Yavuz Kocaömer

“Sevgili Yavuz, sana, Alman Tekerlekli Sandalye Sporları Federasyonu’nun 21 bin üyesinden ve Alman Engelliler Spor Federasyonu’nun 550 bin üyesinden en içten selamlarını getirdim.”
Bu sözler 18 Şubat 2011 tarihinde Almanya’da Federal Almanya Cumhurbaşkanlığı tarafından şahsıma verilen “Devlet Liyakat Nişan Töreni”nde Alman Tekerlekli Sandalye Sporları Federasyonu Başkanı Ulf Mehrens’ın yaptığı konuşmanın başlangıcı.
1948 yılında Engelliler Spor Federasyonunu kuran Almanya için yukarıda okuduğunuz rakamlar şaşırtıcı değil. 1990 yılında ülkemizde kurulmuş Engelliler Spor Federasyonu, daha 2000 senesinde Bedensel Engelliler Spor Federasyonu olarak ayrılan kurumda ise sporcu sayısı 3.100.
Ülkemizde, bedensel engelliler sporunda engelli gençlerin spor yapmaya başlaması tesadüflere kalıyor. Çünkü, İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelliler Spor Kulübü hariç, bizim bildiğimiz hiçbir kulübümüzde alt yapı çalışması yok.

Okullara yayılmalı
Umudumuz, Galatasaray ve Beşiktaş’ın tekerlekli sandalye basketboluna girdikten sonra, ki aradan 6 ile 8 yıl geçti, alt yapıdan oyuncu yetiştirmeleri idi. Ancak bu da gerçekleşmedi. Okullarda engelliler sporunun bilinmemesi sporcu sayımızın azlığında

1999 senesinde Engelliler Spor Federasyonu‘nun davetlisi olarak 4‘üncü kez Türkiye’ye geldiğinde 17 Ağustos 1999 depreminde Sakarya’da hayatını kaybeden Alman spor adamı.
Dr. Trawinski Almanya’daki Oldenburg Üniversitesi’nde kürsü sahibi, dünyadaki tekerlekli sandalye basketbol antrenör hocalarının önemlilerinden biri idi.
“Türkiye benim ikinci vatanımdır Yavuz. Buradaki engelli sporcular öğrenmeye aç, benim ülkemdekiler şımarmışlar” diyen, hiç bir ücret almadan antrenörlerimizi eğiten bir gönül adamı. O büyük depremde yanındaki asistanı Jantke Vogt ile birlikte hayatını kaybettikten sonra, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu ile Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı her iki yılda bir toplam 5 defa Dr. Trawinski Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol Turnuvasını yaptı. Bu turnuvaya İsrail, Almanya, Hollanda, Fransa, Polonya gibi ülkelerin milli takımları katıldı. Tabii bu yıla kadar.
Bu yıl Bedensel Engelliler Spor Federasyonu “Programımız çok yoğun, Paralimpiklere hazırlanıyoruz, onun için Dr. Trawinski Turnuvasını programımıza almadık” dedi. Ancak daha sonra TESYEV’in başvurusu üzerine bu kez de “Tüm masrafları TESYEV üstlenirse turnuvayı yaparız”

Görme engelliler sporu ülkemizde hızla gelişiyor. 17-20 Şubat tarihleri arasında İngiltere’nin Sheffield kentinde düzenlenen Uluslararası Goalball Turnuvasına katılan erkek Milli Takımımız şampiyon oldu. Turnuvaya Türkiye’nin yanı sıra Slovenya, İsveç, Cezayir, İspanya, Yunanistan, Almanya, İngiltere gibi goalball de söz sahibi ülkelerin milli takımları katıldı. Özellikle Almanya’nın katıldığı bir turnuvada, milli takımımızın şampiyon olmasının bir başka anlamı daha var. Bundan 12 sene önce Alman Goalball Milli Takımının baş antrenörü ve yardımcısı ülkemize gelerek buradaki antrenörlerimize seminer vererek Goalball’u başlatmışlar. İşte genç Türkiye nüfusunun ciddi şekilde çalıştığı taktirde elde edeceği başarılara bir başka örnek.

