Değerli okurlarım,
Her ne yapıyorsanız içinde zarafet ve centilmenlik olsun! İnsanlar dışarıdan nasıl göründüklerini çoğu zaman fark etmezler. Sergiledikleri pek çok davranışın doğru ve yerinde olduğunu zannederler. Oysa bir kamera bizi kayıt ediyor olsaydı, pek çok davranışımızın yanlış algılandığını ve bizi kötü temsil ettiğini fark ederdik.
Temsil yeteneğimizi geliştirmemiz bizi hem iş hayatımızda hem de özel hayatımızda farklılaştırıyor ve ön plana çıkarıyor. Peki, kendimizi nasıl doğru temsil edeceğiz? Siz hiç 'Zarafet ve Centilmenlik veya Protokol ve Görgü Kuralları' eğitimlerini duydunuz mu? Son zamanlarda oldukça popüler olan bu eğitimlerde, nasıl selamlaşacağınızdan tutun bir masada nasıl yemek yiyeceğinize kadar ayrıntılı eğitimler veriliyor. Bu eğitimlerde hedeflenen, genel adab-ı muaşaret kurallarını bilen ve temsil yeteneği güçlü bireyler yetiştirmek. Çoğunlukla 2-3 gün süren bu eğitimlere, otellerde ve eğitim kurumlarında katılabiliyorsunuz. Hatta artık bu tarz eğitimleri üniversiteler de veriyor. Özellikle doğrudan insan ile iletişim kurulan bölümlerde bu tarz eğitimler oldukça yaygın... Bu eğitimlere katılmadan da kendi kendinize yapabileceğiniz küçük
İlk yazımda, bireysel marka olmanın önemine değinmiştim. Devir bireysel markalaşma devri. İletişim çağı olarak adlandırılan bu zamanda, farklılaşmak zorundayız. İşimizin hiç kolay olmadığını farkındayım. Peki, nasıl farklılaşacağız?
Öncelikle kendimizi doğru analiz etmemiz gerekli. Biz kimiz, neredeyiz ve nereye gitmek istiyoruz? Kısacası hayat amacımız nedir? Bu soruyu sorduğumuzda kendimize verecek net bir cevabımız olmalı.
Güçlü ve zayıf noktalarımızı bilmeliyiz. Çoğu insan, güçlü noktalarına odaklanmaya devam ederek kendi gelişimini yavaşlatır. Zayıf noktalarımızı ne kadar kolay kabullenir, güçlendirmeyi hedeflersek hayat içerisinde o derece kendimizi geliştiririz. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi adlı bir piramidi vardır. Bu piramide göre temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak en üst basamak olan ‘’kendini gerçekleştirme’’ basamağına geçeriz. Amaç o noktaya ulaşıncaya dek diğer basamaklardan keyif alabilmeyi öğrenmektir. Çoğu zaman bu süreç zor ve yorucu gözükse de, güçlenmemizi ve kendi limitlerimizi aşmamıza yardımcı olur.
Bireysel olarak farklılaşmak için, istediğimiz ne ise oraya ulaşmak için, kestirme yollar yerine uzmanlaşmamızı sağlayacak yolları tercih etmeliyiz. Etkili
İlk yazımda, bireysel marka olmanın önemine değinmiştim. Devir bireysel markalaşma devri. İletişim çağı olarak adlandırılan bu zamanda, farklılaşmak zorundayız. İşimizin hiç kolay olmadığını farkındayım. Peki, nasıl farklılaşacağız?
Öncelikle kendimizi doğru analiz etmemiz gerekli. Biz kimiz, neredeyiz ve nereye gitmek istiyoruz? Kısacası hayat amacımız nedir? Bu soruyu sorduğumuzda kendimize verecek net bir cevabımız olmalı.
Güçlü ve zayıf noktalarımızı bilmeliyiz. Çoğu insan, güçlü noktalarına odaklanmaya devam ederek kendi gelişimini yavaşlatır. Zayıf noktalarımızı ne kadar kolay kabullenir, güçlendirmeyi hedeflersek hayat içerisinde o derece kendimizi geliştiririz. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi adlı bir piramidi vardır. Bu piramide göre temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak en üst basamak olan ‘’kendini gerçekleştirme’’ basamağına geçeriz. Amaç o noktaya ulaşıncaya dek diğer basamaklardan keyif alabilmeyi öğrenmektir. Çoğu zaman bu süreç zor ve yorucu gözükse de, güçlenmemizi ve kendi limitlerimizi aşmamıza yardımcı olur.
