Prof. Dr. Canan Karatay’ın doğal olmayan yiyeceklerin ve sağlıksız beslenmenin kısırlığa yol açtığı yönündeki uyarıları, dikkatleri tüp bebek oranlarına çekti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kısırlık artıyor. Bu gidişle önümüzdeki 30 yıl içinde neredeyse tüm çocuklar tüp bebek yöntemi ile dünyaya gelecek. Hormonlu gıdalar, genetik faktörler, çevresel faktörler kısırlığın ana sebeplerinden. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi ve Çocuk Ürolojisi Klinik Şefi Doç. Dr. Selçuk Sılay, adölesan çağı varikoselinin kısırlık sebeplerinden birisi olduğunu söylüyor. Selçuk Sılay, Avrupa’da özellikle çocuk ürolojisi alanında en çok tanınan doktorlardan biri. Yaptığı akademik çalışmalar Batı ülkelerinde yakından takip ediliyor. Avrupa Genç Akademik Ürologlar grubu ve Çocuk Ürolojisi Grubu Başkanlığını yürütüyor.
Özellikle robotik cerrahi ve laparoskopik cerrahi üzerine birçok bilimsel makalesi var.
Kısırlığın bilinen en yaygın sebeplerinden biri olan adölesan (bluğ çağı) varikosel hastalığı konusunda uzmanlığı ile tanınıyor.
Beslenme-kısırlık
Çocuk ürolojisi ve robotik cerrahi üst ihtisasını üç yıl önce dünyanın en büyük
Duayen bankacı Hüsnü Özyeğin, hayatını anlatan ‘Bir Dünya Kurmak’ adlı kitabı “Benden ve grubumdan hiçbir zaman esirgemediğin ilgin için çok teşekkür ederim” notuyla uzattı. Hakikaten ekonomi yazarı olarak kendisini hep ilgiyle izledim. Çünkü bildiğimiz hiçbir başarı öyküsü onunkiyle tam örtüşmüyor, benzemiyordu. Türkiye’nin en zenginleri arasındaydı ancak ailesinden kalan ve kendisinin büyüttüğü bir serveti yoktu.
Kitabın yazarı gazeteci Rıdvan Akar’ın sunuşta yer alan cümleleriyle: Cumhuriyet’in ilk kuşağına özgü yoksunluklar ve ihtiyaçlar arasında kurulan bir dengenin hikâyesi de değildi.
‘Ben de yapabilirim’ umudu
Aldığı sağlam eğitimdi onu Türkiye’nin milyar dolarlık işadamları arasına sokan. Bu anlamda “Ben de yapabilirim” umudu veriyordu.
Bu nedenle olsa gerek girişimcilik denince akla gelen ilk isimlerden oluyor, gençler tarafından ilgiyle izleniyordu.
Eğitimiyle ilgili kararları hep kendisi almış. Daha 10 yaşında anne ve babasının karşısına dikilip, Robert Kolej’de okuma kararını tebliğ etmiş! Daha sonra patronu olacak Mehmet Emin Karamehmet ile de “Hayatımın rotasını çizdi, müthiş bir networking kazandırdı” dediği Robert Kolej’de tanıştı. Robert Kolej’in ardından, Oregon
Bugün anneler günü.... İnsanların ulaşabileceği kutsal mevkiler arasında bir sıralama yapılacaksa tartışmasız en üstte annelik olur. Ancak anneliği de safhalara bölersek en kutsal aşaması çocuğun ergenliğe girdiği 12-16 yaşları arasındaki dönem herhalde. Doğanın ve yaşam koşullarının çocukları, evde hayatı zehir etmek üzere programladığı ergenlik döneminde annelerin gösterdiği sabır dahi onları cennete götürmeye yeter!. Ergenlik günümüzde çok zor geçiyor.
İlk öpücük
Bir yandan hormonların yeniden şekillendirdiği bir bedene uyum sağlamak, diğer yandan okula giriş sınavları, okuldaki derslerin sınavları, meslek seçimine giden yoldaki aşamalar ve ilkler, ilk aşk, ilk öpücük, ilk terk edilme!..
