MİT’in MOSSAD’ı kıskandıran başarısı

25 Kasım 2019

Günlerdir “Beşte-pe’ye giden CHP’li” iddiasıyla başlayan gazetecilik etiği dersleri ve karşılıklı siyasi kumpas senaryolarına odaklandık… Dün itibarıyla geldiğimiz noktada ise İnce’nin sert çıkışıyla kumpas açısından oklar CHP genel merkezine yönelmiş durumda... Dolayısıyla ülkede bir yanda nerede, nasıl sonlanacağı flu, dipsiz bir tartışma, diğer yanda da başta terörle mücadele olmak üzere sorunlar ve çözümlere dönük “gerçek” gündem gibi iki farklı görüntü söz konusu. Nitekim dün siyasi arenada “kumpas” tartışmaları sürerken Savunma ve İçişleri bakanlıklarından teröristlere yönelik operasyonlarla ilgili peş peşe gelen açıklamalarla da bunun en somut örneğini yaşadık. O nedenle de “gerçek” gündeme odaklanmak da yarar var. Öncelikle de terörle mücadeleye...

Şöyle ki;
PKK/PYD/YPG,DAEŞ ile FETÖ’ye peş peşe indirilen ağır darbeler Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığının yanı sıra imkân ve

Yazının Devamı

Pentagon’dan DAEŞ’i hortlatma tezgâhı

23 Kasım 2019

ABD’nin Suriye’deki varlık gerekçesi neydi? DAEŞ’i yok etmek. Ama ABD ne yaptı? Teröristlerle mücadele adı altında bir başka terör örgütü YPG/PKK’yı silahlandırıp eğitti, dahası alan açtı, açıyor. Yani ABD Ortadoğu’daki jandarması İsrail’in yanı sıra kendisine göbekten bağlı bir PYD/YPG garnizonunu kalıcı hale getirmek üzerine kurguladığı kirli tezgâhı için DAEŞ’i bahane etti, kullandı hâlâ da aynı kafada. Dolayısıyla da Türkiye’nin bu oyunu bozma kararlılığından rahatsız... O nedenle de gerçek hedefini gizlemek amacıyla sürekli DAEŞ’e odaklanmak gerektiği mesajları veriyor. Bunun en son örneği, daha doğrusu, en somut kanıtı da ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) DAEŞ’in, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı sonrası ve ABD askerinin çekilmesiyle yeniden güçlendiği gibi zırvalıklar içeren skandal raporu. Çünkü bu öngörüler tespitten ziyade tam anlamıyla DAEŞ’i hortlatmaya dönük bir algı operasyonu niteliğinde... Dahası,

Yazının Devamı

MİT, Kobani ve Gülen’in de ensesinde

21 Kasım 2019

Türk istihbaratı ve güvenlik güçlerinin yurt içi ve dışındaki senkronize çalışmalarıyla teröristler ya oldukları yerde yok ediliyor ya da paketlenip Türkiye’ye getiriliyor. Hem de ABD, İsrail, İngiliz, Rus, Fransız, Alman gizli servislerinin cirit attığı yerlerde. Bu bağlamda yıl başından bu yana gerçekleştirilen operasyonlarda bin 400’e yakın terörist etkisiz hele getirildi. Bunların arasında İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı listede başlarına para ödülü konulan kırmızı, mavi, yeşil, turuncu ve gri kategorideki 127 terörist de var. Yani yerleri bulunamaz, hele de kendileri açısından karargâh olarak gördükleri yerlerde onlara kimse erişemez diye gizemli havaya sokulan en tepe isimler dahi tek tek bulundu ve gereği yapıldı, yapılıyor. O nedenle de biri “Nereye giderseniz gidin peşinizdeyim, ölü ya da diri ele geçirinceye kadar da dosyanızı kapatmıyorum” diye teröristlere, diğeri ise “Destekleseniz de ben gelir, gereğini yaparım ve kirli ilişkiniz ortaya çıkar” şeklinde bu teröristleri koruyup,

Yazının Devamı

CIA’dan FETÖ’ye yeraltı taktikleri

18 Kasım 2019

Türkiye ısrarla terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in iadesi istiyor, ABD ise inatla anlamazlıktan geliyor ve bu talepleri yanıtsız bırakıyor. Bunun son örneğini de Erdoğan-Trump zirvesinde yaşadık. Trump, daha önceki dosyalara ilaveten önüne konulan yeni belgelere rağmen FETÖ’yü yine kulak arkası yaptı. Dolayısıyla ABD’nin terör örgütleriyle kirli ilişkileri bir kez daha tescillendi. Tıpkı PKK/PYD/YPG sevdası ısrarında olduğu gibi. Yani ABD, FETÖ’yü de kullanım süresi dolana dek alenen korumak ve kollamak niyetinde. Dahası Türkiye’deki FETÖ temizliğinden rahatsızlık duyduğu da çok açık. O nedenle ABD’nin yönlendirmesi ve CIA taktikleriyle cesaretlenen FETÖ’cülerin mutasyon hesaplarıyla yeni kirli oyunlar peşinde koşması gibi bir durum da söz konusu. Niyesini ve nasılını Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski başsavcısı, emekli Albay Ahmet Zeki Üçok, anlatıyor:

“FETÖ’nün Türk kamu kurum ve kuruluşlarındaki yaklaşık 200 bin idari hukuk anlamındaki ajanı tasfiye edildi. Bence

