Benzer sorunları yaşayan, benzer durumdaki iki takımın hazin mücadelesine sahne oldu Alsancak Mustafa Denizli Stadı’nın çimleri. Bir yanda 44 yıl aradan sonra Süper Lig’e çıkıp bu şansı iyi değerlendiremeyen ve yaşadığı derin sorunlar nedeniyle bir alt lige doğru hızlı bir şekilde yol alan Giresunspor, diğer yanda 110 yıllık koca çınar Büyük Altay. Siyah- beyazlılar da 19 yıl aradan sonra yükseldikleri Süper Lig’de sadece bir sezon kalabildiler ve o dönemden süregelen sorunlar nedeniyle çok ciddi bir şekilde 2. Lig’e düşme tehlikesi yaşıyorlar. Bu iki önemli camianın içinde bulundukları durum, insanı gerçekten çok üzüyor.
Hüzün kokan bu mücadeleden ev sahibi Altay galip ayrıldı. Siyah- beyazlıları galibiyete taşıyan gol, 42 yaşındaki Murat Uluç’tan geldi.
Bu maçı teknik, taktik açıdan değerlendirmek ne kadar doğru olur, tartışılır. İki takım, ellerinde kalan oyuncularla sahada ter döktüler. Altaylı futbolcular koştular, mücadele ettiler ve kendilerinden daha kötü durumda bulunan
Hücumda ve savunmada agresif, temaslı oynayıp alanları kapatarak Galatasaray’ın oyun kurmasına izin vermeyip uzun oynamaya yönelten ve ikinci toplara genellikle hâkim olan Sparta Prag karşısında maça istedikleri gibi başlayamadı sarı- kırmızılılar.
Fakat futbol öyle ilginç bir oyun ki, karşılaşmaya kötü başlayan Kerem Demirbay’ın güzel golü, Galatasaray’ın bu sekanstan 1-0'lık üstünlük ile çıkmasını sağladı.
1-0 sonrasında daha iyi bir Galatasaray vardı sahada. Fakat ikinci devrenin başında gelen Sparta Prag golü, sarı- kırmızılıların mental ve bunun sonucunda da oyun anlamında düşüş yaşamalarına neden oldu.
Rakibin çıkarken kaptırdığı top sonucunda gelen ikinci golün Galatasaray’ı rahatlatmasını beklerken klasik gol sonrası “ rehavet ”, sarı- kırmızılıların on kişi kalmalarına neden oldu. Zaten çok kısa bir süre sonra da konuk takım yeniden beraberliği yakaladı.
Düşündüğünün tam tersi bir senaryo ile karşı karşıya kalan Galatasaray, yine de yılmadı. Geride eksik kaldığında da Muslera çıktı sahneye ve
Bazı teknik direktörlerin özelliğidir, yeni transfer edilen oyuncuyu hemen ilk maçta oynatmazlar. Stanimir Stoilov da ya bu nedenle ya da tam olarak hazır görmediğinden Bandırmaspor karşısında yeni transfer Rômulo’yu kulübede başlattı ve santrafor ikilisi olarak Kubilay Kanatsızkuş ile Lundqvist’e ilk on birde yer verdi.
Kubilay Kanatsızkuş, zaten yapabilecekleri sınırlı olan bir oyuncu. Bunun dışında Tarkan Serbest, Doğan Erdoğan ve Mame Diouf gibi oyunculardan da yoksun olan Göztepe, ilk yarıda istediklerini çok da sahaya yansıtamadı. Esasen bu durum, ev sahibi Bandırmaspor için de geçerliydi. Maçın, ligin yukarısı için taşıdığı önemin de etkisiyle ilk yarının büyük bölümü kontrollü oyunla geçti. Yine de Göztepe rakip kalede tehlike yaratmayı başardı. Yalçın Kayan’ın direkten dönen şutu ve onun hemen öncesinde kalecinin ellerinde eriyen top, Göz Göz’ün ilk yarıda gole yaklaştığı pozisyonlardı.
İkinci yarı da ilk devrenin kopyası gibi başlayıp devam ederken Stoilov’un hamleleri geldi. 63’te
Şampiyonluk yarışında puan kaybı yaşamak istemeyen Galatasaray için çok kritik bir virajdı Başakşehir maçı. Fakat turuncu- lacivertlilerin teknik direktörü Çağdaş Atan; sağ bek Dubois’yı solda, sol bek Lima’yı da sağda görevlendirerek takımının handikaplı bir şekilde maça başlamasına neden oldu. Okan Buruk da bu duruma Kerem Aktürkoğlu’nu sağa, Barış Alper Yılmaz’ı da sola çekerek karşılık verdi ve hem oyunu hem de skoru aldı. Nitekim iki gol de soldan ve Barış Alper Yılmaz’ın içerisinde olduğu varyasyonlardan geldi.
Gerçekten de Barış Alper Yılmaz’a şapka çıkartmak gerekiyor. Görev verilen her mevkide elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan Okan Buruk’un jokeri, Başakşehir maçında da sağ bek pozisyonuna geçene kadar yıldızlaşan bir performans sergiledi. Attığı goldeki dönüşü ve vuruşu mükemmeldi. İkinci golde, ileride topu kapıp çalımlarla ceza sahasına girerek pozisyonu yaratan da yine Barış Alper Yılmaz’dı. Arı gibi çalıştı. Sağ açıkta başladığı karşılaşmada Okan Buruk’un
Samsunspor karşısında maça çok iyi başladı Galatasaray ve on bir dakikada skoru 2-0'a getirdi. Bu arada her iki gol de gerçekten güzeldi.
