REFERANDUM

20 Şubat 2017

Bab-ı Ali Toplan-tıları’nın 15 Şubat 2017 günü yapılan 129’uncusunun konuşmacısı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Fevzioğlu oldu. Fevzioğlu’na, referandum için Barolar Birliği’nin neden propaganda yapmak gereğini duyduğunu sordum. “Anayasa konusu, hukuki bir sorun olduğu için fikrimizi açıklıyoruz” dedi.

Fevzioğlu’nun referandumla ilgili en büyük kaygısının, Türkiye’nin bölünme tehlikesi olduğu anlaşılıyor. Fevzioğlu’na göre, bir ülkede demokrasi varsa, Meclis’inde her türlü fikir temsil edileceği ve herkes rahatça bağımsız yargıya başvurabileceği için, PKK gibi örgütler bu ülkelerde “terör örgütü” sayılıyor. Demokrasinin azaldığı ülkelerde, azınlıktaki kişiler temsil hakkı bulamadıkları için bunların başlattıkları terör hareketleri “bağımsızlık hareketi” olarak görülüyor ve ileri demokrasi ülkelerinde “halk savaşçısı” olarak kabul ediliyorlar.

Cenevre Konvansiyonu’na göre, “bağımsızlık savaşçısı” sayılan örgütlere, yabancı devletlerin açıkça yardım etmesi hak sayılıyor. Yani, bizim yeni Anayasamız demokratik olmazsa, PKK’ya, bizim Saddam Hüseyin’e karşı açıkça Peşmerge’yi desteklediğimiz gibi, serbestçe destek verebilecekler. Bu durum bizi bölünme tehlikesiyle

Yazının Devamı

Bu fona ihtiyaç vardı

14 Şubat 2017

Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi (Fon), özel hukuk hükümlerine tabi bir “anonim şirket” olarak kuruldu. Şirketin 50 milyon lira olan kuruluş sermayesini Özelleştirme İdaresi Başkanlığı verdi. En az beş kişiden oluşan yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdürü, Başbakan tarafından atanıyor. Atananların bir yüksekokul bitirmiş olmaları zorunlu değil.

Fon’un hisseleri nama yazılı olacak. Yani, şimdilik, hisseleri borsada satılamayacak. Fon’a devredilen varlık ve haklar, sicil ve kütüklere, Türkiye Varlık Fonu adına tescil ediliyor.

Fon, Sayıştay denetimine değil ama bağımsız denetime tabi olacak. Ayrıca, Başbakan tarafından görevlendirilecek en az üç merkezi denetim elemanı tarafından hazırlanan denetim raporu Bakanlar Kurulu’na sunulacak. İlaveten, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu, doğrudan değil, Başbakan’ın göndereceği denetim raporu üzerinden bir denetim yapacak.

Gelirleri nakit fazlası

Fon’un gelirleri, devlet kuruluşlarının nakit fazlalarından oluşturuluyor. Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından verilen kararla Özelleştirme Fonu’ndaki nakit fazlası, kamu kurum ve kuruluşlarının Bakanlar Kurulu tarafından karar altına alınan ihtiyaç fazlası

Yazının Devamı

VARLIK FONU

13 Şubat 2017

26 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi’nin (Fon) kurulmasına dair Kanun; 31 Ocak 2017 tarihinde Fon içine, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ndan 3 milyar TL (3 ay içinde geri ödenmek kaydı ile), Ziraat Bankası, PTT, TPAO, İstanbul Borsası, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ, Türksat Kablo TV, Eti Maden, Çay İşletmeleri, İzmir Limanı (10 Şubat 2017 itibariyle) ve Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki gayrimenkuller gibi varlıkların aktarılması ile uygulama alanı bulmuş oldu.

Fon, bu haliyle yaklaşık 200 milyar dolar mal varlığına hükmeden, Cumhuriyet tarihimizin en büyük fonu olma özelliğine sahip oluyor. Birçok köşe yazarı ve ekonomist Fon’daki varlıkların nasıl kullanılacağını, nasıl satılacağını, varlıklar kullanılarak nasıl para bulunacağı konularında fikir beyan ettiler.

