Sevgili Pembenar okurları;
Son dönemlerin en revaçta mesleklerinden biri; kabin memurluğu… Dışarıdan bakıldığında aman canım ne var bu işte, işleri çay-kahve dağıtmak diye düşünebilirsiniz, ancak meslek sadece ikramdan ibaret değil. Kabin memuru denildiğinde gözümüzün önüne şık üniformaları, güler yüzleri ile halk dilinde ‘’hostes’’, biz havacılara göre ise ‘’kabin memurları’’ gelir. Kabin memurluğu mesleği, son derece meşakkatli, özveri isteyen ve iletişime dayalı bir meslektir. Pek çok genç sırf popüler olduğu için ya da maddi ve sosyal imkânlarından dolayı bu mesleği tercih etmekte, sonuç ise hüsran ile bitmektedir.
Ancak işinizi sever, hakkı ile yapar ve gereken donanıma sahip olursanız, uzun yıllar hem dünyayı gezer, farklı kültürleri tanır, hem de keyifle mesleğinizi icra edebilirsiniz.
Peki, Kabin Memuru Olmak İçin Neler Gerekiyor?
Dikkat! Sende de Olabilir…
Uçlarda duygular yaşıyor musun? Bir anda özgüven patlaması yaşarken, bir anda dibe mi vuruyorsun? Peki, ayrılmak seni çok mu korkutuyor? O halde bu yazı senin için…
Son zamanlarda sıkça duyduğum rahatsızlıklardan biri, borderline (sınırda) kişilik bozukluğu… Bir yerimiz ağrıdığında hepimiz doktora gideriz. Konu ruhsal rahatsızlıklara gelince kimse bu rahatsızlıkların kendinde olabileceğine ihtimal vermiyor. Psikoloğa veya psikiyatriste gitmek sanki deli olduğumuzun kanıtıymış gibi davranıyoruz. Peki, zaman zaman hepimizde baş gösterebilen bu tip rahatsızlıklar ne boyutta tedavi sürecini gerektiren bir noktaya geliyor? Borderline kişilik bozukluğuna sahipseniz sizi ne gibi sorunlar bekliyor; ya da aslında bu tip rahatsızlıkların teşhisi neden önemli? Yakınlarımızdakilere ne gibi görevler düşüyor? Tüm bu soruların yanıtlarını öğrenmek için Uzman Psikolog Gökçe CERAN ile ‘’Borderline Kişilik Bozukluğu’’ nu konuştuk. Öyleyse buyurun röportaja geçelim.
Gökçe hanım, sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Gökçe CERAN YILDIRIM. İstanbul’da başlayıp Polonya’da sonlandırdığım psikoloji lisans eğitimim sonrasında klinik psikoloji yüksek lisansı yaptım. Halen klinik psikoloji
Büyükler için Çizgi Film denildiğinde aklımıza ilk gelen; Simpsonlar! Tam 28 sezondur devam eden, bir neslin birlikte büyüdüğü ve en popüler çizgi film...
Çizgi filmler masum bir şekilde beynimizi boşaltmamıza ve hoşça vakit geçirmemize olanak sağlarken, bir yandan da algımızı yönetmeye ve subliminal mesajları kolaylıkla sindirmemize sebep oluyor. Etkileri son derece güçlü bu renkli filmler, bilişsel, duygusal ve toplumsal açıdan bizleri kolayca manipüle edebiliyor.
Hem çizgi filmlerin etkilerini öğrenmek, hem de daha önce fark etmediklerimize ışık tutmak amacı ile ‘’Bir Çizgi Filmin İçerik Analizi: Simpsonlar’’ adlı kitabı ile algılarımızı açan T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi Grafik Tasarımı Programı Öğretim Görevlisi Sn. Emin SANSARCI ile algı ve Simpsonlar Çizgi filmi üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
‘’Bir Çizgi Filmin İçerik Analizi: Simpsonlar’’ kitabı bize neleri anlatıyor?
Çizgi filme dair her şeyi... Bu çok iddialı bir tanım elbette fakat kitabın içeriğinin, bu tanımı tam anlamıyla karşıladığı düşüncesindeyim. İlk çizgi filmden günümüze, çizgi filmin tarihini, kullanım alanlarını, yaratılış amaçlarını, çizgi film ve animasyon kavramları
Sevgili Pembenar okurları,
Pek çoğumuz okuyor, sertifikalar alıyor, yaşam boyu eğitim bilinciyle iş hayatında başarılı olmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Ancak atladığımız son derece önemli bir nokta var; mülakat süreci… Kaçımız mülakat süreçleri için doğru hazırlanabiliyor. Kaçımızın öz geçmişi yeterince etkili, kaçımız sahip olduğumuz değerleri 2-3 dakika gibi kısa bir sürede karşı tarafa aktarabiliyoruz? Hem de karşınızdakinin sizi hiç tanımadığını hesaba katarak, oldukça zor bir durum… Bazen alanınızda sizden daha az bilgili kişiler, sizden daha çok parlar; önünüze geçer. ‘’Susan bir bilgin, bir kelime söylemeyen aptaldan farksızdır.’’ (Moliere)
Tıpkı iş yaşamına hazırlandığımız gibi mülakat sürecine de hazırlanmalıyız. Mülakatlarda en çok korktuğumuz noktalar neler? Kendimizi daha doğru nasıl ifade edebilir ve stresi başarılı bir şekilde yönetebiliriz?
