Yavuz Kocaömer

Almanya’da BG Berufsgenossenschaft‘ın (Sendikalar Birliği) çeşitli yerlere yayılmış 14 kaza hastanesi ve rehabilitasyon merkezi bulunuyor. Dünya’da bir örneği daha az bulunan bu klinik ve rehabilitasyon merkezlerine çeşitli kazalarda yaralananlar, özellikle omurilik felçlileri hayata yeniden döndürüldükten sonra rehabilitasyon yoluyla spora kazandırılıyor.
Alman Engelliler Spor Federasyonu, BG ile yaptığı anlaşmalarla rehabilitasyon dönemine geçen kazazedeleri bu kliniklerde ziyaret ederek, yine kliniklerin içinde bulunan spor salonlarında tekerlekli sandalye veya diğer bedensel engelli sporlarına yönlendiriyor, daha sonra o yöredeki engelli spor kulüpleri bu sporcularla temas kurarak onları kadrolarına alıyor. Böylece bir yandan hem ulusal hem de uluslararası alanda engelli sporcuların ortaya çıkması sağlanırken, öte yandan engelli insanların rehabilitasyonla yaşama bağlanmaları sağlanıyor. Yalnız profesyonel değil, geniş alan sporu çerçevesinde her türlü spor eğitimi veriliyor.

Klinik Turları
Geçtiğimiz haftalarda Frankfurt’taki Trafik Kazaları Hastanesi’nde Alman Federasyonu’nun hastane yetkilileri ile yaptıkları bir panele katıldık. Hessen Eyaleti’nin Çalışma Bakanı,

1952 Kahramanmaraş doğumlu OSMAN ÇULLU, tam 40 yıldır su sporlarının içinde. Kendisi ile 1998 yılında Kahramanmaraş’da, o tarihlerde Engelliler Spor Federasyonu Başkanı olarak düzenlediğimiz yüzme şampiyonasında tanıştık. Kalbi insan sevgisi ile dolu, hayatını engelli sporuna vermiş bir insan vardı karşımda. Osman Çullu, Kahramanmaraş’ta Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ndeki çalışmalarından, yine aynı ilimizin Amatör Spor Kulüpleri Federasyonlarındaki görevlerine kadar hayatını spor içinde geçirmiş ve 1998 yılından itibaren engelliler yüzme sporu ile tanışan Osman Çullu, ilk defa 2 bacağı da olmayan ama ulusal ve uluslararası yarışmalarda başarıları olan milli yüzücümüz Ali Uzun ile çalışmaya başlamış.

Hayati tehlike
Devamlı okurlarımız Ali Uzun’u, bu seneye kadar Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin “Hayati tehlikesi var” diye saçma sapan bir kararla Avrasya Maratonu’na almadığı yüzücümüz olarak hatırlayacaklardır. Oysa kendisi Avrasya Maratonundan daha uzun mesafeleri başarı ile yüzmüş bir sporcumuzdur.
Son olarak Kahramanmaraş’ta görev yapan valilerimize, belediye başkanlarımıza, engelliler sporunu ve tesislerini anlatmaktan yorulmayan Osman Çullu, nihayet aradığı ilgiyi şu

Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun “Malzeme temin etmek federasyonumuzun ana görevleri arasındadır” demesinden sonra, bütçe olanaksızlıkları dolayısıyla tekerlekli sandalye basketbol kulüplerinin önemli bir bölümünün zorlandıkları görüldü.
Öte yandan, kulüpler Özürlüler Yasası’nı örnek vererek, Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerine, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulundular. Aynı bütçe sorunları dolayısıyla bu talepler de yerine getirilemedi. Bu noktada devreye Gençlik ve Spor Genel Müdürü Sayın Yunus Akgül girdi. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’na (TESYEV) bir yazı göndererek, durumu anlatıp, destek talebinde bulundu.

