Ekonominin görünümü

16 Haziran 2014

Ekonomimizin en büyük risk unsurunu önümüzdeki seçimler oluştururken; şimdi, başımıza bir de Irak - Suriye gerilimi çıktı. Bu siyasi riskler dışında ekonomimizin tek riski, cari açığımız olarak görülüyor.
Mart ayında yıllık 60 milyar dolara yaklaşan ve gayrisafi milli hasılamızın (GSMH) yüzde 6.1’ine ulaşan cari açık, daha sonra gerileyerek yıllık 50 milyar doların altına çekildi. Bu gelişmeden ve aşağıda açıklanan uluslararası piyasalardaki diğer gelişmelerden sonra da, yabancı yatırımcılar portföy yatırımı listesine yeniden Türkiye’yi aldılar.
Halen, cari açık bakımından dünyanın en çok açık veren ülkesi, 380 milyar dolarla Amerika Birleşik Devletleri. Ancak, bu açık ABD’nin GSMH’sinin ancak yüzde 2.2’sine denk geliyor. ABD’nin arkasından 112 milyar dolar açıkla İngiltere ve 82 milyar dolar açıkla Brezilya geliyor. Ancak, bu ülkelerin hiçbirinde cari açık oranı GSMH’lerinin yüzde 3.6’sını geçmiyor. Bu uluslararası karşılaştırmalı konum nedeni ile cari açığımız yabancıları korkutuyordu. Cari açığımızın bir nebze kapanması kur artışı, kredilerin azaltılması, büyümenin yavaşlatılması, faizlerin artırılması sayesinde gerçekleşebildi.
Ancak, bu sefer de, güney

Yazının Devamı

Yeni Türkiye’nin geleceği nasıl?

3 Haziran 2014

Ak Parti’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, önümüzdeki on yılı kapsayan ve partisinin ekonomik ve politik vizyonunu belirleyen bir doküman sundu. Numan Kurtulmuş’un az sayıda ekonomist ve gazeteciyle paylaştığı görüşleri arasında şunlar var:
n Sanayi kapitalizminden, 1980’lerde küreselleşme ve yüksek teknolojiler sayesinde neoliberalizmin yükselişine; oradan da 1990’larda finans kapitalizmine geçildi.
n Dünyada gelir dağılımı adaletsizliği ve küresel yoksulluk artarken, gelişmekte olan ülkelerin performansları artıyor. Bu ülkelerin küresel milli hasıladan aldıkları pay ve büyüme oranları artarken, kamu borcu/GSYH oranları azalıyor.
n Küresel ekonomik örgütler eski rollerini kaybederken, yeni kutuplaşmalar oluşuyor. Bu esnada küresel sistem denge oluşturamazken, kriz potansiyeli sürüyor.
n Ak Parti’nin başarısının temel unsurları arasında ekonomik ve siyasi reformların eşzamanlı icrası, zihniyet değişimi, vesayetlerle mücadele bulunuyor. Bilinen vesayetler arasında askeri vesayet ve yargı vesayeti yer alırken, örtülü vesayetler arasında, uluslararası kuruluşlar, medya, derecelendirme kuruluşları ve faiz lobisi var. Kürt, Alevi,

Yazının Devamı

Faiz tartışması alevlendi

2 Haziran 2014

Başbakanın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı hedef alan ‘Artırırken
5 puan artırıyorsunuz, indirirken yarım puan indiriyorsunuz’ sözleri Ankara bürokrasisini karıştırmışa benziyor. Anlaşılan Başçı’nın hiç beklemeden ve aynı gün Portekiz’den Başbakan’a cevap vermiş olmasını iktidar partili siyasetçiler içlerine sindiremediler.
Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de tartışmaya katılıp, Merkez Bankası Başkanı’nı desteklemesi gözlerden kaçmadı. Öte yandan Ak Parti’nin ekonomiden sorumlu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un da Başbakan’ı destekleyici bir açıklama yapması, bu konuda taraflar arasında ciddi bir fikir ayrılığı olduğunu su yüzüne çıkardı.
Tartışmanın kamuoyu önünde ve medyaya açık bir biçimde yapılmaması gerekirdi. Siyasetçilerle bürokratlar, bu tip sorunları karşılıklı görüşürler ve kamuoyunun gündemine taşımazlar. Öte yandan, Başçı’nın apar topar Başbakan’a cevap vermeye kalkması ise anlaşılır gibi değildi. Aradan birkaç gün geçmesinden sonra Başbakan’dan randevu isteyip, kendisine bilgi vermesi gerekirdi.

