Türkiye’de nüfusun yüzde 12’si engelli bireylerden oluşuyor. Sokakta, çarşıda ve metroda karşılaşmasak da engelli vatandaş sayımız çok fazla. Bu na karşın toplum içine karışamamak, çalışamamaksa engelli vatandaşların kanayan yarası. Sosyalleşemiyorlar çünkü şehirlerimizin altyapısı engellilerin tek başına sokağa çıkması için müsait değil. Çalışamıyorlar çünkü eğitim almak pek çok engelli birey için hayal. İstatistiklere göre engelli bireylerin yarısı okur yazar bile değil. İşte bu yüzden Kilyos’taki Veysel Vardal Görme Engelli Okulu’nda karşılaştığımız manzara heyecan vericiydi. Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bütün’ün daveti ile gittik okula.
KİTAP MP3 SES FORMATINDA
Sınıfa girdiğimizde görme engelli çocuklar bilgisayarlarının başına oturmuş, kendileri için özel hazırlanmış teknolojik altyapı ile derslerini yapıyorlardı. Az gören öğrenciler öğretmenin akıllı tahtaya yazdığı yazıları önlerindeki özel bilgisayar ekranından, kendi görüş kapasitelerine özel dilediği büyüklük, renk ve kontrastta görebiliyorlar.
Hiç görmeyen öğrenciler ise klavyedeki tüm tuşları ve işlemleri seslendiren özel yazılım sayesinde bilgisayarı rahatça kullanabiliyorlar.
EKRANA
Nasıl oluyorsa oluyor, kimi insanlar en imkansız görünen düşleri dahi hayata geçirebiliyor. Akademisyen-sanatçı Hüsamettin Koçan ve kurduğu Baksı Müzesi gibi. Bayburt’a 45 kilometre uzakta, uçsuz bucaksız bir coğrafyada, Bayraktar Köyü’nde Çoruh Nehrine bakan bir tepenin üzerinde kurulan ve 2014’te Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü alan Baksı Müzesi bölgesel bir kalkınma modeli olmaya doğru gidiyor.
Bayburt doğumlu sanatçı ve akademisyon Prof. Dr Hüsamettin Koçan’ın kişisel gayretleriyle yoktan var ettiği Baksı Müzesi’ne gidiş epeyce zorlu. İstanbul’dan uçakla Erzurum’a gidip, oradan iki saatlik karayolu ile ulaşabiliyorsunuz Baksı’ya.
Kadınlar müze yönetiminde
2010 yılında devletten hiçbir maddi yardım almadan kapılarını açan müze, aslında, yoğun göç veren Bayraktar köyünde göçün, kaybolan geleneklerin neden olduğu sorunlara bir çözüm arayışı. Hüsamettin Koçan başkanlığındaki yönetim kurulunda Prof. Dr Esra Ekmekçi, Rana Erkan Tabanca, Gülsun Sağlamer gibi entelektüel kadınların yer aldığı müze özellikle kadın istihdamı projeleri yürütüyor, bölgedeki yetenekli çocukları tespit edip, burslarla eğitimlerine katkıda bulunuyor. Bunu öyle göstermelik bir iki çocukla yapmıyorlar. Şu ana kadar
Sağlıklı, genç görünümlü, uzun yaşam herkesin hayali... Bunun için yıllardır çeşitli formüller üretiliyor. Son dönemlerde ise bilim insanları, “en başa döndüler”.
Atalarımızın yaşam düzeninin, yaradılışımıza en uygun olduğunu düşünüp ona uygun önerilerde bulunuyorlar. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk, diyet ve sağlıklı yaşama dair aykırı şeyler söylediği ve büyük ses getiren ‘Sağlığını Yeniden Keşfet’ kitabıyla bu aralar gündemde. Kitabında sağlıklı bir ömür için özellikle beslenme düzenine ilişkin önerilerini sıralayan Erk’e göre uzun yaşamın sırrı her şeyden önce 2-3 haftada bir yapılacak 16-36 saatlik açlıklarda gizli. Prof. Dr. Osman Erk sorularımı yanıtladı.
Kanser ‘acillik’ oldu
Hocam acil servise daha çok hangi sebeplerle başvuruluyor?
