Cem Mansur’un kurucu şefi olduğu Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası, ‘sınırı aştı’! Avrupa başkentlerinden davet davet üstüne alıyorlar. Genç besteci Sinem Altan’ın ‘Hafriyat’ adlı eserinin dünya prömiyerini Berlin’de yapacaklar
Trafik özellikle de İstanbul’da, sevmediğimiz ama çocuklar nedeniyle de boşanamadığımız eşimiz gibi oldu! Uyanamadığımız bir kâbus! Trafiği motosikletle baypas edenler, günde en az iki saat, yılda ise toplam bir ay kazanıyor
Trafik, modern insanının hayatında büyük stres kaynağı. 15 dakikada gidilecek yere bazen bir saatte varamıyoruz. 24 saatin yetmediği şehir insanı bir de her gün 2 - 3 saatini yollarda kaybediyor. Bazıları trafikten kurtuluşun bireysel yolunu bulmuş. İçlerinde yöneticiler, ünlü işadamları, doktorlar, sanatçılar var. İşlerine motosikletle gidip geliyorlar. 4 tekerlekli araç sürücülerinin terörü, evdekilerin endişeli halleri, hiçbir şey onları engelleyemiyor. Zira vakitleri yok işlere yetişmeye. Hepsinin lüks marka pahalı arabaları var. Ancak takım elbiselerin üstüne tulumlarını çekip milyon dolarlık iş görüşmelerine motosikletle gidiyorlar.
İş dünyasının önde gelen isimlerinden Metin Fadıllıoğlu mesela. İstanbul’da üç ayrı restoranı var. Doğuş ortaklığında Levent’teki Fenix, Ulus’taki Ulus 29. Ve tabii Nişantaşı Beymen Brasserie. Her gün üç restorana da mutlaka uğruyor. Trafikte bir saat sürecek Ulus-Nişantaşı arasını motosikletle 15 dakikada alıyor.
Çakra,
Oyuncu Selim Bayraktar, “Suriyeli, Kerküklü, Kürt, Türk, Arap bütün çocukların tek isteği var. Yabancılaştırılmamak. Yabancı olmasının, nereli olduğunun ne önemi var? Kimin nereli, hangi ırktan olduğunu önemsemediğimiz gün kurtulur, özgürleşiriz” diyor
Küçücük elleri ve ayaklarıyla tanımadıkları bir şehrin sokaklarında hayata tutunmaya, dik durmaya çalışan mülteci çocukları belki hepimizden çok o anlıyor, Selim Bayraktar. Çünkü bir zamanlar o da bir mülteci çocuktu
Bazı hayatlar vardır ki istikametleri bir anda değişir. “Muhteşem Yüzyıl” dizisindeki yüz mimikleri, kusursuz oyunculuğu ile Sümbül Ağa rolünde tanıdığımız Selim Bayraktar gibi... Kerkük’te doğuyor. Silah kullanmayı sevmiyor, ailesi o asker olmasın diye Kerkük’ten kaçıyor.
Bir sürü şey birbirine eklemleniyor ve Selim Bayraktar, Türkiye’de kendisinden müthiş bir oyuncu çıkarıyor. Oyunculuğu Şener Şen ile karşılaştırılıyor. Bence kaderi de benzeyecek! Müthiş oyunculuğuna karşın Şener Şen’e başrol teklifleri, ancak 50’li yaşlarına doğru gelmeye başlamıştı. Çok da umurunda değil. Zaten tiyatroda başroller onda.
Ben kimim o halde?
Bayraktar, özellikle Othello oyunundaki performansı ile tiyatro izleyicisinin yakından
Kadın olmak, her şeyi iki katı zorlukla yapmak demek. Örneğin girişimci bir kadın, gayrimenkullerinin tapusu ailesinde erkeklerin üzerine olduğu için banka kredisine daha zor ulaşıyor. Boyner, girişimci kadınlar için IFC işbirliği ile “İyi İşler” projesini başlattı...
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden hazırgiyim kadın ağırlıklı bir sektör. Üretimde 500 bin kişi çalışıyor. Kadın İstihdamı ise yüzde 50 oranında. Sektörde yaratılan değerin önemli bir bölümünü kadınlar sırtlıyor. Kadınlar işletmelerin bazılarında çalışan, bazılarında patronlar. Çalışan olarak eşit işe eşit ücret almamak başta olmak üzere birçok sorundan muzdaripler. Patron olarak ise başta finansman olmak üzere iş dünyasının katı gerçekleriyle mücadele ediyorlar. En basitinden üstlerinde gayrimenkul olmadığı için tapularını teminat gösterip bankalardan kredi alamıyorlar.
Tapular erkeklerin üzerinde! Böyle bir iş ortamında Boyner grup tedarik zincirindeki kadın girişimcileri güçlendirmek için kolları sıvadı. Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile ortaklaşa, “İyi İşler: Boyner Grup Tedarik Zinciri Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı” başlattılar.
Proje dünyada ilk
Hazırlanan eğitim ve gelişim programı Türkiye’de ve
Yurdaer Okur, Karadayı’dan kazandığı parayla Kadıköy’de tiyatro kurdu, eylülde ‘perde’ diyecek. Aynı mekanda konserler de organize etmeyi planlayan Okur, bir de radyo açıp radyo tiyatrosunu canlandıracak
Karadayı dizisinin efsane karakteri Savcı Turgut’u canlandıran Yurdaer Okur, çok iyi bir oyuncu, ölüyü diriltir. Oynadığı kötü karakter o kadar sevildi ki, dizide senaryo gereği ölmesine rağmen örneği görülmemiş şekilde yeniden dirilttiler. Tiyatro kökenli bir oyuncu olan Okur, bugünlerde başlangıç noktasına dönüyor! Dizilerden ne kazandıysa tiyatroya yatırmış. Kadıköy’de Piri Çavuş sokakta konumlanan tiyatrosu eylül ayında kapılarını açacak. Yanı sıra bir stüdyo ve radyo... Radyo tiyatrosu günlerini yeniden canlandıracak.
