Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün anneler günü.... İnsanların ulaşabileceği kutsal mevkiler arasında bir sıralama yapılacaksa tartışmasız en üstte annelik olur. Ancak anneliği de safhalara bölersek en kutsal aşaması çocuğun ergenliğe girdiği 12-16 yaşları arasındaki dönem herhalde. Doğanın ve yaşam koşullarının çocukları, evde hayatı zehir etmek üzere programladığı ergenlik döneminde annelerin gösterdiği sabır dahi onları cennete götürmeye yeter!. Ergenlik günümüzde çok zor geçiyor.

İlk öpücük

Bir yandan hormonların yeniden şekillendirdiği bir bedene uyum sağlamak, diğer yandan okula giriş sınavları, okuldaki derslerin sınavları, meslek seçimine giden yoldaki aşamalar ve ilkler, ilk aşk, ilk öpücük, ilk terk edilme!..

Haberin Devamı

Bütün bu dertlerden muzdarip ergenler, tıpkı küçükken parkta düştüklerinde koştukları gibi annelerinde alıyorlar soluğu. Ama bu kez kucağına sığınmıyorlar da, kızıyorlar, küsüyorlar, ‘trip atıyorlar’...

Ergenlik eğitimi aldılar

Cemiyet hayatının tanınmış kadınlarıyla bir araya gelip ergen annesi olma hallerini konuştuk. Beymen’in tepe yöneticilerinden Ayten Aslan Danışman 15 yaşında erkek çocuk annesi, Songül Toprak’ın 4 yaşında, 16 yaşında, 20 ve 22 yaşlarında olmak üzere dört kızı var. Berrin Okçu’nun ise küçük kızı 9, büyüğü ise 18 yaşında. Kwanpen ve Le Sancy markalarının Türkiye Temsilcisi Aslı Bayraktaroğlu’nun ise 14, 12 yaşında iki oğlu ve 2.5 yaşında bir kızı var. Dün öğlen vakti Zorlu Center’da oturup dertleştik. Hepsi çok sevdikleri çocuklarını ergenlik hallerinden ayırıp, ‘geçer sabredin’ diyorlar. Morini restoranda yan masadan kadınların da katıldığı sohbetimizde annelerin ergenlik eğitimlerine başladığını gördüm... Songül Toprak mesela tam üç yıl boyunca Feriha Dildar’dan 12 anne ile birlikte ergenle başa çıkma eğitimleri almış. Sol yan masamızdaki adını bile sormadığımız annenin sohbetimize katkısını da habere dahil ettim. Söyledikleri birçok annenin iç sesi olduğu için...

Sınır istemiyorlar!

Yetişkinliğe giden yolda en zor safha ergenlik. Bir yandan büyümeye, bir yandan hormonlarla başa çıkmaya çalışıyor, bir yandan da sınavlarla mücadele ediyorlar. Ergenlik sorunlarıyla nasıl başa çıkıyorsunuz? Çocuğunuz ile arkadaş gibi misiniz, yoksa anne gibi mi?

Haberin Devamı

Songül Toprak: Anne gibi davranıyorum. Annemin yetiştirme biçimini hep takdir ettim. Özgürdüm ama annemin hep kuralları, mesafesi vardı. Şöyle bir bakardı, derhal toparlanırdık.

Anlardım ki yanlış oturmuşum veya çok konuşmuşum, kötü bir şey yapmışım. Şimdi biz de bakıyoruz ama çocuklarımız için bir şey ifade etmiyor.

Kızım geçen beni, ‘herkesin annesi arkadaş gibi’ diye eleştirdi. ‘Senin arkadaşa değil, sana sınır koyacak bir anneye ihtiyacın var’ dedim. Sınırların onu mutsuz ettiğini söyledi.

Siz ne dediniz peki?

Yapılan araştırmaların sınırsız yetişen çocukların dünyanın en mutsuz çocukları olduğunu, uyuşturucu, alkol ve sigara kullanımının da onlarda yaygın olduğunu gösteriyor.

‘Senin demek ki çok boş zamanın var, bunları düşünüyorsun” dedim. Yazları benim yanımda biraz çalışıyor ama bu yaz daha disiplinli bir şekilde çalışmaya başlayacak.

Haberin Devamı

Sorumluluk vermek önemli. Şimdi evde de bana yardımcı olmasını istiyorum. Bakıcıya da talimat verdim, ‘odasına karışma kendisi toplayacak’ diye.

Sürekli sınırları zorluyorlar tabii. Benim görevim de sınırları korumak!. ‘Çıkabilirsin tabii ki ama saat 22’de evde ol kızım’ diyorum. Büyük hataları zamanında koyduğunuz küçük sınırlarla engelleyebilirsiniz.

Erkek olmaya karar verdi

Ayten Danışman: Bazen anne, bazen arkadaşım. Oğlum 15 yaşında, çok efendi bir çocuk. Ama ergenliğin getirdiği bir başkalaşmayı yaşıyor o da. Eskiden benim masumumdu, günahsızdı.

