Hamas’la mücadele diye Filistinlileri hedefe koyan Netanyahu’nun Gazze’de işlemediği bir savaş suçu türü kalmadı. Literatürde ne varsa hepsini pervasızca yaptılar, hatta fazlasını bile... Okullar, hastaneler yaşam alanları, ibadethaneler ne varsa vuruldu çocuk, kadın ayırt etmeksizin katledildi. Elektriksiz, aç- susuz bırakarak insanlar ölüme terkedildi. Bu çağda Filistin halkı topraklarını terke, tehcire zorlanıyor. Bu suç zincirine şimdilik son halkayı da Hamas’ın elinden bir şekilde kurtulan ya da kaçan ve beyaz bayrak taşıyarak ellerini kaldırmasına rağmen kendi askerlerini öldüren İsrail keskin nişancıları ekledi. Bu savaş suçunu da İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi bizzat itiraf etti. Ordunun evrensel savaş kurallarına uymadığını belirterek “Kaçırılan 3 kişi, kendilerini anlayabilmemiz için her şeyi yaptılar. Buna rağmen beyaz bayrak kaldıranlara ateş edilmemesi yönündeki talimatlara uyulmadan üzerlerine ateş açıldı” dedi.
İsrail akıllandı mı? Ne gezer?
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı
Yerel seçime giderken dağılmış ve birlikte hareket edemez duruma gelmiş bir muhalefet var. Her partinin hem kendi özelinde içinde hem de partiler arasında tartışmaların, hesaplaşmaların olduğu bir tablo söz konusu. Dünkü masa ortakları arasındaki ılık ve tatlı esintili hava, soğuk ve oldukça sert fırtınalı bir hale dönüşmüş durumda. En başta da o masanın lokomotifleri konumundaki CHP ve İYİ Parti tam anlamıyla kaynayan kazan... CHP’de görüntüde Genel Başkan Özgür Özel ama esas kavga Kılıçdaroğlu ve İmamoğlucular arasında… İYİ partideki görüntü de aynı. Orada da Akşener’e kazan kaldıranlar ile yanında duranların çekişmesi nedeniyle ortalık toz duman. Art arda istifalar geldi Akşener ise kalanlarla yoluna devam etmeyi planlıyor… Her iki parti bağlamında da hem kendi içlerinde hem de partiler arasında herkes birbirine muhalif! açıkçası. Hatta birbirlerinin iç işlerine müdahale anlamında, partisine yönelik kurumsal bir operasyondan söz eden İYİ Parti lideri Akşener’in deyimiyle CHP ile İYİ Parti
Hamas’ın saldırısını bahane ederek çocuk, kadın, gözetmeden Gazze’nin her santimetre karesine ölüm yağdıran İsrail kana doymuyor. Dünyanın gözü önünde katliam, soykırım yapıyor. Duracak gibi de değil. Hiç utanmadan bir de Netanyahu başta İsrail’i yönetenler genelde ne diyor hep? “Biz sivilleri öldürmüyoruz. İsrail, Gazze’de Hamas’lıları öldürüyor. ”Ama aralarında pervasızca bunu itiraf edenler de var. Mesela İsrail’in Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ağzındaki kanlı baklayı, şu sözlerle çıkardı:
“Açık olmak gerekirse; Hamas’ı yok edeceğiz dediğimizde, bu aynı zamanda Hamas’ı kutlayanları ve onları destekleyenleri de kapsıyor.”
Bu ne demek? Herkes terörist ve yok edilmeleri gerekiyor, Filistinli kim varsa hedef bakışı, şuursuzluğu. Nitekim bu hastalıklı ruh haliyle sonunda Hamas’ın elinden bir şekilde kurtulan ya da kaçan üç İsrailli rehineyi, kendi vatandaşlarını da öldürdüler gözlerini kırpmadan. Hem de ellerinde beyaz bayrak olmasına rağmen
Gazze’nin kuzeyi-güneyi farkı kalmadı, İsrail ayrım gözetmeksizin her yeri bombalıyor... Netanyahu’nun kuşattık, kuşatıyoruz dediği de Hamas, İzzeddin El Kassam Tugayları falan değil, Filistin halkı… Yani başlangıçta “HAMAS’ı bitireceğiz, tünelleri yok edeceğiz, rehineleri kurtaracağız” diye kendince hedefler koyan Netanyahu’nun şu ana kadar tek yaptığı çocuk, kadın ayırt etmeksizin Filistinli sivil katliamı… Diğer konuları ise sosyal medya platformundan paylaştığı yalan, yanlış, düzmece görüntülerle ya da söylemlerle daha çok propaganda savaşıyla idare etmeye ve bir başarı algısı yaratmaya çabalıyor. Bu anlamda sahaya bakıldığında ise tam tersi bir görüntü söz konusu… Kassam Tugayları, Gazze’de 10 İsrail askeri ve aralarında albay, yarbay düzeyinde rütbelilerin olduğu subayını öldürdüğünü daha yeni duyurdu. Ondan öncesinde de Kassam Tugaylarınca daha başka ve çok sayıda İsrail askerini öldürme ile tank vurma açıklamaları da oldu. İsrail açısından hafiften bozgun