Yabancıya yüksek faiz garantisi
Hem Merkez Bankası başkanının, hem de bakanların Londra’da yabancı bankacılarla

Yazının Devamı

Merkez kararları sonrası cari açık

27 Mayıs 2014

Dünkü yazımda Merkez Bankası’nın faiz indiriminin yabancılar tarafından “anlaşılamaz ve karmaşık” bulunduğunu, “Merkez Bankası bağımsızlığı”nın sorgulanmaya başladığını ve “kamu bankalarının aşırı ölçüde destekleniyor olmasının” kaygı yarattığını anlatmaya çalışmıştım. Halkımızın popülist yaklaşımlara ödün vermesi ve menfaate dayalı oy kazanma sisteminin ülkemizde yerleşiyor olması da yabancıları kaygılandırıyor.
Türkiye’nin cari açığının gittikçe düzeleceği ve yıllık 60 milyar doları aşan seviyenin yıl sonunda 46 milyar dolara inebileceği tahmin edilebiliyor. Cari açığın, bu yıl Gayri Safi Milli Hasıla’nın % 5,5’i oranını aşmayacağı anlaşılıyor. “Açık’ın finansmanı”nın kalitesi de düzeliyor. “Açık”, gittikçe daha çok artan oranda uzun vadeli borçlanmayla kapatılıyor.
Öte yandan, son günlerde döviz kurunun düşmesine neden olan dolarizasyonun, Batı ülkelerinden değil; Rusya, Ukrayna ve Ortadoğu ülkelerinden kaynaklı sermaye transferleri sonucu ortaya çıktığı anlaşılıyor. Ukrayna ve Kırım bunalımının çıkması sonrası, Rusya’dan diğer ülkelere 160 milyar dolar sermaye kaçışı olduğu hesaplanıyor.
Dünkü ve bugünkü yazılarımda bahsettiğim nedenlerle, Batılı yatırımcılar

Yazının Devamı

Merkez Bankası faiz indirdi

26 Mayıs 2014

Merkez Bankası bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 10’dan yüzde 9.5’a indirdi. Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapması yönünde hükümetten baskı vardı. Özellikle, yandaş medyanın karar alınmasından bir önce yaptığı yayının kararda etkili olduğu, dile getiriliyor. Bu kararla birlikte, yabancı bankacılar ‘Merkez Bankası Bağımsızlığı’nı sorgulamaya başladılar. ‘Merkez Bankası Bağımsızlığı’nın olup olmadığı, ülkemize yatırım yapacak olan yabancıların bir numaralı sorusu haline geldi. Öte yandan, Merkez Bankası’nın bu faiz artışı ile, “enflasyon hedeflemesi” prensibinden ayrılmaya başladığı anlaşılıyor. Çünkü, bu yılki enflasyon büyük olasılıkla, yüzde 9.5’un üzerinde olacak. Ayrıca, ciddi tasarruf eksikliğinin olduğu bir ortamda Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesi hiç de hoş olmadı. Anlaşılan, “yabancıların tasarrufunu kullanma” ve “sıcak para” yaklaşımından, bir türlü uzaklaşamıyoruz. Bu yaklaşımlar, bizi yeni bir kısır döngüye sokacak gibi görünüyor.

Bankalar ne yapar?
Bu kararla, Merkez Bankası’nın bankalara Açık Piyasa İşlemleri yoluyla verdiği kısa vadeli borçların faizi, yarım puan düşmüş oluyor. Bu indirimle birlikte faiz bandının üst limiti

Yazının Devamı

Taoizm...

