radyoda ön yargılı davranabilecek olan dinleyiciler bile beni hemen sevdi.
Önceki radyolardan takip eden dinleyicilerin sizi yadırgadığını söylediniz, size neler söylediler?
“Dayanamıyoruz bu müziğe” diyenler de, “Böyle daha iyi” oldu diyenler de oldu. Benim yayınımdaki müzikler programın akışını da bozmuyor. Seçimle geldik seçimle gideriz (gülüyor.) Hem değişik bir kadın çeşidi geldi Türkçe müzik radyolarına. Hiç kadın böyle konuşur mu!
Ayrıca kadın şov programcıların sayısı da çok az...
Var tabii ama program var, program var! Kadın programcıların olmaması kötü aslında. Biz bunu yıkmaya geldik, 20 yıldır yıkamadık, yıkmaya geldik! (Gülüyor.)
Radyo değiştirince endişelendiğiniz oluyor mu?
İlk başta çok korkmuştum “Acaba nasıl olacak?” diye. Anlaşamadık önceki radyomla, öyle seçkincilik havaları, o farklı havaya girme, hiç sevmediğim şeyler, çok ayıp geliyor bana bu tavırlar. Hani yargı insanıyım gibi, yok “Türkçe dinlemem” tarzı bir kesim var ya...
Radyo, DJ ve dinleyiciyle iletişimle samimi olur. Dinleyiciler burada akrabalarıymışım gibi davrandılar ben de onları çok sevdim.
Dinleyici profiliniz değiştikçe programınızdaki çeşitlilik de artmış oldu...
Evet, malzeme arttı! Sucu, tüpçü arıyor. Onların hayatına yönelik sorular soruyorum. Ne kadar çok dinleyici dinlerse program da amacına ulaşıyor. Çünkü ben politik bir program yapmıyorum, geyik programı yapıyorum ama içini doldurmaya çalışıyorum. Konuşma tarzında da politik bir duruş vardır ille de bunu insanları sıkarak söylemene gerek yok ki!
Bazı radyocular hazırlık yapmadan programa çıkıyor, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok hazırlık yapıyorum. Hazırlıksız girmek çok amatörce. Her gün ödev yapar gibi çalışıyorum. Programı yüzde 50 ben yapıyorsam, yüzde 50’si de prodüksiyonundur. 3 saat için, 3 saat çalışıyoruz.
Radyo dışında çok konuşur musunuz?
Kemal Sunal için düşünürlerdi ‘Günlük hayatta da komik mi?’ diye benimki de o hesap. Evde çok sakin bir yaşantım var. Enerjimi harcayınca başım ağrıyor. Sahilde 2 saatlik yürüyüşüm var, çocuğumu okula yollarım. Evde ses yüksek çıkmaz. Yazı yazarım, çok sessiz sakinimdir. Ama eskiden öyle değildim. Programda asla kahkaha efekti kullanmam, ben gülüyorum zaten ve komik oluyor!
Radyoculukta 20. yılınız ve farklı birçok şeye imza atsanız da radyodan hiç vazgeçmediniz...
Altın bileziğim, mesleğim radyoculuk. Yazıyorum, çiziyorum, müzisyenlik de yapıyorum. Ama ana parayı radyo veriyor (Gülüyor.)
Peki bu aralar müzikle ilgili yeni projeleriniz var mı?
2. albüm için çalışıyoruz. Yavaş ilerliyor, müzik başka bir şey. Artık parası olanın elinde olduğu bir şey müzik sektörü, paran varsa hallediyorsun, bu kadar basit!
Radyo sektörünün durumu daha mı vahim sizce?
Radyo birkaç ismin elinde. Politikalarını değiştirmek istemeyen radyolar ve sadece erkek programcıları olan radyolar var. Güya radyolarında yer veriyormuş gibi kadın programcılara yer veriyorlar ama radyolarda kadın sesi yok! Olanların çoğu da format programcısı. Çok acıklı bu durum. Kadınlar yetişmiyor değil, erkeklerden çok daha iyi yapabilirler ama imkân tanınmıyor. Radyoculuk ilişkileri farklı, “Abi, abi” diyor pazarcı mantığıyla yürütü-lüyor işler! Şov programı yapan çok az kadın var. Sistem bozulmasın istiyorlar. Radyoda kadınlara erkekler kadar şans tanınmıyor ki ayrıca her sektörde bu böyle! Artık beni taklit eden bile yok! Radyo değil, kadın meselesi ama bunları söylediğimde feminist oluyorum, ne alakası var!
Orman Mühendisi erkek, ağdacı olursa...
Yıllardır yaptığınız telefon şakalarınız çok ilgi görüyor... Radyo D’de yaptığınız en komik şaka hangisiydi?
Seri ilanlardaki bir ilanda estetisyen aranıyor. Ben arıyorum ve emekli Orman Mühendisi Süleyman Durmaz’a bürünüyorum. “Eşime de ağdayı ben yaparım” diye ilandan aranan ağdacıya iş başvurusunda bulunmak istiyorum ama baya bir aile babası gibi arıyorum ve “Ben kimseye kötü gözle bakmam” diye de karşı tarafı ikna etmeye çalışıyorum. Çok saçma bir şakaydı ama çok komikti! Dinleyiciler arkadaşlarına organize çete halinde şaka yaptırıyor. Şakalarınızı aycasen@radyod.com’a e-posta gönderip yaptırabilirsiniz...
İŞTE O ŞAKA