Yazının Devamı

ABD’nin YPG/PKK sevdası bitmiyor

16 Kasım 2019

Terör Trump dosyasının en önemli başlığıydı. Bu bağlamda da Cumhur-başkanı Erdoğan, dünyanın gözü önünde ABD Başkanı’na ve senatörlere destekledikleri PYD/YPG’nin terör örgütü, lider yapmaya çalıştıkları Mazlum Kobani kod adlı PKK’lı Ferhat Abdi Şahin’in de eli kanlı bir terörist olduğunu söyledi. Hem de belgelerini ortaya koyarak. Buna karşılık, Trump’ın tavrı ise her zamanki gibi anlamazdan gelmek oldu. Basın açıklamasında buna dönük sorular geldiğinde de PYD/YPG bile demeden yine “Kürtler” ifadesini kullanarak durumu geçiştirdi, daha doğrusu kıvırdı. Dahası, kritik Erdoğan-Trump görüşmesinden sonra ABD Savunma Bakanı Esper ve Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey’den YPG/PKK ile ortaklığın süreceğine ilişkin açıklamalar geldi. Tabii yine DAEŞ’le mücadele ve özellikle de Suriye’deki petrol bölgelerini koruma gerekçesi ya da yutturmacasıyla... Yani zirvede iki ülke arasındaki birçok kriz başlığının çözümü yönünde önemli

Yazının Devamı

İngiliz istihbaratçı neden İstanbul’daydı?

14 Kasım 2019

İstanbul Beyoğlu’nda sokak ortasında cesedi bulunan eski İngiliz askeri istihbarat görevlisi James Gustaf Edward Le Mesurier’in ölümündeki sır perdesi aralanmaya çalışılıyor. Aynı gizemli durum Le Mesurier’in faaliyetleri için de geçerli. Çünkü dünya kamuoyunda Beyaz Baretliler olarak bilinen yardım derneğinin kurucusu Le Mesurier, İngilizlere göre Suriye’de sivillerin korunması yönünde hizmette bulunan gerçek bir kahraman, Ruslara göre ise Suriye’de başta ABD olmak üzere Esad karşıtı ülkelerin dezenformasyon konusunda sıklıkla kullandığı bir aparat. Yani eski falan değil terör örgütleriyle doğrudan ilişkili ve hâlâ da aktif bir İngiliz casusu. Dolayısıyla, bu da yeni soruları beraberinde getiriyor. Örneğin, istihbaratçılara göre, planlı, sessiz çalışan, sadece neticeye odaklanan ve profesyonellik bakımından en iyilerden biri olan MI6 gibi bir servis ve elemanı bu kadar acemice nasıl davrandı? Ya da Le Mesurier neden İstanbul’daydı veya MİT’in takibinde miydi gibi. Dün bu konuları

Yazının Devamı

ABD Karayılan ve Bayık’ı gözden çıkardı

11 Kasım 2019

PKK’nın lider kadrolarına peş peşe indirilen ağır darbeler Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığının yanı sıra imkân ve kabiliyetini de çok net ortaya koydu, koyuyor. Çünkü yerleri bulunamaz, hele de kendileri açısından karargâh olarak gördükleri yerlerde onlara kimse erişemez diye gizemli havaya sokulan teröristleri MİT buldu, sonrasında da İHA ve SİHA’larla teknik takipleri yapılıp TSK’nın nokta atışlarıyla işleri bitirildi. Hem de o bölgede cirit atan ve artık alenen PKK’yı koruyup, kollayan CIA, MOSSAD’a rağmen... Dolayısıyla şimdilerde en çok merak edilenlerin başında da PKK’nın en tepe isimleri Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın akıbeti var. Tabii aynı durum şu sıralar ABD’nin parlatıp, havaya soktuğu Suriye’deki PYD/YPG’li teröristlerin başı Mazlum Kobani kod adlı PKK’Ferhat Abdi Şahin için de geçerli… Yani MİT ve TSK onları da nokta operasyonlarla temizleyebilir mi ya da Abdullah Öcalan ve Şemdin Sakık gibi paketlenebilirler mi? Soruya Genelkurmay İstihbarat Dairesi

Yazının Devamı

Bağdadi’nin sırları CIA’yı zora sokabilir

9 Kasım 2019

DAEŞ’in kanlı eylemlerinden en fazla zarar gören ülkelerden biri olan Türkiye, hem yurt içinde hem de sınırlarının ötesinde bu terör örgütüyle mücadele etti, ediyor. Bu bağlamda da sadece El Bab’da 3 bini aşkın DAEŞ’li etkisiz hale getirildi. Halen cezaevlerinde de 1172 DAEŞ’li var. Hatta ABD’nin operasyonuyla öldürülen Ebubekir el Bağdadi’nin ablası, eşi ve en yakın çevresinden de 13 kişi yakalandı. Hem de Bağdadi operasyonunu büyük bir gürültüyle açıklayan ABD’nin aksine sessiz ve derinden. Yani MİT ve TSK öyle gizli, öyle seri hareket etti, ediyor ki bölgede cirit atan ABD ve İsrail ajanlarının dahi haberi olmadı, olmuyor. Şu anda da bu insanlar ya sorgulandılar ya da sorgulanıyorlar. Dolayısıyla, DAEŞ ve Bağdadi’ye dair önemli istihbarat ve bilgi edinilme durumu söz konusu. Ve bu durum Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti öncesine denk gelmesi nedeniyle daha da kritik bir önemde. Niyesini Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski başkanı, Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:

“Sorgulamalarda

Yazının Devamı