Şu an sizinle sohbet ettiğimiz Çapa Dahiliye acil servisi mesela daha çok kanser tedavisi gören hastalarda ortaya çıkan komplikasyonlara müdahale eden servis haline dönüştü. 10 yıl önce daha çok kalp krizi, mide, besin zehirlenmeleri, başta zatürre olmak üzere infeksiyon hastalıkları, karın ağrıları gelirdi. Şimdi hastaların neredeyse tamamı kanserli hastalar.
Kanser yayılıyor, beslenme,
Küresel eğlence sektöründe dijital bilet pazarının 2020’ye kadar her yıl yüzde 20 büyümesi bekleniyor. Türkiye için yıllık büyüme beklentisi yüzde 25 düzeyinde.
Tahmini rakamlara göre Türkiye’de yılda 80 milyonun üzerinde bilet satılıyor. Bunun yaklaşık dörtte üçü sinema bileti.
Her yüz biletin 30’u satılıyor, 20’si davetiye olarak gidiyor, 50’si ise boşta kalıyor. Bilgiler Doğuş Grubu’nun eğlence sektöründeki yeni şirketi Mobilet’in Genel Müdürü Karaoğlan Taşçı’dan...
Eğlence işinde büyüyen Doğuş grubu yeni keşifler ve bilet satışı için bir erişim platformu olan Mobilet’i kurdu. Pozitif ve Doğuş Müşteri Sistemleri’nin ortaklığıyla kurulan şirketin teknik altı yapısı ve yazılımı ise Doğuş Teknoloji tarafından geliştirildi. Mobilet’in öncelikli hedefi insanlara yeni keşifler için kolay bir erişim platformu sunmak. İş hedefleri olarak bakıldığında ise ilk 12 ay içinde 1.5 milyon kullanıcıya ulaşmayı hedefliyorlar.
Transfer imkânı
İstatistikler, Türkiye’de bir kişinin genelde iki arkadaşı içinde bilet aldığını gösteriyor. Daha sonra yemek veya kahve aşamasında mutlaka bir ayarlama yapılıyordur ama durum böyle. Mobilet uygulaması ile kendinize bilet alırken arkadaşlarınız
Tatil yaklaşıyor. Önümüzde koca bir yaz var. Yaz boyunca her çocuk biraz daha büyüyecek. Fiziksel gelişmeyi zihinsel ve sosyal gelişmeyle desteklemek gerek. Giderek daha fazla ebeveyn bilgisayar ve telefon ekranına hapsolmuş çocuklar için kampların doğru adres olduğunu düşünüyor.
Yapılan bir çok araştırma çocukluğunda kampa gitmiş çocukların iş hayatında çok daha başarılı olduğunu gösteriyor. Tanımadığı yaşıtlarıyla kamp ortamında kurulan iletişim, kazanılan sosyal beceriler liderlik özelliklerini de ister istemez geliştiriyor. Çocuklar her şeyden önce iletişim kurmayı, sorun çözmeyi öğreniyor. Rusya lideri Putin, Disney’in eski CEO’su Michael Eisner mesela kamplarda yetişmiş liderlerden.
Türkiye’de artık dağcılık, yabancı dil, sanat, dans, futbol, sinema ve multi aktivite kampları gibi birçok kamp var.
Son yıllarda popülerleşmeye başlayan kampçılık türlerinden birisi de yelken kampı. Ana Yelken Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Özmen Datça’daki yelken kamplarına artan ilginin de bunu teyit ettiğini söylüyor.
Yelkende bilirkişi
Uluslararası Kamplar Birliği üyesi olan Ana Yelken yaz boyunca 7 ve 14 günlük kamplar düzenliyor.
Türkiye’de özellikle son yıllarda gerek sivil toplum örgütleri gerekse devlet tarafından engellilere yönelik pek çok proje yürütülüyor. Ama buna rağmen hâlâ pek çok engelli, hayata erişimde güçlükler çekiyor, hatta evinden hiç çıkamayan engelli vatandaşlarımız bile var.