Ancak sarı- kırmızılılar 2-0'ı bulduktan sonra işler tamamen değişti. Galatasaray, oyun anlamında gerileyip oldukça kötü bir görüntü sergilemeye başlarken ev sahibi Samsunspor daha etkili olmaya başladı. Hücum zenginliğini eline alan kırmızı- beyazlılar, 15 ile 45 arasındaki bölümde Galatasaray kalesine yedi şut çektiler ve oldukça tehlikeli oldular. Fakat Muslera’yı geçemediler.
Sarı- kırmızılıların oyun olarak bu kadar gerilemelerinde erken bir dakikada 2-0'ı yakalamalarının getirdiği rehavet, defansta özellikle Davinson Sanchez özelinde kaybedilen toplar, hücuma çıkarken ikinci bölgede kaptırılan toplar ile ileride Kerem Aktürkoğlu ve Icardi gibi oyuncuların formsuzluğu neden olarak gösterilebilir.
Kerem Aktürkoğlu, net bir şekilde geçen haftaki Gaziantep FK maçının etkisindeydi ve son derece kötü bir performans sergiledi. Kerem’in bu ruh halinden bir an önce kurtulması
Üç gün önce zorlandığı İstanbulspor’a göre çok daha kapalı bir defans anlayışına sahip olan Gaziantep FK karşısına çıkan Galatasaray’da Berkan Kutlu’nun sol bekte başlaması, pek çok açıdan ibret alınacak bir durumdu. Tabii ibret alması gereken ilk kişi de Kazımcan Karataş’tı. Kazımcan kulübede otururken Berkan Kutlu’nun sol bek olarak ilk on birde çıkması, sarı- kırmızılılarda sol bek mevkinin münhal durumda bulunduğunun da bir göstergesiydi.
Maçın başlamasıyla birlikte Gaziantep kalesini ablukaya aldı sarı- kırmızılılar. Fakat karşılaşma boyunca adeta direklerle dans eden Galatasaraylı futbolcular, uzun süre istedikleri gole ve gollere ulaşamadılar. Konuk takım ise 29’da bir duran topun devamında golü buldu.
Okan Buruk’un ikinci yarıya Kerem Demirbay ile başlamaması ve Zaha’yı oyuna sürmesi doğruydu. Gaziantep’in golünde bariz hatası bulunan Kerem Demirbay’ın kaptırdığı üç toptan biri de neredeyse konuk takımın ikinci golü olarak tabelaya yazılacaktı. Fakat buna Muslera izin vermedi. Kısacası Kerem
Stanimir Stoilov’un gelişiyle müthiş bir dönüşüm yaşayan Göztepe, büyük bir ivme kazandı. Yeni teknik direktörü ile birlikte oyunu domine eden ve önde basan bir oyun anlayışını uygulamaya başlayan Göz Göz, bunun semeresini skor ve puan olarak da alıyor. Nitekim sarı- kırmızılılar, kendi sahalarında ağırladıkları Ümraniyespor’u da 4-1'lik bir skorla geçmeyi başardılar.
Maça her zamanki gibi hızlı ve önde presle başlayan Göztepe, henüz 8. dakikada yeni transferi Heliton’un ayağından güzel bir gol buldu ki, aynı oyuncu Konyaspor’la oynanan kupa maçında da sarı- kırmızılıların golünü atmıştı.
Bu maçta da 20- 25. dakikadan sonra temposu düştü Göztepe’nin. Bu anlamda diğer bir yeni transfer Lundqvist’in 33’te attığı harika gol, ilaç oldu Göz Göz’e. Bu gol, hem Göztepe’nin skor olarak rahatlaması hem de yeni transfer Lundqvist’in takıma uyum sağlaması ve güven kazanması açısından son derece önemliydi.
Sarı- kırmızılılar ilk yarıyı daha farklı bir skorla da
Süper Lig’de zirve yarışını karıştıran haftaya yanlışlar ve doğrular damga vurdu. Başka bir deyişle, özellikle teknik adamların yaptıkları ve yapmadıkları zirve mücadelesine doğrudan etki etti.
Gündüz seansında Fenerbahçe, evinde ağırladığı Samsunspor karşısında maça iyi başladı ve her açıdan mükemmel bir golle erken bir dakikada 1-0 öne geçmeyi başardı.
Golden sonra da oyun ve pozisyon üstünlüğü yine sarı- lacivertlilerdeydi. Fakat Fenerbahçeli futbolcular, bu üstünlüğü gole dönüştürmeyi başaramadılar. Bu da Samsunspor’un oyunun içinde kalmasına neden oldu. Nitekim konuk takım, 63’de beraberliği yakalamayı başardı.
Öncelikle, bu gole neden olan serbest vuruş öncesinde hakem Bahattin Şimşek’in Fenerbahçe aleyhine verdiği faul kararının son derece hatalı olduğunu belirtmek gerekiyor. Özetle, bu goldeki hatalar silsilesini başlatan hakem Bahattin Şimşek oldu!
Samsunspor’un golü öncesindeki serbest vuruşta topun başına geçen oyunculardan Zeki Yavru’nun, atıştan hemen önce Emre