Şimdi küçük küçük sırlarını, günahlarını öğreniyorum. Bu kuşak bizden farklı, Çok bilinçliler ergenlikten geçmekte olduklarını biliyorlar. Oğlum mesela ‘Anne ben ergenim, çık odamdan’ diyor.

Ne kadar sürüyor bu ergenlik dediğimde, ‘11 ile 21 yaş arası’ diyor. Hayır, o kadar uzun süremez!’

Basit bir soru, ‘nereye gideceksin’ mesela, cevap vermiyorlar. Bir gizem verme, poz yapma, panikletmekten hoşlanma durumları oluyor.

‘Anne film izleyelim mi?’ diyor mesela. Yumoş yumoş sarılıyorum. Filmde anne olarak hoşlanmayacağım bir şey varsa, ‘Anne yeter artık odana git’ diyor. Git, gel durumları yani!

Tartışmayın, uzaklaşın

Yan masa: Peki ama evde kıyamet koparken o inatlaşmayı nasıl kırıp sınır koyacağız.

Songül Toprak: Kendi pratiğimde ben veya o sinirli iken asla tartışmaya girmem. ‘Konuşmak istersen seslenmen’ yeterli deyip odama çekiliyorum. Onlar ergen ve her tartışmadan mağlup çıkıyoruz nasıl olsa.

Ne kadar çok tartışmaya girerseniz o kadar çok kaybeder, o marka ayakkabıyı alırsınız günün sonunda! Soğuk havada incecik tişörtler, şortlar tipik biliyorsunuz. Ergenlik günümüzde çok sıkıntılı. İnanılmaz derecede sorumsuz ne istediğini bilmeyen hayatı sadece tüketim olan bir genç kuşak var.

Kahraman ‘ergen annesi’

Dadıya bırakmadım, yanında oldum

Berrin Okçu: Büyük kızım 18, küçüğü 9 yaşında. Üniversite mezunuyum, yüksek lisans yaptım. İkisine de kendim baktım, işi bıraktım, dadı tutmadım. Dadıların yetiştirdiği çocuklar bence ciddi sıkıntılar yaşıyor.

Anne gibi misiniz, arkadaş gibi mi?

Çocuğunuzla hem anne hem de gerektiğinde arkadaş olmak durumundasınız. Kızım 18 yaşını bitirmek üzere gece bir yere yollamıyoruz. Bizde de sıkıntının çıktığı zamanlar hayır dediğimizde oluyor. Arkadaşlarının aileleri izin veriyor çünkü. Arkadaşının doğum günü varsa mesela eşim götürüyor, mekanın kapısında bekliyor ve tekrar alıyor.

Hareketleri değil ama ruhu istediğim gibi

Ayten Danışman: En sinir olduğum olay beni dinlemediğini göstermeye çalışması. Beni dinlesin, eve erken gelsin, sebze yesin, sürekli Fransızca film izlesin!, akşamda 22’de yatsın istiyorum. Bütün arkadaşları da öyle olsun!

O ise iki büklüm playstatiton oynuyor, bir yandan da Ipad’ten film izliyor.

Filmler de ruh hastası Amerikan filmleri!. Davranış olarak hayal ettiğim gibi olmadı ama ruhu tam istediğim gibi. O yüzden şükrediyorum.

Kahraman ‘ergen annesi’

Hayatları tüketim ve teknoloji

Songül Toprak: Bizde de en büyük kriz anları izin isteme noktasında çıkar. Büyümesi bende hüzün de yaratıyor. Çünkü bir yere kadar hep berabersiniz, sonra ergenlik geliyor, odalara çekiliyorsunuz. Galiba bunu kabullenemiyorum. Daha çok vakit geçirmek istiyorum. Tartışmalarımıza bakıyorum, temelinde hep bunun olduğunu görüyorum.

Ayten Danışman: Geçecek anam, bunlar geçecek. Bizden daha büyük çocukları olan annelerden duyduğum, gördüğüm bu. Sonra çok iyi evlatlar oluyorlar. Allah başka dert vermesin önemli olan bu dönemi az hasarla atlatmalarına yardımcı olmak.

Aslı Bayraktaroğlu: Ben ne sadece anne gibiyim, ne de sadece arkadaş gibi. Empati kurmaya, anlamaya çalışıyorum. Kızgın mı, kırgın mı, hayal kırıklığı mı yaşıyor, mutlu mu, paylaşması çok önemli benim için. ‘Ne yaparsan yap, başına ne gelirse gelsin seviyorum seni’ diyorum.

‘Geçecek bu dönem, hepimiz bunu yaşadık’ diyorum. Allah’a şükür aşırı zorluklar yaşamıyorum. Ama tabii çektiği büyüme sancılarını görebiliyorum, yanında oluyor sadece dinliyorum. En sinirlendiren konu teknolojiyle ilişkileri. Bir sürü şey duyuyor, okuyor, şahit oluyoruz. Oğlumla ilgili bir endişem yok ama dışarıdan gelen o kirli bilgi ve bunun kontrolsüz olması ile ilgili çok büyük endişelerim var.