Tek yumruk destanı

18 Kasım 2023

Türkiye ve Azerbaycan arasındaki “tek millet, iki devlet” şiarı, II. Karabağ Savaşı ile doruk noktasına ulaştı. Şuşa Beyannamesi ile de askeri ilişkiler daha da gelişti. TSK modeline uygun olarak yeniden yapılandırılan Azerbaycan Ordusu’nda komandolar, Türkiye’den gelen subaylar ya da çoğu Türkiye’de eğitim almış Azerbaycanlı eğitmenler tarafından eğitiliyor.

İşgal altındaki topraklarını kanıyla, canıyla geri alan Azerbaycan, bağımsızlık yıllarından itibaren Türkiye ile iki kardeş ülke vasfıyla, hep yakın iş birliği içinde. II. Karabağ Savaşı da Türkiye-Azerbaycan arasındaki “tek millet, iki devlet” anlayışının halklar arasında daha derinden yayılmasına neden oldu. 

Ermenistan karşısında hem masa hem de sahada destan yazan Azerbaycan Ordusu paylaştığı videoda “Karabağ’ın azad olmasında bize yakından destek olan gardaşımız Türkiye’nin şerefine” ifadeleriyle Karabağ’ın tepesine Türk bayrağı dikti. 27 yıl sonra Ağdam’a giren Azerbaycan tankları ve zırhlı araçlarında Azerbaycan ve Türk bayrakları vardı. İşgalden kurtarılan Azerbaycan

Yazının Devamı

Hayalet şehirde mayınla mücadele

17 Kasım 2023

İşgal öncesi bölgedeki en gelişmiş kent olan Ağdam, şimdi bir “hayalet şehir”... Kentte mayın temizleme, alt yapı ve yeni yerleşim projeleri için çalışmalar sürüyor. Üç yıl önce kurtarılan Ağdam’daki şehitlikte yazılı doğum tarihleri acı bir gerçeği haykırıyor: İşgalin başladığı yıllarda doğanlar vatanlarını kurtarmak için şehit olmuşlar.

Geceyi Hocavend ilinin Hadrut kasabasındaki Komando Tugayı’nda geçirdik... Hadrut, Karabağ’ın merkezindeki Şuşa ve oradan da bölgenin en büyük şehri Hankendi’ye doğru giden yolun üzerinde bulunan, stratejik açıdan önemli bir kasaba. 44 günlük 2. Karabağ Savaşı’nda işgalden kurtarılan ilk yerlerden... Savaşta üstün başarı gösteren kaldığımız askeri birlik de Azerbaycan’da, ordunun Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) modeline uygun olarak yeniden yapılandırılması kapsamında oluşturulan komando tugaylarının ilklerinden... Komutanları da Türkiye’de eğitim almış Azerbaycan Türk’ü bir mavi bereli...

Gün ışırken orada eğitim amaçlı

Yazının Devamı

Küllerinden doğan şehir

16 Kasım 2023

Yıllar süren işgal sırasında harabeye dönen Füzuli, zorlu bir savaşın ardından İHA’ların da desteğiyle özgürlüğüne kavuştu. Yakılıp yıkılan koca bir şehrin karşısında şimdi yeni Füzuli yükseliyor.

1993’e gelindiğinde Başkent Bakü’deki gelişmeler daha da karmaşıklaşmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Elçibey, cephedeki yanlış uygulamalardan ve yenilgilerden ötürü Cephe Komutanı Albay Suret Hüseyinov’u görevden almıştı. Fakat Rusya’nın Azerbaycan’ı terk ederken silahlarını Suret Hüseyinov’a vermesi nedeniyle palazlanan Suret Hüseyinov da Azerbaycan’ın ikinci büyük şehri Gence’de Haziran 1993’te ayaklanma başlatmıştı. Ben de o tarihte Gence’ye giderek 32 yaşındaki darbeci Albay Suret Hüseyinov ile görüşen tek Türk gazetecisi olmuştum. Anımsıyorum da tam anlamıyla kardeşin kardeşe silah doğrulttuğu günlerdi. Aynı üniformayı giyen, aynı bayrak uğruna savaşan ve aynı ülke adına ölen insanların karşı karşıya geldiğine tanık olmuştum.

Füzuli’ye ölüm yağıyor

Bakü

Yazının Devamı

Şanlı zaferin ‘zirve’si Şuşa

15 Kasım 2023

Yalçın dağların başında kurulu, alınması zor bir kale olan Şuşa, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eğitim desteğinin de katkısı ile Azerbaycan ordusu tarafından 28 yıl sonra geri alındı. Yıllar önce Şuşa’yı terk etmek zorunda kalanlar, şimdilerde özel izinle gelerek evlerini görüyor. 32 yıl sonra memleketine gelerek 65. doğum gününü kutlayan Gülnara Muharremova da onlardan biri.

Azerbaycan güçleri ve vatanseverler Karabağ’daki topraklarını savunma konusunda kararlıydı ama Başkent Bakü’deki gelişmeler hiç iç acıcı değildi. Ülkede yönetim boşluğu vardı ve tam bir iç savaş havası söz konusuydu. İşte o süreçte de önce Şuşa, ardından Fuzuli ve Kelbecer düştü. Hem de savaş meydanında değil, hainlerin ayak oyunlarıyla... 