Siyasette yerel seçime giderken süreç iktidar kanadında hızla ilerliyor, önümüzdeki günlerde adayların netleşmesi, açıklanması gündemde... Muhalefete bakıldığında ise “çarşı” epey karışık. Masa devrildi, dağıldı malum, şimdi hesaplar daha çok tepeyi değil tabanları hedef alan yer sofrası üzerine... Herkese ayrı tabaklar, çatallar ve bıçaklardan ziyade ortaya konulan kaplardaki mönüye kaşık sallama durumu yani... Bu bağlamda en çok merak edilen de “yer sofrasına” oturacak kişi ve kaşık sayısı kadar ortaya konulacak mönü çeşitliliği elbette. Masa muhabbetinde işe yaramadığı genel seçimlerde görülmesine rağmen sadece Erdoğan karşıtlığı mı olacak, yani seçmene umut vaat edecek proje ya da vaatler anlamında görüşler, söylemler hiç olmayacak mı yine? İpuçları muhtemelen onlar da olacak gibi ama yine ön planda Erdoğan karşıtlığı bir siyaset kurulacağı ortada... Özellikle de muhalefeti bir arada tutmak amacıyla tercih edileceği açık ve net. Nitekim geçen sefer masayı kuran
Dur denilmeyen, aksine arka çıkılarak cesaretlendirilen Netanyahu hepten şuursuzlaşmış durumda. Fütursuzca katliama, zulme devam ediyor. Çocukları, kadınları sivilleri katlederek savaş suçu, insanlığa karşı suç işliyor, soykırım yapıyor. Hem de alenen. Hiç utanmadan bir de yaptıkları zulmün, alçaklıkların görüntülerini sosyal medya üzerinden paylaşıyor pervasızca. Hepsi de birbirinden iğrenç, aşağılık, insanlık adına utanç verici görüntüler. Mesela son paylaştıkları fotoğraf, videolar arasında en az 100 Filistinli erkek Gazze’nin kuzeyindeki bir caddede sıralar halinde dizüstü pozisyonda, iç çamaşırlarına kadar soyulmuş, gözleri, elleri arkadan bağlı başları öne eğik bir şekilde görülüyordu. Başlarında da silahlı İsrail askerleri vardı… Bu görüntüler ve bunların paylaşılması hem Filistin halkına yönelik bir tehdit hem de toplu bir cezalandırmadır. Bu insanları aşağılamadır, onurunu kırmadır, zihinsel ve bedensel olarak yaralamadır. Uluslararası hukukta, insanlığa karşı işlenen suçlar başlığı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 2024 yerel seçimleri için iş birliğini bir kez daha düşünme önerisi götürdüğü İYİ Parti, 13 Eylül’de aldığı “81 il ve tüm seçim çevrelerinde seçime kendi adaylarıyla girme” kararını değiştirmedi. Genel İdare Kurulu’na danışan Meral Akşener, Özel’e “Hayır, en iyisi ayrılmak, sepeti koluna herkes kendi yoluna” dedi. Zaten zorlamayla devam eden bir süredir de araya ciddi anlamda soğukluk giren uzatmalı ilişkide yüzükler atıldı, oğlan kız ayrıldı yani. Nikah beklerken gelen ayrılık nedeniyle de ailelerin, CHP ve İYİ partililerin kafası hepten karışmış durumda. Kimi olmaz diye karşı çıkıyor, istifalarla, tepkilerle baskı yapıyor, kimi onlar ayrılsa bile aileler olarak biz görüşelim belki daha sonra onları ikna edebiliriz umudu taşıyor. Bugüne kadarki birliktelikte yerel yönetimlerde epey bir maddi manevi ortaklıktan kaynaklı akrabalık ilişkisi de var malum. Her iki taraf da özellikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri için
Netanyahu’nun Gazze’de yaptığı katliama, soykırıma bahane olarak gösterdiği Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısı sonrası yorumlar neydi? Bu saldırıyı İsrail neden önleyemedi? Hamas militanları, İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki sınırı geçmeyi, karadan, havadan, denizden sızmayı nasıl başardı? İsrail’in iç istihbarat kurumu Shin Bet (Şabak), dış istihbarattan sorumlu MOSSAD ve askeri istihbarat birimi AMAN’ın bölgedeki etkisi ve çalışmaları göz önünde bulundurulduğunda hiçbirinin bunu öngörememesi, atlaması mümkün olabilir mi? Yoksa Hamas’ın saldırısına dair bir bilgi aldılarsa bile, analizde ya da harekete geçmede başarısız mı oldular?.. Bunlar olması zor, hatta gerçekçi gelmeyen olasılıklar denildi. Ama Mısır istihbaratının CIA kanalıyla MOSSAD’ı uyardığı haberleri de var! Tüm bunlara Netanyahu’nun tavrı ise malum. Önce güvenlik ve istihbarat servislerini sorumlu tuttu, yoğun tepki gelince de “hata yaptığını” belirterek özür diledi. Neyin ne olduğu da hala net değil tartışmalı!..
Netanyahu şimdi de