Bireysel olarak farklılaşmak için, istediğimiz ne ise oraya ulaşmak için, kestirme yollar yerine uzmanlaşmamızı sağlayacak yolları tercih etmeliyiz. Etkili
Eğitimlerde anne ve babalara öğretilen konular nelerdir?
Doğum öncesi eğitimler de; Hamile pilatesi, anne sütü ve emzirmenin önemi, bebeğin odası, bebek alışverişi, doğum çantası, gebelik süreci, doğuma hazırlık gibi eğitimler veriyoruz.
Doğum sonrasında; Bebek bakımı ( alt, cilt, ağız, göz, sünnet, banyo, masaj), bebeğin odası ( yatağı, eşyaları),bebeğin beslenmesi ( emme ya da biberon ile beslenme), bebeğin giyimi, emzirme, anne sütü, süt sağma, tırnak kesimi, ilk yardım, gaz problemi, annenin beslenmesi, prematüre ve özellikli bebek bakımı ve beslenmesi, sarılık meme bakımı gibi eğitimler veriyoruz.
Aile büyüklerinin verdiği desteğin profesyonel bir ebe veya hemşire tarafından verilmesinin faydaları nelerdir?
Aile büyüklerinin geleneksel yöntemlere devam ediyor olması, hem bebeğe hem de anneye zarar verebiliyor. Örnek vermek gerekirse; ilk 6 ay anne sütü dışında ek gıda önerilmemesine rağmen hala aile büyüklerinin baskısı ile şekerli su gibi içecekler verilmesi, hormonların etkisi ile memelerde görülen şişliklere masaj yapılması. Bu geleneksel uygulamalar anne-bebek açısından adaptasyon sürecini zorlaştırıp, özellikle sosyal açıdan ailenin uyumunu, daha da önemlisi
Son zamanlarda yakın çevremde ve sosyal medyada karşılaştığım yeni bir kavram var. ‘’Baby Nurse’’ kavramı. İlk baby shower kavramını duyduğumda yaşadığım şaşkınlık, bu kavramı duymam ile birlikte perçinlendi. Pek çok doğum yapan arkadaşım bu hizmetten yararlanmaya başlayınca ben de bu trendin ne olduğunu merak ettim ve araştırmaya başladım. Bebek bakımı ile ilgili profesyonel destek veren, işinde uzman hemşire ve ebelerden oluşan bir meslek grubu. Süreç bebeğin doğumundan önce veya doğum sonrasında alınan eğitim ve birebir danışmanlık hizmetlerini kapsıyor. Yeni doğan bebeklerin geçirebilecekleri rahatsızlıklardan, emzirme sürecine, annenin yaşayacağı değişimlere kadar geniş bir skalada size destek olan ebeler ve hemşireler, aslında eskiden aile büyüklerinin aldığı sorumluluğu profesyonel anlamda almış durumda.
Bu alanda uzman ebe Funda ERCAN ile ‘’baby nurse’’ kavramını daha detaylı irdeledik, annelik ve yeni doğan bebeklere ilişkin, iki bölümden oluşan keyifli bir röportaj hazırladık. Keyifli okumalar dileriz.
Funda ERCAN kimdir?
Funda Ercan, kadın doğum ve bebek alanına Zeynep Kamil Sağlık Meslek Lisesi ile başlamış, Sağlık Sektörü' nün farklı bir dalı ile Üniversite
Toplum olarak diş hekimlerine gitmekten korkan bir toplumuz. Özellikle çocuklarda diş hekimi korkusunu yenmek için neler yapmalıyız?
