Yavuz Kocaömer

Engelliler sporuna medyanın bir iki gazete ve televizyon dışında ilgi göstermediği bir gerçek. Bunun artık sadece futbolla ilgili olmadığı da görülüyor. Buradaki sorun gerek yazılı gerek görsel medyada konuyu bilen elemanların olmayışından kaynaklanıyor. Bu konuda çeşitli gazetelerin spor müdürleri ile yaptığımız görüşmelerde, kendilerinin göstereceği amatör sporlarla ilgili bir muhabirlerini bu konuda bilgilendireceğimizi söylememize rağmen bir ses çıkmadı. 10 senedir yazdığım gazetem Milliyet‘te dahi, yılın spor olayları belirtilirken, engellilere tek satır yer verilmedi.
Öte yandan; 4 engelli spor federasyonunun da bir basın müşaviri olduğunu bugüne kadar duymadık. Belki de vardır. Bırakın basın müşavirliğini, gittikleri şampiyonalardan bilgileri dahi bazen yabancı medya üzerinden, bazen de zorlayarak aldığımızı bizzat yaşadık. Bu yalnız bizim için değil, tüm medya için geçerlidir. Sonra sadece medyadan şikayet ediyorlar. Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin yaptırdığı anketlerde de bu açıkça geçen sene görülmüş idi. Örneğin; bu araştırmaya göre Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nu tanıyanlar sadece yüzde 2 civarında idi.

Seminer düzenlenmeli
İlgili federasyon

Geçtiğimiz haftalarda spor kulüplerinin sorunları ile, sporda şiddet sorunları araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nda engelli sporları federasyon başkanları da davet edilerek bilgilerine başvuruldu.
Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanı Tarık Bitlis kendi spor dallarında şiddetin söz konusu olmadığını belirtti.
İşitme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Oktay Aktaş ise; iki öneride bulundu.
1- Futbolda amigoluk ve tribün liderliğinin yasaklanması,
2- Emniyet içinde şiddetle ilgili bir oluşturulması,
Oktay Aktaş’ın özellikle ikinci önerisi bizlere göre de dikkate alınmaya değer.
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Veysel Gülpınar ise; bütçelerinin yetersiz olduğunu dile getirdi.

Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Genel Müdürlüğü arasında yapılan görüşmeler sonucunda, öncelikle İstanbul’daki 45 okulda “Paralimpik Okul Günleri” yapılmasına karar verildi. Bu amaçla; önümüzdeki günlerde İstanbul Valiliği ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve TMPK arasında engellilik ve paralimpik oyunları konusunda okul çocuklarına farkındalık kazandırma projesi işbirliği protokolü imzalanacak. Amaç; Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul ve kurumlarda öğretim gören çocuk ve gençleri, engellilik ve paralimpik oyunları konusunda bilgilendirmek ve yaşamsal farkındalık yaratmak. Aynı zamanda öğrencilere engellilik hakkında bilgi vermek, hem okuldaki hem toplumdaki engellilere karşı empati geliştirmelerini ve engellilerin rehabilitasyonuna katkı sağlamak.
Program içeriğinde, ilgili okullarda öncelikle 4,5,6 ve 7‘nci sınıf öğrencilerine önce görsel olarak bir konferansla engelli sporları, engelli insanların karşılaştıkları zorluklar ve paralimpik oyunları hakkında bilgi verilecek . Daha sonra ilgili okulun spor salonunda engelli sporlarından bir tanesi konusunda yapılacak bir gösteri müsabakası ile bu sporlar tanıtılmaya çalışılacak.

Farkındalık
Ul

Bu başlık 6 Ekim 2007 tarihinde bu sütunlarda yayınlanan yazımızın başlığı. O tarihteki yazımızda, Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Müdürü’nün Prof.Dr.Yusuf Doğruer olduğunu ve kendisinin Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi olduğunu saptadığımızı yazmış idik. Aradan geçen 3 yıl içinde, yukarıda adı geçen okul müdürü görevinden ayrıldı, yerine Prof.Dr.Behiç Serpek getirildi. Bu hocamız da Veteriner Fakültesi Biyokimya Bölümünde Öğretim görevlisi. Bu Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulumuzun geçmişine baktığımızda, ilk iki dönemde de yine Veteriner Fakültesi‘nde uzman profesörlerimizin okul müdürlüğü yaptığını görüyoruz.
Böyle bir garipliğe olsa olsa ancak ülkemizde rastlanır. Bir Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu nasıl hayvan hastalıkları uzmanları tarafından yönetilebiliyor?
Şimdi kimse kalkıp da “Okul müdürü idareci konumundadır. İlgili yüksek okulun içeriği ile ilgili bilgi sahibi olmak zorunda değildir” demesin. Bir idarecinin en büyük avantajı, o konudaki birikimleri ve o okulun gelişmesi için göstereceği çabalardadır. Bu bakımdan da, Veteriner Fakültesi Öğretim Görevlisinden, Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Müdürü olmamalıdır. Bu