Bütün bu dertlerden muzdarip ergenler, tıpkı küçükken parkta düştüklerinde koştukları gibi annelerinde alıyorlar soluğu. Ama bu kez kucağına sığınmıyorlar da, kızıyorlar, küsüyorlar, ‘trip atıyorlar’...
Ergenlik eğitimi aldılar
Cemiyet hayatının tanınmış kadınlarıyla bir araya gelip ergen annesi olma hallerini konuştuk. Beymen’in tepe yöneticilerinden Ayten Aslan Danışman 15 yaşında erkek çocuk annesi, Songül Toprak’ın 4 yaşında, 16 yaşında, 20 ve 22 yaşlarında olmak üzere dört kızı var. Berrin
Kara kış geride kaldı. Doğa uyandı, yenilendi. Peki biz? Kocaman ağaçlar bile tiril tiril yeni yapraklarıyla bahar rüzgarında salınırken, gezegenin en zeki canlıları, besin zincirinin zirvesindeki bizler nasıl yenileneceğiz? Bir bilene soralım.
Şeyda Çoşkun Yeğin ünlü sanatçılar, iş dünyası insanlarının yaşam koçu, spor hocası, diyetisyeni. Gülşen, Gülben Ergen gibi isimlerle düzenli olarak çalışıyor, ne yediklerinde kaç kilo vereceklerini ezbere biliyor. Yıllardır danışanlarıyla aksatmadan Boğaz hattında yaptığı sabah yürüyüşleri kilo verdirmedeki başarısı, güzelliği ve aşırı iddiası ile bir anda şehrin fenomen kişilikleri arasına girdi. Zayıflama listelerinde in olanlar, out olanlar habire değişirken, onun tarzı ve felsefesi hiç değişmedi. Onu ünlü müşterilerini Boğaz’da yürüttüğü günlerde tanıdık. 10 yıldır müşterileriyle günde bir saat yürüyor, yemeklerini gönderiyor.
Dört günde dört kilo
İlk dönemlerde sınırlı sayıda müşteri ile çalışıyor, günde en fazla 15 kişiye yemek yolluyordu. Sonra işleri kurumsal bazda götürmeye başladı. Ortaköy’de açtığı Be Light Kitchen’da şimdi internet üzerinden de siparişleri karşılıyor. Üç günde 3 kilo, dört günde 4 kilo gibi formüllerle. Web
Daha mutlu, huzurlu bir dünyada yaşamak hepimizin ortak amacı... Ama hiçbir şeyi değiştirmeden, sadece dileyerek bu amaca ulaşmamız mümkün değil. Bunun farkına vararak değişimi kendinden başlatanlar, umudu diri tutuyor. İşte bugün umutlu bir hikâyenin kahramanlarıyla birlikteyiz. Onlar, ‘geleneksel baba ceketini’ sırtlarından çıkarıp çocuklarıyla doğru ilişki kurmayı kafalarına koymuş adamlar. Bunu, başta kendi babaları olmak üzere aile büyüklerini rol model alarak yapamayacaklarını fark edince bir bilene başvurmuşlar.
Sevgi ve güven içinde
Yıllardır annelerle yaptıkları programlardan bildiğimiz Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) bir süredir babalara yönelik eğitimlere de ağırlık veriyor. Çocuğun bakım ve gelişiminde sorumluluk üstlenmesi, demokratik ilişki kurması, çocukla vakit geçirmesi, dinlemesi, karşılıklı ve yakın ilişki içinde olması için Baba Destek Programı (BADEP) başlatmışlar. Çeşitli kurumlarla işbirliği hâlindeler. Ben mesela Sarıyer Belediyesi’nin kreşinde verilen eğitimlere katıldım.
Sabah çocukların oynadığı kreşte, akşam koca koca adamlar, minik masalarda oturmuş hafta boyunca ne yaptıklarını anlatıyorlardı. Programlar 3-6, 7-11 yaş çocukları olan babalar için iki ayrı
Havalimanları artık ulaşım dışında farklı misyonları da yüklenen yapılar haline geldi. Havalimanı kentleri, havalimanı koridorları gibi kavramlar sektörün kentsel gelişime katkısını göstermesi açısından önemli. Havalimanları otopark, perakende, ticari alanlar yanı sıra etraflarında oluşturdukları serbest bölgeler, konut, yeni yaşam alanları, lojistik merkezleriyle muazzam bir katma değer yaratıyorlar. Airport City konsepti bu gelişimin bir sonucu.
