14 Mart'ta açılan 'Dubai International Boat Show'da, Türkiye'den Bright Well Grubu'nun patronu Alphan Manas'ın; İDO'ya da satmak istediği deniz taksilerini üreten Labranda şirketinin standındayız. Başbakan Erdoğan müjdeledi, İstanbul'a 5 milyar dolar getirecekler, Levent'e burgu kuleler dikeceklerdi. Çok tartışıldı. Tüm bu gelişmelerin aktörü, Dubai Holding'e bağlı Dubai Properties'in memleketi Dubai büyük bir şantiye görünümünde. Dünya üzerinde faaliyet gösteren vinçlerin yüzde 30'u Dubai'de mesaide. İnşaat sektörünün toplam iş hacminin 102 milyar dolar olduğu söyleniyor. Labranda, Tuzla'da ürettirdiği 5 adet deniz kurtarma botunu da Dubai'deki ortağı Palm Marine'e sattı. Manas'ın amacı, Dubai'nin ihtiyacı olan 600 adet fonksiyonel deniz aracını bu ülkede üretmek. Dubai Prensi Maktum'un şirketi 60 milyar dolar cirolu Nakhell Grubu'na bağlı Palm Marine'in CEO'su Kutsal Denizmen, Deniz Kuvvetleri'nden binbaşı rütbesi ile ayrılan ve ABD'nin mühendislikte ünlü üniversitelerinden MIT'den mezun olan iki Türk denizciden biri. Şeyh Maktum'un şirketine CEO olmuş. 350 milyon euro yatırımla, Dubai'nin 'Palmiye Adaları' olarak bilinen ünlü projesindeki 'yüzer yapıları' inşa eden şirketin
Niye geldiler, ne yapacaklar, enerji sektöründeki gelişmeler ne yönde, İslami bankacılık ile Batı sermayesi nasıl bir araya geliyor, Körfez ülkeleri artan petrol gelirlerini nasıl yönlendiriyor? Sorular, sorular... Geçen günlerde Endonezya'da başlayan rafineri yatırımı için gerekli olan 5 milyar dolarlık finansman işinde danışmanlık anlaşması imzalayan Global Union'un kurucusu Kanada ve İrlanda asıllı Jeffrey Waterous. Mart ayı başından itibaren Türkiye'de bulunan Waterous ve yöneticileriyle Bebek'teki muhteşem manzaralı ofislerinde yemek yiyoruz. Global Union, Endonezya'daki gibi enerji yatırımlarına uluslararası finansal danışmanlık yürütüyor.Enerji endüstrisinin "orta halka" ve "alt halka" sektörlerinde uzmanlaşmak amacıyla kurulan Global Union, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Güney Asya ve Güneydoğu Asya bölgelerinde mevcut ve henüz geliştirilmemiş enerji altyapı projelerine odaklı, geleneksel ve İslami finansal danışmanlık hizmeti veriyor.Waterous, 28 yıldır enerji sektörü bankacısı. 1987 yılında kurduğu Waterous Co. Şirketi 2002 yılından itibaren petrol ve gaz işlemlerinde 15 milyar dolardan fazla işlem hacmi gerçekleştirmiş. Geçen haziran ayında da Kanada'nın önde gelen
Pazar günü bu sütunlarda okuduğunuz Erbakan konusuna bugün girmeyeceğim, Evcil'den devam edeceğim...Evcil dosyasında, Emniyet ekipleri iz sürdü, 13 ayrı banka hesabında 36 trilyona "tedbir" koydu.Evcil'in, TMSF'ye çeşitli bankalardan kaynaklanan 30 milyon dolar borcu vardı. İş Bankası'ndan "Eze Zeytin" firması adına aldığı 150 milyon dolar krediyi ödememişti."Parası olmayan" Evcil'in yükselişi karşısında, Emniyet harekete geçmiş, ancak siyasiler ve bankacılar "seyirci" kalmışlardı!2002'de tahliye olan Evcil'incebinde ne kadar parası olduğu bilinemedi.MASAK, bu süreçte, Özelleştirme İdaresi'nden bölge işadamlarının satın aldığı Sivas Demir Çelik İşletmeleri'ndeki (SDÇİ) borçların kimin parasıyla ödendiğini araştırıyordu.Sivas'taki "krize" Devlet Bakanı Abdüllatif Şener müdahil oluyor ve Evcil'e "Fabrikayı taşıma" diyerek istihdam uyarısında bulunuyordu.SDÇİ'deki "Evcil" izi ortaya çıktıktan sonra, Ege Metal'daki uzantıları yazdığım sırada, Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Durmaz'ın şu sözleri aklıma takılmıştı: "Beni bankanın tahsilatı ilgilendirir." Sonunda beklediğim gelişmeler oluyor... Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), kapatılan Refah Partisi'nin genel başkanı
