Trump’ın Rakka’ya uzanacak korkusu

19 Ekim 2019

ABD ile varılan anlaşma uyarınca Barış Pınarı Harekâtı’na verilen 120 saatlik arada geri sayım sürüyor. Öngörülen sürede terör örgütü YPG/PKK bölgeden çekilirse ve ağır silahları alınırsa harekât duracak, sonrasında da TSK’nın kontrolünde güvenli bölge oluşacak. Dolayısıyla, tam anlamıyla “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” özdeyişine uyan bir durum söz konusu. Çünkü Türkiye, sınırında bir terör koridoruna asla izin vermeyeceğini ve Suriyeli sığınmacıların eve dönüşleri için bir barış koridoru hedeflediğini defalarca çok net deklare etti, sabırla da önce masada çözüm aradı. Sonunda da baktı olmuyor, sahada gerekeni yaptı ve öncelikle sınırının hemen dibinde bir YPG/PKK sözde kantonlar birliğinin kurulma ihtimalini devre dışı bıraktı. Şimdi de bu fiili gerçekliği ABD’ye kabul ettirdi. Yani sahada ve masada, kararlı, güçlü hamlelerle istediğini aldı. Tabii bunlar Türkiye’nin terör

Yazının Devamı

ABD ve Rusya’nın YPG/PKK ile dansı

17 Ekim 2019

Ülkece tek ses, tek yürek olarak Fırat’ın doğusunda yapılan terörist temizliğine odaklandık. Herkes harekâtın gelişmeleri ve ABD’nin olası hamlelerine dönük farklı ama sonucu aynı hedefe varan yorumlar yapıyor. Hepsinin özeti de şu:


Öyle ya da böyle bu harekât planlandığı gibi tamamlanacak ve bölge YPG/PKK’lı teröristlerden arındırılacak. Aynen Afrin’de olduğu gibi. Nitekim buna dönük olarak da TSK’nın terörist temizliği tam gaz devam ediyor, postal basılan yerler de özgürleştiriliyor. Hemen sonrasında da Kızılay o yerlere insani yardım malzemelerini ulaştırıyor. Dolayısıyla da huzura kavuşan ilçe, belde ve köylere dönüş bile başladı. Yani Suriye’nin kuzeyindeki YPG/PKK kaynaklı terör tehdidini tamamen ortadan kaldırmak ve 8 yıldır misafir ettiğimiz 3 milyon 650 bin Suriyelinin kendi ülkelerine dönebilmelerini sağlamak amacını taşıyan Barış Pınarı Harekâtı planlandığı gibi başarıyla icra ediliyor. Hem de emperyal güçlerin ayrı ayrı ya da gizliden dirsek temasıyla denedikleri engelleme çabalarına

Yazının Devamı

Kara propaganda ve sahadaki gerçekler

14 Ekim 2019

Fırat’ın doğusuna harekât olasılığının konuşulduğu bir kaç gün öncesinde bazıları diyordu ki; Zor, bölgedeki PYD/YPG/PKK’lılarda son derece modern silahlar var. Hem ABD’de TSK’nın müdahalesine yeşil ışık yakmaz. Rağmen yapılırsa da hava sahasını kapatır...

An itibarıyla yaşanan durum ise ortada? Harekâtın başladığı ilk andan itibaren Türk savaş uçakları nokta atışlarıyla hedefleri vurdu, vuruyor, İHA ve SİHA’lar bölgede cirit atıyor. Komandolar da Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarında olduğu gibi Fırat’ın doğusunda terörist temizliği yapıyor, postal basılan yerler de tek tek özgürleştiriliyor. Hem de her türlü kara propaganda, asparagas haber ve alçakça provokasyonlara rağmen... Yani TSK sadece PYD/YPG/PKK’lı teröristlerle mücadele etmiyor bir yandan da tahrik ve siviller hedef alınıyor gibisinden tezgâhlara karşı teyakkuz halinde. Ancak Türkiye’nin bu kararlılığını hala anlamayan ya da anlamak istemeyenler de var ve sahadaki bu gerçekleri görmek yerine “Bu sınırlı bir harekât, sorunu

Yazının Devamı

ABD’nin PKK’yla bitmeyen dansı

12 Ekim 2019

Bebek katili PKK eşittir PYD/YPG ya da SDG... Bunu en iyi bilen de ABD ama o Barış Pınarı Harekâtı’na dek PKK’ya terör örgütü diyor, diğerlerini ise farklıymış gibi yutturmaya çalışarak silahlandırıp koruyordu. Hâlâ da koruyor hem de artık kamuflajsız olarak. Çünkü bu harf değişikliği tezgâhı Trump’ın ilk kez YPG için doğrudan PKK ifadesini kullanmasıyla çöktü.

Dahası, Trump “Barack Obama döneminde olduğu gibi Türkiye’nin ölümcül düşmanı olan PKK ile ortaklık yaptığınız zaman, bu son derece zor bir durum” sözleriyle Suriye’de PKK ile birlikte çalıştıklarını doğrudan açık etti. Yani Trump’a göre de ABD’nin Suriye’deki ortağım diyerek kolladığı güruh kendi terör örgütü listelerindeki PKK... Nitekim bebek ve çocukları hedef alan saldırılarıyla teröristler de bunu tescilledi. Dün bu durumu MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e sordum. Öncelikle de Trump’ın itiraf diye nitelendirilen ABD-PKK ilişkisine

Yazının Devamı

ABD’ye rağmen barış koridoru

10 Ekim 2019

Mehmetçik, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarından sonra çok zor bir görevi daha üstlendi. Hedef Fırat’ın doğusunda barış koridoru, dolayısıyla da ABD’nin gölgesinde yıllardır bölgeye çöreklenen YPG/PKK’lı teröristlerin oluşturmaya çalıştıkları terör devletçiği hayalini hepten yok etmek. Ve tüm bölge halkını terörün, teröristlerin pençesinden kurtarmak...