Büyüklüğü ve sahip olduğu teknoloji altyapısıyla Airport City’nin kitabını ise İstanbul yazıyor. İstanbul Yeni Havalimanı (İYH) dünyada sıfırdan yapılan en büyük havaalanı.
6 bin kişilik ek istihdam
Öyle ki yeni havaalanının üreteceği yaklaşık 4.4 milyar dolar katma değer ile Türkiye’nin ulusal ekonomisine katkısının, milli gelirin yüzde 4.9 seviyesine ulaşması öngörülüyor. Yapım aşamasındaki tesiste hali hazırda 24 bin kişi çalışıyor. İki ay içinde 6 bin kişiyi daha işe alacaklar.
Erdoğan’ın gözbebeği
İGA Havalimanları İnşaatı CEO’su Yusuf Akçayoğlu, devasa inşaatta yerli malı malzeme kullanmayı ulusal bir görev olarak görüyor. Bir yandan da inovasyona önem vermişler. Şişecam’ın yüzde 40 tasarruf imkanı yaratan camları, data merkezi ve orta
WhatsApp grubunda bir arkadaşımın paylaştığı Saint Laurent markalı, 14 bin 250 lira fiyat etiketli basma elbiseyi gördüğümde, ne yalan söyleyeyim, zamane çocuklarının son eğlencesi caps’lerden biri sanmıştım. Fakat aynı elbiseyi birkaç gün sonra katıldığım bir doğum günü partisinde son derece trendy bir genç hanımın üzerinde görünce moda dünyasında bir ‘acayiplik’ olduğunu fark ettim. Bir bilene sormak gerek deyip, Dilek Hanif’in kapısını çaldım.
Ben sordum, o anlattı. Geçen hafta yaptığınız bahar temizliğinde torbalara koyduğunuz eski elbiseleri yavaşça yere bırakıp bana kulak verin şimdi: Anneanne elbiseleri geri dönüyor. Sürdürülebilir dünya kavramı, sürdürülebilir modayı da içeriyor ve dünyaya, anılara, kaynaklara saygı duyan genç nesil bunu tutkuyla destekliyor.
Hanif de sürdürülebilir modanın destekçilerinden. Sonbahar-kış koleksiyonuna anneannesinin bir elbisesinden esinlenen tasarımlar koymuş. Baktıkça insana, Yahya Kemal’in, “Mehtab… iri güller… ve senin en güzel aksin…/Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!” dizelerini hatırlatan naif elbiseler bunlar. Önümüzdeki kış iç piyasada satışa çıkacak olan elbiseye 6 bin 800 liralık etiket konulacak. Yurtdışına ise satış
Son zamanlarda hem çok tepki çeken hem de inanılmaz reyting alan evlilik programları gündemden düşmüyor. Hem kızıyor hem izliyor durumundayız. Eskiden bu programlara yaşı daha ileri insanlar katılırdı.
Şimdi normal şartlarda okulda, işte olması gereken 20’li yaşlardaki genç çocuklar programlarda boy gösteriyor. 70 milyonun gözü önünde adeta at pazarlığı yaparcasına eş seçtiriliyor.
RTÜK zaman zaman bu programlara cezalar da veriyor. TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Belma Satır programların toplum yapısına uygun olmadığını düşündüğü için cezaların arttırılması görüşünde. Hatta şu ana kadar verilen cezaları, ‘çerez parası’ diye niteliyor.
Torundan ‘Dedem hain değildi’ dilekçesi
Kendisiyle sohbetimizde bireysel başvuru hakkının bu komisyon sayesinde nasıl korunduğunu anladım. Vatandaşa araç muayene istasyonlarında kredi kartı kullandırılmamasından, bazı özel hastanelerde staj yapan öğrencilere devletin ödediği katkı payını aktarmayan, buna tenezzül eden kurumlar hakkındaki şikayetlere kadar önlerine gelen bütün dilekçeleri inceleyip, ilgili her kurumla temasa geçip çözüm üretiyorlar.
Çerkez Ethem’in torunu Güner Kuban dahi bu komisyon sayesinde dedesine yaftalanan vatan hainliği iddiası ile