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eski başbakan ve kapatılan Refah Partisi'nin (RP) son genel başkanı Erbakan'ın hapis cezasını evde çekmesini sağlayan kanun teklifini, 'kamu yararı'nın gözardı edildiği gerekçesiyle veto etti. Kamu yararı, Erbakan'ın suçuna konu olan "kayıp 11 trilyon liranın" Hazine'nin kasasına girmesidir. Erbakan'ın kayıp trilyonlarının peşindeyiz... Ahmet Tayan (şimdi Ravelli gömleklerinin sahibi) tarafından kurulan Abbate gömleklerini üreten Öztay Tekstil firması, 1999 yılında eski bir maliye bürokratı ve Elif Tekstil'in sahibi Mustafa Şimşek'e satılmıştı. Bu satışı o günlerde ayrıntılarıyla yazdım. Satışta ilgi çeken yanlar vardı. Öztay Tekstil satın alınırken, aynı tarihte bir yalı da el değiştiriyordu. Kanlıca'daki Şehmuz Tatlıcı'nın yalısı bu firma tarafından satın alınıyordu.Yalıda Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın zaman zaman ikamet ettiği fotoğraflarla belgeleniyordu.Şimşek kendisine satış ile ilgili yöneltilen sorulara "Ahmet Bey ile 15 yıldır tanışıyoruz. Mali sıkıntıları baş gösterince şirketi devraldık" diyordu.Aynı günlerde yalının satın alınmasıyla ilgili olarak da Şimşek, "Yalıyı aldık ve Ahmet Bey'in ipoteğini kaldırdık. Abbate'nin
Böylesine yoğun "farkındalık" yaratan bir durum. Faizsiz bankacılık kurumlarından Kuveyt Türk'ün gönderdiği karanfillerden de ayrıca etkilendiğimi söylemeliyim. İslam motifleriyle, "evrensel" hayatın içinde yer alma biçimleri arasındaki farklılıklar, olumluya doğru gidiyor... Dün sabahın ilk mesaisini çiçekler yaptı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, kadın gazetecileri unutmadılar. Masalarımızın üzerinde mor menekşelerden kırmızı karanfillere... Kadına yönelik şiddet, Müslüman toplumlarda adeta "toplu ibadete" dönüşen örnekler (recmetmek gibi) bir yana, "erkek egemen" kültürün parçası olarak, Batı toplumlarında da sürüyor.Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) tarafından yayımlanan "Türkiye'de ve Avrupa Birliği'nde Kadının Konumu: Kazanımlar, Sorunlar, Umutlar" kitabından bazı çarpıcı sonuçları aktarmak istiyorum:Her yıl kadın kaçakçılığı kurbanı yaklaşık 500 bin kadın, Avrupa ülkelerine getiriliyor.Burada istatistiklere girmeyen bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Gazeteci Ted Fishman'ın yazdığı "Çin Inc" kitabında, Çin'de çöp tenekelerinde yeni doğmuş kız bebekleri bulan çöpçülerin ifadelerine yer veriliyor. Ayrıca yine Çin'den, her yıl ABD'de yaşayan ailelere, 50