Öncelikle Silahlı Kuvvetlerin tüm unsurlarına muvaffakiyetler dileyelim... Kılıçları keskin, yolları açık olsun. Hiçbirinin ayağına taş değmesin. Gittikleri gibi sağ salim geri dönsünler...

Sonra da harekâtla ilgili detaylara ve gerçeklere dönelim. Özellikle de Türkiye’nin bu konudaki kararlılığına... Çünkü Türkiye sınırlarında bir terör devletçiği oluşturulmasına asla izin vermeyeceğini bugüne dek defalarca deklare etti. Hatta dikkate alınmadığında neyi, nasıl yapacağını bile çok açık ve net anlattı. Şimdi de ABD’ye rağmen Silahlı Kuvvetler bunları uygulamaya soktu. Bu

Yazının Devamı

‘Barış Pınarları’nın önünde kimse duramaz

7 Ekim 2019

Fırat’ın doğusunda bir oldubittiye asla izin vermeyeceğini defalarca deklare eden Türkiye, teröristleri hamilikten vazgeçmesi için ABD’yi güzellikle ikna etmeye çabaladı ama olmadı. Göstermelik, tezgâh kokan kara-hava devriyeleri, hatta arada bir kendince cazip tekliflerle Türkiye’yi oyalayan ABD terör örgütü YPG/PKK ile arasındaki kirli ilişkiden vazgeçmedi, vazgeçemedi. Ve Türkiye baktı olmuyor, ABD ısrarla yan çiziyor, dolayısıyla da her zaman var olan harekât seçeneğine döndü. An itibarıyla da Barış Pınarları diye harekâtın kod adı bile konulmuş, hatta talimatlar verilmiş durumda. Yani artık sözün bittiği yerdeyiz. Aslında bu Menbiç deneyiminden de belliydi ama Türkiye önce müttefiklik adına ABD ile bir kez daha masaya oturdu ve bu sıkıntılı süreci sabırla göğüsledi. Dolayısıyla da uzlaşmacı olduğunu, konuyu savaşarak çözmek istemediğini açık ve net herkese göstermiş oldu. O nedenle de bu süreç bazılarınca gereksiz zaman kaybı olarak görülse

Yazının Devamı

Deprem gerçekliği ve kafa karıştıran sözler

5 Ekim 2019

Marmara Denizi’nin içinden geçen fayın tek ya da parçalı olarak kırılacağı senaryo değil, artık bir gerçeklik. Tüm bu gerçekliğe karşın bugüne dek bu konuyu sallantıyla gelen korkular dışında pek önemsemediğimiz veya hafife aldığımız da çok net.

Çünkü 1999’da yaşadığımız felaket sonrasında “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diye verilen sözlerin üzerinden yıllar akıp geçti ama 5.8’lik son sallantıda gördük ki biz hâlâ “Deprem değil, çürük bina öldürür” gibi bir başka gerçekliği ikna noktasındayız. Yani konuşuyoruz ama arzu edilen yolu alamıyoruz, alamadık. Hem devlet hem de vatandaş açısından. Geldiğimiz an itibarıyla yine bir başka gerçeklik ise korkulan depremin büyüklüğü ve felaket senaryoları açısından bazı deprem bilimcilerin diğerleriyle çelişen, özellikle de daha iyimser açıklamaları. Hatta Marmara’daki faylarla ilgili bariz hatalar yapıldığına dönük iddiaları.

Örneğin, daha birkaç gün

Yazının Devamı

PKK’lı teröristlerin inlerine kış baskını

3 Ekim 2019

Güvenli bölge konusunda Fırat’ın doğusuna dönük operasyon zamanı ve seçenekleri tartışılırken Türkiye bir yandan da PKK’ya karşı kuzey Irak’ta ve yurt içinde amansız mücadele veriyor. Bu bağlamda da teröristleri adım adım takip ediyor, buluyor ve etkisiz hale getiriyor. Mücadelede gelinen durum itibarıyla da PKK’nın Kandil’deki tepe kadrosundan pek çok isim susturuldu, yurt içinde ise teröristlerin mevcudiyeti çok aşağılara düştü. Bu arada dağa çıkışlar da azaldı. Bunda da kesintisiz devam eden operasyonların payı büyük. Örneğin, Bakan Soylu’nun verdiği bilgiye göre, sadece bu yılın ilkbahar-yaz döneminde 23’ü büyük toplam 12 bin 382 operasyon gerçekleştirildi. Şimdi de sıra sonbahar ve kış dönemi operasyonlarında. Yani kar kış, her türlü olumsuz hava koşuluna rağmen kesintisiz operasyon stratejisine devam. Amaç, gerek eleman gerek barınak gerekse moral noktasında ağır bir darbe vurulan terör örgütüne soluk aldırmamak. Dolayısıyla da teröristlerin

Yazının Devamı