İlk adım güçlü bir öz geçmiş hazırlamak ile başlıyor; Öz geçmişinizi olabildiğince sade, anlaşılır bir formatta hazırlamalısınız. Havalı gözükmesi için yapmadığınız hobileri yazmamalı, kendinizi olduğunuzdan farklı göstermeye çalışmamalısınız. İkinci adım mülakata giderken mutlaka dakik olmaktan geçiyor.
Sevgili PembeNar okurları;
“Büyüyünce ne olmak istersin” sorusunu bir çocuğa sorduğunuzda aldığınız cevap genellikle ya doktor ya da öğretmendir.
Doktorluk zor zanaat; 6 yıl Tıp Eğitimi, üzerine uzmanlık ve hiç bitmeyen öğrencilik hayatı… Doktorların hayatı hiç de kolay değil. Yıllarca süren eğitim hayatının ardından sürekli kendini geliştirme ve mesleki hayatta tutunma çabasıyla sadece bir ideal değil, aynı zamanda zorlu bir yaşam yolculuğu… Şüphesiz doktorların görevi bizi iyileştirmek; fakat öyle doktorlar var ki sadece onları gördüğünüzde “hasta” olma ihtimaliniz yüksek. Bu röportajımda sizlere pek çoğumuzun çocukluk hayalini gerçekleştirmiş, klasik doktor imajından uzak, sosyal medyada yakışıklıkları ve 10.000’ lerce takipçileri ile göze çarpan 4 genç ve başarılı doktoru getirmek istiyorum.
Instagram’ ın en popüler doktorları Dr. Cahit Dinçer, Dr. Emre Yılmaz, Dr. Hakan Tüfekçi ve Dr. İbrahim Şahin ile kariyerleri ve hayatları üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Sevgililer günü geldi çattı. Sevgililer gününde nasıl bir makyaj yapacağınızdan tutun, stilinize kadar her şey çok önemli. Biz de bu özel günde sizlere Blogger Aslıhan Kaymaz ve makyöz Ayşegül Parçalı ile ‘’Sevgililer Günü Makyajı’’ temalı bir çalışma hazırladık. İki farklı cilt tipinde, iki farklı makyaj ile Sevgililer Günü için farklı alternatifler sunduk. Öyleyse gelin sizler için seçtiklerimize birlikte göz atalım.
Aşkın Rengi Kırmızı
Özel gün makyajı denilince insanın aklına nedense hep neden abartılı makyajlar geliyor. Oysa ki artık gelin makyajlarında bile ana tema doğallık. Biz de bu makyajlarda kırmızının ağırlıklı olduğu, buğulu göz makyajının ön planda tutulduğu, ancak abartıdan uzak bir görünüm seçtik. Sevgililer günün rengi kırmızı.... Biz de makyajımızda kırmızının ihtişamından vazgeçmedik.
İlk olarak makyaj bazı ile cildi makyaja hazırladık. Ardından kaş kalemi yardımı ile kaşların doğallığını bozmayacak şekilde kaşları doldurduk. Kontur yaparken maske gibi bir ifadeden uzak durmak için cilt tonunun 1 ton koyusu bir fondöten kullandık. Özellikle burun, elmacık kemikleri ve çene kemiğine uyguladık. Allık seçimini şeftali tonlarında seçtik. Gözlerde, kahverengi, bronz
Sevgili Pembenar okurları,
Herkes popüler olma derdinde. Son dönemlerde Instagram popüler çiftler, popüler genç kızlar ve delikanlılardan geçilmiyor. Sosyal Medya fenome?n?liği adeta bir kariyer halini aldı. Fenomen olmak dışarıdan kolay gözükse de, sıkı bir çalışma ve disiplin gerektiriyor.
2 yıldır yaşadığı hayatı takipçileri ile paylaşan, seyahat fotoğrafları ile pek çok kişinin ilham kaynağı olmuş Gizem Zor ile ikinci hamileliği, sosyal medya kariyeri ve sosyal medyanın içyüzünü konuştuğumuz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Öyleyse buyurun röportaja geçelim.
Öncelikle ikinci bebeğinize hamilesiniz. 6 aylık hamile olmanıza rağmen çok fit görünüyorsunuz. Sırrınız nedir?
Aslında bir sırrım yok. Özel bir diyet ve spor programı uygulamıyorum. Canım bir şey çektiğinde de çok fazla abartmadan her şeyi yiyorum. Kızım 2 yaşında olmak üzere ve oldukça hareketli bir çocuk. Onunla tek başıma ilgilendiğim için gün içerisinde ister istemez aktif olmak zorundayım. Vakit buldukça da yürüyüş yapıyorum.
Hamilelik dönemini nasıl geçiriyorsunuz? Seyahatler hız kesmeden devam ediyor mu, yoksa daha dingin bir döneme mi girdiniz?
Hamileliğim ilk hamileliğim ile kıyasla çok daha