Ağrı
Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran, Van uçağına biner binmez yolcular arasında bir dalgalanma oluyor; kimisi yanına kadar gelip imza alıyor, kimisi resim çektiriyor. Nefes almanın bile mücadele alanı olduğu bu topraklara ünlü biri geliyorsa, o gün memlekette tören var demektir.
Yanılmıyorlar; Doğubayazıt’ta müteahhit Erol Üçer’in Milliyet’in “Baba Beni Okula Gönder” kampanyası çerçevesinde yaptırdığı Ali Lütfullah Kız Öğrenci Yurdu’nun yanına, Saran da “sarı-lacivert“ bir spor salonunu yaptırdı. Saran, küçük kızı Lal ve Doğan Gazetecilik İcra Kurulu Başkanı Tijen Mergen ile birlikte açılışa gidiyoruz. Spordan sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Saran’ı yalnız bırakmıyor. Dün aynı yolu İbrahim Çeçen’in Ağrı’daki üniversitesinin açılışı için Başbakan Erdoğan yaptı.
O yavruların eli!
TÜSİAD’ın son Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında kopan fırtınanın sessizce geçiştirilmesi mümkün değildi ve öyle de oldu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın, Doğan grubuna yönelik haksız vergi cezaları sitemiyle başlayıp, Ali Koç’un desteğiyle alevlenen tartışmalar, derneğin etkinliğini yeniden gündeme taşıdı.
Üyelerinin de sıkça dile getirdiği gibi; TÜSİAD’ın maraton koşusunda yönetim kurulu başkanlarına tüzüğün öngördüğü şekilde, 2 artı 2 yıllık dönemden oluşan 4 yıllık süre çok, 2 yıl da az geliyordu.
O nedenle son 9 yıldır Tuncay Özilhan ve Ömer Sabancı ile başlayan ve Yalçındağ’ın “İstifa ediyorum” açıklamasıyla devam eden 3 yıl başkanlık yapma iradesi, teamüle işaret ediyordu. Dün yapılan TÜSİAD Başkanlar Konseyi toplantısında, bu teamülün bir tüzük değişikliği ile resmiyet kazanması önerisi istişare edildi.
Toplantı sonrası TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç bir basın açıklaması yaparak, “TÜSİAD bünyesinde yer alan yönetim organlarının, mevcut uygulamanın devamı olarak, 2 yıllığına göreve seçilmelerine yönelik bir eğilim belirlendi“ dedi.
Koç aynı açıklamasında, TÜSİAD’da değişikliğe konu olan maddenin “Başkanlar Konseyi yapısının tüzüğe
Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecinin ancak şirketlerle sürdürebileceği gerçeği, “Bizans’tan İstanbul’a” sergisinin açılışı için gittiğimiz Paris’te, en az Eyfel Kulesi’nin kırmızı-beyaz ışıkları kadar net yansıyordu.
Sergisinin açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy yapmıştı.
Organizasyona, İKSV ve İstanbul 2010 Avrupa Başkenti Ajansı’nın üstlendiği bürok-ratik işlemler sırasında yaşadığı sıkıntıların gölgesi vuruyordu.
Gül Paris’te basın mensuplarıyla biraraya geldiğinde; Fransa’nın Türkiye’nin AB üyeliğine koyduğu çekincelerin, iki ülke ilişkilerinin bütün alanlarına tahvil edilemeyeceğini vurguluyor, gerginlik söylemlerini bertaraf etmeye çalışıyordu.
Gül’ün bu tavrının nedeni açıktı; sergi açılışı ile aynı tarihlere denk getirilen TOBB ve TÜSİAD’ın, Fransız iş dünyasını örgütü MEDEF ile yaptığı “iş toplantıları” oldukça başarılı geçmişti..
Fransız iş dünyası, gelişmekte olan pazarların başında Türkiye’yi görüyor ve yatırım olanaklarının geliştirilmesi için kolları sıvıyordu.
İki ülke ilişkilerinin kaldıracının, nükleer enerji ve Gaz de France’a Türkiye’nin vereceği Nabucco vizesi olacağı yüksek sesle dile getiriliyordu.
Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın istifasıyla boşalacak TÜSİAD yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna kimin oturacağı 19 Ekim’de yapılacak Başkanlar Konseyi’nde ele alınacak
TÜSİAD yönetim kurulu başkanlığından 19 Ocak’ta yapılacak genel kurulda ayrılacağını açıklayan Arzuhan Doğan Yalçındağ’dan boşalan koltuğa kim oturacak?
Bu soruya TÜSİAD teamülleriyle yanıt verenlerin üzerinde anlaştıkları tek isim var: Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk.
Şahenk’in yakın iş çevresindeki dostlarına “İstemem” dediği konuşuluyor. Ne var ki dün Doğuş Holding’in web sayfasında yer alan “Haberler” sütunu dikkat çekiciydi.
Holding, önceki gün medyaya yansıyan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ümit Boyner ve Şahenk’in fotoğraflarıyla verilen “TÜSİAD başkanı kim olacak?” yazısına itibar etmiş.