Acil Destek
Bunun üzerine Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı, (TESYEV) geçtiğimiz haftalarda Adana, Antakya, Aksaray, Dörtyol, İskenderun, Hakkari, Konya, Samsun, Sivas, Siverek, Şanlıurfa, Denizli, Mersin, Ordu gibi kulüplerimize olmak üzere toplam 22 kulübümüze 90 adet basketbol sandalyesini hediye etti. Verilen sandalyelerin tutarı yaklaşık 500 bin TL idi. Böylece bu yıl kulüplere verilen tekerlekli spor sandalyesi 125 adete ulaştı.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim

“2010 FIBA DÜNYA ŞAMPİYONASI’nın aile büyüğümüz merhum SİNAN ERDEM‘in adını taşıyan spor salonunda muhteşem bir açılış töreni ile başlaması bizi çok duygulandırdı. Katılanlara başarılar, organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ederiz.
Ancak, ailesi olarak isterdik ki böyle bir ilk açılış töreninde, Türk sporuna bu kadar emeği geçmiş olan, “Türk sporunun Duayeni” diye anılan, Türkiye’ye Olimpiyat ve Olimpizm ruhunu taşıyan, dünyada ödüllere ve müzelere layık görülen Sinan Erdem’in adı da bir kez olsun anılsın. Ve biz ailesi olarak bu olaylara sadece televizyon yerine canlı olarak şahit olabilelim.
Saygılarımla,
Ailesi adına kızı
ZEYNEP ERDEM”
Geçtiğimiz hafta rahmetli Sinan Erdem’in kızı Zeynep Erdem’den yukarıdaki maili aldık.
Sevgili Zeynep, Sinan Ağabey’in 40 yıl önce Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi‘nde çalışmaya başladığında, bu komitemizin sekreteri, yönetim kurulunun toplantı masası bile olmadığını, odacı Aydın’ın maaşını bile aralarında toplayarak ödediklerini, bu açılış törenine katılan, konuşma yapanlardan kaç kişi bilir zannediyorsun? İddia ederim hiç biri.

Yer, Afganistan’ın başkenti Kabil, tarih ise 14 Kasım 2005.
Tino Kessners 2 Alman arkadaşıyla birlikte, zırhlı aracı ile Alman askeri üssünü terk ederek Kabil’e doğru yola çıkıyor. Bu sırada karşıdan süratle gelen bir araba zırhlı araca çarpıyor ve araç beton bir direğe savruluyor. Air-Bag (hava yastığı) 3 askeri kurtarıyor ve yaralanmadan çıkıyorlar. Bu sırada görüyorlar ki intihar komandosu tekrar üzerlerine geliyor ve o sırada 12 kiloluk bomba patlıyor. Bir arkadaşı 2 bacağını, bir diğeri hayatını kaybederken, Tino’nun da bir bacağı kopuyor. Aylarca süren tedaviden sonra ayağa kalkıyor. İyileştikten sonra geri hizmette çalışması söz konusu iken askerlikten istifa ediyor. Ve hayata tutunmanın yolunun spor olduğunu görüp bisiklete binmeye başlıyor.
Protez bir bacakla bisiklete binmek başlangıçta onu çok zorluyor. Ve protez bacak ile pedalın bağlantısı konusunda çok sıkıntılar çekiyor. Ancak büyük bir hırsla devam ediyor. Sağladığı büyük başarılarla 2007 yılından beri Alman Milli Takımı’nın gelecek vadeden sporcuları arasına giriyor. Aynı sene 1000 metre pist yarışında Bavyera Şampiyonu olurken, Almanya ikinciliğini kazanıyor. Ve aynı yıl Fransa‘da yapılan Dünya Şampiyonası’na