Sene 2003. Kırklareli Bedensel Engelliler Spor Kulübü kuruluyor. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) destekleri ile Kırklarelili engelli gençler sporla hem yaşama bağlanıyor, hem de isimlerini duyurmaya başlıyorlar.
O zamanki kulüp başkanı Erol Gökçe. Kırklareli’ndeki spor salonunda rampa yok, engellilere uygun tuvalet yok, soyunma odası yok. Erol Gökçe çırpınıyor. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne gidiyor, “Bakarız” diyor. Valiye gidiyor “Yaparız” diyor, ama bir ilerleme yok.
Sonunda “Sayın Yavuz Kocaömer’e” diye bir mektup hazırlıyor. Yaşadıklarını anlatıyor, olumsuzlukları sıralıyor . Aslında mektubu bana göndermeye niyeti yok. Amacı bir şekilde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne ulaştırıp tepkisini ölçmek. Ve bunun için de o zamanki il müdürünün şoförünü ayarlıyor, şoför de il müdürüne “Erol Ağabey böyle bir yazı yazmış, masasının üstünde bırakmış, kapı açıktı okudum” diyor. Hemen o il müdürü (Şimdi emekli , ismini verip rahatsız etmek istemiyorum) Erol Gökçe’nin yanına geliyor “Ne yapalım? Sen söyle biz yapalım” diyor. Erol Gökçe de, benim Kırklareli’ne geleceğimden bahsediyor. Ve bir hafta içinde hem dış rampalar hem tribün ulaşılabilirliği ve 2 adet

1 Aralık 2010 günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Cemal Kamacı Spor Salonu’nda engelliler ile ilgili bir dizi gösteri organize etti. İşitme engelliler Halk oyunları grubundan sonra bir akrobatik basketbol şovunun ardından Türkiye’nin iki güzide kulübü Galatasaray ve Beşiktaş’ın tekerlekli sandalye basketbol takımları bir gösteri maçı yaptılar. Tribünlerde öğrenciler, engelli yakınları, salonda ise Beşiktaş ve Galatasaray‘ın dünya çapındaki yerli ve yabancı oyucuları.
Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı olarak bana ve Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı olarak da Mustafa Veysel Gülpınar’a İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir davet gelmedi. Sadece bir gün önce Mustafa Veysel Gülpınar’ı telefonla arayarak davet ettiklerini öğrendik.
Protokol olarak ayrılan bölümde ise, tekerlekli sandalye basketboluna hiçbir katkısı olmayan Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel’in oturduğunu gördük. Salona girmek üzere merdivenleri çıkarken belediyeden görevli bir bayan yanıma gelerek “Yavuz Bey size protokol tribününe kadar refakat edeceğim” dedi. Ben de kendisine davetli olmadığımı, sadece bir basın maili dolayısıyla gazeteci olarak burada bulunduğumu, benim

Antalya Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Tekerlekli Sandalye Basketbol I.Ligi‘nde bu sezon kendi evinde yapacağı 9 müsabaka için Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü‘nden Atatürk Spor Salonunu Pazar günleri 14.00‘de tekerlekli sandalye basketbol karşılaşmaları için tahsis edilmesini ister.
Yıllar önce bu sütunlara misafirimiz olan ve hâlâ Antalya’da görev yapan Nadir Yapsakaloğlu imzasıyla bir cevap alırlar. “Müdürlüğümüze bağlı Atatürk Spor Salonu Büyükşehir Belediye Spor Kulübü, Muratpaşa Belediye Spor Kulübü, Antalya Kolej Müsabakaları ve Yerel Lig Basketbol Müsabakaları oynanacağından salon programı oldukça yoğundur. Bu nedenle maçlarınızı tekerlekli sandalye basketbol kulübünüze bağlı Aksu Spor Kulübü’nde oynayabilirsiniz.”
Kulüp yetkilileri skorbord ve 24 saniye cihazlarının çalışmadığını belirterek yeniden tahsisi isterler. Yine aynı müdür Nadir Yapsakaloğlu “Skorbord ve 24 saniyenin kulübünüzce tamir edilerek tekerlekli sandalye basketbol müsabakalarınızı söz konusu salonda oynanması hususunda gereğini rica ederim.” Yani “Gereğini rica ederim” lafı, devlette “emrederim” anlamına gelir.

Engellilere engelİddialara göre adı geçen Antalya’nın Aksu İlçesindeki salon, kentin yaklaşık

1999 yılında dünyaca ünlü Prof. Horst Kosel’i getirerek verdiğimiz seminerlerle başlatılan Goalball’ın kurallarını önce bir hatırlayalım. Goalball, görme engelliler tarafından 3 kişilik takım ile oynanıyor ve her takımda en fazla 3 yedek oyuncu var. Bir orta çizgi ile ikiye bölünmüş voleybol sahası ebatlarında salonda oynanan bu oyunda goller her iki ucun, uçta bulunan kalelere atılıyor. 1250 gram ağırlığında ve içinde çıngırak olan topla oynanıyor. Oyunun amacı karşı tarafın savunmasına karşı her takımın topu yuvarlayarak rakip kale çizgisinden geçirmesi. Ve maçlar 10‘ar dakikalık iki devre halinde oynanıyor. Süre beraberlikle biterse 3‘er dakikalık iki devre daha oyuna ilave ediliyor. Topun içindeki ziller, zillerin oyuncuları yönlendirmesine ve sporcuların iyi konsantre olabilmelerine olanak vermek için salon tamamıyla sessiz oluyor.
Son yıllarda Mesut Dedeoğlu yönetimindeki Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu Goalballa büyük önem verdiler. Şu anda 50‘den fazla spor kulübünde bay ve bayan Goalball Takımları bulunmakta ve I. ve II. bayanlar ve erkekler ligleri 2010 yılından itibaren başlatılmış durumdadır. Faal lisanslı sporcu sayısı ise 800 civarındadır.

Uyumlu yönetim2