Suriye’deki kirli oyunu kararlılıkla adım adım bozan Türkiye eksik kalan halkaları tamamlamada kararlı… Yeni bir kara harekatı olasılığı nedeniyle de öncekilerde olduğu gibi hem ABD hem Rusya ile eş zamanlı olarak mücadele ediyor bir yandan da… Dolayısıyla terörist temizliğine dönük askeri hazırlığa paralel her iki ülkeyle yoğun bir diplomasi trafiği de var. Aslında buna sabır taşı diplomasisi de denilebilir. Çünkü her iki ülke de beş yıl önce altına imza attıkları mutabakatlardaki “PKK/YPG/PYD buralarda asla olmayacak, sığınmacıların geri dönüşleriyle ilgili ortam yaratılacak” diye Türkiye’ye verdikleri sözü tutsalardı zaten buna gerek kalmayacaktı. ABD, kontrolü altındaki bölgede terörist barındırmayacak, PKK/YPG’lilerdeki ağır silahlar toplanacak, tahkimatları, tüm muharip mevzileri imha edilecekti. Yine Rusya ile yapılan mutabakat gereği Münbiç ve Tel Rıfat’taki bütün PKK/YPG’li teröristler, silahlarıyla birlikte Türkiye sınırından 30 kilometre derinliğin dışına çıkarılacaktı. Üstelik de tüm bu işlemler 150 saat içerisinde gerçekleştirilecekti. Ekim 2019’dan bu yana kaç tane 150 saat geçti! Her iki “devlet” de yaptılar mı? Hayır. Bırak yapmayı, Ayn el Arap, Münbiç ve Tel Rıfat’ta ABD ve Rus bayrakları gölgesinde daha da palazlanan teröristlerin o günden bu yana da yaptıkları birçok saldırı ve sızma girişimleri söz konusu. Teröristlere yardım, hamilik yaptılar açıkçası. Haklı olarak da Türkiye, baktı olmuyor, “Madem siz sözünüzü yediniz, kıvırdınız, o zaman ben gereğini yaparım” diyor...
★ ★ ★
Bu anlamda da Silahlı Kuvvetler düğmeye basıldığında görevi icra etmek üzere hazır… Bölgede kim var, kim kimle iş birliği içinde, bütün kirli bağlantılar ve hedefler ile teröristlere müdahale yöntemleri detaylarıyla tek tek tespit edilmiş durumda… Örnekleri daha önceki harekatlarda görüldüğü gibi... Talimat geldiğinde sahada yapılacaklar belli yani. Askeri anlamda şu an tek yapılan da mevcut harekat planlarını varsa sahadaki gelişmelere göre güncellemek ve ilgili talimatı beklemek...
Devletin en yetkili isimlerinden peş peşe gelen açıklamalara bakıldığında diplomatik hazırlığın da olduğu açık ve net...Malum böyle durumlarda bazen açık diplomasi yoluyla görüşmeler yapılır, bazı durumlarda da arka kapı diplomasisi yürütülür.. Her ikisi de devrede ve hareketlilik had safhada.. Burada da ABD’nin ve Rusya’nın bildik tepkilerinin ve yine takoz olma hamlelerinin Türkiye’nin kararlılığını etkilemeyeceği kesin. Bu bağlamda da en baştan beri ne dedi ve hala ısrarla ne diyor Türkiye? Biz teröristle mücadele ediyoruz, yanında kimin olduğuna bakmayız...
Yani ayak altında dolaşmayın. Hele de sakın ola ki teröristlerle aynı mevzide bulunma, canlı kalkan olma çılgınlığı ve kepazeliği falan da yapmaya kalkmayın...
★ ★ ★
Kısacası, dememiz o ki; Türkiye terörist temizliğinde atacağı adımların planlamalarını yapmış durumda.. Uygun konjonktür bekleniyor. Konuşulan olası harekât da aslında tam anlamıyla nerede kalmıştık hesabı. Terörün kalıcı olarak yok edilmesi için İdlib’den Hakurk’a, yani İran sınırına kadar olan alanın kontrol altına alınması bir zorunluluk. Bu Türkiye için doğrudan bir beka meselesi… Onun için de buralardaki teröristleri temizleyecek Türkiye. Öyle ya da böyle… Bundan dönüş yok… Ha oradaki Amerikan askerini canlı kalkan olarak kullanmak gibi bir niyet, çılgınlık varsa o da artık bu kararı verenlerin sorunu ve sorumluluğu… Aynısı ABD ile hasım, düşman gibi görünen ama söz konusu terör örgütü PKK/YPG/PYD ya da türevi SDG olduğunda dirsek teması, hatta gizli müttefiklik durumundaki Rusya için de geçerli elbette...