Tufan Türenç’in “Aynadaki Yüzler - Yakın Tarihten İbret Öyküleri” isimli yeni kitabında bilinmesi gereken öyküler var. Bana göre, bunlardan en ilginci, zamanın Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ile Kemal Derviş arasında baş gösteren anlaşmazlık. Bu anlaşmazlık, şimdiki yönetimin iş başına gelmesinde önemli rol oynadı. Bakın, Türenç, olayı nasıl anlatıyor:
İstanbul’da Temmuz ayındaki bir toplantıda Bahçeli ile Kemal Derviş arasındaki görüş ayrılığı tartışmaya dönüştü. Kemal Derviş, Bahçeli’nin görüşlerine karşı çıkıyor ve bunların uygulanamayacağını savunuyordu.
Toplantıdan sonra Bahçeli, Kemal Derviş’e sürekli kendisine karşı görüşler ileri sürmesinin nedenini sordu... Derviş de aynı sert üslupla yanıt verdi... “İşlerin hızlı yürümesi için yeni bir siyasi irade gerekiyor efendim” dedi...
Derviş’le yaptığı konuşma uzun zamandan beri kafasını kurcalayan kuşkuları doğruluyordu. Ona göre toplumun bazı kesimlerinde ve basında MHP’nin koalisyondan
Merkez Bankası 4.25 puan faiz indirdi; çok iyi yaptı. Ciddi indirimlere devam edilmesi gerek. Çünkü, uluslararası ekonomik gelişmeleri dikkate aldığımızda, faiz yükseltmelerinin, gelişmekte olan ülkeler ekonomilerinde enflasyon düşürülmesine hiçbir katkısı olmadığı anlaşılıyor. Gelişmekte olan ülkeler için Friedman Ekolü’nün hiçbir fayda sağlamayacağını zaten yıllardır yazıyorum. Gelişmekte olan ülkelerin para politikasında faiz değil, miktar silahını çekerek piyasadaki parayı azaltmak lazım. Yüksek faiz, ülkemizi TL’ye dönülmesi yönünde en avantajlı ülke yapmıştı. TCMB, Bloomberg ve Akbank kaynaklı aşağıdaki çizelge bu durumu gösteriyor. Merkez Bankası faiz indirimi, bu avantajı 1.52’den, 1.2’ye indirdi.
Ülkemizde son bir yılda inşaat maliyeti %24.86 artmış olmasına rağmen, yeni inşaatlar satılamıyor. Tarihinde ilk defa ülkemizden dışarıya göç edenlerin sayısındaki artış, yabancı ülkelerden Türkiye’ye göç edenlerden fazla hale geldi. Tüketici güven
Almanya’da, Fransa’da ve tüm Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde üretim düşüyor. Brexit belirsizliği, AB ekonomilerinde güveni azalttı.
AB’nin lokomotif sanayi sayılan otomobil sektöründe satışlar ciddi biçimde zayıfladı. Çin’de büyüme oranı düşüyor; yüksek borçluluğun getirdiği sıkıntılar var. ABD’deki bütün olumlu gidişe rağmen önümüzdeki yıl büyümenin ve hisse senedi piyasalarının düşme eğilimine girmesi bekleniyor.
Kısacası tüm dünya ülkeleri bir yavaşlama içine giriyor. Aşağıdaki, IMF ve Akbank kaynaklı grafik, bu gelişmeyi gösteriyor;
Ticaret yavaşlıyor
Öte yandan, ABD ile Çin, Rusya ve AB arasında süregelen Ticaret Savaşları ve karşılıklı olarak Gümrük Vergisi artışları var. Bu nedenler, dünya ticaretinin daralmasına ve ekonomilerin gittikçe daha çok içe kapalı hale gelmesine neden oluyor. Aşağıdaki çizelge, bu gerçeği açıklıyor:
Sanayi üretimi yeniden toparlanıyor. Yılın ilk çeyreğinde dip seviyelerden toparlandıktan sonra, ikinci çeyreğe zayıf bir başlangıç yapan sanayi üretimi mayısta bir miktar toparlandı. İlk çeyrekte ortalama %1.7 arttıktan sonra, nisanda aylık %0.9 gerileyen sanayi üretimi mayısta %1.3 arttı.
Yıllık bazda baktığımızda da takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi mayısta yıllık %1.3 ile eylülden bu yana en düşük daralmasını kaydetti. Ara malı üretimi sanayi üretimindeki zayıflıkta belirgin rol oynamaya devam ederken, dayanıklı tüketim malı üretimi negatife, sermaye malı üretimi artışı ise pozitife döndü. Dayanıksız tüketim malı üretimi artış trendini devam ettirirken, enerji üretimi güçlü seyretti.
Sanayide iyileşme
Hazine ve Akbank kaynaklı aşağıdaki tablo, Sanayi üretimi (yıllık % değişim) ve İmalat Sanayii PMI endeksini gösteriyor:
Haziran ayı öncü verileri toparlanmanın devam edebileceğine işaret ediyor. Reel kesim güven endeksinde belirgin iyileşme görülürken, imalat sanayii aktivitesine ilişkin beklentileri
Temmuz ayı TCMB Beklenti Anketi’ne göre,
Enflasyon düşecek,
TL’nin dövizler karşısındaki değeri yükselecek,
Cari Açık azalacak.
Bu durumda, TCMB’nin bu ay faiz indirimlerine başlaması bekleniyor. TCMB ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafiğe göre, yılsonu enflasyon ve ay sonu 1 haftalık repo faizi beklentileri (%) şöyle:
Enflasyon beklentileri
Geçtiğimiz 3 ayda enflasyonun beklentiler altında gerçekleşmesi ve dezenflasyon eğiliminin belirginleşmesiyle, enflasyon beklentilerinde de düşüş hâkim. Temmuz’da enflasyonun mobilya, beyaz eşya ve otomotiv vergi indirimlerinin kaldırılması, elektriğe yapılan zam ve akaryakıt fiyatlarındaki artışın etkisiyle geçici olarak yükselmesi; daha sonra ise düşüş eğilimini devam ettirmesi bekleniyor. Temmuz’da aylık enflasyonun %1,25 seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, Ağustos ve Eylül ayları için aylık enflasyon beklentileri sırasıyla %0,85 ve %1,35. Bu seviyelerin ima ettiği yıllık enflasyonlar da sırasıyla %14,88 ve %9,52. Bu beklentilere göre; enflasyon, Eylül’de Temmuz 2017’den sonra ilk defa tek
Mentoro’ya göre, bir firmanın bilançosunda, aşağıdaki unsurların incelenmesi ve gerekirse bozulmalar karşısında tedbir alınması gerekiyor.
FİYAT
Bir kurumun stratejik öncelikleri, eldeki tüm verileri kullanarak belirlenir. Stratejik öncelikler, aşağıdaki bir veya birkaç örnekten birisi olabilir.
- Birim maliyetleri azaltma.
- Müşteri deneyimini iyileştirme.
- Süreçleri dijitalleştirme.
- Çalışan bağlılığını artırma.
- Yurt dışı pazarlara açılma.
- Müşteri memnuniyetini artırma.
Bir şirketin kârı/kârlılığı aşağıdaki formülle belirlenir:
Rekabet güçleri
Mentoro’ya göre, bir firma ile rekabet edebilecek güçler alternatif rakipler ve mevcut rakiplerden oluşur.
Alternatif rakiplerin tehdidi,
* Daha kıymetli değer pozisyonu sunmak,
* Müşteri çıkış engelinin düşük olması, şeklinde olur.
Mevcut rakiplerin tehdidi ise,