Yurdaer Okur, son dönemde bir biri ardına açılan sahnelerle Devlet ve Şehir tiyatrolarına sığmayan gençlerin, ‘belli özel tiyatroların’ da tekelini kırarak yeni bir akım başlattığını düşünüyor. Elbette bunun bir akım mı, moda mı olduğunu zaman gösterecek. Modaysa bir süre sonra sönümlenecek. Akımsa evrilip gelişecek. Her durumda ayakta kalmanın birinci şartı seyirci ilgisi ama hemen onun yanında da ‘sponsor ilgisi’ şart! Yurdaer Okur’la ‘yeni’
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ‘Paralel yapı Türkiye’deki garibanlardan topladığı parayla Batı’da Türkiye hakkında yanlış bilgiler veren gazeteler çıkarıyor’ dedi
Türkiye-AB Ortaklık Konseyi’nin 53’üncü toplantısı Brüksel’de yapıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dönüş yolunda yaptığımız sohbette, AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’la konuşmasını şu sözlerle aktardı: “Kendisine, ‘sürekli yargı bağımsızlığı diyorsunuz ama bugüne kadar yargı bağımsızlığını ciddi şekilde tehdit eden, yargının içindeki paralel çete ile ilgili hiçbir şey söylemediniz. Bunun böyle olmadığına mı inanıyorsunuz, haberiniz mi yok, yoksa bu konuyu yok mu sayıyorsunuz?’ diye sordum.”
Cemaatin etkin olduğu yurtdışında Türkiye hakkında doğru bilgiler vermediğini söyleyen Çavuşoğlu, “Yerel gazeteler çıkarıyorlar. Türkiye hakkında dürüst bilgi vermiyorlar. Türkiye’den, gariban insanlardan bugüne kadar ‘hizmet yapıyoruz’ kisvesi altında topladıkları paraları buralara harcıyorlar, çok ciddi para harcıyorlar. Amerika’da, buralarda think-thank’lere sponsorluk yapıyorlar. Para bol, garibanların parasını böyle harcıyorlar” dedi.
8 ayda 500 görüşme
Çavuşoğlu’nun trafiği yoğun,
40’tan fazla sinema filminde, dizilerde rol aldı. Ancak Nur Sürer deyince önce, ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ gelir aklımıza.Bu filmdeki oyunculuğuyla en apolitik insanların bile demir parmaklıklar ardındaki düşünce suçlularıyla empati yapmasını sağladı.
Komedi filmlerinin gişe rekorları kırdığı bir dönemde, sessiz sedasız bir film girdi vizyona: Eksik! 12 Eylül’ü anlatan Eksik Antakya’da çekilmiş. 1980 darbesi sonrası parçalanan bir ailenin, 30 yıllık ayrılık sürecine ışık tutmaya çalışırken, bir anne (Melek) ve birbirinden ayrı büyümek zorunda kalan iki oğlu (Türker ve Devrim) arasındaki ilişkiyi irdeliyor. Eksik’in 17 Nisan’da gösterime girmesinden sadece 22 gün sonra 12 Eylül’ün mimarı Kenan Evren öldü, rastlantı işte... Ancak bu rastlantı filme yarayacak gibi görünüyor.
Çünkü normalde bu tarz filmlerin vizyonda öyle çok uzun süre kalmadığı biliniyor. Eksik bugünlerde 4. haftasına giriyor. Yurtdışında ise 9 ülkede gösterimde. Filmin başrolünde Nur Sürer var. 40’tan fazla sinema filminde, dizilerde rol aldı ama Nur Sürer deyince önce, ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ gelir aklımıza. Bu filmdeki oyunculuğuyla en apolitik insanların bile demir parmaklıklar ardındaki düşünce
Attila Özdemiroğlu’nun yaşamı öyle bir hayat ki mesleki başarılar, milyonların diline marş olan eserler, güzel, güçlü kadınlar, tutkulu aşklar, mutlu, sevgi dolu çocuklar… Yaratıcılığının zirve yaptığı 1970’ler için “Hit makinesiydik” diyor ve ekliyor: “En çok çalıştığım ama en fakir dönemimdi. Şanar Yurdatapan ile bu kadar değer üretirken ekonomik karşılığını almıyorduk”
Bazı insanlar bir ömre üç hayat sığdırır. 10 işi birden yapar. Attila Özdemiroğlu da o ahtapot kollu insanlardan biri işte. Türkiye’nin en iyi müzisyenlerinden biri olarak tanıyoruz değil mi? Ama o aynı zamanda 4 yılı profesyonel olmak üzere 10 yıl pilotluk yapmış, 4 yıl hukuk okumuş bir isim.
Türkiye’de fikri hakların, sivil havacılığın gelişmesine katkı vermiş. Bir yıl matematik, bir yıl da kimya okumuş. Türk pop müziğinin kendi şarkısını söylemesinde çok etkili olmuş bir isim. Sezen, Nilüfer, Ajda onunla girdi hayatımıza. 10 enstrümanı eksiksiz çalıyor.
‘Güçlü kadın severim’