Toprak, TMSF ile geçen yıl Toprakbank'ın 453 milyon 31 bin dolar borcunu, 12 yıla yayan bir ödeme planı üzerine anlaştı. "Artık cezamızı çektik" diyen Toprak ödemeleri bir yılda tamamlamayı düşündüğünü, yatırımları sürdüreceğini belirtiyor. Diyarbakır'a bir konfeksiyon, Urfa'ya da deterjan fabrikası kuracağını belirtiyor.Emirgân'daki yalısında TMSF'ye olan borçlarından düşülmek üzere kirada oturuyor. Doğum yeri Lice'de kurduğu tesislerin arsasını "Paramla aldım" diyen Toprak, borçları bittiği zaman doğum yeri Lice'ye bir de üniversite yaptıracağını kaydediyor. Turizmcilerle gittiğimiz Sarıkamış'ın 5 yıldızlı oteli Toprak Oteli'ndeyiz. Sahibi Halis Toprak eşi Özlem Hanım ve işadamı dostları Kadir Eriş, Hüseyin Bayraktar ile hafta sonu geçiriyor. Yollar kesişince, Toprak da bizi akşam yemeğe davet ediyor, "başına gelenleri" anlatıyor. Masada Özal'a çok yakın isimler vardı. Malatyalı komşusu ve yakın dostu Kadir Eriş gibi, başbakanlığı döneminde ANAP İstanbul İl Başkanlığı'nı yapan Conrad Oteli'nin sahibi Erol Aksoy da bulunuyordu. Toprak, Özal'ın kendisini "yatırımcı" olarak görevlendirdiği süreci anlattı. Özal ile yapılan Japonya seyahatini ve Özal'ın "Senin adına toprak sanayi
Varlıer, yabancı tur operatörlerinin yaz sezonu rezervasyonlarında yüzde 30'a kadar düşmesi karşısında, "İç turizmde fiyatları yüzde 40 oranında indirebiliriz" diyen acenteleri "gerçekçi" bulmadığını şu sözlerle anlatıyor:"Oteller yabancı tur operatörlerine, aylar öncesinden toplu satışlar yapıyorlar. Operatör otelin riskini azaltıyor. Yerli müşteri ise bir hafta önce nereye gideceğine karar veriyor. İç turizmde fiyatların düşmesi için okul tatillerinin yörelere göre farklı tarihlerde olmasını istiyoruz. Böylelikle sezon uzar ve düşük sezonlardaki fiyatlardan yararlanılır. Ayrıca Türkiye'de gelir düzeyi düşük. Bu kesimden fark yaratacak bir talep gelmez. Gerçekçi olursak, fiyatlar yüzde 25'in altında geri çekilemez."İç turizmin, yurtdışı tatillerine rakip olabilmesi için bir başka öneri de bankacılık kesiminin "tatil kredisi" vermesi... Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanı Oktay Varlıer ve dernek üyesi yatırımcılarla Sarıkamış'ta bu sezon hizmete giren Toprak Otel'de sektörü tartışıyoruz. Başbakan Erdoğan ve Turizm Bakanı Atilla Koç'la turizmciler 15 Mart'ta sektör sorunlarını tartışacak. Varlıer'e "Durum bu kadar ciddi mi?" diyorum, anlatıyor:"YTL 2 yıldır değer kazandı,
Çırağan'da düzenlenen bir yemekte; ikisi erkek, ikisi kız dört kardeş, babaları ve grubun 30 yıllık emektarı, basından bir gruba Gülaylar'ı ve yeni yatırımlarını anlattılar.Şirket, Türkiye'de 500 büyük sanayi kuruluşu içinde 135. sırada. Bundan 17 yıl önce Marmaris'te 5 yıldızlı Elegance Hotels ile turizm sektörüne yatırım yapmışlar. Son yıllarda gayrimenkul yatırım ortaklığı portföyüne ağırlık veriyorlar.Bundan 60 yıl önce "kuyum" işiyle iş dünyasına atılan Gülaylar'ın Yönetim Kurulu Başkanı Hurşit Şen, altın ve mücevher pazarının yüzde 10'unu oluşturduklarını anlatıyor. 40'dan fazla ülkeye, yılda 30 milyon dolar tutarında altın takı ihracatı gerçekleştiriyorlar."Gülaylar Altın" dışında; "Diamond Line", "Gülaylar Gold", "Elite Gold" ve "Titanio" markaları bulunuyor. Bunlardan Elite Gold, 7 yıldır ABD'de bulunuyor.Çin'de üretim yapıyorlar.Son yıllarda altıncıların ortak öyküleri böyle... Yurtdışına dükkân veya şirket açıp ihracat yapıyorlar. Çin'i üretim üssü olarak görüyorlar. Gayrimenkul yatırımlarına yöneliyorlar.Başbakan'ın yakın dostu Atasay Kuyumculuk'un sahibi Cihan Kamer de geçen yıl Çin'de bir üretim tesisi kurmuştu. Turizm yatırımlarıyla da ilgilenen Goldaş, yurtdışı