IBSA Dünya Oyunları
1-10 Nisan 2011 tarihleri arasında Antalya’da IBSA Uluslararası Görme Engelliler Spor Federasyonu'nun organize ettiği 4’üncü Dünya Oyunları yapılacak. Şampiyonaya 61 ülkeden yaklaşık 1.600 sporcunun katılması bekleniyor. Spor branşları ise Atletizm, Yüzme, Judo, Goalball, Futsal B1, Futsal B2-B3, Powerlifting (Ağırlık kaldırma ) ve satranç olmak üzere 8 branşta düzenlenecek.
Atletizm, yüzme, judo ve goalball müsabakaları sonunda

Helikopter kazasında hayatını kaybeden zamanın Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in oğlu Tarık Bitlis’ten bahsediyoruz.
1990 yılında Mısır’da bir seminerde engellilerin spor yaptığını görüp tekerlekli sandalye basketbol ve yüzme konusunda kurslara katıldı. Dönüşte ilk toplanan Spor Şurası’nda Engelliler Spor Komisyonunu oluşturur ve federasyon kurulması gerektiğini üst makamlara iletir. Böylece Kasım 1990‘da kurulan, o zamanki adı ile Özürlüler Federasyonu asbaşkanlığı görevine gelir.
Başkanlığı döneminde ilk defa kurulan bir federasyonda klasifikasyon konusundaki ilk elemanları yetiştirir. İlk basketbol ve Milli Takım oluşur. Ve tekerlekli sandalye basketbolu için oyunlarda çok önemli olan 100 adet spor sandalyesi alımını gerçekleştirir.
Tarık Bitlis‘in döneminde, görme ve bedensel engelliler ilk defa kış sporları ile tanışıyor. Ve yine ilk defa bedensel ve zihinsel engelliler paralimpiklere katılıyor. Daha sonra rahmetli Sakıp Sabancı’yı ikna edip Özel Olimpiyatlar Derneği’ni kuruyor ve kendisini Dünya Özel Olimpiyatlar yönetiminde yer alması konusunda ikna ediyor.

Alçak gönüllü
1992-1996 yıllarında Özürlüler Spor Federasyonu Başkanlığı yapıyor. Daha sonra önce adı

İnteltek ismi belki birçoğunuza yabancı gelebilir. İnteltek şirketi; Spor Toto Teşkilat Başkanlığı adına iddaa oyununun yaratıcısı ve operasyonlarını gerçekleştiriyor. İddaa oyunu, yurt genelinde 5.500 sabit, 5 elektronik bayisi ile ilk tanıtımının yapıldığı 2004‘ten bu yana 7 senede 10 milyar doların üzerinde bir hacim yakalayarak başlı başına bir sektör yaratmış, binlerce kişiye istihdam sağlamıştır. Son 10 yıldaki Türkiye ekonomisinin 10 büyük ekonomik projesinden biri olarak gösterilmiştir. iddaa oyununun bu büyük başarısı, Spor Toto’yu dünyada devlet kontrollü organizasyonlar arasında 2‘ncilik kürsüsüne çıkarmıştır.

İDDAA Markası İnteltek, değeri kolayca ölçülmeyecek İDDAA markasını yaratmıştır. Marka bilinirliliği ülke genelinde yüzde 89, hedef kitlede ise yüzde 99‘a ulaşmıştır. İnteltek operasyonlara başladığı 2003‘te Spor Toto oyunlarının pazar payı yüzde 1 iken, İDDAA’nın 2004’de tanıtılmasını takip eden 2005‘te pazar lideri olmuş ve toplam pazarı 6 yıl içinde yaklaşık 3 katına çıkarmıştır. Bu oyun sayesinde; 2010 yılı içinde kamuya ve spora aktarılan kaynakların toplamı yaklaşık 1,6 milyar TL‘ye ulaşmıştır. (Kamu payı, vergi ve GSGM 1.091.564.896 TL, tesis ve