Diş hekimi fobisi toplumda görülen en yaygın fobilerden biridir. Maalesef çocuklara bu korku en çok yetişkinler tarafından yerleştiriliyor. Bir çocuğa diş hekimine gelmeden ‘’ Korkacak birşey yok.’’ derseniz, söylediğinizin aksine korkulacak birşey ile karşılaşma endişesi yaşatırsınız. ‘’ İğne yapmayacak.’’ dediğinizde de benzer bir durum oluşur. Bundan farklı bir tutum ise yaramazlık yapan çocukların doktor amca ya da teyze iğnesi ile korkutulması. Umarım hala bu tarz cümleler kurulmuyordur. Çocukların diş hekimleri ile tanışması ve ilk etkileşimleri çok önemli. Bu nedenle basit tedaviler ile başlamak gerekir. İnanın bazen sadece birlikte diş fırçalayıp klinikten gönderdiğimiz çocuklar bile oluyor. Bazı çocuklar ilk seansta, bazıları ise ancak birkaç seans sonra ağız içi müdahalelere izin verir. Ebeveynlerin ve diş hekimlerinin sabrı ve karşılıklı iletişimleri bu noktada çok önemlidir.
Sağlıklı dişler bize özel ve iş hayatımızda ne gibi avantajlar sağlıyor? Güzel bir gülüş öz güvenimizi ne derece etkiler?
Yapılan araştırmalar, insanların
Hangi yaşta olursak olalım, güzel bir gülümseme herkesin hayalidir. Çocukluk yaşlarından itibaren ağız sağlığımıza nasıl baktığımız önemli olduğu kadar genetik yapıda önemli. Etkileyici bir gülümseme iş hayatından sosyal yaşama geniş bir yelpazede yaşamımızda yer tutuyor. Gülümseme üzerine son yıllarda yapılan pek çok araştırmada, insanların kaç yaşına kadar yaşayacağından tutun, iş hayatına ve özel hayatına kadar ne derece başarılı olacağı ya da olamayacağı yönünde detaylar mevcut. Araştırmalar ağız dolusu gülümsemenin bizi pek çok noktada başarıya ulaştırıcağını ortaya koyuyor. O halde nasıl sağlıklı gülüşlere sahip olacağız? Son yıllarda ortodonti ve estetik diş hekimliğinin de gelişimini göz önünde bulundurursak artık klasik uygulamalara pek çok alternatif teknik mevcut. Eskiden işin estetik kısmı diş hekimleri ile yapılırken, artık ortodontistler de tedavilerinde estetik uygulamalar yapabiliyor, dahası gülümsemeyi dizayn edebiliyor. İlk intibayı 4 saniyede oluşturduğumuzu düşünürsek dişlerimize iyi bakmanın bize sağlayacağı avantaj ortada.
Ortodontist Dr. Meltem Mutlu Güler ile Ortodontik tedavinin geldiği noktayı, dişlerimize nasıl bakmamız gerektiği ve dişlerimizin
Havacılık Sektörü’ndeki 7. yılımda verdiğim eğitimler ve birebir danışanlarımdan aldığım yorumlar doğrultusunda, kabin memuru mülakatlarına ilişkin bir yazı hazırlamaya karar verdim. Sektör ile ilgilenenlerin bildiği üzere, Havacılık Sektörü çalkantılı bir süreçten geçiyor. Son dönemlerde sektör, işe alımlardan çok işten çıkartmalara sahne oldu. Ancak son birkaç aydır havayolu şirketleri az da olsa kabin memuru alımı yapmaya başladı ve sektörde tekrar hareketlenmeler mevcut. Sektöre girmek isteyen adaylar son 6-7 yılı göz önünde bulundurduklarında istikrarlı bir ilerlemenin olduğundan, ancak 2016 yılının ikinci yarısından itibaren sektörde yaşanan düşüşten yakınıyor. Gençlerin büyük bir yüzdesi gerçekten umutsuz. Ancak Sun Express, Atlas Global, Free Bird ve son olarak THY’nin de kabin memuru mülakatı açması ile adayların tekrar yüzleri gülmeye başladı.
Öncelikle altını çizmek istediğim bir konu var; Havacılık Sektörü, herkes tarafından istenilen bir sektör. Hal böyle olunca bir havayolu şirketi kabin memuru ilanı açtığında, işe başvuran aday sayısı da bir hayli çok oluyor. Üniversite mezunları, meslek yüksek okulu mezunlarından tutun da lise mezunlarına kadar başvuran adayların