Bunlardan bazıları, Fon’un bütçe disiplinini bozacağından söz ederken; bazıları da, devlet bankalarının özelleştirilmesi halinde hükümetin söz vermiş bulunduğu reformları daha kolay gerçekleştirebileceğinden bahsettiler.

Varlık fonları, özellikle İskandinav ülkelerinde gelecek nesillere varlık aktarılması amacıyla kullanılıyor. Bizimkine birebir

Yazının Devamı

Dünya ekonomisi toparlanıyor

7 Şubat 2017

Bloomberg, IIF, Matrix, TCMB ve Akbank kaynaklarından alınan aşağıdaki grafikler, hammadde fiyatlarının artma eğiliminde olduğunu, petrol fiyatlarının 50-60 dolar/varil seviyelerinde istikrara kavuştuğunu, gelişmekte olan ülkelere (GYÜ) ve buna paralel olarak da Türkiye’ye yabancı fon akımlarının girmeye başladığını gösteriyor. Fon akımları, hem borsalara hem de GYÜ Hazine tahvillerine talep yaratıyor. Zaten, GYÜ borsalarına yatırım yapılması halen çok kârlı durumda.

İstanbul Borsası cazip

Aşağıda, İstanbul Borsası’ndaki bankacılık ve sanayi endekslerinin gelişimini izliyoruz. Görüldüğü gibi, hem “fiyat/kazanç” hem de “fiyat/defter” oranları, satın almak için çok elverişli seviyeleri işaret ediyor. Referandum sonrası, sonuç ne olursa olsun bir istikrar ortamı oluşturulabildiği takdirde, Türk hisse senetlerinin ciddi ölçüde yatırımcı çekebileceği anlaşılıyor.

Yazının Devamı

MERKEZ BANKALARI NASIL OLUŞTU?

6 Şubat 2017

Erol User, “Eğer dolar düşerse” isimli kitabında, merkez bankalarının oluşma sürecine de yer vermiş. User’in açıklamaları şöyle:

Savaşlar, en sonunda, imparatorlukların ve ulus devletlerinin oluşmasına yol açtı. Savaş yapmak, gittikçe artan biçimde pahalıydı ve sadece yeterli para olduğunda yapılabilir ve kazanılabilirdi. Bu sorunun bir çözümü, yüksek vergi ödeyenlerden borç para almaktı. Tabii ki, bu para faiziyle birlikte geri ödenmek durumunda idi. Öte yandan, tarh edilen yüksek oranlı vergiler, halkın ayaklanması ile sonuçlanıyordu.

Birkaç akıllı girişimci, savaş yapmak isteyen devletlere; istedikleri parayı sağlamak karşılığında, devletlerin vergi toplama güçlerini rehin almak suretiyle, kurdukları bankalar üzerinden borç verdi. Bu deneme sonrası, devletler ve zengin girişimcilerin bankaları arasında kurumsal bir bağ oluştu.

Bir süre sonra, girişimcilerin bankaları devletlere merkez bankalarını kurdurdular ve merkez bankalarına ulusal parayı basma tekeli verilmesini sağladılar. Böylece, devletlere verdikleri borcun geri ödenmesini garanti altına almış oluyorlardı.

Bankalara rehin vermeden onlardan para almak, devletler için de çok uygundu. Devletler, ödünç para aldıkça

Yazının Devamı

Çin ve Japonya’nın kötü borçları

31 Ocak 2017

Çin devlet bankaları inşaat şirketlerine çok büyük miktarda para ödünç veriyor. Miktarlar, “proje önerisi” sırasında Hazine’ce önceden ödeniyor. Bu nedenle, inşaat şirketlerine mümkün olduğu kadar “ucuz ve çok” inşaat yapmak çekici geliyor. Bu yüzden, Şanghay’da “see-through-buildings (arkası görünen binalar)” olarak adlandırılan birçok bina uzun süredir boş durmakta.

İnşaat şirketleri eğer inşaat projesini satamaz veya kiraya veremezse, aldıkları borç üzerine faiz ödemiyor. İşte bu tür borçlar “kötü borç” olarak adlandırılıyor. Bu borçlar gerçekte geri ödenemez (non-performing) durumda ve silinmesi gereken bir para. Ama durumu gizlemek için hesaplarda tutuluyor.