Buradan da Şahenk’in TÜSİAD’ın başkanlığı kulislerinde adının geçmesinden çok da rahatsız olmadığı izlenimini almak zorlama olmayacak.
İş çevreleri, Türkiye ekonomisinin en büyük kurumlarının başındaki 578 patronu temsil eden Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) yeni başkanı kim olacak sorusuna yanıt arıyor.
Dün “gong” çaldı! Hürriyet ve Referans gazeteleri yazarı Erdal Sağlam, Kayseri’deki bir toplantı sırasında TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın “Görevi ocak ayındaki genel kurulda bırakıyorum” sözlerine yer verince, derin kulis harekete geçti.
Doğan grubunda patronlar katının üyesi de olan Yalçındağ, TÜSİAD başkanlığı şapkasını 4 yılın bitmesini beklemeden çıkarıyor, işine dönüyor.
Bir başka ifadeyle, Yalçındağ, 19-20 Ocak 2010 tarihinde yapılacak TÜSİAD Genel Kurulu’na kadar görevinin başında olacak.
Paris’teki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Gül gazetecilerle yaptığı sohbette, Sarkozy ile görüşmesinde nükleer enerji başta olmak üzere terör, Kafkaslar ve Orta Asya’da bölgesel işbirliği konularını konuştuğunu söyledi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül , “Türk Mevsimi ” günleri çerçevesinde düzenlenen “tek ve en etkili etkinlik” olarak Paris’in ünlü sergi salonu Grand Palais’te düzenlenen “Bizans’tan İstanbul’a: İki Kıtanın Limanı” sergisinin açılışı için geldiği Fransa’da, iki ülke arasındaki ilişkileri AB gölgesinden arındıracak adımları destekledi.
Abdullah Gül, Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy’e Türkiye’nin AB’nin yeni üyesi olmadığını hatırlattığını vurgulayarak, “Avrupa’nın içinde yaşadığı kargaşanın farkındayım. Farklı düşünceler olabilir. Sarkozy de ben de görüşlerimizi açık açık söyledik. Sevindirici olan, duymak istemediğimiz cümleler kullanılmadı ” dedi.
Türkiye ile Fransa’nın nükleer enerji başta olmak üzere terör ve Kafkaslar’da, Orta Asya’da bölgesel işbirliklerinin gündeme geldiğine işaret eden Gül, Sarkozy’nin Türkiye ile ilgili övgü dolu sözlerini de yineledi.
Gül, Paris’teki resmi temaslarını tamamladıktan sonra Türkiye’den gelen gazetecilerle Ritz
Abbate markasıyla 2000’lerin başında Türkiye’nin en büyük gömlek üretim kapasitesine ulaşan Öztay Tekstil, 28 Eylül’de Bilecik İcra Müdürlüğü’nde ikinci kez satışa çıkarıldı ve tek alıcı olarak 11 milyon lira teklifle Halkbank’a geçti.
Öztay, Abbate, Triton ve Mercek Holding’in yönetim kurulu başkanları; kapatılan RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın yeğenleri Mahmut Rauf Çataklı, Hüseyin Yavuz Erbakan’dı.
Öztay’ın çöküşü, Erbakan Hoca’nın Çankaya’dan af kararını beklediği günlerde, Akçay’daki yazlığında Abbate operasyonuna soyunmasıyla birlikte başladı.
Abramoviç teklif verdi
“Evrakta sahtecilik“ suçundan 2 yıl 4 ay ev hapsi cezası alan Erbakan Hoca, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den “af“ beklediği günlerde, Mercek Holding’in başındaki yeğenlerinden hisseleri istiyordu.
Hoca, siyasete hazırladığı damadı Mehmet Altınöz ve oğlu Fatih Erbakan’a, ekonomik ilişkileri iç içe geçen Mercek Holding yükünden kurtarıp, temiz bir sayfa açmaya kararlıydı.
Bundan tam 10 yıl önce Abbate’nin kurucusu Ahmet Tayan, hisselerini 57 milyon dolara (yaklaşık 85 milyon lira) kapatılan RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın yakın çalışma arkadaşları Mustafa Şimşek, Hayrettin Gümüşkaya ile Refahyol hükümeti döneminde Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve BDDK İkinci Başkanı olan Ahmet Şirin’e devretmişti.
Geçtiğimiz gün Halkbank, Abbate’nin sahibi Öztay Tekstil’in 12 milyon TL kredi borcuna karşılık, Bilecik’teki fabrikasını 10.9 milyon TL’ye satın aldı.
İcra yoluyla yapılan satışa, Halkbank’tan başka kimse katılmadı.
Mercek Holding’e geçti
Öztay Tekstil’in ilk sahipleri ile son sahipleri arasında yapılan hisse devirleri Erbakan ailesinin öyküsünü de içinde taşıyor.
Bu konuda 1999 yılından beri en az 7-8 yazı yazdım. Ayrıntıları bu yazılardan takip edebilirsiniz.