Vestel, sosyal hayata katılamayan engellilerin yaşamdan hak ettiği payı alabilmesi için kapsamlı projeler geliştirdi. Engelli erişimine uygun ürünleri, engelli istihdamını ve engelli bireylere yönelik sosyal sorumluluk boyutunu içeren çalışmalar Erişilebilirlik Projesi adı altında toplandı. Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan’ın davetiyle gittiğimiz Manisa’daki Vestel City ziyaretinde özellikle işitme engelli çalışan sayısının çok fazla olduğu dikkatimizden kaçmadı.
WeWALK çıkıyor
Turan Erdoğan, işitme engellilere eğitim veren okulları ziyaret ederek öğrencilere ‘kapılarının açık’ olduğu bilgisini verdiklerini söyledi. Erdoğan, engellilere yönelik istihdam projesini şu sözlerle anlattı: “İşletmelerde normalde engelli istihdamı için sınır yüzde 3. Vestel City’de ise oran yüzde 5’e yaklaştı. ‘Eşit Şans’ adıyla yürüttüğümüz projenin yanı sıra down sendromlu ve zihinsel engelli gençlerimizi iş yaşamına kazandırarak
Uzun oruç saatlerinde susuzlukla baş edebilmek için iftar ve sahurda tuz tüketimi kontrol altına alınmalı. Bunun için de yemeklerde salça kullanmaktan kaçınmak gerek.
Bu ramazan günde 17 saati bulan oruç boyunca açlıktan çok susuzluk bizi zorlayacak. Uzmanlar buna çare olarak aşırı tuzdan kaçınılmasını öneriyor. Bunun için verilen formül ise ezber bozuyor: Türk yemeklerinin “vazgeçilmezi” sayılan salça kavanozunun kapağını ramazan boyunca açmamak! Aşçılar Derneği Başkanı ve Radisson Blu Hotel’in Executive Chef’i Fikret Özdemir, “Atalarımız salça kullanmıyordu. 90 yıl önce salça mutfağımızda yoktu. Çok gerekirse yemeğinizi domatesle pişirebilirsiniz” diyor.
Global tecrübe
Yurt dışı Marriot otellerinde baş aşçılığa kadar yükselmiş; Portekiz, İspanya, Almanya, Monoca mutfağında çalışan; 6 dil konuşan Özdemir 2010’da Türkiye’ye dönüş yapmış. O günden beri global tecrübesiyle Türk mutfağını öne çıkarıyor. Yakında piyasaya çıkacak kitabı ‘Kahramanmaraş’tan Lizbon’a Lezzet Yolculuğu’ adlı kitabında özgün Maraş mutfağı ve Lizbon yemeklerini anlatacak. Dünyadaki üstün lezzetleri belirleyen ve ödüllendiren The International Taste and Quality Institute (iTQi)’un jüri üyeler arasında bulunan
Dünyanın nere-sinde, hangi sosyo-ekonomik grupta olursa olsun erkekler, kadınlardan daha iyi durumda. Bütün göstergeler, bunu doğruluyor. Oysa topyekün bir kalkınma, herkesin birlikte hareket etmesiyle mümkün. Toplumun yarısını eğitimden, işten, sosyal hayattan uzak tutarak kalkınamazsınız.
Neyse ki bunun farkında olanlar var. Ve neler yapabildiklerini Koç Holding Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl’ın davetiyle katıldığımız Çanakkale bayi toplantısında gördük. Türkiye’de kadınların yüzde 68’i ortaokul mezunu bile değil. 5.6 milyon kadın hiç okuma yazma bilmiyor ya da çok az biliyor. Meslek gruplarına baktığımızda, polislerin yüzde 5’i yüksek yargı mensuplarının yüzde 14’ü, üniversite rektörlerinin yüzde 7’si, valilerinse sadece yüzde 2’si kadın. Çalışabilecek yaş aralığındaki 27 milyon kadının sadece 7.7 milyonu çalışıyor. Bu 7.7 milyon kadın çalışanın 2.3 milyonu ise aile işinde ücretsiz çalışıyor. Bu istatistikleri, Çanakkale’de, Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) Koç Holding’in ‘Ülkem İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum’ projesi için hazırladığı sunumda izliyoruz.
Şehir çalıştayları
Koç Holding, 2015 yılından bu yana sürdürdüğü projeyi, AÇEV