Çin’de kötü borçların kapsamı, aşağı yukarı 900 milyar dolar olarak tahmin ediliyor ve neredeyse, Çin’in döviz rezervlerine eşit. Çin Devleti kötü borçların bir bölümünü bankalar aracılığıyla silmeyi denedi ve bunun için 2007 yılından itibaren birkaç büyük bankaya onlarca milyar dolarlık sermaye enjeksiyonu yaptı. Ancak sorun hâlâ sürüyor.

Japonya hikayesi

Japonya’da da benzer bir durum var. Seksenli yıllarda o kadar çok inşaat yapılmış ki çoğu boş kalmış; borçlar, kira geliriyle karşılanamamış. Taşınmaz malların değeri iyi

Yazının Devamı

TASARRUF AÇIĞIMIZ VAR

30 Ocak 2017

Harca-nabilir gelir’den, ‘tüketim harcamaları düşürüldüğünde kalan bölüme ‘tasarruf’ diyoruz. Bir ülkede yatırım yapılabilmesi, bu tasarruflarla mümkün oluyor. Ülke tasarrufları yetersiz kaldığında, yabancı ülke tasarruflarına başvuruluyor.

İşte, ‘Cari Açık’ (Cari Denge) dediğimiz döviz ihtiyacı bu nedenle oluşuyor. Bir ülke cari açık verdikçe, bu açığın çeşitli döviz girdileriyle kapatılması gerekiyor. Açık kapatılmadığı takdirde, ekonomi, döviz harcamalarını azaltacak baskılar yaratıyor. Döviz harcamasını azaltacak baskılar arasında en önemlisi, kur artışı olarak kendini gösteriyor. İçinde bulunduğumuz durumu kabaca bu şekilde izah edebiliriz.

TÜİK ve Akbank kaynaklarından alınan aşağıdaki tablo, ülkemizdeki, ‘Kişi Başına Gelir’ ile ‘Harcanabilir Gelir’, ‘Tüketim’, ‘Tasarruf’, ‘Yatırım’ ve ‘Cari Denge’nin Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranını gösteriyor.

Görüldüğü gibi, ülkemizde tasarruf ve yatırımlar paralel artış göstermekte ancak, tasarruf açığı devam etmektedir.

Kim tasarruf yapıyor?

Aşağıdaki tabloda ise, yıllar itibariyle sektörlere göre tasarruf oranları yer alıyor. Görüldüğü gibi, hane halkının tasarrufu artarken; Mali Olmayan Şirketler ve Mali Şirketlerin tasarrufları düşüyor.

Yazının Devamı

Referandumdan sonra normalleşme

24 Ocak 2017

Trump’ın koltuğuna oturma-sından sonra, dünyadaki belirsizlik ortamı gitgide azalacak. Küreselleşmenin yerini giderek yerelleşme ve milliyetçilik akımları alıyor. Dünya ekonomi politikalarındaki belirsizlik, Çin ve Avrupa Birliği dahil yavaş yavaş ortadan kalkıyor.

Son üç ayda, hem dünyada hem de ülkemizde bir türlü fiyatlanamayan vurgu, belirsizlik ve buna bağlı olan volatilite (dalgalanma) oldu. Bizde, istikrar ve seçilmiş hükümet olsa bile, siyasal ve ekonomik belirsizlik, döviz fiyatlarındaki volatiliteyi gündeme getirdi.

Ülkeler artık, belirsizlik endeksleri yayımlıyorlar. Economic Policy Uncertainty, Wikipedia ve Akbank kaynaklarından alınan aşağıdaki grafikler bunlardan bazılarını gösteriyor.

Bizdeki belirsizlik

Bizdeki belirsizlik, terör saldırıları sonucunda güven ortamının azalması ve anayasa değişikliğinin gündeme gelmesiyle oldu. Bu belirsizlikler sonucu, döviz talebi arttı ve döviz kuru kontrol edilemedi.

Yazının Devamı