20 Mayıs 2014

Taoizm dinden çok bir felsefenin ve yaşam biçiminin adıdır. Konfüçyüs’ün koyduğu prensiplerin çoğunu reddederken, birçok yönlerden Budist dinine yakınlaşır. Son günlerde oldukça popüler hale gelen ve birçok kişiyi kendine çeken “T’ai Chi” sporu ve “Feng Shui” uygulamaları Taoizm’in yaşam prensipleri içinde bulunur.
Taoizm’in prensipleri milattan önce (M.Ö.) 600’lü yıllarda Lao Tzu tarafından konulmuş; M.Ö. 300’lü yıllarda, tarihteki “ilk anarşist” olarak kabul edilen Zhuangzi tarafından geliştirilmiştir. Taoistlerin kutsal kitabı, “Yaşlı Usta” olarak bilinen Lao Tzu tarafından kaleme alınmış olan, 81 kısa bölümden oluşan “Bilinen Yol ve Onun Gücü” adlı el yazmalarıdır.
Taoizm 7. yüzyılda Çin’de, Tang ve Song sülaleleri yönetimi sırasında yarı resmi sayılan bir statü kazanmış olsa da 1949’dan sonra Çin’deki komünist uygulama sırasında, Mao tarafından bir din sayılarak, diğer dinlerle birlikte yasaklanmıştır.

T’ai Chi ve Feng Shui
“T’ai Chi” sporu, Çin’de gelişmiş hızlı dövüş sporlarının aksine, birbirini takip eden hissi ve ruhsal kişiliği geliştirici, yavaş hareketlerden ibarettir. Taoist Rahip Zhang Sanfeng tarafından 11. yüzyılda geliştirilmiştir.
“Feng Shui”

Yazının Devamı

Kapitalizm bir paylaşma sanatı

19 Mayıs 2014

Bir zamanlar komünizmin 7 büyük özelliğinden bahsedilirdi:

1. İşsizlik yoktur; ama, kimse çalışmaz.
2. Kimse çalışmaz; ama, yapılan 5 yıllık planın gerekleri yerine getirilmiştir.
3. Planın gerekleri yerine getirilmiştir; ama, dükkânlarda mal yoktur.
4. Satın alacak mal yoktur; ama, her yerde sıra vardır.
5. Her yerde sıra vardır; ama, her şey neredeyse başarılmak üzeredir.

Yazının Devamı

Giyim mağazası açmanın zorluğu

13 Mayıs 2014

Bir giyim mağazası açmak, kimilerine basit bir iş gibi gelebilir. Ancak, mal alımından, satış taktiklerine; moda trendlerini yakalamaktan, kaliteli personel bulmaya; muhasebe standartlarını yerleştirmekten, günlük giderleri azaltmaya; belediye ve vergi görevlileriyle uğraşmaktan mağaza yeri seçimine kadar ilgilenmeniz gereken çok iş var.
Burada, günlük sorunlardan çok, bazı taktiklerden söz edeceğim:
- İster, belli bir markanın ürünlerini satın(franchising); ister, mevcut bir mağazayı devralın; ister, sıfırdan başlayın; yapacağınız ilk iş satacağınız ürünü ve hedef kitlenizi belirlemek olacaktır.
- Bu belirlemeleri yaparken aynı anda mağazanızın yerine de karar vermeniz gerekecektir. Son zamanlarda sayısı artan alışveriş merkezlerinde (AVM) açılan mağazalar, yeni işyeri açacaklar için en önemli rakipleri oluşturuyor. Mağazanızın yeri o denli önemlidir ki, iyi seçimin yapıldığı yerlerde, ne satılsa kâr edilir. Öte yandan, ihtiyacınızın üstünde bir mağaza kiralamak, bir zarar kapısıdır.
- AVM’lerde dükkân kiraları yüksektir. Hangi AVM’de yer alabileceğinizi, o AVM’deki diğer dükkânlara bakarak belirlersiniz. Bir AVM’ye müşteri çekecek olan dükkân, o bölgede pek bulunmayan

Yazının Devamı