Merkez Bankası 4.25 puan faiz indirdi; çok iyi yaptı. Ciddi indirimlere devam edilmesi gerek. Çünkü, uluslararası ekonomik gelişmeleri dikkate aldığımızda, faiz yükseltmelerinin, gelişmekte olan ülkeler ekonomilerinde enflasyon düşürülmesine hiçbir katkısı olmadığı anlaşılıyor. Gelişmekte olan ülkeler için Friedman Ekolü’nün hiçbir fayda sağlamayacağını zaten yıllardır yazıyorum. Gelişmekte olan ülkelerin para politikasında faiz değil, miktar silahını çekerek piyasadaki parayı azaltmak lazım. Yüksek faiz, ülkemizi TL’ye dönülmesi yönünde en avantajlı ülke yapmıştı. TCMB, Bloomberg ve Akbank kaynaklı aşağıdaki çizelge bu durumu gösteriyor. Merkez Bankası faiz indirimi, bu avantajı 1.52’den, 1.2’ye indirdi.
Ülkemizde son bir yılda inşaat maliyeti %24.86 artmış olmasına rağmen, yeni inşaatlar satılamıyor. Tarihinde ilk defa ülkemizden dışarıya göç edenlerin sayısındaki artış, yabancı ülkelerden Türkiye’ye göç edenlerden fazla hale geldi. Tüketici güven endeksleri ve finans sektörüne güven endeksi düşüyor. Genç nüfustaki işsizlik yüzde 25’i aştı. TÜİK, TCMB; Bloomberg ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafikler, bu duruma işaret ediyor:
Ekonomi yönetiminin alacağı en önemli tedbir, bu aşamada bütçe açıklarını azaltmakla birlikte, özel sektörün önünü açmakla olacaktır.
İhracatın ithalata oranla daha hızlı artması ve turizm gibi görünmeyen işlemlerden elde edilen girdiler, cari açığımızı düzeltti. Aşağıda, bu iyileşmeyi görüyoruz: