Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Netanyahu’nun Gazze’de ateşkes düşünmediği açık, rehinelerin hayatları, kendi vatandaşları falan da hiç umurunda değil. Hem de ta en başından beri... Rehine yakınlarıyla 7 Ekim’den ancak 1,5 ay sonra görüştü, vakit ayırabildi! Onda da sadece “kalbimiz sizinle” diyerek sanki dalga geçermiş gibi bir hava takındı… İsrailli bakanlar arasında “Rehineleri öyle fazla düşünmemeli, olabildiğince acımasız davranmalıyız” diyenlerin varlığı da bu akıldışı, kan ve ölüm kokan havayı daha da tetikledi… Yoksa gerçekten rehineler düşünülseydi, öyle bir niyet olsaydı daha farklı bir siyaset uygulanırdı. Halen devam eden ise rehineleri önceleyen onları kurtarmaya yönelik bir operasyon asla değil. Netanyahu’nun derdi Gazze’yi Filistinsizleştirmek, insansızlaştırmak… Bilerek isteyerek çocukları kadınları hedef seçerek sivillere korku ve sistematik öldürme siyaseti uyguluyor...Vatanlarını, topraklarını terk etsinler diye... Hatta bu aşağılık taktikle Hamas’ı tahrik ederek elindeki rehineleri öldürmeye zorluyor, tuzağa çekmek istiyor da denilebilir. Kaldı ki o kadar ağır bombardıman, topçu atışında İsrail’in kim rehine, kim değil diye ayırt etmesi mümkün mü? İsrail’in Filistinli sanıp öldürdüğü rehineler bile oldu... Hem de beyaz bayrak sallamalarına rağmen... Yani, ateşkes çağrılarını reddeden, Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçlamasıyla yargılanan Netanyahu kendi halkının da katili aynı zamanda... Bu şuursuz davranışlarıyla kendi ülkesinin güvenliğini de sağlayamayan bir başbakan konumunda... Savaşın başından bu yana 600 bin İsrailli “güvenliğimizi sağlayamıyorlar” diye ülkesini terk etti. Savaşa karşı çıkan ve askerlik yapmak istemeyen İsrail vatandaşlarının öfkeleri de sokaklara taşmış durumda... O’nun yüzünden dünyada olası bir savaş tehdidiyle karşı karşıya…

Haberin Devamı

★ ★ ★

Hamas’la mücadele diye Filistinlileri hedefe koyan Netanyahu kanlı elleriyle kendince bir başarı hikayesi (!) yazmak istedi ama şuursuz bir katliamla, zorlamayla hem dünyayı hem ülkesini de hedef haline getirdi yani... Bir yanda katlettiği Filistinli çocuklar, kadınlardan oluşan utanç tablosu, diğer yanda da ölümlerine ve engelli hale gelmelerine neden olduğu kendi askerleri var. Üstelik İsrail bizzat yanlışlıkla kendi askerlerini de vuruyor bir yandan da. Dolayısıyla hem ülkesinin hem de ordusunun karizmasını fena halde çizdirdi. Nitekim o hala gözü dönmüş vaziyette savaş diye bağırırken İsrail sokaklarında halkı kendisine öfke kusuyor. Gazze’deki insanları, Filistin halkını katlederek korkutup vatanlarını terk ettirme planında da nasıl duvara tosladığı ortada. Kuzeyi, güneyi fark etmeksizin, İsrail’in çağrısı üzerine evlerini terk edenlerin sığındığı hastaneleri, okulları, mülteci kampları, BM bayrağı dalgalanan yerleri dahi hedef haline getiren bu aşağılık taktik, Gazze’yi korkutmuş gibi mi, korkutuyor mu? Attıkları “terk edin burayı yoksa öleceksiniz” bildirilerine ve bu kadar alçakça bombalı saldırılara karşılık Filistin halkı yerinden kıpırdamadı. İnsanlar gitmemekte, topraklarını kaybetmemekte direniyor. Giderlerse bir daha asla o topraklara geri dönemeyeceklerini biliyorlar çünkü...

Haberin Devamı

★ ★ ★

Haberin Devamı

Yani, bütün dünyayı “Hamas kadınları ve çocukları bile rehine aldı” diye ayağa kaldıran Netanyahu ve takımı ABD ve Batı ülkelerinin tam desteğiyle Hamas’ı cezalandırma adına çocuk, kadın, gözetmeden 40 binin üstünde sivili, öldürdü, öldürmeye de devam ediyor. Bunlarda bilinenler ve kayda geçenler. Yaralı kurtulan çocukların bir çoğu sakat, kiminin kolu, kiminin bacağı yok... Her birinin yürekleri de korkudan daha çok intikam hırsıyla dolu. Bu durumda da asıl korkan İsrail aslında. Çünkü Netanyahu yaptıklarıyla geleceğe damgasını vuracak bir radikalizmin, düşmanlığın altına imzasını attı, kin, nefret tohumlarını ekti, ekiyor Onların her biri de intikam hırsıyla, duygusuyla yeniden yeşereceği açık. Başka bir zamanda bir şekilde katledilen ana-babalarının, kardeşlerinin intikamını almak isteyeceklerdir. İsrail’in Gazze’de ektiği bu kin, nefret tohumları, radikal terör örgütleri veya bazı ülkelerin istihbarat servislerince de kullanılacaktır büyük olasılıkla. Bu coğrafyada kan intikam demektir zira...