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bu yıl da gençlik hizmetlerine temposunu artırarak devam ediyor. 10-18 Temmuz tarihlerinde İstanbul Taksim Gezi Parkı’nda gerçekleştirilen etkinliklere, çeşitli ülkelerden binlerce genç katıldı. Hafta boyunca gençler keçe, ebru-hat, seramik, cam üfleme ve tshirt baskısı gibi el sanatları etkinliklerinin yanı sıra, festival alanı içinde kurulan Anadolu Kültür Müzesi’nde gizli kalmış önemli değerlerimizi de görme olanağına kavuştular. Bunun yanı sıra Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Kültür Yayınları serisinde çıkardığı Nasrettin Hoca, Türk Bilim Adamları, Kurtuluş Destanı, Atatürk ve Çanakkale Destanı gibi kitapların dağıtımına da devam ediyor. Bu bağlamda (TESYEV) Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı ile yapılan görüşme sonrasında engelli gençlerimiz ve spor kulüplerimiz de bu okunması gereken bu güzel kitaplara kavuşacaklar.
Bir başka etkinlik ise Fransa, Belçika ve Hollanda’da yaşayan 350 Türk genci, geçtiğimiz ay içinde 13 gün boyunca milli ve kültürel değerlerimizi, sahip olduğumuz sanatsal ve tarihi sosyal yapıyı tanımaları bakımından İstanbul, Edirne, Çanakkale, Bursa, Bilecik,

Daha önce de yazdık, ama soruna bir çözüm getirilemedi. Özürlüler Yasası’nın 33’üncü maddesine göre; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ülkemizdeki engelli spor kulüplerinin malzemelerini temin etmek mecburiyetinde. Öte yandan, Maliye Bakanlığı’ndan bütçe alınamadığı için, 2005 yılından beri yasanın bu hükmü uygulanamıyor.
Geçen sene Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Faruk Nafiz Özak’la birlikte (TESYEV) Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı bir fon oluşturmak üzere harekete geçti. Ancak, ekim ayında yapılan Federasyon Başkanları Toplantısı’nda bazı engelli spor federasyonu başkanları bu iş birliğine karşı çıkarak “Kaynağı bize aktarın” dediler. Maalesef bu kaynağı aktarma imkanı da yine bütçe nedenleriyle olamadı.
Daha sonra Nisan ayında Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, “Malzemeleri temin etmek federasyonumuzun asli görevleri arasındadır” şeklinde spor kulüplerine bir bildirimde bulunarak, ihtiyaçlarını belirtmelerini istedi. Aradan geçen 4 ayda yine maddi imkansızlıklar nedeniyle malzemeler temin edilemedi. Ve özellikle Bedensel Engelliler Spor Kulüpleri’nin bazıları geçtiğimiz sezon, bazıları da önümüzdeki yıl, özellikle tekerlekli sandalye basketbol liglerine

Goalball, 3‘er kişilik takımlar halinde voleybol sahası büyüklüğünde bir salonda çıngıraklı topla oynanan bir görme engelliler sporu. Ülkemizde ilk defa 1999 yılında ilk topların getirilmesiyle başlayan çalışmalar, 2000 yılında Görme Engelliler Spor Federasyonu’nun kurulmasıyla hız kazandı. Son senelerde önemli gelişmeler kaydedilen bu sporda şu anda faal olarak yaklaşık 50 spor kulübü, 800 lisanslı sporcu, 120 antrenör ve 150‘ye yakın goalball hakemi bulunmaktadır.
Görme Engelliler Spor Federasyonu her yıl gençler ve büyükler kategorilerinde Türkiye Şampiyonaları, spor eğitim seminerleri, hakemlik ve antrenörlük kursları düzenleyerek bu sporun gelişmesine büyük ölçüde destek olmaktadır. Bunun sonuçları olarak da uluslararası başarılar da gelmeye başlamıştır.
(TESYEV) Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın goalball kalesi, goalball topu, gözlüğü, sporcu ve hakem kıyafetleri konusundaki destekleri devam etmektedir.

Göğsümüz kabardı!
İlk kez bu yıl başlatılan liglerde, erkeklerde I‘nci ve II‘nci Lig, bayanlarda ise I‘nci Lig grupları teşkil edilmiş ve böylece toplam 24 takım liglerde mücadele etmeye başlamıştır. Lig dışında kalan yaklaşık 30 takım ise, yükselme