Kas hastaları, tetra spastikler, cam kemik hastalığına sahip olanlar ve sipinabifida ile omurilik felçlilerin yaptığı bir spor. 28 metreye 16 metre ölçülerinde bir salonda yapılan bu spor, kareleri ise 2.40 metre ve yüksekliği ise 20 cm. Her takım bir kaleci, 4 saha oyuncusu olmak üzere 5 kişiden oluşuyor. Ayrıca 5 yedekte saha kenarında bulunuyor. Kullandıkları hokey sopalarını güçleri varsa ellerinde tutuyorlar yoksa sandalyelerine sabit bir şekilde monte edebiliyorlar. 2004 yılından beri de eşitliğin sağlanması için kalsifikasyona tabi tutularak güçleri değerlendiriliyor. Elektrikli sandalye hokeyi, paralimpik spor branşı olma yolunda hızla ilerliyor. 2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda bir gösteri maçının yapılması planlanıyor. 2010 yılında İtalya’da yapılan 2. Dünya Şampiyonası’na Hollanda, Belçika, Almanya, Avustralya, İtalya, Danimarka, Finlandiya ve İsviçre katıldı. Görüldüğü gibi bu spor dalı daha çok Avrupa’da ilerlemiş durumda.
Almanya’da ise 1980’li yılların başında yapılmış. Son dünya şampiyonasında finalde Hollanda’yı 7-6 yenen Almanya Dünya Şampiyonu oldu. Ve dünya şampiyonu Almanya’nın antrenörü bir Türk, Deniz Genç. Ayrıca oyuncularından bir tanesi ise Görkem.

Almanya’da SH-1 sınıfındaki engelli atıcılar, geçen ay alınan bir kararla, engelsiz atıcıların liglerine katılabilecek. Bu kararı Federal Alman Spor Teşkilatı verdi. Köln Spor Yüksek Okulu, Biyomekanik ve Ortopedi Bölümü’nün tanınmış profesörü Gerd Peter Brüggemann, engelli ve engelsiz atıcıların sportif karşılaştırılmalarını yapılmak üzere görevlendirildi. Yapılan geniş araştırmalardan sonra profesör Brüggemann’ın ekibi şu sonuca vardı: “Havalı silahlarla hedef tahtalarını atışta silahın, sallanması ve dayanak noktası, yapılan çeşitli deneyler sonunda oturarak ateş etmenin bir avantajı olmadığını ortaya çıkarmıştır”. Böylece SH-1 sınıfındaki engelli atıcılar ayakta atış yapan engelsiz atıcılara karşı mekanik bir avantaja sahip değildir. Federal Alman Spor Teşkilatı Başkanı Josef Ambacher bu sonuca çok sevindiğini, ilk defa engelli ve engelsiz atıcıların bir arada yüksek seviyedeki yarışmalarda birlikte yarışacaklarını bildirdi.
Almanya’da Federal Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un 03 Ekim’de Almanya Birleşme Günü’nde belirttiği gibi birlikte yaşamanın, kaynaşmanın bir örneği de burada gerçekleştirilmiş oldu.
Alman Atıcılık Federasyonu konuya çok ciddi bakıyor ve federasyonun bir

Bir süre önce T.C. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, MÜSİAD Erzurum Şubesi‘ndeki toplantıda, bir tesise nasıl isim verileceğinin prosedürünü anlatarak “Şu anda bir isim teklifi yok. Ama oyunlar bitsin, kamuoyu vefasını gösterir. Bu konuda Sayın Başbakan‘ın ve Sayın Mehmet Atalay’ın isimlerinin tesislere verilmesi konusunda talebi olmaz. Vefa gösterilecekse Sayın Başbakan ile Atalay‘a gösterilmeli” dedi.
Sayın Başbakanı yakından tanımayız. Ama gerek kendisinin, gerekse de Mehmet Atalay’ın, tesislere isminin verilmesi konusunda meraklı olmadığını da düşünür ve biliriz. Ancak, artık bu ülkede bazı şeylerin değişmesi lazım. “VEFA” sadece İstanbul’ da bir semt adı olarak kalmamalı.
Yapılan tesisler Türk sporunun önünü açmıştır. Yalnız Kış Olimpiyatları değil, bir gün yapılacak İstanbul Olimpiyatları konusunda da Türkiye’nin ismini öne çıkarmak bakımından önemli bir yer işgal edecektir. Bu tesislere Sayın Başbakanımızın yanında, zamanın Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın verdiği emekleri de yakından takip ettik.

Canlı şahidiz
Hele Mehmet Atalay’ın engelliler sporuna verdiği desteği bu dünyada kimse inkar edemez. Sayın Mehmet Ali Şahin’le birlikte