1991’de başlattıkları saldırılarla önce Hankendi şehrini işgal eden, ardından 26 Şubat 1992’de Hocalı Katliamı’nı yapan Ermeniler 8 Mayıs 1992’de de Şuşa’yı işgal ettiler. Mart 1992’de benim Agdam’dayken duyduğum “Şuşa’yı da abluka altına alan Ermeniler,

Yazının Devamı

Kadınların yüzü artık gülüyor

14 Kasım 2023

Karabağ’da uzun yıllır büyük acılar yaşandı. Hocalı Katliamı ve ardından başlayan işgal planıyla 1.5 milyon kişi yurdundan edildi. 31 yıl süren Ermeni işgali ve zulmünün ardından çaresizlik ve umutsuzluk yerini mutluluğa bıraktı. Artık hepsinin yüzü gülüyor.

Bugün artık özgürlüğüne kavuşan Azerbaycan toprağı Karabağ, Ermenistan’ın 1992 Şubat’ındaki Hocalı katliamı ve hemen ardından sürdürdüğü alçak işgal planıyla çok büyük acılar yaşadı. 1.5 milyon insan yerinden yurdundan edildi... O karanlık günlere yakından tanıklık eden bir gazeteci olarak, bugün de foto muhabiri arkadaşım Ercan Arslan ile birlikte eve dönüşün mutluluğunu izledim. Eskilerden o kara günlerden gözümün önüne gelen ilk fotoğraf karesi de şu oldu: Gördükleri her Azerbaycan askerine sarılarak “Bizi zulümden kurtarın, evimize dönelim” diye ağlayan yaşlı kadınlar ve onlara “topraklarımızı alacağız” sözü veren, birçoğu da şehit ya da gazi olan kahramanlar...

Yaz

Yazının Devamı

İstanbul’da fırtına uçakta curcuna!..

13 Kasım 2023

İstanbul’da 11 Aralık Cumartesi günkü fırtına nedeniyle İstanbul Havalimanı’na iniş için alçalan uçaklar uzun süre havada tur atmak zorunda kaldı. Yakıtı kritiğe giren 8 uçak ise başta Ankara olmak üzere başka havalimanlarına iniş yapmak için yönlendirildi. Kalkışlarda da kısa süreli gecikmeler yaşandı. Bunlar İstanbul’da olduğu gibi dünyanın başka yerlerinde de sıklıkla olan olabilen, herkese de normal gelen şeyler. O yüzden de uzun süre havada dolaşmak gibi ucu açık tanımlamalar ya da yakıt ikmali için başka alanlara yönlendirilme denildiğinde insan hafızasında net bir şey şekillenmiyor. Mesela uzun süreden kastedilen nedir, kaç saattir veya başka alana yönlendirilenlerde yakıt ikmali için inişle her şey normale mi döner gibi. Tabi asıl kritik nokta da bu gelişmeler olurken o uçaktaki yolcular ne yaşar, ne yapar? Uçak içinde ne gibi diyaloglar olur? Fırtınalı, sıra dışı bir hava koşulunda yerde havaalanında beklemek başka, havada olan ve sallanan bir uçağın içinde olmak bambaşka... Birinde ne

Yazının Devamı

Hep yumruk gibi sımsıkı ol...

9 Kasım 2023

İşgal altındaki topraklarını 2020’de 44 günlük savaşla kurtaran Azerbaycan, Karabağ’da kalan Ermeni çetecilerine son darbeyi de 19 Eylül’de başlatılan ve sadece 24 saat süren antiterör operasyonuyla vurdu. Haklı olarak da o zaferlerin gururu ve coşkusunu yaşıyorlar. Ne kadar sevinseler az. Çünkü Ermenistan’ın her türlü hukuksuzluğu, alçaklığı karşısında 30 yıl boyunca hak, hukuk, adalet beklentisi içindeydiler. Hakları olanı alabilmek için sabrettiler. Ama işgal altındaki Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu defalarca tescil eden BM ve oluşturduğu çözüm grupları sadece oyalamakla yetindi, hatta dalga geçer gibi davrandı. Sonunda da Azerbaycan kanıyla, canıyla sahada söke söke geri aldı. Sadece 24 saat süren son antiterör operasyonuyla da teröristleri temizleyerek yarım kalan işi tamamladı ve “Karabağ Azerbaycan’dır” diyerek noktayı koydu. Hem de tamamen nokta operasyonlarla tek bir sivil zarar görmeden ve sonrasında da Ermenilere “İsteyen Azerbaycan vatandaşı olarak kalıp yaşayabilir”

Yazının Devamı

Sayenizde ‘insanlık durakladı’ zaten!

6 Kasım 2023

Geliyor mu, gelecek mi, Netanyahu gelmesine icazet verir mi vermez mi diye günlerdir tartışılan ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Gazze’deki katliamın 30. gününde nihayet Türkiye’ye geliyor?

Hangi “yüzüyle” Ankara’da olacak acaba?

Hastane katliamının sabahında Netanyahu’yla kucaklaşarak “Bir Yahudi olarak da buradayım” deyip, ABD’den çok İsrailli bir bakan gibi davrandığı yüzüyle mi, malum hâlâ o havada... Şu ana dek gittiği hemen her yerde ‘İsrail’in yanındayız, meşru müdafaa hakkı” falan gibisinden aynı lafları etti, ediyor. Gazze’de katledilen, çocukları, bebekleri kadınları hep görmezden geliyor, İsrail’in yaptıklarına orantısız güç kullanımı bile diyemedi. Netanyahu’yla sıcak muhabbetinden farklı olan tek şey sadece alenen “Yahudi” kimliği vurgusundan vazgeçmesi sanki ABD Dışişleri Bakanı gibi davranması... Hoş öyle de olsa fark etmiyor, “Ali-Veli” durumu ve sonuçta her yol İsrail’in çıkarlarına hizmet, onun katliamlarını meşrulaştırma çabası

Yazının Devamı